NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

TAZIYE YEMEKLERI ÜZERINE

İnsanlar her canlı varlik gibi, dogar yaşar ve ölürler. Bu bir yasadir. Bir anlamda insan yaşamı törenseldir. Törensel oldugu kadar bir trajedidir, çünkü kolay değildir, rahat bir ortamdan, sevdiklerinden ayrılmak tarifi imkansiz bir acıdır. Insan doğduğu zaman her kültürde farklı bir toren uygulanir. Insan ölünce de yine farklı şekillerde bir anlamda törenler yapılir. Bunlar, bizim toplumda oldugu gibi, ölü sahiplerine taziye sunmak, başsağlığı dilemek, acılarını paylaşmakla olur. Bir de taziye yemekleri yapılır. Taziye yemekleri Türkiye'de özeliklle doğu ve güneydoğu anadoluda daha yaygındır. Zengin, yoksul ayrımı yapılmadan halkın kültürel olarak Mutlaka yapması gereken bir uygulama haline gelmiştir. Ama bunun elbette bir maddi boyutu, vardır. Bu durum yoksul kesimler için hiç te kolay degildir. Artık ülkemizin ekonomik şartlarında dar gelirli insanlar bırakalım, üç beş kişiye yemek vermeyi, en az yüz kişiye yemek vermek dar gelirli insanları oldukça zorlar hale gelmiştir. Kendi evine, çoluk çocuğuna bile etli bir yemek yapmakta zorluk çekerken, bütçesi dışında böyle bir maliyete girmiş oluyor. Ama iş taziye'ye yemek yapma adetine gelince iş değişiyor. Bütçe deyim yerindeyse deliniyor. Sosyolojik bir terim olarak belirtirsek, mahalle baskısı nedeniyle taziye yemeklerinde yemek yapmak neredeyse zorunlu bir hale gelmiş oluyor.  Dogru olan ise İslam inancına göre taziye yemeğini ölü sahibi değil, yakınlarının, komşularının yapmasıdir. Böyle yapılınca sosyal bağlar kuvvetli hale gelmiş oluyor. Ama doğru olan bu hareket, çoğu zaman böyle olmuyor. Adamların parası yoksa gidip borç bile alıyorlar. Taziye yemeği yapmak için, faiz para kaldiranların olduğu söyleniyor. Üç gün yemek yapma zorunda kalıyorlar. Halbuki  İslam dini şeriatın'da taziye yemeklerini taziye sahipleri yapmaz, deniliyor. Ama her şeyde olduğu gibi bu konuda da şeriatın dışına çıkılıyor. Ölü sahibi zaten kendi dertlerine düşmüştür. Doğru olan bu yemeği başkalarının yapmasıdır. Ölü sahibinin yakınları, akrabaları yapmalıdır. Ayrıca taziye yemekleri Urfa'da ve sanırım bölgenin diğer şehirlerinde gösteriş haline gelmiş, filanin taziyesi çok kalabalık, yemekleri kebab kadayıf bol olmüş gibi, İslam dininde haram olan israfa yönelinmiştir. Ayrıca, bir de çoğu insanın  bilmedigi önemli bir husus vardır. O da taziye yemeği yemenin, ölü sahipleri dışında mekruh olduğudur.  Bunu ne yazık ki toplumun çoğu bilmez. Bunun harama yakın bir günah oldugunu duyan çok insan şaşırmış olacaktir. Bu konuda  araştırma yapan, İslam dini alimleri, İslam şeriatını iyi incelelemeleri  sonucunda bu kanıya varmışlardır. Bu bilgiler İslam ansiklopedi'sinde yer almıştır. Taziye yemeğini  taziye sahipleri dışında yemenin haram'a yakin mekruh, doğru olmadıği dini içtihat olarak belirtiliyor. Böylece anlaşılan taziyeler'de yenilen yemeğin doğru diye bildiğimiz yanlışlardan en önemli olanıdır. Bunu din görevlilerin, dernek ve kanaat önderlerinin halka mutlaka anlatmaları gerekir. Halbuki ilimiz Urfa için dersek taziye yemeği yapma, üç gün taziyede oturma adetti önceleri yoktur. Bu adet kültür, tahmini yaklaşık altmış yıldır uygulanıyor. Daha önce, Urfa'da taziye şehrin merkezinde bir camide ikindi namazından sonra ölü sahipleri caminin önünde bekler, cemaat baş sağlığı dilerler. Yemek yapma yerine ölü yakınları, komşular, Seheniye denilen bolca bir yemek yaparlar, ölü sahipleri bu yemekleri yerdi. Seheniye konusu açılmışken bu konuyla ilgili bir bilgi vermek bu eski kültürümüzü bilmek açısından yararlı olacaktır. Seheniye sosyal yardımlaşma adetidir.Taziye dışında Urfa'nın geleneksel sıra gecelerinde de uygulanırmış. Sıra kendisine gelen bir sıra sahibi o gün evinde çiğköfte, tatlı vs yapmaz. Sıra arkadaşları evde yaptıkları yemeği sıranın olduğu eve götürürler. Taziye konusunda diğer bir durum mevlit okumadir. Önceleri böyle bir adet yoktu. Son yıllarda dinimize göre bidat olan bir adetin taziye sahiplerine yemek dışında maddi bir yük getirmesidir. Sonuç olarak taziyelerin dini ve geleneksel kültürümüze göre yapılması, maddi olanakları kısıtlı kimseleri rahatlatır. Sosyal bağların daha da güçlü olmasını sağlar.
Ekleme Tarihi: 03 Ekim 2023 - Salı

TAZIYE YEMEKLERI ÜZERINE

İnsanlar her canlı varlik gibi, dogar yaşar ve ölürler. Bu bir yasadir. Bir anlamda insan yaşamı törenseldir. Törensel oldugu kadar bir trajedidir, çünkü kolay değildir, rahat bir ortamdan, sevdiklerinden ayrılmak tarifi imkansiz bir acıdır.

Insan doğduğu zaman her kültürde farklı bir toren uygulanir. Insan ölünce de yine farklı şekillerde bir anlamda törenler yapılir. Bunlar, bizim toplumda oldugu gibi, ölü sahiplerine taziye sunmak, başsağlığı dilemek, acılarını paylaşmakla olur. Bir de taziye yemekleri yapılır.

Taziye yemekleri Türkiye'de özeliklle doğu ve güneydoğu anadoluda daha yaygındır. Zengin, yoksul ayrımı yapılmadan halkın kültürel olarak Mutlaka yapması gereken bir uygulama haline gelmiştir. Ama bunun elbette bir maddi boyutu, vardır. Bu durum yoksul kesimler için hiç te kolay degildir. Artık ülkemizin ekonomik şartlarında dar gelirli insanlar bırakalım, üç beş kişiye yemek vermeyi, en az yüz kişiye yemek vermek dar gelirli insanları oldukça zorlar hale gelmiştir. Kendi evine, çoluk çocuğuna bile etli bir yemek yapmakta zorluk çekerken, bütçesi dışında böyle bir maliyete girmiş oluyor.

Ama iş taziye'ye yemek yapma adetine gelince iş değişiyor. Bütçe deyim yerindeyse deliniyor. Sosyolojik bir terim olarak belirtirsek, mahalle baskısı nedeniyle taziye yemeklerinde yemek yapmak neredeyse zorunlu bir hale gelmiş oluyor.

 Dogru olan ise İslam inancına göre taziye yemeğini ölü sahibi değil, yakınlarının, komşularının yapmasıdir. Böyle yapılınca sosyal bağlar kuvvetli hale gelmiş oluyor.

Ama doğru olan bu hareket, çoğu zaman böyle olmuyor. Adamların parası yoksa gidip borç bile alıyorlar. Taziye yemeği yapmak için, faiz para kaldiranların olduğu söyleniyor.

Üç gün yemek yapma zorunda kalıyorlar. Halbuki  İslam dini şeriatın'da taziye yemeklerini taziye sahipleri yapmaz, deniliyor. Ama her şeyde olduğu gibi bu konuda da şeriatın dışına çıkılıyor.

Ölü sahibi zaten kendi dertlerine düşmüştür. Doğru olan bu yemeği başkalarının yapmasıdır. Ölü sahibinin yakınları, akrabaları yapmalıdır. Ayrıca taziye yemekleri Urfa'da ve sanırım bölgenin diğer şehirlerinde gösteriş haline gelmiş, filanin taziyesi çok kalabalık, yemekleri kebab kadayıf bol olmüş gibi, İslam dininde haram olan israfa yönelinmiştir. Ayrıca, bir de çoğu insanın  bilmedigi önemli bir husus vardır. O da taziye yemeği yemenin, ölü sahipleri dışında mekruh olduğudur.  Bunu ne yazık ki toplumun çoğu bilmez. Bunun harama yakın bir günah oldugunu duyan çok insan şaşırmış olacaktir. Bu konuda  araştırma yapan, İslam dini alimleri, İslam şeriatını iyi incelelemeleri  sonucunda bu kanıya varmışlardır. Bu bilgiler İslam ansiklopedi'sinde yer almıştır. Taziye yemeğini  taziye sahipleri dışında yemenin haram'a yakin mekruh, doğru olmadıği dini içtihat olarak belirtiliyor. Böylece anlaşılan taziyeler'de yenilen yemeğin doğru diye bildiğimiz yanlışlardan en önemli olanıdır. Bunu din görevlilerin, dernek ve kanaat önderlerinin halka mutlaka anlatmaları gerekir.

Halbuki ilimiz Urfa için dersek taziye yemeği yapma, üç gün taziyede oturma adetti önceleri yoktur. Bu adet kültür, tahmini yaklaşık altmış yıldır uygulanıyor. Daha önce, Urfa'da taziye şehrin merkezinde bir camide ikindi namazından sonra ölü sahipleri caminin önünde bekler, cemaat baş sağlığı dilerler. Yemek yapma yerine ölü yakınları, komşular, Seheniye denilen bolca bir yemek yaparlar, ölü sahipleri bu yemekleri yerdi. Seheniye konusu açılmışken bu konuyla ilgili bir bilgi vermek bu eski kültürümüzü bilmek açısından yararlı olacaktır. Seheniye sosyal yardımlaşma adetidir.Taziye dışında Urfa'nın geleneksel sıra gecelerinde de uygulanırmış. Sıra kendisine gelen bir sıra sahibi o gün evinde çiğköfte, tatlı vs yapmaz. Sıra arkadaşları evde yaptıkları yemeği sıranın olduğu eve götürürler.

Taziye konusunda diğer bir durum mevlit okumadir. Önceleri böyle bir adet yoktu.

Son yıllarda dinimize göre bidat olan bir adetin taziye sahiplerine yemek dışında maddi bir yük getirmesidir.

Sonuç olarak taziyelerin dini ve geleneksel kültürümüze göre yapılması, maddi olanakları kısıtlı kimseleri rahatlatır. Sosyal bağların daha da güçlü olmasını sağlar.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ensari
(03.10.2023 16:20 - #392)
Merhaba güzel bir yazı bilgilendirici teşekkür ederim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.