NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

OKUMAK ERDEMDİR

Şanlıurfa 3 ulusal kitap fuarı 22 Kasım 1 Aralık tarihleri arasında Büyük şehir belediyesi ve bazı sivil toplum kuruluşları tarafından organize ediliyor. Kitap fuarının tanıtım afişleri şehir merkezinin her yerine asılmıştır. Bir kitap sever olarak kitap fuarı ile ilgili böyle geniş kapsamlı bir çalışma doğrusu beni sevindirdi. Bu nedenle başta belediye olmak üzere ilgili kurumları kutlarım. Ayrıca Kitap fuarının okumak erdemdir deyişinin iyi seçilmiş doğru ve anlamlı bir slogan olduğunu belirtmeliyim. Okumak ve yazmak insanın ve insanlık tarihinin gelişiminin motor gücü anahtarı olmuştur dersek doğrudur. Yazıyı ilk bulan ulus Sümerlerdir. Daha milattan önce Babil devleti döneminde binlerce ciltlik kütüphaneler olduğunu tarih yazar. Dünya’da uygarlığın başladığı Mezopotamya coğrafyası, şimdi ne yazık ki gelişmiş ülkelerin gerisinde kalmıştır. Elbette bu geri kalmanın ilerlememenin bir çok nedeni vardır. Belki de bu nedenlerden en önemlisi en önde geleni okuma ve yazma oranın Ortadoğu ülkelerinde az olmasıdır. Yeterli olmamasıdır. Şunu iyice bilmek gerekir, bir insanın bir toplumun tarihte olduğu gibi şimdi gelişmesinin yegane unsuru gücü okumadır yazmadır, Teoridir. Teorisini pratiğe dönüştürmesidir. Zaten İslam dini de sözle uygulamanın mutlaka gerektiğini vurgular. En önemlisi dinimizin konumuzla ilgili okuma konusuna verdiği önemdir. Bilindiği gibi İslam dinin ilk emri ilk ayeti ikra okudur. Yine “bilenle bilmeyen bir olur mu” ayeti ile bu konuda bir çok ayet vardır. Hadislerde gene okuma konusuna atıfta bulunulmuştur. Hazreti Muhammet (sav) “ilim Çin’de olsa bile gidin tahsil edin” yine “Allah’ım ilmimi ve hikmetimi artır” şeklinde duası ve dileği vardır. Asıl sorulması düşünülmesi gereken ise dinimizin bilgi ve okuma konusuna verdiği öneme rağmen Müslüman ülkelerin Dünya’da neden en az okuyan ve yazan ülkeler olmasıdır. Bundan dolayı geri kalmalarıdır. İşte bu olumsuz durumu anlamak izah etmek zor, belki mümkün değil. Çünkü oluşan bu olumsuz tablo büyük bir çelişki. Bunun nasılını nedenini bilim adamlarımızın artık bulup, çözüm getirmeleri zamanı gelmiş hatta geçiyor bile. Ülkemiz bu konuda diğer İslam ülkelerinden çok ilerde değil. Kitap okuma oranı bırakalım yükselmeyi, özelikle gazete okuma oranları büyük bir nüfus artışına rağmen kırk yıl öncesi gazete tırajlarının gerisinde kalmıştır. Oysa batılı gelişmiş ülkelerde bir gazetenin toplam trajı ülkemiz gazetelerinin tümünden fazladır. Basın neden bu duruma gelmiştir. Bunun neden sonuç ilişkisi açısından ayrıca tartışılması gerekir. İlimiz Şanlıurfa bu konuda daha da geri bir durumda. Eğitimde 81 il içerisinde 78 sırada bulunuyor. Bir toplumun geleceği olan gençlerin bilmeleri gereken gerçek, kendilerini bilmeleri ve tanımaları, ahlak sahibi olmalarının yolu pozitif eğitim ve okumaktan geçer. Çünkü bilgi olmadan fikir olmaz. Bu önemli konuda özelikle mevcut iktidara büyük görev düşüyor. Milli eğitim bakanlığı okullarda ezbere dayalı, gereksiz bilgilerle çocukların zihnin bulandırılmasına müsaade etmemelidir. Eğitim sistemi ve müfredat çağın gerçeklerine uygun bireylerin gelişmesi için liselerde analitik eleştirel düşünceye yönelik bilim felsefesi gibi dersler okutulmalıdır. Aksi halde değil muasır medeniyet seviyesinin üstüne yanına bile gelinemez. Manevi kalkınma ancak maddi kalkınmayla anlamlı olur.
Ekleme Tarihi: 29 Kasım 2019 - Cuma

OKUMAK ERDEMDİR

Şanlıurfa 3 ulusal kitap fuarı 22 Kasım 1 Aralık tarihleri arasında Büyük şehir belediyesi ve bazı sivil toplum kuruluşları tarafından organize ediliyor. Kitap fuarının tanıtım afişleri şehir merkezinin her yerine asılmıştır. Bir kitap sever olarak kitap fuarı ile ilgili böyle geniş kapsamlı bir çalışma doğrusu beni sevindirdi. Bu nedenle başta belediye olmak üzere ilgili kurumları kutlarım. Ayrıca Kitap fuarının okumak erdemdir deyişinin iyi seçilmiş doğru ve anlamlı bir slogan olduğunu belirtmeliyim. Okumak ve yazmak insanın ve insanlık tarihinin gelişiminin motor gücü anahtarı olmuştur dersek doğrudur. Yazıyı ilk bulan ulus Sümerlerdir. Daha milattan önce Babil devleti döneminde binlerce ciltlik kütüphaneler olduğunu tarih yazar. Dünya’da uygarlığın başladığı Mezopotamya coğrafyası, şimdi ne yazık ki gelişmiş ülkelerin gerisinde kalmıştır. Elbette bu geri kalmanın ilerlememenin bir çok nedeni vardır. Belki de bu nedenlerden en önemlisi en önde geleni okuma ve yazma oranın Ortadoğu ülkelerinde az olmasıdır. Yeterli olmamasıdır. Şunu iyice bilmek gerekir, bir insanın bir toplumun tarihte olduğu gibi şimdi gelişmesinin yegane unsuru gücü okumadır yazmadır, Teoridir. Teorisini pratiğe dönüştürmesidir. Zaten İslam dini de sözle uygulamanın mutlaka gerektiğini vurgular. En önemlisi dinimizin konumuzla ilgili okuma konusuna verdiği önemdir. Bilindiği gibi İslam dinin ilk emri ilk ayeti ikra okudur. Yine “bilenle bilmeyen bir olur mu” ayeti ile bu konuda bir çok ayet vardır. Hadislerde gene okuma konusuna atıfta bulunulmuştur. Hazreti Muhammet (sav) “ilim Çin’de olsa bile gidin tahsil edin” yine “Allah’ım ilmimi ve hikmetimi artır” şeklinde duası ve dileği vardır. Asıl sorulması düşünülmesi gereken ise dinimizin bilgi ve okuma konusuna verdiği öneme rağmen Müslüman ülkelerin Dünya’da neden en az okuyan ve yazan ülkeler olmasıdır. Bundan dolayı geri kalmalarıdır. İşte bu olumsuz durumu anlamak izah etmek zor, belki mümkün değil. Çünkü oluşan bu olumsuz tablo büyük bir çelişki. Bunun nasılını nedenini bilim adamlarımızın artık bulup, çözüm getirmeleri zamanı gelmiş hatta geçiyor bile. Ülkemiz bu konuda diğer İslam ülkelerinden çok ilerde değil. Kitap okuma oranı bırakalım yükselmeyi, özelikle gazete okuma oranları büyük bir nüfus artışına rağmen kırk yıl öncesi gazete tırajlarının gerisinde kalmıştır. Oysa batılı gelişmiş ülkelerde bir gazetenin toplam trajı ülkemiz gazetelerinin tümünden fazladır. Basın neden bu duruma gelmiştir. Bunun neden sonuç ilişkisi açısından ayrıca tartışılması gerekir. İlimiz Şanlıurfa bu konuda daha da geri bir durumda. Eğitimde 81 il içerisinde 78 sırada bulunuyor. Bir toplumun geleceği olan gençlerin bilmeleri gereken gerçek, kendilerini bilmeleri ve tanımaları, ahlak sahibi olmalarının yolu pozitif eğitim ve okumaktan geçer. Çünkü bilgi olmadan fikir olmaz. Bu önemli konuda özelikle mevcut iktidara büyük görev düşüyor. Milli eğitim bakanlığı okullarda ezbere dayalı, gereksiz bilgilerle çocukların zihnin bulandırılmasına müsaade etmemelidir. Eğitim sistemi ve müfredat çağın gerçeklerine uygun bireylerin gelişmesi için liselerde analitik eleştirel düşünceye yönelik bilim felsefesi gibi dersler okutulmalıdır. Aksi halde değil muasır medeniyet seviyesinin üstüne yanına bile gelinemez. Manevi kalkınma ancak maddi kalkınmayla anlamlı olur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.