Heyeti tahriri şam HTŞ Suriye geçici hükümeti, Afrin ve kendilerine bağlı Kürt yerleşim yerlerinde Kürtçe eğitimi yasakladı.
Ahmet El Şara Colani yönetimi şimdiye kadar sergiledikleri tutumla Suriye halklarına güven vermedikleri gibi, endişe kaynağı oluyor.
Aleviler ve Dürzilere yönelik saldırılar bunun somut, belirgin bir örneğidir. Kuzey doğu Suriye Kürt güçleriyle 10 martta Şam'da yaptıkları 20 maddelik antlaşma hala yürürlüğe girmemiştir. Bunda elbette tek tarafı suçlamak, anlaşmaya uymuyor demek doğru değildir. Üst satırlarda belirttiğimiz üzere Şara hükümetinin Kürtçe eğitimi yasaklaması, niyetlerini ortaya koyma bakımından anlaşmada samimi olmadıklarının somut olarak ihlalidir denilebilir.
Ancak Suriye demokratik güçleri SDG olarak bilinen Kürt ağırlıklı silahlı grupların da 10 mart anlaşmasına uyduğu pek söylenemez. Aslında şimdiye kadar yapılan antlaşmanın yürürlüğe girmemesinin en önemli nedeni sünni mezhebi dışında kalan mezheplere yapılan saldırıların Kürt güçleri üzerinde bir tedirginlik yarattığı görülüyor. Bunun halkta İŞİD benzeri bir oluşum olma algı ve ihtimalini güçlendiriyor.
Sonuç olarak cihadçı el Nusra örgütünden kopmuş HTŞ sonradan daha ılımlı bir çizgi izlese bile birçok farklı cihatçı, vahşice kafa kesen, kan dökücü, grupları içlerinde barındırdıkları da da bir gerçektir.
Bundan dolayı Suriye'de hala bir bütünlük sağlanmış değildir. Alevi Esat rejimi, Arap milliyetçi baas zihniyetiyle bir diktatörlük kurmuş halka zulüm ediyordu.
Suriye tarihsel olarak ve günümüzde çok kimlikli etnik ve dini grupların yaşadıkları bir ülkedir. Böylesi toplumlarda tek dini, mezhepçi, tek etnik bir politika izlemek doğru olmaz ve ülkenin bütünlüğü sağlanamaz. Esat rejiminin başka bir türevi olmuş olur. Kimseyi dini ve etnik inancından milli kimliğinden dolayı ayırmak baskı uygulamak son tahlilde kutsal kitap Kuran yasalarına, ayetlerine aykırıdır.
Konumuzla ilgili Kafirun süresi örneği verebiliriz, benim dinim bana, senin dinin sanadır, denilir.
Diğer bir Kur'an süresi bakara süresinin yanılmıyorsam 196 ayetinde "Dinde zorlama yoktur" emri vardır.
HTŞ İslami bir Şeriat için mücadele eden bir zihniyete sahip olduklarını söyleyen bir kuruluştur. Sonuçta, Türkiye, ABD ve batılı ülkelerin sayesinde devlet olmuşlardır.
Kur'an'ı ve dolaysıyla İslam dinini referans aldıklarını, bu dinin kurallarını uygulayacaklarını söyleyen, ısrarla iddia eden bu yapının inandıkları dinin ilkelerine, şartlarına uymadıkları yaptıkları uygulamalardan belli oluyor.
Buna somut örnek, yazımızın konusu olan Afrin'de Müslüman Kürt halkının Kürtçe eğitimini yasaklamış olmasıdır. Oradaki halka eziyet edilmesi, sorumsuz sözde Cihatçı grupların, Afrin ilinin en önemli geçim kaynağı olan zeytin ağaçlarının çok miktarda kesilmiş olduğu haberleri çeşitli basın organlarına yansımıştır.
Oysa İslam dininde ağaç kesmek savaş ortamında olsa bile meşru, doğru değildir.
Hele bir dilin eğitimimi yasaklamak bir anlamda bir milletin dilini yasaklamaktır.
Bu durum açık bir şekilde Kuran ihlalidir.
Zira kutsal kitap Kur'an Rum suresi, hücurat süreleri ve başka bir çok sürelerde farklılıkların, dillerin Allah'ın varlığının delilerinden biri olduğu belirtilir.
Ezcümle yeni Suriye HTŞ hükümetinin bazı önemli kararlarının İslam dinin ve evrensel hukuk.kurallarina uymadığı izlenimi vardır. Böylece dine de zarar vermiş oluyorlar.
HTŞ Esat rejiminin yaptığının bir benzerini yaparsa, onlardan farkları olmadığı anlaşılır. Şii, baasçı, bir rejimden, gerçek olmayan sünni bir rejime geçilmiş olur.
Yeni Suriye hükümetinin kalıcı olmasının en önemli şartı ister İslami veya ister insani olsun, diller, dinler arasında ayrım yapmaması gerekir. Bunun için yerel veya genel demokrasi kurallarını uygulamaları yeterlidir.
Türkiye ve batılı ülkelerin Ahmet El Şara hükümetini insan hakları konusunda uyarmaları, baskı yapmaları herkesin yararına olacaktır. Aksi halde Suriye'de birlik bütünlük sağlanamaz.
Anasayfa
Yazarlar
NECDET ŞANSAL
Yazı Detayı
Bu yazı 256+ kez okundu.
SURIYE''DE COLANİ ŞARA HÜKÜMETİ GÜVEN VERMIYOR
Heyeti tahriri şam HTŞ Suriye geçici hükümeti, Afrin ve kendilerine bağlı Kürt yerleşim yerlerinde Kürtçe eğitimi yasakladı.
Ahmet El Şara Colani yönetimi şimdiye kadar sergiledikleri tutumla Suriye halklarına güven vermedikleri gibi, endişe kaynağı oluyor.
Aleviler ve Dürzilere yönelik saldırılar bunun somut, belirgin bir örneğidir. Kuzey doğu Suriye Kürt güçleriyle 10 martta Şam'da yaptıkları 20 maddelik antlaşma hala yürürlüğe girmemiştir. Bunda elbette tek tarafı suçlamak, anlaşmaya uymuyor demek doğru değildir. Üst satırlarda belirttiğimiz üzere Şara hükümetinin Kürtçe eğitimi yasaklaması, niyetlerini ortaya koyma bakımından anlaşmada samimi olmadıklarının somut olarak ihlalidir denilebilir.
Ancak Suriye demokratik güçleri SDG olarak bilinen Kürt ağırlıklı silahlı grupların da 10 mart anlaşmasına uyduğu pek söylenemez. Aslında şimdiye kadar yapılan antlaşmanın yürürlüğe girmemesinin en önemli nedeni sünni mezhebi dışında kalan mezheplere yapılan saldırıların Kürt güçleri üzerinde bir tedirginlik yarattığı görülüyor. Bunun halkta İŞİD benzeri bir oluşum olma algı ve ihtimalini güçlendiriyor.
Sonuç olarak cihadçı el Nusra örgütünden kopmuş HTŞ sonradan daha ılımlı bir çizgi izlese bile birçok farklı cihatçı, vahşice kafa kesen, kan dökücü, grupları içlerinde barındırdıkları da da bir gerçektir.
Bundan dolayı Suriye'de hala bir bütünlük sağlanmış değildir. Alevi Esat rejimi, Arap milliyetçi baas zihniyetiyle bir diktatörlük kurmuş halka zulüm ediyordu.
Suriye tarihsel olarak ve günümüzde çok kimlikli etnik ve dini grupların yaşadıkları bir ülkedir. Böylesi toplumlarda tek dini, mezhepçi, tek etnik bir politika izlemek doğru olmaz ve ülkenin bütünlüğü sağlanamaz. Esat rejiminin başka bir türevi olmuş olur. Kimseyi dini ve etnik inancından milli kimliğinden dolayı ayırmak baskı uygulamak son tahlilde kutsal kitap Kuran yasalarına, ayetlerine aykırıdır.
Konumuzla ilgili Kafirun süresi örneği verebiliriz, benim dinim bana, senin dinin sanadır, denilir.
Diğer bir Kur'an süresi bakara süresinin yanılmıyorsam 196 ayetinde "Dinde zorlama yoktur" emri vardır.
HTŞ İslami bir Şeriat için mücadele eden bir zihniyete sahip olduklarını söyleyen bir kuruluştur. Sonuçta, Türkiye, ABD ve batılı ülkelerin sayesinde devlet olmuşlardır.
Kur'an'ı ve dolaysıyla İslam dinini referans aldıklarını, bu dinin kurallarını uygulayacaklarını söyleyen, ısrarla iddia eden bu yapının inandıkları dinin ilkelerine, şartlarına uymadıkları yaptıkları uygulamalardan belli oluyor.
Buna somut örnek, yazımızın konusu olan Afrin'de Müslüman Kürt halkının Kürtçe eğitimini yasaklamış olmasıdır. Oradaki halka eziyet edilmesi, sorumsuz sözde Cihatçı grupların, Afrin ilinin en önemli geçim kaynağı olan zeytin ağaçlarının çok miktarda kesilmiş olduğu haberleri çeşitli basın organlarına yansımıştır.
Oysa İslam dininde ağaç kesmek savaş ortamında olsa bile meşru, doğru değildir.
Hele bir dilin eğitimimi yasaklamak bir anlamda bir milletin dilini yasaklamaktır.
Bu durum açık bir şekilde Kuran ihlalidir.
Zira kutsal kitap Kur'an Rum suresi, hücurat süreleri ve başka bir çok sürelerde farklılıkların, dillerin Allah'ın varlığının delilerinden biri olduğu belirtilir.
Ezcümle yeni Suriye HTŞ hükümetinin bazı önemli kararlarının İslam dinin ve evrensel hukuk.kurallarina uymadığı izlenimi vardır. Böylece dine de zarar vermiş oluyorlar.
HTŞ Esat rejiminin yaptığının bir benzerini yaparsa, onlardan farkları olmadığı anlaşılır. Şii, baasçı, bir rejimden, gerçek olmayan sünni bir rejime geçilmiş olur.
Yeni Suriye hükümetinin kalıcı olmasının en önemli şartı ister İslami veya ister insani olsun, diller, dinler arasında ayrım yapmaması gerekir. Bunun için yerel veya genel demokrasi kurallarını uygulamaları yeterlidir.
Türkiye ve batılı ülkelerin Ahmet El Şara hükümetini insan hakları konusunda uyarmaları, baskı yapmaları herkesin yararına olacaktır. Aksi halde Suriye'de birlik bütünlük sağlanamaz.
Ekleme
Tarihi: 01 Ekim 2025 -Çarşamba
SURIYE''DE COLANİ ŞARA HÜKÜMETİ GÜVEN VERMIYOR
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.