NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

YARDIMLAŞMA PAYLAŞMADIR

Zor günlerden geçiyoruz. Bu koronovirüs denilen afet insanlığın üzerine görünmez bir bela gibi çökmüştür. Zevk, sefa, aşırı mal para tutkusu, şimdi her şey unutuldu. Can derdine düşüldü. Sağlığın ne kadar önemli olduğu anlaşıldı. Kibirden, gururdan geçilmeyen, kendilerini birer yarı tanrı gibi algılayan zavallı insanoğlu kızı bunun böyle olmadığını umarız anlamış olur. Tıpkı bir Türk şairin bir şiirinde “geç fark ettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar ateş yakarmış” dediği gibi olsun. Yani ders alınmalı. Ders almalıyız. Artık yeter demek zamanı geldi. Haddimizi bilelim, diyelim. Kutsal kitabımız Kuranın bir süresinde insan ” kirli bir balçıktan yaratıldı” ayetini yorumlayan alimlerin dediği gibi evveli toprak ahiri (sonu) gene bir avuç topraktır insan. İçinizi karatmak elbette istemem. Aksine moral değerlerine, umuda ve iyimserliğe her zamankinden fazla ihtiyacımız olmalı. İçimden geldiğini söylersem, bu kapitalist anamalcı sözde uygarlığın zalim materyalist tahribatını gördükten sonra aldatmadan sömürmeden ciddi bir şekilde dine yönelmeliyiz, diye düşünüyorum. Çünkü dini ilkeller maddeci kapitalist anlayışa karşıdır. Sonuçta yardımlaşmayı ahlakı önemser. Bu nedenle umutlu olmalıyız. Allah dostu Hacı Bektaşi Veli “ya hu bu da geçer” der. İşte şimdi böylesi zor zamanlarda sevgiye, saygıya, en önemlisi maddi manevi yardıma her zamankinden fazla ihtiyacımız var. Empati yapmaya ihtiyacımız var. Ama ne yazık ve acı ki bu belayı musibetten herkesin yeterli dersi almadığı görülüyor. Kast ettiğim bir tek basit küçük hesaplarla mal stoku yapan veya hırsızlık yapanlar değildir. Asıl insanı üzen ve düşündüren hele böylesi bir zor zamanda birlik olacağımıza, medyaya yansıyan haberlere göre CHP belediyelerinin ihtiyaç sahibi yoksul halka verecekleri yardımların iktidar tarafından engellenmesi, olacak bir şey değildir. Olması gereken kim yaparsa yapsın yardımların engellenmesi değil, teşvik edilmesi gerekir. Özelikle en tuhaf olan ise CHP Mersin belediyesinin yoksul halka bedava ekmek verilmesinin engellenmesi kararının verilmiş olmasını, akıl, vicdan kabul etmez. İnsanı hayrete düşüren, düşündüren, bu zor zamanda bile siyasilerin hala ileriye dönük politik ve ekonomik hesap yapmaları, ötekileştirme politikası izlemeleridir. Değerli okurlar oysa bu afetin bizlere çok şey öğretmesi gerekir. Yine tekrar edeceğim. Bu maddeci emperyalist kapitalist uygarlık sanırım birçok insan tarafından ne olduğu anlaşılmıştır. Güya medeniyet denilen batı ülkelerinde örneğin İngiltere’de hele hümanist denilen İsveç’te yaşlı insanlar bilinçli bir şekilde ölüme terk edilmiştir. Bir de bu dönemde bir şey daha net ve somut bir şekilde anlaşıldı. Maddeci batı düşüncesi hayranlığının doğru olmadığını kendi adıma bir özeleştiri olarak itiraf etmek isterim. Farklı olarak Ortadoğu İslam kültürünün kendine özgü demokratik bir yapısının olduğu anlaşılmış olmalı. Hemen konumuzla ilgili bir örnek verirsem, geleneksel doğu kültüründe yardımlaşma, akrabalık ve komşuluk ilişkilerinin maddi ve manevi olarak esas teşkil etmesidir. Ayrıca bu kültürde yaşlı insanların bir değerinin ve saygınlığının olmasıdır. Bundan dolayı batı Avrupa ateist kültürü bir bakıma iflas etmiş gibidir. Gerçek insani, manevi bir özle kendilerini yeniden yapılandırmaları gerekir. Olumsuz somut durumları ortadır. Sonuç olarak kim nasıl anlarsa anlasın çıkara, aldatmaya dayalı olmayan samimi bir din duygu ve inancının insanlığa en azından moral değerleri olarak ihtiyacı olduğu aşikardır. Tıpkı Ünlü Rus yazarı Dostoveski’nin bundan yaklaşık 150 yıl evvel “tanrı olmazsa dahi insanın bir tanrı yaratması gerekir” dediği gibi, kısaca tanrısız maneviyatsız olmuyor diye düşünüyorum. Tüm kutsal dinler ve kitapları ahlakın ve paylaşmanın ne kadar önemli ve gerekli olduğunu belirtirler. Kuranın birçok ayetinde inanlara ihtiyacınızdan fazlasını infak edin dağıtın denilmekte. Yine bir hadiste “komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir” denir. Hazreti İsa’ya indirilen İncil’de “malının yarısını yoksullara dağıtın” iki gömleği olanın bir gömleğini başkasına vermesi emri vardır. Yardımlaşma, paylaşma bir erdemdir fazilettir denilebilir.
Ekleme Tarihi: 20 Nisan 2020 - Pazartesi

YARDIMLAŞMA PAYLAŞMADIR

Zor günlerden geçiyoruz. Bu koronovirüs denilen afet insanlığın üzerine görünmez bir bela gibi çökmüştür. Zevk, sefa, aşırı mal para tutkusu, şimdi her şey unutuldu. Can derdine düşüldü. Sağlığın ne kadar önemli olduğu anlaşıldı. Kibirden, gururdan geçilmeyen, kendilerini birer yarı tanrı gibi algılayan zavallı insanoğlu kızı bunun böyle olmadığını umarız anlamış olur. Tıpkı bir Türk şairin bir şiirinde “geç fark ettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar ateş yakarmış” dediği gibi olsun. Yani ders alınmalı. Ders almalıyız. Artık yeter demek zamanı geldi. Haddimizi bilelim, diyelim. Kutsal kitabımız Kuranın bir süresinde insan ” kirli bir balçıktan yaratıldı” ayetini yorumlayan alimlerin dediği gibi evveli toprak ahiri (sonu) gene bir avuç topraktır insan. İçinizi karatmak elbette istemem. Aksine moral değerlerine, umuda ve iyimserliğe her zamankinden fazla ihtiyacımız olmalı. İçimden geldiğini söylersem, bu kapitalist anamalcı sözde uygarlığın zalim materyalist tahribatını gördükten sonra aldatmadan sömürmeden ciddi bir şekilde dine yönelmeliyiz, diye düşünüyorum. Çünkü dini ilkeller maddeci kapitalist anlayışa karşıdır. Sonuçta yardımlaşmayı ahlakı önemser. Bu nedenle umutlu olmalıyız. Allah dostu Hacı Bektaşi Veli “ya hu bu da geçer” der. İşte şimdi böylesi zor zamanlarda sevgiye, saygıya, en önemlisi maddi manevi yardıma her zamankinden fazla ihtiyacımız var. Empati yapmaya ihtiyacımız var. Ama ne yazık ve acı ki bu belayı musibetten herkesin yeterli dersi almadığı görülüyor. Kast ettiğim bir tek basit küçük hesaplarla mal stoku yapan veya hırsızlık yapanlar değildir. Asıl insanı üzen ve düşündüren hele böylesi bir zor zamanda birlik olacağımıza, medyaya yansıyan haberlere göre CHP belediyelerinin ihtiyaç sahibi yoksul halka verecekleri yardımların iktidar tarafından engellenmesi, olacak bir şey değildir. Olması gereken kim yaparsa yapsın yardımların engellenmesi değil, teşvik edilmesi gerekir. Özelikle en tuhaf olan ise

CHP Mersin belediyesinin yoksul halka bedava ekmek verilmesinin engellenmesi kararının verilmiş olmasını, akıl, vicdan kabul etmez. İnsanı hayrete düşüren, düşündüren, bu zor zamanda bile siyasilerin hala ileriye dönük politik ve ekonomik hesap yapmaları, ötekileştirme politikası izlemeleridir. Değerli okurlar oysa bu afetin bizlere çok şey öğretmesi gerekir. Yine tekrar edeceğim. Bu maddeci emperyalist kapitalist uygarlık sanırım birçok insan tarafından ne olduğu anlaşılmıştır. Güya medeniyet denilen batı ülkelerinde örneğin İngiltere’de hele hümanist denilen İsveç’te yaşlı insanlar bilinçli bir şekilde ölüme terk edilmiştir. Bir de bu dönemde bir şey daha net ve somut bir şekilde anlaşıldı. Maddeci batı düşüncesi hayranlığının doğru olmadığını kendi adıma bir özeleştiri olarak itiraf etmek isterim. Farklı olarak Ortadoğu İslam kültürünün kendine özgü demokratik bir yapısının olduğu anlaşılmış olmalı. Hemen konumuzla ilgili bir örnek verirsem, geleneksel doğu kültüründe yardımlaşma, akrabalık ve komşuluk ilişkilerinin maddi ve manevi olarak esas teşkil etmesidir. Ayrıca bu kültürde yaşlı insanların bir değerinin ve saygınlığının olmasıdır. Bundan dolayı batı Avrupa ateist kültürü bir bakıma iflas etmiş gibidir. Gerçek insani, manevi bir özle kendilerini yeniden yapılandırmaları gerekir. Olumsuz somut durumları ortadır. Sonuç olarak kim nasıl anlarsa anlasın çıkara, aldatmaya dayalı olmayan samimi bir din duygu ve inancının insanlığa en azından moral değerleri olarak ihtiyacı olduğu aşikardır. Tıpkı Ünlü Rus yazarı Dostoveski’nin bundan yaklaşık 150 yıl evvel “tanrı olmazsa dahi insanın bir tanrı yaratması gerekir” dediği gibi, kısaca tanrısız maneviyatsız olmuyor diye düşünüyorum. Tüm kutsal dinler ve kitapları ahlakın ve paylaşmanın ne kadar önemli ve gerekli olduğunu belirtirler. Kuranın birçok ayetinde inanlara ihtiyacınızdan fazlasını infak edin dağıtın denilmekte. Yine bir hadiste “komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir” denir. Hazreti İsa’ya indirilen İncil’de “malının yarısını yoksullara dağıtın” iki gömleği olanın bir

gömleğini başkasına vermesi emri vardır. Yardımlaşma, paylaşma bir erdemdir fazilettir denilebilir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.