Ülkemizde ve başka ülkeler de bazı diller daha çok öne çıkar daha çok değer verilir.
Diğer diller adeta küçümsenir. En çok öne çıkan ve konuşulan diller İngilizce, Fransızca, Almanca ve Arapçadır.
Sırasıyla ilk üç dil daha çok maddi, teknoloji, semaye gücu sonucu tanınmış, güçlü olmuştur.
İngilizce adeta bir dünya dili haline gelmiştir. Bunun nedeni bu dilin gramer üstünlüğü değil, kapitalist ülkelerin ticaret ve teknolojik dili haline gelmiş olmasıdır.
Sanayileşmenin doğal sonucu olan kapitalizm diğer deyimle kapitalist sistem Avrupada en çok İngiltere de ortaya çıkmıştır.
Zaten filozof ve sosyolog Karl Marks kapitalist sisteme karşı işçi sınıfı ideolojisini Alman felsefesi, Fransız sosyalizmi ve Ingiliz kapitalizminin belirlediğini söyler. Böylece bu üç ulus dilinin neden revaçta olduğu anlaşılmış oluyor.
Ingiliz dilinin ilk sırada oluşu kapitalist sistemin ilk ortaya çıktıği bir ülke olmasıdır. Ekonomik teknolojik üstünlükle siyasal bir üstünlük sağlamanın sonucudur.
Ayrıca Amerika gibi dev bir ülkenin dilinin İngilizce olması bu dili tartışmasız birinci dünya dili haline getirmiştir.
Bu durum doğrumudur veya etikmi'dir ayrıca tartışılır. Ama mevcut durum budur.
Şimdi gelelim daha çok dinsel bakımdan etkili olan Arapça'nın neden etkin olduğunu analiz edelim.
Kutsal kitap Kur'an Arapça inmiştir. Bundan dolayı Arap dili müslümanlar arasında üstünlük sağlamıştır. Bu dille müslümanların saygı ve sevgi duyması inançları gereği normaldir.
Ama normal olmayan durum, kendi dillerine özen göstermeden başka bir dille İngilizce veya Arapça'ya fazla meyilli olmadır..
Aslında yalnız Arapça, İngilizce değerli değildir. Allah nazarında Kur'an ifadesiyle her dil değerlidir. Allah'ın ayetleridir, yani yaratıcının bir anlamda varlığının kanıtıdır.
Buna örnek olarak Rum süresi ve Hücurat süresiyle birlikte diger başka ayetler gösterilir.
Kur'an ayetlerine rağmen özelikle Türkiye'de İslami çevrelerde Arapça sevgisi gereğinden fazla ileri boyutlara gelmiştir. Bir anlamda Arap milliyetçiliğine katkı sağlanmış oluyor. Çünkü ümmet realitesi İslam coğrafyasında gerçek anlamda yetersizdir. Bu anlayış öz Türkçe sözcüklere uydurukça demektedir.
Türk dili Selçuklu, Osmanlı devleti dönemlerinde büyük ölçüde Arapça ve Farsça'nın etkisi buna eğemenliği altında kalmıştır denilebilir.
Bu durum benzer bir şekilde hala devam ediyor. Oysa ayetlerden çıkartılması gereken açık yorum Arapça bilmeyenler kendi dillerinde Kur'an okuyarak ancak kutsal kitabın anlamlarını iyice öğrenirler şeklinde yorum yapmak mümkündür.
Nitekim mezhebimiz imamı Ebu Hanife, Kuran'ı, müslümanlar, yalnız kendi dillerine çevrilip okumayı değil, kendi anadillerinde ibadet yapabilirler yorumunu bile yapmış ve fetvasını vermiştir.
Buna mükabil Şafii mezhebinin Arap kökenli imamı imam Şafii neredeyse Arapça'nın dışında müslümanların diğer dillerini önemsememiştir. İmamı Şafii Er Risale kitabında Arapça ve diğer diller hakında söyledikleri: "Çok az da olsa Arapça konuşan kimse, konuştuğu kelimelerde Arap'lara tabi demektir"
Devam ediyor:
"Resül-i Ekrem (SAV)'in lisanını konuşanların, bir tek harfte bile olsa, başka lisanları konuşanlara tabi olması caiz değildir" diyor.
Bu her iki cümle
bence Kur'an ruhuna aykırıdır. Bu söylem ayetlerle çeliştiği gibi, Arap ırkçılığına çağrım yapabiliyor.
Biz bu görüşe cevap olarak Rum süresini örnek verelim. "O'nun varlığının delilerinden biri de, gökleri ve yeri yaratması' ayrıca dilleriniz ve renklerinizin farklı farklı olmasıdır. Bilgi sahibi olanlar icin elbette bunda kesin deliler vardır."
Bir hadiste "Arabın Arab olmayana üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir." denilmiştir. Sanırım konu anlaşılmış oldu.
Anasayfa
Yazarlar
NECDET ŞANSAL
Yazı Detayı
Bu yazı 397+ kez okundu.
YALNIZ İNGİLİZCE VE ARAPÇA DEĞİL HER DİL DEĞERLİDİR
Ülkemizde ve başka ülkeler de bazı diller daha çok öne çıkar daha çok değer verilir.
Diğer diller adeta küçümsenir. En çok öne çıkan ve konuşulan diller İngilizce, Fransızca, Almanca ve Arapçadır.
Sırasıyla ilk üç dil daha çok maddi, teknoloji, semaye gücu sonucu tanınmış, güçlü olmuştur.
İngilizce adeta bir dünya dili haline gelmiştir. Bunun nedeni bu dilin gramer üstünlüğü değil, kapitalist ülkelerin ticaret ve teknolojik dili haline gelmiş olmasıdır.
Sanayileşmenin doğal sonucu olan kapitalizm diğer deyimle kapitalist sistem Avrupada en çok İngiltere de ortaya çıkmıştır.
Zaten filozof ve sosyolog Karl Marks kapitalist sisteme karşı işçi sınıfı ideolojisini Alman felsefesi, Fransız sosyalizmi ve Ingiliz kapitalizminin belirlediğini söyler. Böylece bu üç ulus dilinin neden revaçta olduğu anlaşılmış oluyor.
Ingiliz dilinin ilk sırada oluşu kapitalist sistemin ilk ortaya çıktıği bir ülke olmasıdır. Ekonomik teknolojik üstünlükle siyasal bir üstünlük sağlamanın sonucudur.
Ayrıca Amerika gibi dev bir ülkenin dilinin İngilizce olması bu dili tartışmasız birinci dünya dili haline getirmiştir.
Bu durum doğrumudur veya etikmi'dir ayrıca tartışılır. Ama mevcut durum budur.
Şimdi gelelim daha çok dinsel bakımdan etkili olan Arapça'nın neden etkin olduğunu analiz edelim.
Kutsal kitap Kur'an Arapça inmiştir. Bundan dolayı Arap dili müslümanlar arasında üstünlük sağlamıştır. Bu dille müslümanların saygı ve sevgi duyması inançları gereği normaldir.
Ama normal olmayan durum, kendi dillerine özen göstermeden başka bir dille İngilizce veya Arapça'ya fazla meyilli olmadır..
Aslında yalnız Arapça, İngilizce değerli değildir. Allah nazarında Kur'an ifadesiyle her dil değerlidir. Allah'ın ayetleridir, yani yaratıcının bir anlamda varlığının kanıtıdır.
Buna örnek olarak Rum süresi ve Hücurat süresiyle birlikte diger başka ayetler gösterilir.
Kur'an ayetlerine rağmen özelikle Türkiye'de İslami çevrelerde Arapça sevgisi gereğinden fazla ileri boyutlara gelmiştir. Bir anlamda Arap milliyetçiliğine katkı sağlanmış oluyor. Çünkü ümmet realitesi İslam coğrafyasında gerçek anlamda yetersizdir. Bu anlayış öz Türkçe sözcüklere uydurukça demektedir.
Türk dili Selçuklu, Osmanlı devleti dönemlerinde büyük ölçüde Arapça ve Farsça'nın etkisi buna eğemenliği altında kalmıştır denilebilir.
Bu durum benzer bir şekilde hala devam ediyor. Oysa ayetlerden çıkartılması gereken açık yorum Arapça bilmeyenler kendi dillerinde Kur'an okuyarak ancak kutsal kitabın anlamlarını iyice öğrenirler şeklinde yorum yapmak mümkündür.
Nitekim mezhebimiz imamı Ebu Hanife, Kuran'ı, müslümanlar, yalnız kendi dillerine çevrilip okumayı değil, kendi anadillerinde ibadet yapabilirler yorumunu bile yapmış ve fetvasını vermiştir.
Buna mükabil Şafii mezhebinin Arap kökenli imamı imam Şafii neredeyse Arapça'nın dışında müslümanların diğer dillerini önemsememiştir. İmamı Şafii Er Risale kitabında Arapça ve diğer diller hakında söyledikleri: "Çok az da olsa Arapça konuşan kimse, konuştuğu kelimelerde Arap'lara tabi demektir"
Devam ediyor:
"Resül-i Ekrem (SAV)'in lisanını konuşanların, bir tek harfte bile olsa, başka lisanları konuşanlara tabi olması caiz değildir" diyor.
Bu her iki cümle
bence Kur'an ruhuna aykırıdır. Bu söylem ayetlerle çeliştiği gibi, Arap ırkçılığına çağrım yapabiliyor.
Biz bu görüşe cevap olarak Rum süresini örnek verelim. "O'nun varlığının delilerinden biri de, gökleri ve yeri yaratması' ayrıca dilleriniz ve renklerinizin farklı farklı olmasıdır. Bilgi sahibi olanlar icin elbette bunda kesin deliler vardır."
Bir hadiste "Arabın Arab olmayana üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir." denilmiştir. Sanırım konu anlaşılmış oldu.
Ekleme
Tarihi: 14 Ağustos 2025 -Perşembe
YALNIZ İNGİLİZCE VE ARAPÇA DEĞİL HER DİL DEĞERLİDİR
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(1)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
FARUK MIZRAK
(16.08.2025 21:34 -
#602)
Eline Yüreğine Sağlık Necdet Abe--- İzahnızdan FEYZ Aldım---Aydınlatıcı ve Öğretici--- Allah Sizin Gibi Aydınlara Güç Kuvvet- Versin---Başarılar Dilerim--- Silav Rêz EVARBAŞ