NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

KUDÜS FATİHİ SELAHADDİN EYYÜBİ -24

ŞAM SEFERİ Mısır'ın alınması Kudüs'ün kurtuluşu için önem teşkil ediyordu. Zira Fatımi halifeliği ve özelikle vezirleri, Kudüs konusunda ikili oynuyorlardı. Müslümanlara karşı Kudüs için mücadele ettiklerini imajını veriyorlardı. Aslında gerçek öyle değildi. Fatımi vezir Şaver bir haçlı işbirlikçisi idi. Fatımi siyaseti kendi varlıklarıyla haçlıların varlığının aynı olduğuna karar vermişlerdi. Bundan dolayı aralarında güçlü bir ittifak vardı. Zaten bu durum Mısır savaşlarında açıkça görüldü. Fatımi orduları İskenderiye'de, Belbis'te Eyyübi ordularıyla haçlı orduları arasındaki savaşta açıkça haçlı tarafını tuttular, onlara yardım ettiler. Ama her şeye rağmen Mısır savaşlarında yalnız Şii Fatımiler yenilmedi, aynı zamanda haçlılar Mısır'da Selahaddin'i Eyyübi ordusuna yenildiler.Mısır'da düzen sağlandıktan sonra ordunun büyük bir bölümü Mısır'da bırakılarak, Selahaddinöncülüğünde yeddi yüz kişilik bir ordu Mısır'dan Şam'a doğru yola çıktılar. Şam şehri müslüman sünnilerin eğemenliğinde bulunuyordu. Zengi devletinin sınırları içerisindeydi. Nureddin Zengi Halep ve Şam hükümdarıydi. Selahaddin zaten Şam'dan Mısır'a gitmişti. Ancak Nureddin Mahmut Zenginin vefatından sonra Şam şehrinde karışıklık başlamıştı. Selahaddin bunda dolayı Şam'a gitmeye karar vermişti. Eylül 1174. Yanında çok sevdiği kardeşi oğlu Takiyeddin Ömer ile İzeddin Ferahşah'da onunla birlikteydı. Mısır'ı ise kardeşi Adil'e teslim etti. Mısır'da görünürde bir sorun yoktu. Ordu büyük ölçüde Mısır'da kalmıştı. Kadı Fadılın kaleme aldığı bir mektupta müslüman halk'a şunları söylüyordu: "Gerçek vefa vefattan sonra olandır. Gerçek sevgi de düşmanlığın çoğaldığı zamanlarda kendini gösterir." Selahaddin Abbasi halifesi El-Müstezi'ye de bir mektup yazmıştır. Ve o mektupta Şam'a gidiş nedenlerini açıklamıştır. Mektup yazmasının amacı Abbas halifesine dost olduğunu bildirmektır. Selahaddin Şam şehrine vardığında şehir halkı ve yetkilileri tarafından iyi karşılandı. Şehrin hakimi İbni'il Mukadim şehrin kapılarnı açtı. ve şehri ona teslim etti. Böylece Şam şehri de Eyyübilerin denetimine girdi. Sultan Şam halkının bu barışçı tutumundan dolayı ziyadesıyle memnun oldu Onlara yönelik bir konuşma yaptı. Amacının İslami birlik içerisinde müslüman kardeşliğini oluşturmak, haçlılara karşı güçlü olmaktır. Şam halkının Selahaddin'e karşı çıkmaması, direnmemesi, geçmişte Şam'da yaptığı adil, iyi çalışmalarının sonucudur. Abbasi halifesi'de Selahaddin'in mektubuna cevap verdi, kendisini Şam ve Mısır beldelerinin hükümdarı olarak ilan etti, tanıdı. Selahaddin Şam'da bir süre kaldıktan sonra, kardeşi Tuğtekin'i Şam valisi olarak atadı. Haleb'i denetime almak üzere orduyla yola çıktılar. Halep Nureddin Mahmud'un denetimindeydi. Vefat edince yerine 11 yaşındaki oğlu Melik Salih hükümdar ilan edildi. Çocuk yaştaki Salih, Gümüştekin adlı çıkarcı, haçlı işbirlikçisi kişinin yönlendirmesi altında hareket ediyordu. Bu durum Kudüs davasına zarar veriyordu. Eyyübi odusu 30 Aralık 1174 tarihnde Haleb'i dört taraftan kuşatma altına aldı. Şehir halkı sünniler şehrin Selahaddin'nin eline geçmesini istiyordu. Ancak Şiiler bazı şartlar öne sürerek, Melik Salih'ten taraf olacaklarını söylediler. Örneğin ezanın şii mezhebi kaidesine göre okunmasını istiyorlardı. Melik Salih ve Tuğtekin bu şartları dahi kabul ettiler. Bu arada Gümüştekin haçlılarla ve Haşhaşilerle görüşerek Eyyübilere karşı bir ittifak oluşturdular. Hatta Selahaddin'i öldürmek için Haşhaşi denilen suiskastçı bir örgütü devreye koydular. Hahaşi örgütü İran Kuzvin şehrinde Alamut denilen anlamı kartal yuvası denilen çok yüksek bir dağda Şii mezhebine bağlı Hasan Sabah Tarafından 1090 yılında kurulmuş dini ve siyasi bir teşkilattır. Çok tehlikeli, vurucu, hedeflerini şaşırmayan, özel eğitilmiş timleri vardır.İşte bunlardan bir grub çete Selahaddin'nin kaldığı çadırda saldırırlar. Fedai grub şimdiye kadar, tarihlerinde 100 kadae hükümdar, komutan, önde gelen kişileri suiskast sonucu öldürmüşlerdir. Ama bu defa işleri kolay değildir karşılarında Selahaddin gibi çok cesur savaşçı, akılı biri vardır. İlk saldırılarında selahaddin ustaca bir şekilde karşı kor. çatışırlar dört tane fedai ölür, dört tanesi de kaçarak hayatlarını zor kurtarırlar. Bu arada Selahaddin hafif yara almıştır. Devam edecek
Ekleme Tarihi: 16 Kasım 2023 - Perşembe

KUDÜS FATİHİ SELAHADDİN EYYÜBİ -24

ŞAM SEFERİ

Mısır'ın alınması Kudüs'ün kurtuluşu için önem teşkil ediyordu. Zira Fatımi halifeliği ve özelikle vezirleri, Kudüs konusunda ikili oynuyorlardı. Müslümanlara karşı Kudüs için mücadele ettiklerini imajını veriyorlardı. Aslında gerçek öyle değildi. Fatımi vezir Şaver bir haçlı işbirlikçisi idi. Fatımi siyaseti kendi varlıklarıyla haçlıların varlığının aynı olduğuna karar vermişlerdi. Bundan dolayı aralarında güçlü bir ittifak vardı.

Zaten bu durum Mısır savaşlarında açıkça görüldü. Fatımi orduları İskenderiye'de, Belbis'te Eyyübi ordularıyla haçlı orduları arasındaki savaşta açıkça haçlı tarafını tuttular, onlara yardım ettiler.

Ama her şeye rağmen Mısır savaşlarında yalnız Şii Fatımiler yenilmedi, aynı zamanda haçlılar Mısır'da Selahaddin'i Eyyübi ordusuna yenildiler.Mısır'da düzen sağlandıktan sonra ordunun büyük bir bölümü Mısır'da bırakılarak, Selahaddinöncülüğünde yeddi yüz kişilik bir ordu Mısır'dan Şam'a doğru yola çıktılar.

Şam şehri müslüman sünnilerin eğemenliğinde bulunuyordu. Zengi devletinin sınırları içerisindeydi. Nureddin Zengi Halep ve Şam hükümdarıydi. Selahaddin zaten Şam'dan Mısır'a gitmişti. Ancak Nureddin Mahmut Zenginin vefatından sonra Şam şehrinde karışıklık başlamıştı.

Selahaddin bunda dolayı Şam'a gitmeye karar vermişti. Eylül 1174. Yanında çok sevdiği kardeşi oğlu Takiyeddin Ömer ile İzeddin Ferahşah'da onunla birlikteydı. Mısır'ı ise kardeşi Adil'e teslim etti. Mısır'da görünürde bir sorun yoktu. Ordu büyük ölçüde Mısır'da kalmıştı.

Kadı Fadılın kaleme aldığı bir mektupta müslüman halk'a şunları söylüyordu: "Gerçek vefa vefattan sonra olandır. Gerçek sevgi de düşmanlığın çoğaldığı zamanlarda kendini gösterir."

Selahaddin Abbasi halifesi El-Müstezi'ye de bir mektup yazmıştır. Ve o mektupta Şam'a gidiş nedenlerini açıklamıştır. Mektup yazmasının amacı Abbas halifesine dost olduğunu bildirmektır.

Selahaddin Şam şehrine vardığında şehir halkı ve yetkilileri tarafından iyi karşılandı. Şehrin hakimi İbni'il Mukadim şehrin kapılarnı açtı. ve şehri ona teslim etti. Böylece Şam şehri de Eyyübilerin denetimine girdi. Sultan Şam halkının bu barışçı tutumundan dolayı ziyadesıyle memnun oldu

Onlara yönelik bir konuşma yaptı. Amacının İslami birlik içerisinde müslüman kardeşliğini oluşturmak, haçlılara karşı güçlü olmaktır. Şam halkının Selahaddin'e karşı çıkmaması, direnmemesi, geçmişte Şam'da yaptığı adil, iyi çalışmalarının sonucudur.

Abbasi halifesi'de Selahaddin'in mektubuna cevap verdi, kendisini Şam ve Mısır beldelerinin hükümdarı olarak ilan etti, tanıdı.

Selahaddin Şam'da bir süre kaldıktan sonra, kardeşi Tuğtekin'i Şam valisi olarak atadı. Haleb'i denetime almak üzere orduyla yola çıktılar. Halep Nureddin Mahmud'un denetimindeydi. Vefat edince yerine 11 yaşındaki oğlu Melik Salih hükümdar ilan edildi. Çocuk yaştaki Salih, Gümüştekin adlı çıkarcı, haçlı işbirlikçisi kişinin yönlendirmesi altında hareket ediyordu. Bu durum Kudüs davasına zarar veriyordu.

Eyyübi odusu 30 Aralık 1174 tarihnde Haleb'i dört taraftan kuşatma altına aldı. Şehir halkı sünniler şehrin Selahaddin'nin eline geçmesini istiyordu. Ancak Şiiler bazı şartlar öne sürerek, Melik Salih'ten taraf olacaklarını söylediler. Örneğin ezanın şii mezhebi kaidesine göre okunmasını istiyorlardı. Melik Salih ve Tuğtekin bu şartları dahi kabul ettiler.

Bu arada Gümüştekin haçlılarla ve Haşhaşilerle görüşerek Eyyübilere karşı bir ittifak oluşturdular. Hatta Selahaddin'i öldürmek için Haşhaşi denilen suiskastçı bir örgütü devreye koydular.

Hahaşi örgütü İran Kuzvin şehrinde Alamut denilen anlamı kartal yuvası denilen çok yüksek bir dağda Şii mezhebine bağlı Hasan Sabah Tarafından 1090 yılında kurulmuş dini ve siyasi bir teşkilattır.

Çok tehlikeli, vurucu, hedeflerini şaşırmayan, özel eğitilmiş timleri vardır.İşte bunlardan bir grub çete Selahaddin'nin kaldığı çadırda saldırırlar. Fedai grub şimdiye kadar, tarihlerinde 100 kadae hükümdar, komutan, önde gelen kişileri suiskast sonucu öldürmüşlerdir.

Ama bu defa işleri kolay değildir karşılarında Selahaddin gibi çok cesur savaşçı, akılı biri vardır. İlk saldırılarında selahaddin ustaca bir şekilde karşı kor. çatışırlar dört tane fedai ölür, dört tanesi de kaçarak hayatlarını zor kurtarırlar. Bu arada Selahaddin hafif yara almıştır. Devam edecek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.