NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

GENÇLİK NEREYE DOĞRU

İnsanları çeşitli şekilde tanımlamak mümkün. Sosyal, sınıfsal, kültürel... Birde kişilik veya mizaç bakımından farklıdır desek doğrudur. En basitinden demek gerekirse, iyimser kişilik veya kötümser kişilik. Hele kötümser kişilik yapısına sahip olanlar iflah olmaz bir huya sahiptir. Ne yapsan ne desen boştur, faydasızdır, adeta bir felaket tellalı gibidir, kendilerini böyle biçimlemişler... Her halde bu huylarından keyif alıyorlar. Tabi birde iyimserle var. Sürekli bardağın dolu olduğunu belirtirler. Her şey güzel olacak, iyi olacak diye umutlarını korurlar. Şahsım iyimser umutlu kategorisine dahilim diyebilirim. Ama bazı konularda hiç kötümser değilim dersem doğruyu belirtmiş olmam. Örneğin konumuzla ilgili gençlik konusunda genelleme yapmadan belirtmem gerekirse içinizi karatmış olmayım fazla iyimserim diyemiyorum kendime. Çünkü gençlik adeta kökünden, ailesinden, toplumsal değerlere sapmış ayrı yaşıyor gibi geliyor bana. Varsa yoksa cinsellik, aşk sevgi sevda...  Acaba bunda 12 Eylül faşist darbesinin etkisi yok mu dersiniz? Var tabi hem de fazlasıyla var. Gençlik ülke sorunları ile, sosyal sınıfsal sorunlarla ilgilenmesin diye, bir sev genç yetişmesinin kültürel ortamı yaratıldı diye düşünüyorum. Bunu nereden biliyorum derseniz, acaba böylemi düşünüyorum diye kendimi sorguladığım olmuştur. Çevremde bildiğim kadarıyla sosyolojik gözlem yapıyorum. Gençliğin duvar yazılarını okuyorum. Çocuk yaşta her iki cinsin yakınlaşması, bir tek duygu yüklü olması beni böyle kanıya götürüyor. Hele akıllı telefon, bilgisayar internet gibi iletişim araçlarını en çok kullanan, tabir caizse bunların hastası olan bir gençlik gerçeği var. Toplumsal, ekonomik sorunlardan uzak, varsa yoksa kendi sanal alemlerinde yaşıyorlar. Nedir bu sorunun çaresi diye sorulsa? Elbette kimsenin elinde anlık bir sihirli reçete yok. Sorunun ve sorunların çözümü için çok yönlü ıslah programları olması gerekir. Sosyal ekonomik eşitlik. Adil bölüşüm. En doğrusu okumak aydınlanmak, tek yanlı düşünmemek, çünkü gençlik bir toplumun geleceğidir. Bugünün küçüğü yarının büyüğüdür. Bu toplumu illerde gençler yönetecektir. Şurada bir itirafta veya öz eleştiride bulunayım. Ak parti iktidarının on sekiz yaşta gençlere milletvekili olma hakkını verince yakın bir zamana kadar çok eleştirmiştim. Ancak şimdi doğru ve sağlıklı bir şekilde düşündüğüm zaman bu düşüncemin yanlış olduğunu alıyorum. Meğerse çok doğru bir karar oldu. Lise çağında bir genç mecliste halkı belki temsil edemez savunamaz. Çok az bir kısmı hariç seçimde seçilecek bir yere konulmaz. Ama yukardaki satırlarda belirtmek istemeye çalıştığım gençliği yoz durumdan ayırıp toplumsal sorunlara ilgi duymasını sağlayacaktır.
Ekleme Tarihi: 24 Nisan 2022 - Pazar

GENÇLİK NEREYE DOĞRU

İnsanları çeşitli şekilde tanımlamak mümkün. Sosyal, sınıfsal, kültürel... Birde kişilik veya mizaç bakımından farklıdır desek doğrudur. En basitinden demek gerekirse, iyimser kişilik veya kötümser kişilik. Hele kötümser kişilik yapısına sahip olanlar iflah olmaz bir huya sahiptir. Ne yapsan ne desen boştur, faydasızdır, adeta bir felaket tellalı gibidir, kendilerini böyle biçimlemişler... Her halde bu huylarından keyif alıyorlar. Tabi birde iyimserle var.

Sürekli bardağın dolu olduğunu belirtirler. Her şey güzel olacak, iyi olacak diye umutlarını korurlar. Şahsım iyimser umutlu kategorisine dahilim diyebilirim. Ama bazı konularda hiç kötümser değilim dersem doğruyu belirtmiş olmam.

Örneğin konumuzla ilgili gençlik konusunda genelleme yapmadan belirtmem gerekirse içinizi karatmış olmayım fazla iyimserim diyemiyorum kendime. Çünkü gençlik adeta kökünden, ailesinden, toplumsal değerlere sapmış ayrı yaşıyor gibi geliyor bana. Varsa yoksa cinsellik, aşk sevgi sevda...

 Acaba bunda 12 Eylül faşist darbesinin etkisi yok mu dersiniz? Var tabi hem de fazlasıyla var. Gençlik ülke sorunları ile, sosyal sınıfsal sorunlarla ilgilenmesin diye, bir sev genç yetişmesinin kültürel ortamı yaratıldı diye düşünüyorum. Bunu nereden biliyorum derseniz, acaba böylemi düşünüyorum diye kendimi sorguladığım olmuştur. Çevremde bildiğim kadarıyla sosyolojik gözlem yapıyorum. Gençliğin duvar yazılarını okuyorum.

Çocuk yaşta her iki cinsin yakınlaşması, bir tek duygu yüklü olması beni böyle kanıya götürüyor. Hele akıllı telefon, bilgisayar internet gibi iletişim araçlarını en çok kullanan, tabir caizse bunların hastası olan bir gençlik gerçeği var. Toplumsal, ekonomik sorunlardan uzak, varsa yoksa kendi sanal alemlerinde yaşıyorlar. Nedir bu sorunun çaresi diye sorulsa? Elbette kimsenin elinde anlık bir sihirli reçete yok. Sorunun ve sorunların çözümü için çok yönlü ıslah programları olması gerekir. Sosyal ekonomik eşitlik. Adil bölüşüm.

En doğrusu okumak aydınlanmak, tek yanlı düşünmemek, çünkü gençlik bir toplumun geleceğidir. Bugünün küçüğü yarının büyüğüdür. Bu toplumu illerde gençler yönetecektir. Şurada bir itirafta veya öz eleştiride bulunayım. Ak parti iktidarının on sekiz yaşta gençlere milletvekili olma hakkını verince yakın bir zamana kadar çok eleştirmiştim.

Ancak şimdi doğru ve sağlıklı bir şekilde düşündüğüm zaman bu düşüncemin yanlış olduğunu alıyorum. Meğerse çok doğru bir karar oldu. Lise çağında bir genç mecliste halkı belki temsil edemez savunamaz. Çok az bir kısmı hariç seçimde seçilecek bir yere konulmaz. Ama yukardaki satırlarda belirtmek istemeye çalıştığım gençliği yoz durumdan ayırıp toplumsal sorunlara ilgi duymasını sağlayacaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.