NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

İSRAF HARAMDIR

İsraf Arapça bir sözcük, Türkçe karşılığı savurganlık yapmaktır. Yiyecek ve içecekleri, hatta her türlü maddi araçları ölçüsüz kullanmak harcamaktır. Dünya’da milyonlarca insan, çocuk, bebek açlıktan susuzluktan acı bir şekilde ölürken, insanların yaşamaları için vazgeçilmez olan yiyecek ve içecekleri pervasızca düşünmeden yok yere tüketmek atmak tek kelimeyle kişiler bunu bilerek yapıyorlarsa insafsızlıktır. Yok eğer bilmeyerek yapıyorlarsa cehalet olsa gerek. Bu nedenle bu önemli konuda devletin ilgili kurumlarına öğretmenlere, din görevlilerine halkı bilgilendirmede, aydınlatmada önemli görevler düşüyor. Okullarda öğretmenler, camilerde din görevlileri sürekli olarak İsrafın ahlaki ve dini olarak yasak ve haram olduğunu bilmeyenlere devamlı anlatmaları gerek. Çünkü yiyecek ve su belki silahtan daha önemli stratejik kaynaklardır desek doğrudur. Zaten dinimiz kültürümüz israfın ne kadar zararlı olduğu hakkında bilgiler içermekte. Araf süresi ayet 31 “ Allah israf edenleri sevmez” buyurmakta. İsra süresi 26- 27 ayetlerde israfın ne kadar kötü bir huy ve uygulama olduğuna dair “israf yapanlar malını saçıp savuranlar şeytanın kardeşleridir” buyruluyor. Bir çok hadiste peygamberimiz israfın haram olduğuna dair emirleri vardır. Biz burada iki hadisi örnek verelim, “yiyin için israf etmeyin” diğer hadiste “nehir kenarında olsanız, abdest alıyor olsanız bile suyu israf etmeyin”. Çünkü bu önemli Dünya kaynakları yalnız bizim değil bizden sonra gelen nesillerin de bunda hakları olduğunu bilelim. İnsani, ahlaki ve İslami olarak tüm bu gerçekleri bildiği halde israf yapanların insanlığı da Müslümanlığı da sağlam değildir. En azından tartışılır. Kısaca israf yapmak hak çiğnemektir. Kul hakkına bile girebilir. İsraf yapanlar saçıp savuranlar mantıken çoğunlukla bu mallı emek vermeden kazanmış kişiler veya miras yedilerdir. Dinimizde ayet ve hadislerin yorumunda zenginin malında fakirin hakkı vardır ilkesi açık bir gerçek. Buna rağmen pervasızca israf edemez. İsraf o kadar bireysel bir hastalık ve kötü bir huydur ki bunun temelinde haram yemek, rüşvet almak vermek ihtimal dahilinde. Şurası deneylerle örneklerle görülmüş ve tespit edilmiş. Bir ülkenin bir milletin kalkınması ancak tasarruf yaparak mümkündür. Bir insan elinde ki yiyeceği muhtaç olanlara vermiyor, çöpe atıyorsa o şahıs bencil, egoist bir kişidir, Öylesi insandan topluma zarar gelir. Fayda gelmez. Eğer gerçekten ailemizin, şehrimizin, ve ülkemizin gelişmesini kalkınmasını istiyorsak, top yekun israfla mücadele etmeliyiz. Hatta böylesi sivil toplum örgütleri yoksa böyle dernekler kurulmalıdır. İsrafı önlemek yoksulluğu önlemek demektir. Bunun tek şartı israf etmeden çalışmak, üretmek gerek. Başta devlet ve belediyeler bu önemli konuda halka örnek olmalıdır. İsraf kişide, ailede, devlette haram ilan edilmeli. Ama ne yazık ki İslam dini konusunda duyarlı olduğunu bildiğimiz Ak parti iktiranın İslam dinin haram saydığı israf konusunda gerekli duyarlığı göstermediği, hatta bu iktidar döneminde israfın başta belediyeler ve devlet kuruluşlarında alabildiğine arttığı şeklinde bilgiler vardır. İlimiz Urfa için söylersek, tanışma fırsatı bulduğum Urfa valisi Sayın Abdullah Erin, edindiğim bilgi ve intibaya göre israfla rüşvete yolsuzluğa müsamaha göstermediği şeklindedir. Eğer topluca gelişmek ve kalkınmak istiyorsak Dileriz ve isteriz İsrafla, yolsuzlukla, rüşvetle mücadele bir devlet politikası haline gelsin.
Ekleme Tarihi: 29 Ağustos 2019 - Perşembe

İSRAF HARAMDIR

İsraf Arapça bir sözcük, Türkçe karşılığı savurganlık yapmaktır. Yiyecek ve içecekleri, hatta her türlü maddi araçları ölçüsüz kullanmak harcamaktır. Dünya’da milyonlarca insan, çocuk, bebek açlıktan susuzluktan acı bir şekilde ölürken, insanların yaşamaları için vazgeçilmez olan yiyecek ve içecekleri pervasızca düşünmeden yok yere tüketmek atmak tek kelimeyle kişiler bunu bilerek yapıyorlarsa insafsızlıktır. Yok eğer bilmeyerek yapıyorlarsa cehalet olsa gerek. Bu nedenle bu önemli konuda devletin ilgili kurumlarına öğretmenlere, din görevlilerine halkı bilgilendirmede, aydınlatmada önemli görevler düşüyor. Okullarda öğretmenler, camilerde din görevlileri sürekli olarak İsrafın ahlaki ve dini olarak yasak ve haram olduğunu bilmeyenlere devamlı anlatmaları gerek. Çünkü yiyecek ve su belki silahtan daha önemli stratejik kaynaklardır desek doğrudur. Zaten dinimiz kültürümüz israfın ne kadar zararlı olduğu hakkında bilgiler içermekte. Araf süresi ayet 31 “ Allah israf edenleri sevmez” buyurmakta. İsra süresi 26- 27 ayetlerde israfın ne kadar kötü bir huy ve uygulama olduğuna dair “israf yapanlar malını saçıp savuranlar şeytanın kardeşleridir” buyruluyor. Bir çok hadiste peygamberimiz israfın haram olduğuna dair emirleri vardır. Biz burada iki hadisi örnek verelim, “yiyin için israf etmeyin” diğer hadiste “nehir kenarında olsanız, abdest alıyor olsanız bile suyu israf etmeyin”. Çünkü bu önemli Dünya kaynakları yalnız bizim değil bizden sonra gelen nesillerin de bunda hakları olduğunu bilelim. İnsani, ahlaki ve İslami olarak tüm bu gerçekleri bildiği halde israf yapanların insanlığı da Müslümanlığı da sağlam değildir. En azından tartışılır. Kısaca israf yapmak hak çiğnemektir. Kul hakkına bile girebilir. İsraf yapanlar saçıp savuranlar mantıken çoğunlukla bu mallı emek vermeden kazanmış kişiler veya miras yedilerdir. Dinimizde ayet ve hadislerin yorumunda zenginin malında fakirin hakkı vardır ilkesi açık bir gerçek.

Buna rağmen pervasızca israf edemez. İsraf o kadar bireysel bir hastalık ve kötü bir huydur ki bunun temelinde haram yemek, rüşvet almak vermek ihtimal dahilinde. Şurası deneylerle örneklerle görülmüş ve tespit edilmiş. Bir ülkenin bir milletin kalkınması ancak tasarruf yaparak mümkündür. Bir insan elinde ki yiyeceği muhtaç olanlara vermiyor, çöpe atıyorsa o şahıs bencil, egoist bir kişidir, Öylesi insandan topluma zarar gelir. Fayda gelmez. Eğer gerçekten ailemizin, şehrimizin, ve ülkemizin gelişmesini kalkınmasını istiyorsak, top yekun israfla mücadele etmeliyiz. Hatta böylesi sivil toplum örgütleri yoksa böyle dernekler kurulmalıdır. İsrafı önlemek yoksulluğu önlemek demektir. Bunun tek şartı israf etmeden çalışmak, üretmek gerek. Başta devlet ve belediyeler bu önemli konuda halka örnek olmalıdır. İsraf kişide, ailede, devlette haram ilan edilmeli. Ama ne yazık ki İslam dini konusunda duyarlı olduğunu bildiğimiz Ak parti iktiranın İslam dinin haram saydığı israf konusunda gerekli duyarlığı göstermediği, hatta bu iktidar döneminde israfın başta belediyeler ve devlet kuruluşlarında alabildiğine arttığı şeklinde bilgiler vardır. İlimiz Urfa için söylersek, tanışma fırsatı bulduğum Urfa valisi Sayın Abdullah Erin, edindiğim bilgi ve intibaya göre israfla rüşvete yolsuzluğa müsamaha göstermediği şeklindedir. Eğer topluca gelişmek ve kalkınmak istiyorsak Dileriz ve isteriz İsrafla, yolsuzlukla, rüşvetle mücadele bir devlet politikası haline gelsin.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.