NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ -150-

Nihayet eski Urfa tarihi ve kültürü kitap çalışmasının sonuna geldik. Elimden geldiği kadar, bu eserin yansız, tarafsız olmasına gayret ettim. İtina ile hazırlamaya çalıştım. Köşe yazılarımda ve bu kitabın hazırlanmasında amacım abartmadan bilimsel bir yöntem olan olgulardan ve bulgulardan hareket etmek oldu. Bilindiği gibi tarihsel bilgilerin yazılı ve sözlü olmak üzere iki kaynağı vardır. Eski Urfa tarihi ile ilgili iki sağlam kaynak kitap olarak kabul ettiğim bu iki kitabın biri İngiliz arkelog doğu dilleri uzmanı prof. Judah Benzion Segal, diğeri Fransız araştırmacı E.R. Hayes’tir. Kültürel bilgileri, eski Urfa mesellerini ise tarihi Urfa’nın tarihi mahallerinde yaşayan tahsili olmayan, eğitim yapmamış, söz ustası bilge yaşlı insanlarla yaptığım bire bir sohbetlerden öğrendim. Edebi yetenekler, bilgi yalnız eğitim ile diploma ile sağlanmıyor. Bu durum önemli oranda insanın özünde, belki de genlerinde vardır, saklıdır. Çünkü hiç edebiyat öğrenimi görmemiş, kişilerin bilgi ve felsefi deyişleri o kadar usta oluyor ki insan hayretler içerisinde kalıyor. Urfa’nın kültürel havzası, sohbet alanları ise daha çok uzun kış gecelerinde evlerde, sıra gecelerinde yapılan konuşmalar, sohbetlerdir. Elektriğin dahi olmadığı eski devirlerde, masallar, meseller yaşamın bir gereği ve bir parçasıydı. Yaşlı usta büyükler, geceleri masallara başlarken bir varmış bir yokmuş diye başladıklarında herkes pür dikkat dinler. Bir sevgi, merak, ilgi havası oluşurdu. Herkes adeta bir film izler gibi olayın, masalın sonucunu öğrenmeye, bilmeye merak sarardı. Eski dünya, eski toplumun yaşamı adeta masal içinde masal gibi bir yaşamları olurdu. Ev sohbetleri, sıra geceleri dışında, eski Urfa’da belirli ünlü üç dört kahvehane birer sohbet merkeziydiler. Bir iki asır evvelin ünlü kahvehaneleri, Köroğlu, Vahap’ın kahvesi, Murad’ın kahvesidir. Kahvehaneler arasında rekabette olurmuş. Sarayönünde bulunan Muradın kahvesi, Aşağı çarşıda, yani Haşimiye civarındaki kahvelerin müşterilerini çekmek için acı kahve bedava dağıtırmış. Sadece çay paralı olurmuş. Vahabın kahvesi Köroğlu kahvesine göre yeni olmasına rağmen, çok revaçta, çok müşterisi olurmuş. Çünkü bu kahvede yeni çıkan Radyo varmış. Oysa radyo Urfa’da ancak üç beş evde varmış. İkinci dünya savaşı yıllarında Millet Vahabın kahvesine gelir, ikinci dünya savaşı ile ilgili haberleri radyo’da dikkatle dinlermiş. Bir de yanılmıyorsam bu kahveye gazete de gelir biraz okuma yazma bilenler İstanbul baskılı bir yada iki gazeteyi okurlar. Kültür ve edebiyat merkezleri bu kahvehaneler olurdu. Birde son yıllarda bundan yetmiş yıl evvel su meydanı civarında şarlo’nun kahvesi adlı bir kahvahane vardır. Bu kahvehane de kısa bir zamanda ünlü olur. Eski dönemim nüktedanları, mesel masal sevenleri, edebiyata meraklı olanlar bu kahvehaneyi mekan tutmuşlar. Tadına doyulmaz meseller anlatır, sohbetler yaparmış. Hatta o dönemde kadınlar bir araya gelip sohbetlere başlayınca, yaşlı adamlar, yaşlı kadınlar, ara vermeyen bu sohbetler dozunu kaçırınca ne oluyor sizlere, burası Şarlo’nun kahvesi mi oldu derlermiş. Şarlo bir İngiliz yönetmen, film oyuncusu, hayatın zorluklarını, acılarını, mizah yolu ile anlatan ünlü bir oyuncudur. O yıllarda Kahveler arasında bir ilginç olay yaşanır. Aşağı çarşıda iyi iş yapan bir kahveyi kıskanan bir kişi bey kapı semtinde Kereziye adında bir kahvehane açar. Bu kahvehane iyide iş yaparmış. Nedense bilinmez bu kahvehane daha sonra kapanır. Ama bu kahvehane kapandıktan yıllar sonra başka bir Urfalı demirci pazarı civarında bizim büyük ağaç dediğimiz yerin yanında kereziye adında ikinci bir kahvehane açar. Ama bu kahvehane bu defa iş yapamaz. Sonunda ikinci kereziye kahvesi kısa sürede kapanır. Devam edecek
Ekleme Tarihi: 23 Temmuz 2022 - Cumartesi

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ -150-

Nihayet eski Urfa tarihi ve kültürü kitap çalışmasının sonuna geldik. Elimden geldiği kadar, bu eserin yansız, tarafsız olmasına gayret ettim. İtina ile hazırlamaya çalıştım. Köşe yazılarımda ve bu kitabın hazırlanmasında amacım abartmadan bilimsel bir yöntem olan olgulardan ve bulgulardan hareket etmek oldu.

Bilindiği gibi tarihsel bilgilerin yazılı ve sözlü olmak üzere iki kaynağı vardır. Eski Urfa tarihi ile ilgili iki sağlam kaynak kitap olarak kabul ettiğim bu iki kitabın biri İngiliz arkelog doğu dilleri uzmanı prof. Judah Benzion Segal, diğeri Fransız araştırmacı E.R. Hayes’tir. Kültürel bilgileri, eski Urfa mesellerini ise tarihi Urfa’nın tarihi mahallerinde yaşayan tahsili olmayan, eğitim yapmamış, söz ustası bilge yaşlı insanlarla yaptığım bire bir sohbetlerden öğrendim. Edebi yetenekler, bilgi yalnız eğitim ile diploma ile sağlanmıyor. Bu durum önemli oranda insanın özünde, belki de genlerinde vardır, saklıdır.

Çünkü hiç edebiyat öğrenimi görmemiş, kişilerin bilgi ve felsefi deyişleri o kadar usta oluyor ki insan hayretler içerisinde kalıyor.

Urfa’nın kültürel havzası, sohbet alanları ise daha çok uzun kış gecelerinde evlerde, sıra gecelerinde yapılan konuşmalar, sohbetlerdir. Elektriğin dahi olmadığı eski devirlerde, masallar, meseller yaşamın bir gereği ve bir parçasıydı. Yaşlı usta büyükler, geceleri masallara başlarken bir varmış bir yokmuş diye başladıklarında herkes pür dikkat dinler. Bir sevgi, merak, ilgi havası oluşurdu.

Herkes adeta bir film izler gibi olayın, masalın sonucunu öğrenmeye, bilmeye merak sarardı.

Eski dünya, eski toplumun yaşamı adeta masal içinde masal gibi bir yaşamları olurdu.

Ev sohbetleri, sıra geceleri dışında, eski Urfa’da belirli ünlü üç dört kahvehane birer sohbet merkeziydiler. Bir iki asır evvelin ünlü kahvehaneleri, Köroğlu, Vahap’ın kahvesi, Murad’ın kahvesidir. Kahvehaneler arasında rekabette olurmuş. Sarayönünde bulunan Muradın kahvesi, Aşağı çarşıda, yani Haşimiye civarındaki kahvelerin müşterilerini çekmek için acı kahve bedava dağıtırmış. Sadece çay paralı olurmuş. Vahabın kahvesi Köroğlu kahvesine göre yeni olmasına rağmen, çok revaçta, çok müşterisi olurmuş. Çünkü bu kahvede yeni çıkan Radyo varmış. Oysa radyo Urfa’da ancak üç beş evde varmış. İkinci dünya savaşı yıllarında Millet Vahabın kahvesine gelir, ikinci dünya savaşı ile ilgili haberleri radyo’da dikkatle dinlermiş. Bir de yanılmıyorsam bu kahveye gazete de gelir biraz okuma yazma bilenler İstanbul baskılı bir yada iki gazeteyi okurlar. Kültür ve edebiyat merkezleri bu kahvehaneler olurdu. Birde son yıllarda bundan yetmiş yıl evvel su meydanı civarında şarlo’nun kahvesi adlı bir kahvahane vardır. Bu kahvehane de kısa bir zamanda ünlü olur. Eski dönemim nüktedanları, mesel masal sevenleri, edebiyata meraklı olanlar bu kahvehaneyi mekan tutmuşlar. Tadına doyulmaz meseller anlatır, sohbetler yaparmış. Hatta o dönemde kadınlar bir araya gelip sohbetlere başlayınca, yaşlı adamlar, yaşlı kadınlar, ara vermeyen bu sohbetler dozunu kaçırınca ne oluyor sizlere, burası Şarlo’nun kahvesi mi oldu derlermiş. Şarlo bir İngiliz yönetmen, film oyuncusu, hayatın zorluklarını, acılarını, mizah yolu ile anlatan ünlü bir oyuncudur. O yıllarda Kahveler arasında bir ilginç olay yaşanır. Aşağı çarşıda iyi iş yapan bir kahveyi kıskanan bir kişi bey kapı semtinde Kereziye adında bir kahvehane açar. Bu kahvehane iyide iş yaparmış. Nedense bilinmez bu kahvehane daha sonra kapanır. Ama bu kahvehane kapandıktan yıllar sonra başka bir Urfalı demirci pazarı civarında bizim büyük ağaç dediğimiz yerin yanında kereziye adında ikinci bir kahvehane açar. Ama bu kahvehane bu defa iş yapamaz. Sonunda ikinci kereziye kahvesi kısa sürede kapanır. Devam edecek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.