NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

TEKNOLOJİ KÜLTÜRÜMÜZE ZARAR VERİYOR- 2

Aşırı teknik ve bilimsel gelişmeler Türkiye halkının kimyasını, yaşam alışkanlıklarını değiştirdiği gibi, Dünya genelinde de aynı durum söz konusu. Tüm milletleri Halkları bir anlamda tehdit eden Maddi manevi alt üst oluşlar getiriyor. Yanlış anlaşılmasın teknik bilimsel buluşlar elbette insanların yaşamlarına çok büyük kolaylıklar getirdi. Elbette bunlar inkar edilmez. İnsanlığa faydalı olan kim olursa olsun, Allah onlardan razı olsun. Bunda aklı vicdanı olan herkes hem fikirdir. Ancak bunu da kabul etmemiz gerekir ki her nimetin bir külfeti de var. Eğer külfet nimetten fazla ise kusura bakmayın o nimet bize gerekli olmaz. Fazla gelir. Halk arasında söylenen “her şey var huzur yok” sözü bu olguyu vurgular. Yaratıcı düşünme insanlara özgü bir şey… Ancak bunun bir sınırının olması gerekir. Bu yazının karamsar bir yazı olduğunu sanmayın. İnsan yaşamının kolay ve rahat olması için çalışmak çabalamak takdir edilmesi gereken bir uğraştır. Arzu edilen bir durum. Buna itiraz yok. İnsanlar en iyi şeye layık. Ancak biz insanlar düşünen, yapan Üreten varlıklar olduğumuz gibi, maddi olduğu kadar manevi bir yapımız da var. İnsanların birçok özeliklerinin yanında günlük ve gelecek kaygıları da bulunur. Acaba illerde ne olur gibi… Tüm sorun insanın kendi özünden değerlerinden sapmaması. Belki daha önemli olanı kendine ve topluma yabancı kalmamasıdır. Tabir caizse bütün sorun teknik sevenlerin tenkitlerine bir gönderme yaparsak, bizim gibi düşünenlerin asıl kaygısı eşya insan, otomat insan olmamak… Kendisi olmak. Kendini gerçekleştirmek, varoluş özeliklerinin bilincine varmak. Ezcümle son çözümde insan denilen yaratık nesne değil öznedir. Bu nedenle olası olumsuz durumların önlemini almak olmalı. Bu iki vurguyu, yani maddi ve manevi tarafları asla basite almayalım. Temel bir gerçek bu iki deyimde saklı. Aşırı teknik bilimsel gelişmeler değil, değişmeler diyelim! İnsanların işsiz kalması en büyük sorunu teşkil ediyor. Zira artık her şeyi makineler robotlar yapar hale geldi. Diğer önemli bir tahribat doğanın doğal yapısını değişmesi… Arazilerin, denizlerin kirlenmesi, medya da sık sık dile getirilen ozon tabakasının delinmesi olayı en büyük tahribat. Çünkü bu durum öyle basit değil, Dünya’nın ikliminin değişmesi ile birlikte ekolojik dengenin bozulmasına neden oluyor. Yaratıcı güç, doğayı ve canlıları, müthiş bir denge düzen içerisinde yaratmış. Düşünen bir kişi bu duruma ancak hayran kalır. Ne yazık ki bu büyük akıl ve iradenin yarattığı eser aşırı teknolojinin olumsuz sonuçları nedeniyle tahrip oluyor, dillim demeye varmıyor, ama yok olma sürecine giriyor. Bu olumsuz acı tabloyu gören gözler, düşünen beyinler, hayatın her alanında görmeler mümkün. Haftaya devam edecek.
Ekleme Tarihi: 02 Ağustos 2018 - Perşembe

TEKNOLOJİ KÜLTÜRÜMÜZE ZARAR VERİYOR- 2

Aşırı teknik ve bilimsel gelişmeler Türkiye halkının kimyasını, yaşam alışkanlıklarını değiştirdiği gibi, Dünya genelinde de aynı durum söz konusu.

Tüm milletleri Halkları bir anlamda tehdit eden Maddi manevi alt üst oluşlar getiriyor.

Yanlış anlaşılmasın teknik bilimsel buluşlar elbette insanların yaşamlarına çok büyük kolaylıklar getirdi. Elbette bunlar inkar edilmez. İnsanlığa faydalı olan kim olursa olsun, Allah onlardan razı olsun. Bunda aklı vicdanı olan herkes hem fikirdir.

Ancak bunu da kabul etmemiz gerekir ki her nimetin bir külfeti de var. Eğer külfet nimetten fazla ise kusura bakmayın o nimet bize gerekli olmaz. Fazla gelir. Halk arasında söylenen “her şey var huzur yok” sözü bu olguyu vurgular. Yaratıcı düşünme insanlara özgü bir şey…

Ancak bunun bir sınırının olması gerekir. Bu yazının karamsar bir yazı olduğunu sanmayın. İnsan yaşamının kolay ve rahat olması için çalışmak çabalamak takdir edilmesi gereken bir uğraştır. Arzu edilen bir durum. Buna itiraz yok. İnsanlar en iyi şeye layık.

Ancak biz insanlar düşünen, yapan Üreten varlıklar olduğumuz gibi, maddi olduğu kadar manevi bir yapımız da var. İnsanların birçok özeliklerinin yanında günlük ve gelecek kaygıları da bulunur. Acaba illerde ne olur gibi…

Tüm sorun insanın kendi özünden değerlerinden sapmaması. Belki daha önemli olanı kendine ve topluma yabancı kalmamasıdır. Tabir caizse bütün sorun teknik sevenlerin tenkitlerine bir gönderme yaparsak, bizim gibi düşünenlerin asıl kaygısı eşya insan, otomat insan olmamak…

Kendisi olmak. Kendini gerçekleştirmek, varoluş özeliklerinin bilincine varmak. Ezcümle son çözümde insan denilen yaratık nesne değil öznedir. Bu nedenle olası olumsuz durumların önlemini almak olmalı. Bu iki vurguyu, yani maddi ve manevi tarafları asla basite almayalım. Temel bir gerçek bu iki deyimde saklı. Aşırı teknik bilimsel gelişmeler değil, değişmeler diyelim! İnsanların işsiz kalması en büyük sorunu teşkil ediyor. Zira artık her şeyi makineler robotlar yapar hale geldi. Diğer önemli bir tahribat doğanın doğal yapısını değişmesi…

Arazilerin, denizlerin kirlenmesi, medya da sık sık dile getirilen ozon tabakasının delinmesi olayı en büyük tahribat. Çünkü bu durum öyle basit değil, Dünya’nın ikliminin değişmesi ile birlikte ekolojik dengenin bozulmasına neden oluyor. Yaratıcı güç, doğayı ve canlıları, müthiş bir denge düzen içerisinde yaratmış. Düşünen bir kişi bu duruma ancak hayran kalır. Ne yazık ki bu büyük akıl ve iradenin yarattığı eser aşırı teknolojinin olumsuz sonuçları nedeniyle tahrip oluyor, dillim demeye varmıyor, ama yok olma sürecine giriyor. Bu olumsuz acı tabloyu gören gözler, düşünen beyinler, hayatın her alanında görmeler mümkün. Haftaya devam edecek.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.