NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

MADDİ VE MANEVİ KALKINMA -2

Bir milletin, toplumun, geleceği umudu çocuklar gençler olmakla birlikte, her yaş grubu insan, erkek kadın yaşadığı andan çağdan sorumludur. Dolaysıyla her birey bir gelecektir. Her birey içinde sorumluluğu yaşama sevincini, her türlü zorluğa karşı maddi ve manevi gücünü kullanması gereken bir varlıktır. Bir öznedir. Bir ruhtur. Her türlü zorluktan musibetten sonra yeniden ayağa kalkan, efsanede belirtilen, zümrüdü Anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğan bir varlıktır. Ya da böyle bir varlık olma potansiyelini içinde özünde taşır. Bunun gerçekleşmesi ise ancak bir tek maddi değil, Manevi değerlerle olur. Çağımız gerçekliğinde manevi değerler moral değerler bir tek tarihi dini bilgiler, ahlak, ibadetle olmuyor. Çağın, zamanın getirdiği koşullara bozulmadan uymakla oluyor. Biz istesek te istemesek te sanayileşme, teknoloji, bunların doğal maddi yansımaları olan kapitalizm, paradan maddi güçten maddi üstünlükten başka bir değer tanımayan sömürücü sistem, ahtapotun kolları gibi tüm Dünya toplumlarını sarmış durumda… Bir halk deyişinde denildiği gibi “komşuda pişer bize de düşer” misali üzülerek belirtmekte yarar var Müslüman Türkiye halkına geneleme yapmadan söylersem maddeci paracı kapitalist sistem, tam anlamıyla etkisi altına almış durumda görünüyor. Bu yeni sistemden, bu yeni Dünya düzeninden tam anlamıyla kurtuluş yok. Ancak akılı ciddi önlemlerle etkisi tahribatı azaltılabilir. Böyle bir olgu veya tespit nedeniyle umutsuz olmamak gerek. İşte umutsuzluğun yıkımın panzehri ilacı, kendi gerçek anlamda uygulamada milli manevi değerlerimize uygun haline getireceğimiz sorgulayan, analiz eden demokratik çağdaş eğitimdir. Belirtmem tekrar önemle vurgulamam gerekirse bizim gibi milletlerin yozlaşma ve geri kalmadan kurtaracak model, kesin yargıları sevmemle birlikte, denilebilir ki İslam inancı ile birlikte yani bir anlamda doğu kültürü ile beraber yozlaşmayan gelişmiş çağdaş batı kültürü ve değerleridir. Batı deyince elbette kast ettiğim oranın ahlak dışı uygulamaları değil. İnsan aklının ileri doğru gelişmeleridir. Daha doğru anlamda batı ve doğu sentezi olmalıdır. Çünkü artık anlaşılması gereken gerçek, geleneksel din eğitimi ile bu toplum bırakalım manevi kalkınmayı, gerilemeyi getiriyor. Bu görüş benim öznel görüşüm değil. Toplumsal veriler böyle olumsuz sonuçlar çıkartıyor. Örneğin yine yeni araştırmalara göre imam hatip okullarında bile önemli oranda öğrencilerin deist bir inanca yani Allaha inandıkları halde dine dinlere inanmayanların ortaya çıktığı görülüyor. Acı ama gerçek. Bunun nedeni İslam dinini iyi bilmeyen veya İslam dinin cihanı şümul evrensel ilkellerini içtihat kapısına akıl erdirmeyen bilgiç geçinen cahil din adamlarıdır. Oysa İslam dini ahirette yönelik olduğu kadar bir Dünya dinidir. Akla bilgiye düşünceye büyük önem veren bir dindir. Bu nedenle din eğitimi imam hatipler cemaatler derken yararlı dini bir nesil isteniyorsa hurafelerden arınmış akla dayalı çağın gerçeklerine uygun olan sorgulayıcı araştırmacı demokratik bir eğitim de gerekiyor. Aksi halde gelişme değil gerileme oluyor.
Ekleme Tarihi: 12 Temmuz 2018 - Perşembe

MADDİ VE MANEVİ KALKINMA -2

Bir milletin, toplumun, geleceği umudu çocuklar gençler olmakla birlikte, her yaş grubu insan, erkek kadın yaşadığı andan çağdan sorumludur. Dolaysıyla her birey bir gelecektir. Her birey içinde sorumluluğu yaşama sevincini, her türlü zorluğa karşı maddi ve manevi gücünü kullanması gereken bir varlıktır. Bir öznedir. Bir ruhtur. Her türlü zorluktan musibetten sonra yeniden ayağa kalkan, efsanede belirtilen, zümrüdü Anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğan bir varlıktır. Ya da böyle bir varlık olma potansiyelini içinde özünde taşır. Bunun gerçekleşmesi ise ancak bir tek maddi değil, Manevi değerlerle olur. Çağımız gerçekliğinde manevi değerler moral değerler bir tek tarihi dini bilgiler, ahlak, ibadetle olmuyor. Çağın, zamanın getirdiği koşullara bozulmadan uymakla oluyor. Biz istesek te istemesek te sanayileşme, teknoloji, bunların doğal maddi yansımaları olan kapitalizm, paradan maddi güçten maddi üstünlükten başka bir değer tanımayan sömürücü sistem, ahtapotun kolları gibi tüm Dünya toplumlarını sarmış durumda… Bir halk deyişinde denildiği gibi “komşuda pişer bize de düşer” misali üzülerek belirtmekte yarar var Müslüman Türkiye halkına geneleme yapmadan söylersem maddeci paracı kapitalist sistem, tam anlamıyla etkisi altına almış durumda görünüyor. Bu yeni sistemden, bu yeni Dünya düzeninden tam anlamıyla kurtuluş yok. Ancak akılı ciddi önlemlerle etkisi tahribatı azaltılabilir. Böyle bir olgu veya tespit nedeniyle umutsuz olmamak gerek. İşte umutsuzluğun yıkımın panzehri ilacı, kendi gerçek anlamda uygulamada milli manevi değerlerimize uygun haline getireceğimiz sorgulayan, analiz eden demokratik çağdaş eğitimdir. Belirtmem tekrar önemle vurgulamam gerekirse bizim gibi milletlerin yozlaşma ve geri kalmadan kurtaracak model, kesin yargıları sevmemle birlikte, denilebilir ki İslam inancı ile birlikte yani bir anlamda doğu kültürü ile beraber yozlaşmayan gelişmiş çağdaş batı kültürü ve değerleridir. Batı deyince elbette kast ettiğim oranın ahlak dışı uygulamaları değil. İnsan aklının ileri doğru gelişmeleridir. Daha doğru anlamda batı ve doğu sentezi olmalıdır. Çünkü artık anlaşılması gereken gerçek, geleneksel din eğitimi ile bu toplum bırakalım manevi kalkınmayı, gerilemeyi getiriyor. Bu görüş benim öznel görüşüm değil. Toplumsal veriler böyle olumsuz sonuçlar çıkartıyor. Örneğin yine yeni araştırmalara göre imam hatip okullarında bile önemli oranda öğrencilerin deist bir inanca yani Allaha inandıkları halde dine dinlere inanmayanların ortaya çıktığı görülüyor. Acı ama gerçek. Bunun nedeni İslam dinini iyi bilmeyen veya İslam dinin cihanı şümul evrensel ilkellerini içtihat kapısına akıl erdirmeyen bilgiç geçinen cahil din adamlarıdır. Oysa İslam dini ahirette yönelik olduğu kadar bir Dünya dinidir. Akla bilgiye düşünceye büyük önem veren bir dindir. Bu nedenle din eğitimi imam hatipler cemaatler derken yararlı dini bir nesil isteniyorsa hurafelerden arınmış akla dayalı çağın gerçeklerine uygun olan sorgulayıcı araştırmacı demokratik bir eğitim de gerekiyor. Aksi halde gelişme değil gerileme oluyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.