NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

KUDÜS FATİHİ SELAHADDİN EYYÜBİ -15

HALKI ADALET VE İYİLİKTE BULUNMAYA TEŞVİK ETTİ Selahaddin Eyyübi kişisel olarak, İslami şartlara bağlı olduğu ve uyguladığı gibi, toplumsal kesimlerin de bu kuralara ve yasaklara göre hareket etmesi gerektiğini, yetkili kişilere, valilere anlatır, emir verirdi. Devlet yönetiminin adalet ve ahlak temelli olmasına özen gösterir, azami bir şekilde dikkat ederdi. Valilerine telkin ettiği uygulamaları gereken sözleri. "Halka asil davransın. Zira o halk ona emanettir. Adaleti ihsan derecesine vardırsın. Valiler heva ve heveslerine göre hareket etmesinler, şeytan onlar üzerinde tasarruf edecek bir yön bulmasın." Selahaddin devam ediyordu. "Bu dönemde rüşvet almak yaygınlaştı. Bu resülullah (saav)'in emrini yok eden bir şeydir. O yiyenin de yedirenin de lanete müstehak olduğu faiz gibidir." KADILIK GÖREVİNE ÇOK ÖNEM VERİRDİ "Kadılar; şeriatın direkleri, uygulayıcıların askerleri ve ilmin mahzenleridir. Kadılar güvenli kişiler olmalı. Kadılık kadı olmak isteyenlere değil, ondan kaçan kişilere tevdi edilmeli." Geçmiş olumlu kişiler örnek alınmalı, "Selef halef gibi olmalı." derdı. Selahaddin, kitap ve sünnete göre hareket etmeyi kendisine yegane bir amaç, yol seçmişti. Bidat ve hurafelere karşı çıkıyor, bu zararlı akımların etkinlik kazanmalarına çeşitli şekilerde mani oluyordu. Gerçek İslami ilkellere göre hareket ediyor, halkı bu şekilde örgütlüyor ve yönlendiriyordu. Zaten, Kudüs zaferi, diğer beldelerin zaferi bu temel pratikten kaynaklandı. Zafere giden en önemli yol, İslam aleminde birlik sağlaması, Şii Fatimi halifefeliğini kaldırması, Abbasi tek halife yönetiminin sağlanmasıdır. devletin devam etmesi, köklü olması, zaferlerin heder olmaması için, toplumun bir hedefte bir inançte birleşmesi gerekiyordu. Bunun gerçekleşme yollarından en önemlisi, başlangıcı Kudüs'ün haçlı işgalinden kurtarılmasıdır. Selahaddin bunu yaptı. Yapacakları bitmedi, devam ediyordu. En önemlisi toplumda sosyal adaletin sağlanması gerekiyordu. Selahaddin bunu da yaptı. Kendisi özel yaşamında adaleti, hakkı, hukuku tatbik eder halka örnek olurdu. Rüşvet alan ile rüşvet vereni de engelledi, yeri geldi, mahkum etti. Deyim yerindeyse bir halk atasözünde denildiği gibi "Halka verir telkini, kendisi yer salkımı." haşa bunu yapmadı. Bir inanç eğitim devrimi yaptı. Alimlere, fakihlere son derece önem verdi. Selahaddin döneminde alimler, bilginler çoğaldı. Ünlü alimler yetişti. İbniül Esir, İbni Şedadad gibi tarihçiler yetişti. Bunlar halka bugünleri anlamaları için geçmişi, tarihi öğretiyor, doğru yol üzerine eğitiyorlardı. Böylece toplumsal bir birlik sağlam bir şekilde oluşuyordu. Bunun kalıcı sağlam bir şekilde devam etmes için, toplum içerisinde tek hedefte birleşmek, toplumsal gerçek, barışın sağlanması için, kimse aç ve muhtaç kalmamaları gerekiyordu. İşte Selahaddin topluma örnek olmak üzere önce bunu kendi şahsında uygulayarak millete olumlu bir örnek, bir emsal oldu. Eşit gelir dağılımı adalerini sağladı. Bundan dolayı kendisi ve alimlerin sözleri, halk üzerinde büyük bir etki yaratıyordu. Böylesi bir sistemle, teori ile pratiğin örtüşmesi çok önemli bir enerji sinerji yarattı. Çökmüş bie duruma gelen İslam alemini bir manada diriltti. Geçmişte olduğu gibi, canlı, dinamik bir şekilde tekrar tarih sahnesine çıkmasına vesile oldu. Böylece Kudüs, Mısır, Hicaz, Yemen fethedildi. Haçlı ordularını yenmek öyle kolay, basit sıradan bir olay değildir. Zira dünyanın en güçlü orduları, silahşörleri Filistini işgal etmişlerdi. Bu büyük devasa gücün yenilmesi, ancak büyük bir imanla inançla sağlanması gerekiyordu. Böyle yapıldı. Bunun gerçekleşmesi ancak moral değerlerle mümkün olacaktı. İşte tüm bunlar yapıldı. O devirde çok ünlü birer deha sayılacak alimler yetişti. Biz bu alimlerden biraz söz edeceğiz. Devam edecek
Ekleme Tarihi: 06 Kasım 2023 - Pazartesi

KUDÜS FATİHİ SELAHADDİN EYYÜBİ -15

HALKI ADALET VE İYİLİKTE BULUNMAYA TEŞVİK ETTİ

Selahaddin Eyyübi kişisel olarak, İslami şartlara bağlı olduğu ve uyguladığı gibi, toplumsal kesimlerin de bu kuralara ve yasaklara göre hareket etmesi gerektiğini, yetkili kişilere, valilere anlatır, emir verirdi. Devlet yönetiminin adalet ve ahlak temelli olmasına özen gösterir, azami bir şekilde dikkat ederdi.

Valilerine telkin ettiği uygulamaları gereken sözleri. "Halka asil davransın. Zira o halk ona emanettir. Adaleti ihsan derecesine vardırsın. Valiler heva ve heveslerine göre hareket etmesinler, şeytan onlar üzerinde tasarruf edecek bir yön bulmasın."

Selahaddin devam ediyordu. "Bu dönemde rüşvet almak yaygınlaştı. Bu resülullah (saav)'in emrini yok eden bir şeydir. O yiyenin de yedirenin de lanete müstehak olduğu faiz gibidir."

KADILIK GÖREVİNE ÇOK ÖNEM VERİRDİ

"Kadılar; şeriatın direkleri, uygulayıcıların askerleri ve ilmin mahzenleridir. Kadılar güvenli kişiler olmalı. Kadılık kadı olmak isteyenlere değil, ondan kaçan kişilere tevdi edilmeli." Geçmiş olumlu kişiler örnek alınmalı, "Selef halef gibi olmalı." derdı.

Selahaddin, kitap ve sünnete göre hareket etmeyi kendisine yegane bir amaç, yol seçmişti. Bidat ve hurafelere karşı çıkıyor, bu zararlı akımların etkinlik kazanmalarına çeşitli şekilerde mani oluyordu. Gerçek İslami ilkellere göre hareket ediyor, halkı bu şekilde örgütlüyor ve yönlendiriyordu.

Zaten, Kudüs zaferi, diğer beldelerin zaferi bu temel pratikten kaynaklandı. Zafere giden en önemli yol, İslam aleminde birlik sağlaması, Şii Fatimi halifefeliğini kaldırması, Abbasi tek halife yönetiminin sağlanmasıdır.

devletin devam etmesi, köklü olması, zaferlerin heder olmaması için, toplumun bir hedefte bir inançte birleşmesi gerekiyordu. Bunun gerçekleşme yollarından en önemlisi, başlangıcı Kudüs'ün haçlı işgalinden kurtarılmasıdır. Selahaddin bunu yaptı.

Yapacakları bitmedi, devam ediyordu. En önemlisi toplumda sosyal adaletin sağlanması gerekiyordu. Selahaddin bunu da yaptı. Kendisi özel yaşamında adaleti, hakkı, hukuku tatbik eder halka örnek olurdu. Rüşvet alan ile rüşvet vereni de engelledi, yeri geldi, mahkum etti.

Deyim yerindeyse bir halk atasözünde denildiği gibi "Halka verir telkini, kendisi yer salkımı." haşa bunu yapmadı. Bir inanç eğitim devrimi yaptı. Alimlere, fakihlere son derece önem verdi. Selahaddin döneminde alimler, bilginler çoğaldı. Ünlü alimler yetişti.

İbniül Esir, İbni Şedadad gibi tarihçiler yetişti. Bunlar halka bugünleri anlamaları için geçmişi, tarihi öğretiyor, doğru yol üzerine eğitiyorlardı. Böylece toplumsal bir birlik sağlam bir şekilde oluşuyordu. Bunun kalıcı sağlam bir şekilde devam etmes için, toplum içerisinde tek hedefte birleşmek, toplumsal gerçek, barışın sağlanması için, kimse aç ve muhtaç kalmamaları gerekiyordu. İşte Selahaddin topluma örnek olmak üzere önce bunu kendi şahsında uygulayarak millete olumlu bir örnek, bir emsal oldu. Eşit gelir dağılımı adalerini sağladı.

Bundan dolayı kendisi ve alimlerin sözleri, halk üzerinde büyük bir etki yaratıyordu. Böylesi bir sistemle, teori ile pratiğin örtüşmesi çok önemli bir enerji sinerji yarattı. Çökmüş bie duruma gelen İslam alemini bir manada diriltti. Geçmişte olduğu gibi, canlı, dinamik bir şekilde tekrar tarih sahnesine çıkmasına vesile oldu. Böylece Kudüs, Mısır, Hicaz, Yemen fethedildi.

Haçlı ordularını yenmek öyle kolay, basit sıradan bir olay değildir. Zira dünyanın en güçlü orduları, silahşörleri Filistini işgal etmişlerdi. Bu büyük devasa gücün yenilmesi, ancak büyük bir imanla inançla sağlanması gerekiyordu. Böyle yapıldı.

Bunun gerçekleşmesi ancak moral değerlerle mümkün olacaktı. İşte tüm bunlar yapıldı. O devirde çok ünlü birer deha sayılacak alimler yetişti. Biz bu alimlerden biraz söz edeceğiz. Devam edecek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.