NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

OKULLARDA DEMOKRATIK EĞİTİM VERİLMEDEN TOPLUMSAL GELİŞME SAĞLANAMAZ

Sultan Abdülhamit döneminin Maarif Nazırı, yani Milli eğitim bakanı Haşim Paşa 1903-1908 yıllarında Osmanlı devletinde Milli eğitim bakanlığı yapmıştır. Onun eğitimle ilgili acaip bir demeci vardır, aradan bu kadar yıl geçmesine rağmen yeri ve zamanı gelince hala söyleniyor. "Şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim." Sözü, bir bakıma değişik şekilde olsa da zamanımızda  hala devam ediyor.  23 yıllık AKP iktidarı döneminde Okullarda eğitim programları, buna Arapça bir kelime olan müfredat deniliyor, tam 17 kez değiştiriliyor. Bitmedi birde dokuz milli egitim bakanı değişiyor. Buna klasik bir deyimle eğitim sistemi yaz boz tahtasına döndü denilir. Böyle bir anlayışla gelişmiş toplumsal bir gelişme ve ilerleme nasıl sağlanır. Zira böyle bir yöntem, doğrusu buna yontemsizlik demek gerekir.  Kafa karışıklığı, güvensizlik, tutarsızlık oluşmasına neden olacağı açıktır. Öğrenciler neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlayamaz. Bu durum en önemlisi çocuklarda ayrıca olumsuz bir kişilik oluşmasına neden olur.  Eğitim deyip geçmemek gerek. Ünlü Alman, siyaset felsefecisi Kant: doğru ve gerekli bir eğitimin, bilginin  İnsanı insan yaptığını belirtmiştir. Ülkemizin en önemli sorunu demokratik çağdaş bir eğitimin yeteri ve gerektiği kadar olmamasıdir. Maalesef bundan yoksun oluşudur. Bunun somut kanıtı dünyanın gelişmiş 500 üniversitesi icerisine ülkemizin özel üniversiteleri dahil hic bir ünivetsitenin başarılı olarak girmemesi acı bir durum. Üniversite sayısı çok, ama yetersiz. Başka bir ifadeyle nicelik olarak çok, nitelik olarak yeterli bir düzeyde değildir. Sonuç olarak okullarda verilen eğitim yersiz ve yetersizdir. Bir dönem bizim kuşak ilkokula giderken bir ders kitabı hayat bilgisi olsa gerek, uyuyan bir çocuk resmi altında "uyu uyu yat uyu" sözleri vardı.  Yanlış anlaşılmasın uyumak elbette çok gerekli ve önemlidir. Ama, daha 7- 8 yaşındaki  çocuklarda, böyle bir algı oluşturmak, bence gereksizdir. Çünkü, böyle bir söylem bir anlamda çocuklar için en iyi şeyin uyumak olduğu işlevi oluşmasına neden olma olasılığı vardır. Eskilerin muasır medeniyetin üstüne çıkması, çağdaş uygarlığa ulaşması, hatta geçmesi için, okullarda verilen eğitimin, çocukları, gençleri sorgulayan, analiz yapan, analitik düşünen bireyler yapması için, felsefe, edebiyat, tarih derslerinin yeterli olarak verilmesi gerekir. Ama ne yazık ki okullarada özelikle felsefe derslerinin azaltılması, önemli filozofların yaşamları ile bilgilerin çok az ve soyut bir şekilde verilmesi yarar getirmiyor. Bu anlayış ahlaka, dine hizmette olmuyor, araştırmalara göre hedeflenen dini eğitime bile  zarar veriyor. Demokratik eğitim yapılırsa tüm toplum bundan olumlu bir şekilde etkilenir. İnsanlar neyin doğru, neyin yanlış olduğunu, yanlız kendi çıkarını değil, toplumsal ahlaklı yaşamı, kötülüğü red eder, iyiliği ve erdemli bir yasamı tercih eder. Son yıllarda Türkiye toplumunda görülen toplumsal çürümenin, yozlaşmanın, bireyciliğin, ezcümle parayı, yanlız kendi çıkarını her şeyin üzerinde kabul eden anlayışın en önemli nedeni iktidarın yanlış tutumları olduğu kadar, doğru olmayan  eğitim sistemidir.  
Ekleme Tarihi: 03 June 2025 - Tuesday

OKULLARDA DEMOKRATIK EĞİTİM VERİLMEDEN TOPLUMSAL GELİŞME SAĞLANAMAZ

Sultan Abdülhamit döneminin Maarif Nazırı, yani Milli eğitim bakanı Haşim Paşa 1903-1908 yıllarında Osmanlı devletinde Milli eğitim bakanlığı yapmıştır.
Onun eğitimle ilgili acaip bir demeci vardır, aradan bu kadar yıl geçmesine rağmen yeri ve zamanı gelince hala söyleniyor. "Şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim." Sözü, bir bakıma değişik şekilde olsa da zamanımızda  hala devam ediyor. 
23 yıllık AKP iktidarı döneminde Okullarda eğitim programları, buna Arapça bir kelime olan müfredat deniliyor, tam 17 kez değiştiriliyor. Bitmedi birde dokuz milli egitim bakanı değişiyor. Buna klasik bir deyimle eğitim sistemi yaz boz tahtasına döndü denilir.
Böyle bir anlayışla gelişmiş toplumsal bir gelişme ve ilerleme nasıl sağlanır. Zira böyle bir yöntem, doğrusu buna yontemsizlik demek gerekir.
 Kafa karışıklığı, güvensizlik, tutarsızlık oluşmasına neden olacağı açıktır. Öğrenciler neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlayamaz. Bu durum en önemlisi çocuklarda ayrıca olumsuz bir kişilik oluşmasına neden olur. 
Eğitim deyip geçmemek gerek. Ünlü Alman, siyaset felsefecisi Kant: doğru ve gerekli bir eğitimin, bilginin  İnsanı insan yaptığını belirtmiştir.
Ülkemizin en önemli sorunu demokratik çağdaş bir eğitimin yeteri ve gerektiği kadar olmamasıdir. Maalesef bundan yoksun oluşudur. Bunun somut kanıtı dünyanın gelişmiş 500 üniversitesi icerisine ülkemizin özel üniversiteleri dahil hic bir ünivetsitenin başarılı olarak girmemesi acı bir durum. Üniversite sayısı çok, ama yetersiz. Başka bir ifadeyle nicelik olarak çok, nitelik olarak yeterli bir düzeyde değildir.
Sonuç olarak okullarda verilen eğitim yersiz ve yetersizdir. Bir dönem bizim kuşak ilkokula giderken bir ders kitabı hayat bilgisi olsa gerek, uyuyan bir çocuk resmi altında "uyu uyu yat uyu" sözleri vardı. 
Yanlış anlaşılmasın uyumak elbette çok gerekli ve önemlidir. Ama, daha 7- 8 yaşındaki  çocuklarda, böyle bir algı oluşturmak, bence gereksizdir. Çünkü, böyle bir söylem bir anlamda çocuklar için en iyi şeyin uyumak olduğu işlevi oluşmasına neden olma olasılığı vardır.
Eskilerin muasır medeniyetin üstüne çıkması, çağdaş uygarlığa ulaşması, hatta geçmesi için, okullarda verilen eğitimin, çocukları, gençleri sorgulayan, analiz yapan, analitik düşünen bireyler yapması için, felsefe, edebiyat, tarih derslerinin yeterli olarak verilmesi gerekir. Ama ne yazık ki okullarada özelikle felsefe derslerinin azaltılması, önemli filozofların yaşamları ile bilgilerin çok az ve soyut bir şekilde verilmesi yarar getirmiyor. Bu anlayış ahlaka, dine hizmette olmuyor, araştırmalara göre hedeflenen dini eğitime bile  zarar veriyor.
Demokratik eğitim yapılırsa tüm toplum bundan olumlu bir şekilde etkilenir. İnsanlar neyin doğru, neyin yanlış olduğunu, yanlız kendi çıkarını değil, toplumsal ahlaklı yaşamı, kötülüğü red eder, iyiliği ve erdemli bir yasamı tercih eder. Son yıllarda Türkiye toplumunda görülen
toplumsal çürümenin, yozlaşmanın, bireyciliğin, ezcümle parayı, yanlız kendi çıkarını her şeyin üzerinde kabul eden anlayışın en önemli nedeni iktidarın yanlış tutumları olduğu kadar, doğru olmayan  eğitim sistemidir.
 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.