NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ -82-

Artık evlilik için her şey yapılmıştır. En önemlisi nişan ve nikah kıyılmıştır. Damat ve gelin dini ve resmi karı koca olmuşlardır. Ancak geleneklerde bazı töreler yerine getirilmese, düğün yapılmazsa, bir araya gelemezler. Düğün öncesi bazı uygulamalar. Gelinin saçının kınalanması, kına gecesinden önce, gelin hamamına bir hazırlık olarak gündüz yapılırdı. Kına işlemi damat ailesinden birkaç kadın ve gelin ailesinden kız kardeşi, yengesi katılır, kadınlar kınayı yoğurur, gelinin saçına itinayla kına yaparlar, maniler, türküler, zılgıtlar çekilirdi. Günümüzde bu geleneksel, doğal kına yakma işlemi neredeyse yapılmıyor, bunun yerine gelin gideceği gün kuaför de kimyasal boya ile gelinin saçı boyanır. Düğün hazırlıklarından biri de gelin hamamıdır. Damat ailesi bir hamamı kiralar veya bir bölümünü hamamda taht dediğimiz bölümleri kiralar. Aile gelin hamamı yapacağını daha önce hamamcıya bildirmeleri gerekirdi. Çünkü hamamlar, şimdiki gibi az ve tenha değildi. Gerek erkekler, Gerek kadınlar evlerde banyo olmadığından h erkekler erkek hamamına, kadınlar da kadın hamamına giderdiler. Bundan dolayı hamamlar çok kalabalık olurdu. Kadınların hamam bohçası, hamam halısı, tarihi Urfa’nın tek halıcılar çarşısı Sipahi pazarından, ekonomik durumlarına göre zengin olanlar biraz pahallı olan İsparta halısı, maddi durumları fazla iyi olmayanlar Demirci halısı veya Urfa’da dokunan hamam çulu, denilen kilimi hamama götürürlerdi. Ayrıca hamam leğeni, hamam tası el işi taraklar getirilirdi. 11- 12 yaşından büyük çocuklar kadın hamamına alınmazdı. Hamama zorla girmek isteyen çocuklar iri yarı keyme dediğimiz güçlü hamamcı kadınlar tarafından azarlanır, çocuklar böylece korkularından hemen hamamdan kaçarlardı. Bunu biz çocukluğumuzda bire bir yaşadığımız için sanırım doğru bir şekilde tasvir edebiliyorum. Özelikle Sultan hamamında güçlü iri yarı keymeler hamamda birer polis gibi düzeni ve disiplini sağlardılar. Hamamlara kadınlar yiyecek de götürürlerdi. Hamam da kalmak kadınlarda bir eğlence, keyif gibi olur, üç dört saat devam ederdi. Keymeler yiyecek getiren yoksul bazı ailelere niye etrafı kirlettiniz diye kızar. Ama zengin aileler keymeye bahşiş verdikleri için keymeler bunlara karışmaz, sevgi saygı gösterirlerdi. Düğün öncesi gelin hamamı daha neşeli ve şenlikli olurdu. Böylesi günlerde aileler hamam bohçalarına güzel temiz elbiselerini yerleştirir, bunları hamamın avlusunda giyer, deyim yerindeyse şov, bir nevi gösteri yapardılar. Bazı aileler geline şıllıklı aba veya çarşaf giydirirlerdi. Bu giysi geleneksel Urfa tatlısı Şıllık tatlısı rengine benzediği için bu adı almıştır. Burada şıllık konusu açılmışken bir parantez açarak, Urfa’da bu tatlıyı kadınlar yapar diye belirtmeliyim. Meşhur şıllık yapan kadınlar vardı. Merhum Zeliha teyzem, Öncel, çok iyi bir şıllık yapıcısı idi. Ulu cami civarında halk bilgesi yaşlı kadın, Tavuz Dayze, kalaboynu mahallesinde, Çadırcı ve Güllü ailelerinden bazı kadınlar şıllık tatlısında ün yapmıştı. Şılıkta maharet, benim bildiğim yetenek kadar, el çabukluğu ve şıllık hamurunu itinalı bir şekilde ve saca çabucak yerleştirmek, şıllık tatlısında maharet ne çok pişirmek ne de ham bırakmaktır. Zaten asıl ustalık bunu kıvamına getirmek dozunu ayarlamaktır. El çabukluğu marifettir öz deyişi böylesi yemek kültürünün bir özelliği olarak belirtilmiş olsa gerek. Biz gelelim gelin hamamı sefasına! Gelinin ailesi kadınlar, damat ailesi kadınlar katılırdı. Düğün öncesi hamam günü genel olarak Cuma günü öğleden sonraya denk getirilirdi. Gelin hamamda süslenmiş tahta oturtulur, tüm takıları takılır. Hamama gelen tüm konuklar gelini seyrederdi. Daha sonra gelinin giysileri keymelerle birlikte türkü ve zılgıtlar eşliğinde çıkarılır. Gelin ve yanında bulunan tüm bayanlar çok sıcak hamamda güzelce yıkandıktan sonra Bu defa hamamda eğlenceler tertip ederlerdi. Çiğköfte yoğrulur, hedik yenilir, Hedik hamamda bulunan tüm kadın ve çocuklara dağıtılırdı. Bu güne özel, meyve ve çerez yenilirdi. Bayanlar yanlarında getirdikleri müzik aletleri eşliğinde türkü, mani söyler eğlenirlerdi. Daha sonra, akşam ezanından sonra damat ailesi gelini babasının evine bırakırlardı. Devam Edecek…
Ekleme Tarihi: 22 Mart 2022 - Salı

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ -82-

Artık evlilik için her şey yapılmıştır. En önemlisi nişan ve nikah kıyılmıştır. Damat ve gelin dini ve resmi karı koca olmuşlardır. Ancak geleneklerde bazı töreler yerine getirilmese, düğün yapılmazsa, bir araya gelemezler. Düğün öncesi bazı uygulamalar. Gelinin saçının kınalanması, kına gecesinden önce, gelin hamamına bir hazırlık olarak gündüz yapılırdı. Kına işlemi damat ailesinden birkaç kadın ve gelin ailesinden kız kardeşi, yengesi katılır, kadınlar kınayı yoğurur, gelinin saçına itinayla kına yaparlar, maniler, türküler, zılgıtlar çekilirdi. Günümüzde bu geleneksel, doğal kına yakma işlemi neredeyse yapılmıyor, bunun yerine gelin gideceği gün kuaför de kimyasal boya ile gelinin saçı boyanır.

Düğün hazırlıklarından biri de gelin hamamıdır. Damat ailesi bir hamamı kiralar veya bir bölümünü hamamda taht dediğimiz bölümleri kiralar. Aile gelin hamamı yapacağını daha önce hamamcıya bildirmeleri gerekirdi. Çünkü hamamlar, şimdiki gibi az ve tenha değildi. Gerek erkekler, Gerek kadınlar evlerde banyo olmadığından h erkekler erkek hamamına, kadınlar da kadın hamamına giderdiler. Bundan dolayı hamamlar çok kalabalık olurdu. Kadınların hamam bohçası, hamam halısı, tarihi Urfa’nın tek halıcılar çarşısı Sipahi pazarından, ekonomik durumlarına göre zengin olanlar biraz pahallı olan İsparta halısı, maddi durumları fazla iyi olmayanlar Demirci halısı veya Urfa’da dokunan hamam çulu, denilen kilimi hamama götürürlerdi. Ayrıca hamam leğeni, hamam tası el işi taraklar getirilirdi. 11- 12 yaşından büyük çocuklar kadın hamamına alınmazdı. Hamama zorla girmek isteyen çocuklar iri yarı keyme dediğimiz güçlü hamamcı kadınlar tarafından azarlanır, çocuklar böylece korkularından hemen hamamdan kaçarlardı. Bunu biz çocukluğumuzda bire bir yaşadığımız için sanırım doğru bir şekilde tasvir edebiliyorum. Özelikle Sultan hamamında güçlü iri yarı keymeler hamamda birer polis gibi düzeni ve disiplini sağlardılar. Hamamlara kadınlar yiyecek de götürürlerdi. Hamam da kalmak kadınlarda bir eğlence, keyif gibi olur, üç dört saat devam ederdi. Keymeler yiyecek getiren yoksul bazı ailelere niye etrafı kirlettiniz diye kızar. Ama zengin aileler keymeye bahşiş verdikleri için keymeler bunlara karışmaz, sevgi saygı gösterirlerdi.

Düğün öncesi gelin hamamı daha neşeli ve şenlikli olurdu. Böylesi günlerde aileler hamam bohçalarına güzel temiz elbiselerini yerleştirir, bunları hamamın avlusunda giyer, deyim yerindeyse şov, bir nevi gösteri yapardılar. Bazı aileler geline şıllıklı aba veya çarşaf giydirirlerdi. Bu giysi geleneksel Urfa tatlısı Şıllık tatlısı rengine benzediği için bu adı almıştır. Burada şıllık konusu açılmışken bir parantez açarak, Urfa’da bu tatlıyı kadınlar yapar diye belirtmeliyim. Meşhur şıllık yapan kadınlar vardı. Merhum Zeliha teyzem, Öncel, çok iyi bir şıllık yapıcısı idi. Ulu cami civarında halk bilgesi yaşlı kadın, Tavuz Dayze, kalaboynu mahallesinde, Çadırcı ve Güllü ailelerinden bazı kadınlar şıllık tatlısında ün yapmıştı. Şılıkta maharet, benim bildiğim yetenek kadar, el çabukluğu ve şıllık hamurunu itinalı bir şekilde ve saca çabucak yerleştirmek, şıllık tatlısında maharet ne çok pişirmek ne de ham bırakmaktır. Zaten asıl ustalık bunu kıvamına getirmek dozunu ayarlamaktır. El çabukluğu marifettir öz deyişi böylesi yemek kültürünün bir özelliği olarak belirtilmiş olsa gerek.

Biz gelelim gelin hamamı sefasına! Gelinin ailesi kadınlar, damat ailesi kadınlar katılırdı. Düğün öncesi hamam günü genel olarak Cuma günü öğleden sonraya denk getirilirdi. Gelin hamamda süslenmiş tahta oturtulur, tüm takıları takılır. Hamama gelen tüm konuklar gelini seyrederdi. Daha sonra gelinin giysileri keymelerle birlikte türkü ve zılgıtlar eşliğinde çıkarılır. Gelin ve yanında bulunan tüm bayanlar çok sıcak hamamda güzelce yıkandıktan sonra Bu defa hamamda eğlenceler tertip ederlerdi. Çiğköfte yoğrulur, hedik yenilir, Hedik hamamda bulunan tüm kadın ve çocuklara dağıtılırdı. Bu güne özel, meyve ve çerez yenilirdi. Bayanlar yanlarında getirdikleri müzik aletleri eşliğinde türkü, mani söyler eğlenirlerdi. Daha sonra, akşam ezanından sonra damat ailesi gelini babasının evine bırakırlardı. Devam Edecek…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.