NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

YAĞMUR DUASI

Uzun bir süre yağmur yağmadığı zaman,  yağmur yağması için dua edilir. Dua camilerde, kapalı yerlerde yapıldığı gibi, şehrin veya herhangi bir yerleşim yerinin dışında açık alanlarda yapılır. Memleketimiz Şanlıurfa bu yıl yani 2025 te tarihin en kurak, yağışsız bir yılını geçiriyor. Bu yazının yazıldığı Kasım ayının ilk haftasında yağış henüz yoktur. Son yıllarda Türkiye'de genelde yağış miktarı epey azalmıştır. Bu durumun somut kanıtı ülkede birçok göl, ve Nasrattin Hocanın ünlü Akşehir gölü de kurumuştur.Trajik bir durumdur bu. Dünyada  yaygın bir kuraklık var mıdır bilemiyorum. Bildiğim, herhalde Urfa Türkiye'nin en az yağış alan bir ilidir. İstastiki bilgiler bunu kanıtlıyor. Urfa tarihte, bazı dönemlerde kuraklığı çok yaşamış bir kenttir. Yağmur yağmaz olunca, hertürlü tarım ürünleri, sebze meyve olmayınca, insanlar açlıktan kitleler halinde ölmüşlerdir. Tarihi bilgilere göre insanlar sokaklarda yürürken, gıdasızlıktan düşüp öldükleri olurmuş. Urfa talihsiz bir şehirdir. Kuraklığın olmadığı yağmurun, dolaysıyla mahsulün   çok beklendiği yıllarda, bu defa çekirge sürülerinin baskınına uğrar, tarım ürünleri meyveler telef olur. Bundan dolayı da ürünler yok olur, açlık çekilirmiş. Çekirgeler daha yakın bir tarihe kadar bazen o kadar çok olurmuş ki gökyüzünü kara bulut gibi kaplar, yollarda yürürlerken insanların yüzleri çekirgelerle dolar, oralardan kaçar, evlerine sığınırlar. Yağmur yağmayınca suyun, hele içme suyunun ne kadar hayati ne kadar kıymetli olduğunun anlaşılması gerekir. Zira Fırat suyu şehrimize gelmeden önce, köylerde, kırsal yerlerde, insanlar bir bardak suya hasret kalırlardı. Bir devlet kurumu olan yol su elektrik YSE tarafından kırsal kesimlere sıra beklendikten sonra tankerlerle ancak su götürülürdü.  Eğer şimdi şehrimiz Urfa'da böyle önemli bir su sorunu yoksa fırat suyunun şehrimiz Urfa'ya getirilmiş olmasıdır. Bu vesileyle Fırat nehri üzerine baraj yapması için proje yapan, devletin maddi kaynaklarını aktaran, dönemin yöneticilerini, çalısanları şükranla anmak gerekir.  Şimdi Şanlıurfa yine tarihin en kurak yağışsız bir yılını yaşıyor. Yeterli mahsul alınmadı. Şehrin önemli bir gelir kaynağı olan, fıstık ağaçları, zeytin ağaçları gerekli ürünleri yağîş olmayışı nedeniyle veremedi. İşimiz bu anlamda Allah'a kalmış bir vaziyette.  Ufukta yağmur duasına çıkma görünüyor. Geçmişte ve şimdi böyle yağmur yağmadığı zaman, vicdan merhamet, yardımlaşma kalmamış denilir. Yağmur halk arasında rahmet demektir. Rahmet yağmiyor denilir.  Urfa'da yağmur yağmadığı yıllarda, Hazreti Eyyüp peygamberin çile çektiği mağaranın bulunduğu bölgede şimdiki gibi yerleşim yerleri olan evler yoktu. Düz geniş bir alandı. Şehir halkı buraya gelir hocalar, hafizlar eşliğinde yağmur duasına çıkılırdı. Zaten eski dönemlerde Urfa küçük bir şehirdir. Şimdi Eyyübiye denilen mahalleye yakın bir kaç mahalleden oluşurdu. Hatırda kalan bir yağmur duası tahmini bundan  65-70 yıl evvel olur. Urfa yine tarihin en kurak yağışsız bir yılını yaşar. Yağmur duasına çıkılır. Yağmur duasına herzaman olduğu gibi yine Eyyüp peygamberin düzlüğünde çıkılır, büyük bir kalabalık toplanır.  Tahmini ikindi namazından sonra devrin evliyası olarak kabul edilen Buluntu lakaplı Abdurahman hoca eşliğinde cemaatin çoğunun ağladığı büyük bir dua yapılır. Herkes bir korku içindedir.  Cemaatin önünde Kur'an ayetleri okuyan Buluntu hoca, aniden küçük bir çoçuğu havaya kaldırırarak, ağlamaklı bir sesle ya rabbi biz günahkar kullarına acımıyorsan, bu günahsız çocuk hürmetine yağmur ver diye çok içli bir sesle duada bulunur. Dua öncesi havada bulut yok, yağmur beklenmiyordu. Bu canhıraş duadan sonra, çok geçmeden,  olağanüstü bir olay yaşanır. Gökyüzünü yağmur bulutları kaplar, heryer karanlık olur. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başlar. Herkes dehşet içerisinde kalmıştır. Kıyamet kopacak zannedilir.  İnsanlar şiddetli yağmur içerisinde evlerine doğru kaçmaya başlar. Evlerine zor yetişirler. Bu olay bir gerçektir. Öyle mitoloji veya efsane değildir. Masal gibi bir şehir toplumunda masal gibi bir gün yaşanır.  O yıl devam eden yağmurlarla iyi mahsul elde edilir. Açlık sorunu olmaz.
Ekleme Tarihi: 04 Kasım 2025 -Salı

YAĞMUR DUASI

Uzun bir süre yağmur yağmadığı zaman,  yağmur yağması için dua edilir. Dua camilerde, kapalı yerlerde yapıldığı gibi, şehrin veya herhangi bir yerleşim yerinin dışında açık alanlarda yapılır.
Memleketimiz Şanlıurfa bu yıl yani 2025 te tarihin en kurak, yağışsız bir yılını geçiriyor. Bu yazının yazıldığı Kasım ayının ilk haftasında yağış henüz yoktur. Son yıllarda Türkiye'de genelde yağış miktarı epey azalmıştır. Bu durumun somut kanıtı ülkede birçok göl, ve Nasrattin Hocanın ünlü Akşehir gölü de kurumuştur.Trajik bir durumdur bu.
Dünyada  yaygın bir kuraklık var mıdır bilemiyorum.
Bildiğim, herhalde Urfa Türkiye'nin en az yağış alan bir ilidir. İstastiki bilgiler bunu kanıtlıyor.
Urfa tarihte, bazı dönemlerde kuraklığı çok yaşamış bir kenttir. Yağmur yağmaz olunca, hertürlü tarım ürünleri, sebze meyve olmayınca, insanlar açlıktan kitleler halinde ölmüşlerdir.
Tarihi bilgilere göre insanlar sokaklarda yürürken, gıdasızlıktan düşüp öldükleri olurmuş.
Urfa talihsiz bir şehirdir. Kuraklığın olmadığı yağmurun, dolaysıyla mahsulün   çok beklendiği yıllarda, bu defa çekirge sürülerinin baskınına uğrar, tarım ürünleri meyveler telef olur. Bundan dolayı da ürünler yok olur, açlık çekilirmiş.
Çekirgeler daha yakın bir tarihe kadar bazen o kadar çok olurmuş ki gökyüzünü kara bulut gibi kaplar, yollarda yürürlerken insanların yüzleri çekirgelerle dolar, oralardan kaçar, evlerine sığınırlar.
Yağmur yağmayınca suyun, hele içme suyunun ne kadar hayati ne kadar kıymetli olduğunun anlaşılması gerekir. Zira Fırat suyu şehrimize gelmeden önce, köylerde, kırsal yerlerde, insanlar bir bardak suya hasret kalırlardı. Bir devlet kurumu olan yol su elektrik YSE tarafından kırsal kesimlere sıra beklendikten sonra tankerlerle ancak su götürülürdü. 
Eğer şimdi şehrimiz Urfa'da böyle önemli bir su sorunu yoksa fırat suyunun şehrimiz Urfa'ya getirilmiş olmasıdır.
Bu vesileyle Fırat nehri üzerine baraj yapması için proje yapan, devletin maddi kaynaklarını aktaran, dönemin yöneticilerini, çalısanları şükranla anmak gerekir. 
Şimdi Şanlıurfa yine tarihin en kurak yağışsız bir yılını yaşıyor. Yeterli mahsul alınmadı. Şehrin önemli bir gelir kaynağı olan, fıstık ağaçları, zeytin ağaçları gerekli ürünleri yağîş olmayışı nedeniyle veremedi.
İşimiz bu anlamda Allah'a kalmış bir vaziyette. 
Ufukta yağmur duasına çıkma görünüyor.
Geçmişte ve şimdi böyle yağmur yağmadığı zaman, vicdan merhamet, yardımlaşma kalmamış denilir. Yağmur halk arasında rahmet demektir. Rahmet yağmiyor denilir.
 Urfa'da yağmur yağmadığı yıllarda, Hazreti Eyyüp peygamberin çile çektiği mağaranın bulunduğu bölgede şimdiki gibi yerleşim yerleri olan evler yoktu. Düz geniş bir alandı. Şehir halkı buraya gelir hocalar, hafizlar eşliğinde yağmur duasına çıkılırdı. Zaten eski dönemlerde Urfa küçük bir şehirdir. Şimdi Eyyübiye denilen mahalleye yakın bir kaç mahalleden oluşurdu.
Hatırda kalan bir yağmur duası tahmini bundan  65-70 yıl evvel olur. Urfa yine tarihin en kurak yağışsız bir yılını yaşar. Yağmur duasına çıkılır.
Yağmur duasına herzaman olduğu gibi yine Eyyüp peygamberin düzlüğünde çıkılır, büyük bir kalabalık toplanır. 
Tahmini ikindi namazından sonra devrin evliyası olarak kabul edilen Buluntu lakaplı Abdurahman hoca eşliğinde cemaatin çoğunun ağladığı büyük bir dua yapılır. Herkes bir korku içindedir. 
Cemaatin önünde Kur'an ayetleri okuyan Buluntu hoca, aniden küçük bir çoçuğu havaya kaldırırarak, ağlamaklı bir sesle ya rabbi biz günahkar kullarına acımıyorsan, bu günahsız çocuk hürmetine yağmur ver diye çok içli bir sesle duada bulunur. Dua öncesi havada bulut yok, yağmur beklenmiyordu. Bu canhıraş duadan sonra, çok geçmeden,  olağanüstü bir olay yaşanır. Gökyüzünü yağmur bulutları kaplar, heryer karanlık olur. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başlar. Herkes dehşet içerisinde kalmıştır. Kıyamet kopacak zannedilir. 
İnsanlar şiddetli yağmur içerisinde evlerine doğru kaçmaya başlar. Evlerine zor yetişirler. Bu olay bir gerçektir. Öyle mitoloji veya efsane değildir. Masal gibi bir şehir toplumunda masal gibi bir gün yaşanır. 
O yıl devam eden yağmurlarla iyi mahsul elde edilir. Açlık sorunu olmaz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.