NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ -101-

Urfa kültürü bölümünde kısaca Urfa şairlerini de yazmak gerekiyor. Yusuf Nabi, şüphesiz şiir alanında bir dehadır. Ancak Nabi dışında Urfa’da 100 dolayında şair yetişmiştir. Bu bilgiyi bizlere merhum, değerli araştırmacı Bedri Alpay veriyor. Alpay yazdığı çok kıymetli Şanlıurfa şairleri kitabında bunları tespit etmiştir. Bedri Alpay 15 senelik çok yorucu titiz bir çalışmadan sonra, tarihe mal olan bu çalışmasında, daha adını bilmediğimiz ama varlıklarını bildiğimiz nice şairlerin olduğunu yazıyor. Hatta bunların içerisinde Nabi’den geri kalmayan nice şairlerin olduğundan söz eder. Merhum Alpay, bu konuda doğru bir saptama yapar, şöyle der: “Nabi gibi bir şiir dehası yetiştiren Urfa, elbette başka şairler de yetiştirmiştir” deyimini kullanır. Sonra ekler, “Çalışmalar ilerledikçe hayret ve sevincimiz günden güne arttı. Meğer Urfa, Nabi ayarında ne kadar çok şair yetiştirmiştir.” İfadesini kullanır. Biz burada, bazı Urfa şairlerinden kısaca söz edeceğiz. Şair Abdi: Nabi’den sonra Urfa’da en çok tanınan bir şairdir. Asıl adı Mahmut, şiir mahlası Abdi’dir. Sa’izade Hüseyin efendi adında bir zatın oğludur. Öğrenimini İhlasiye medresesinde yapar, iyi bir derece ile mezun olur. Medresenin yanındaki İhlasiye camiye imam olur. Daha sonra öğrenim gördüğü medresede müderris olur. Ayrıca birçok devlet görevlerinde bulunur. Hac farzını yerine getiren, Hacı Abdi Efendi, dindar, mütevazi, ince ruhlu bir zattır. Ölüm tarihi Değerli araştırmacı Bedri Alpay’ın yoğun araştırmasına rağmen tespit edilememiştir. Şair Sakıp: Birecik’e bağlı Serisad köyünde doğmuştur. Doğum tarihi belirgin bir şekilde kayda geçmemiştir. Doğumunun 1796- 1800 olduğunu söyleyen iki farklı kaynak vardır. Medrese tahsilini yaptıktan sonra, askerlik görevini Urfa’da yaptıktan sonra, çok sevdiği Urfa’da kalır. Burada ilk görevi Şer’iye Mahkemesi katipliğidir. Köroğlu İbrahim Halil Ağanın kızı Hatice Hanımla bu görevi sırasında evlenir. Eşinin ve ailesinin isteği üzerine memuryetten ayrılır. Eşinin ailesinin desteği ile tarım ve ticaret ile meşgul olur, şansı yaver gider çok zengin olur. Memlekete hizmet eder, Mektep, mescit, cami, tekke gibi hayır kurumları yapar. Ayrıca köşk gibi evler yapar. Kendi adını taşıyan Sakibiye medresesinde hocalık yapar birçok alim ve şair yetiştirir. 1854 yılında hacca gider. Hac dönüşü şeyh olur. Artık dünya işlerini bırakır. Şimdi yeri otel olan Sakibiye medresesi hem bir ilim merkezi hemde bir misafirhane olur. Gelen giden burada kalır. Yer içer. Sakıp efendi cömert ve misafirperverdir. Misafir olarak gittiği Birecik’te oğlu Mustafa Lami’nin evinde 1873 de vefat. Vasiyeti üzerine cenazesi Urfa’ya getirilerek, Sakibiye medresesin’deki türbesine gömülmüştür. Sonra bu tarihi yapıyı alan kişi tarafından yıkılarak, kendisi ve oğlunu naşı dergah mezarlığına konulmuştur. Şair Şevket: Urfa’nın diğer ünlü bir şairi Şevkettir. 1861 yılında Nacarzade Eyüp Ağanın oğlu olarak Urfa’da dünyaya gelmiştir. İlk öğrenimini ağabeyi Hikmetten alır. Hasan Paşa ve Halilrahman medreselerinde Hacı Mustafa Hafız, , Hacı Halil Efendi ve Abbas Vasık Efendiden ders almiştır. Kardeşi tüccar Hacı Mustafa ile çalışmış, evlenmemiş ve ömrü boyunca onun evinde kalmıştır. Boş zamanlarını Dergah ve Halilrahman civarında geçirir. Etrafında toplananlarla edebi sohbetler yapar. Genç şairlere şiir hakkında öğütler verirdi. Bazen kırlara çıkar, düşüncelere dalar, bu düşünceyle şiirler söyler. İçkisiz saz alemlerine katılır. Sesi güzeldir. Bütün makamları bilir. Şevket 300 kadar şiir söylemiştir. 1917 yılında çok sevdiği dergahta vefat eder. Harran kapı mezarlığına gömülür. Birçok eserin yanında, burada iki tane ilgi çeken eserinden söz edelim. Kuru kafa, 55 sayfalık bu eserin konusu Urfa’nın Şemşik köyünden geçerken yol üzerinde bulunan bir insan kafasının şair ile konuşmasını anlatır. Bu konuşmalara Şemsik dağı ve kaşmer dağları da cevap verir. Diğer eseri, Molla Ömer dağı: Bu kitap Urfa efsanelerini anlatır. Şirden anlayan bazı Urfalılar, Şair Şevket Şair Nabi’nin fevkinde, denginde derler. Geçekten, Sakıp gibi, Abdi gibi, Şevkettin çok güzel gazelleri ve beyitleri vardır. Mustafa Dişli: 1926 yılında Urfa’nın tarihi mahallesi Kalaboynu mahallesinde doğdu. Dedeleri üç yüz yıl evvel şimdi Suruç Suriye sınırında kalan Şeddadi aşiretine mensup Ayın bet köyünden ‘Urfa merkeze gelmişlerdir. Çok Zor şartlarda öğrenim görmüş, Urfa lisesinin açılmasına vesile olmuş, oradan lise mezunu olmuştur. Ama kendisi terzilik mesleğini seçmiştir. Şair ruhlu Mustafa Dişli çok iyi bir hatiptir. 11 Nisan Urfa’nın kurtuluş bayramı dahil, Urfa’da birçok devlet törenlerinde, parti kongrelerinde konuşmacı olmuş, halkı coşturmuştur. Urfa ve Harran ovasına Fırat nehrinin akıtılmasında çok büyük bir katkısı olmuştur. Merhum Dişli gerçek, katıksız bir Urfa sevdalısıydı. Hatta Harran ovasının sulanması için Ankara’ya gidecek parası yoktur. Bunun için hiçbir kimsenin asla yapamayacağı bir şekilde, ekmek teknesi olan, dikiş makinesini satarak, Ankara’ya gider. Elinde Bir şişe tuzlu su devrin başbakanına size Urfalıların gözyaşını getirdim. Sizden Susuz Urfa’ya su getirmenizi istirham ediyoruz. Başbakan Süleyman Demirel bundan çok etkilenir. Harran ovasını sulayacak Atatürk barajı projesini başlatır. Ama ne yazık ki Harran ovası köylüleri Urfa ekonomisine, sebze, meyve anlamında hiçbir katkıları olmadı. Merhum Mustafa Dişli Urfa üzerine dumanlı dağlar diye bir şiir kitabı yazmıştır. 1 Kasım 1985 yılında vefat etmiştir. Şairlerden sonra ünlü dört Urfalı yazarın ilki, Ermeni Tarihçi Mateos: 1070 de Urfa’da doğdu. Dünya çapında tarihçi bir yazardır. Tarihi olayları kronolojik bir şekilde yazmıştır. 1137 sonrası vefat etmiştir. Suut Kemal Yetkin: 1903 yılında Urfa’da doğdu. 1930 yılında Paris üniversitesi felsefe bölümünden mezun olmuştur. İstanbul üniversitesinde profesör olmuştur. Ordinaryüs payesi de almıştır. Bir dönem Urfa milletvekili seçilmiştir. 19 Nisan 1980 tarihinde İstanbul’da ölmüştür. Bilinen yeddi tane kitabı vardır. Mehmet Akif İnan: 1940 yılında Urfa’da dünyaya geldi. Türk edebiyatına dair önemli çalışmaları vardır. Kitapları ve çıkardıkları dergiler Türk İslam sentezi yazılardır. Ayrıca eğitim birsen sendikasını ve memur sen sendikasını kurmuştur. Televizyonlarda programlar yapmıştır. 6 Ocak 2000 de vefat etmiştir. Adı, Urfa ve ülke genelinde hastanelere ve bazı okullara verilmiştir. Ahmet Arslan: 1944 yılında Urfa’da dünyaya geldi. İlk, orta, lise öğrenimini Urfa’da yaptıktan sonra, Ankara üniversitesi DTCF felsefe bölümünden mezun oldu. 1987 yılında Ege üniversitesinde felsefe profesörü oldu. Ülkemizin önde gelen felsefecilerinden biridir. Felsefe alanında çok önemli eserler yazmıştır. En önemli eseri Felsefeye giriştir. Devam Edecek…
Ekleme Tarihi: 05 Mayıs 2022 - Perşembe

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ -101-

Urfa kültürü bölümünde kısaca Urfa şairlerini de yazmak gerekiyor. Yusuf Nabi, şüphesiz şiir alanında bir dehadır. Ancak Nabi dışında Urfa’da 100 dolayında şair yetişmiştir. Bu bilgiyi bizlere merhum, değerli araştırmacı Bedri Alpay veriyor. Alpay yazdığı çok kıymetli Şanlıurfa şairleri kitabında bunları tespit etmiştir. Bedri Alpay 15 senelik çok yorucu titiz bir çalışmadan sonra, tarihe mal olan bu çalışmasında, daha adını bilmediğimiz ama varlıklarını bildiğimiz nice şairlerin olduğunu yazıyor. Hatta bunların içerisinde Nabi’den geri kalmayan nice şairlerin olduğundan söz eder.

Merhum Alpay, bu konuda doğru bir saptama yapar, şöyle der: “Nabi gibi bir şiir dehası yetiştiren Urfa, elbette başka şairler de yetiştirmiştir” deyimini kullanır. Sonra ekler, “Çalışmalar ilerledikçe hayret ve sevincimiz günden güne arttı. Meğer Urfa, Nabi ayarında ne kadar çok şair yetiştirmiştir.” İfadesini kullanır. Biz burada, bazı Urfa şairlerinden kısaca söz edeceğiz.

Şair Abdi: Nabi’den sonra Urfa’da en çok tanınan bir şairdir. Asıl adı Mahmut, şiir mahlası Abdi’dir. Sa’izade Hüseyin efendi adında bir zatın oğludur. Öğrenimini İhlasiye medresesinde yapar, iyi bir derece ile mezun olur. Medresenin yanındaki İhlasiye camiye imam olur. Daha sonra öğrenim gördüğü medresede müderris olur. Ayrıca birçok devlet görevlerinde bulunur.

Hac farzını yerine getiren, Hacı Abdi Efendi, dindar, mütevazi, ince ruhlu bir zattır. Ölüm tarihi Değerli araştırmacı Bedri Alpay’ın yoğun araştırmasına rağmen tespit edilememiştir.

Şair Sakıp: Birecik’e bağlı Serisad köyünde doğmuştur. Doğum tarihi belirgin bir şekilde kayda geçmemiştir. Doğumunun 1796- 1800 olduğunu söyleyen iki farklı kaynak vardır. Medrese tahsilini yaptıktan sonra, askerlik görevini Urfa’da yaptıktan sonra, çok sevdiği Urfa’da kalır. Burada ilk görevi Şer’iye Mahkemesi katipliğidir. Köroğlu İbrahim Halil Ağanın kızı Hatice Hanımla bu görevi sırasında evlenir. Eşinin ve ailesinin isteği üzerine memuryetten ayrılır. Eşinin ailesinin desteği ile tarım ve ticaret ile meşgul olur, şansı yaver gider çok zengin olur. Memlekete hizmet eder, Mektep, mescit, cami, tekke gibi hayır kurumları yapar. Ayrıca köşk gibi evler yapar. Kendi adını taşıyan Sakibiye medresesinde hocalık yapar birçok alim ve şair yetiştirir. 1854 yılında hacca gider. Hac dönüşü şeyh olur. Artık dünya işlerini bırakır. Şimdi yeri otel olan Sakibiye medresesi hem bir ilim merkezi hemde bir misafirhane olur. Gelen giden burada kalır. Yer içer. Sakıp efendi cömert ve misafirperverdir. Misafir olarak gittiği Birecik’te oğlu Mustafa Lami’nin evinde 1873 de vefat. Vasiyeti üzerine cenazesi Urfa’ya getirilerek, Sakibiye medresesin’deki türbesine gömülmüştür. Sonra bu tarihi yapıyı alan kişi tarafından yıkılarak, kendisi ve oğlunu naşı dergah mezarlığına konulmuştur.

Şair Şevket: Urfa’nın diğer ünlü bir şairi Şevkettir. 1861 yılında Nacarzade Eyüp Ağanın oğlu olarak Urfa’da dünyaya gelmiştir. İlk öğrenimini ağabeyi Hikmetten alır. Hasan Paşa ve Halilrahman medreselerinde Hacı Mustafa Hafız, , Hacı Halil Efendi ve Abbas Vasık Efendiden ders almiştır. Kardeşi tüccar Hacı Mustafa ile çalışmış, evlenmemiş ve ömrü boyunca onun evinde kalmıştır. Boş zamanlarını Dergah ve Halilrahman civarında geçirir. Etrafında toplananlarla edebi sohbetler yapar. Genç şairlere şiir hakkında öğütler verirdi. Bazen kırlara çıkar, düşüncelere dalar, bu düşünceyle şiirler söyler. İçkisiz saz alemlerine katılır. Sesi güzeldir. Bütün makamları bilir. Şevket 300 kadar şiir söylemiştir. 1917 yılında çok sevdiği dergahta vefat eder. Harran kapı mezarlığına gömülür. Birçok eserin yanında, burada iki tane ilgi çeken eserinden söz edelim. Kuru kafa, 55 sayfalık bu eserin konusu Urfa’nın Şemşik köyünden geçerken yol üzerinde bulunan bir insan kafasının şair ile konuşmasını anlatır. Bu konuşmalara Şemsik dağı ve kaşmer dağları da cevap verir. Diğer eseri, Molla Ömer dağı: Bu kitap Urfa efsanelerini anlatır. Şirden anlayan bazı Urfalılar, Şair Şevket Şair Nabi’nin fevkinde, denginde derler. Geçekten, Sakıp gibi, Abdi gibi, Şevkettin çok güzel gazelleri ve beyitleri vardır.

Mustafa Dişli: 1926 yılında Urfa’nın tarihi mahallesi Kalaboynu mahallesinde doğdu. Dedeleri üç yüz yıl evvel şimdi Suruç Suriye sınırında kalan Şeddadi aşiretine mensup Ayın bet köyünden ‘Urfa merkeze gelmişlerdir. Çok Zor şartlarda öğrenim görmüş, Urfa lisesinin açılmasına vesile olmuş, oradan lise mezunu olmuştur. Ama kendisi terzilik mesleğini seçmiştir. Şair ruhlu Mustafa Dişli çok iyi bir hatiptir. 11 Nisan Urfa’nın kurtuluş bayramı dahil, Urfa’da birçok devlet törenlerinde, parti kongrelerinde konuşmacı olmuş, halkı coşturmuştur. Urfa ve Harran ovasına Fırat nehrinin akıtılmasında çok büyük bir katkısı olmuştur. Merhum Dişli gerçek, katıksız bir Urfa sevdalısıydı. Hatta Harran ovasının sulanması için Ankara’ya gidecek parası yoktur. Bunun için hiçbir kimsenin asla yapamayacağı bir şekilde, ekmek teknesi olan, dikiş makinesini satarak, Ankara’ya gider. Elinde Bir şişe tuzlu su devrin başbakanına size Urfalıların gözyaşını getirdim. Sizden Susuz Urfa’ya su getirmenizi istirham ediyoruz. Başbakan Süleyman Demirel bundan çok etkilenir. Harran ovasını sulayacak Atatürk barajı projesini başlatır. Ama ne yazık ki Harran ovası köylüleri Urfa ekonomisine, sebze, meyve anlamında hiçbir katkıları olmadı.

Merhum Mustafa Dişli Urfa üzerine dumanlı dağlar diye bir şiir kitabı yazmıştır. 1 Kasım 1985 yılında vefat etmiştir. Şairlerden sonra ünlü dört Urfalı yazarın ilki, Ermeni Tarihçi Mateos: 1070 de Urfa’da doğdu. Dünya çapında tarihçi bir yazardır. Tarihi olayları kronolojik bir şekilde yazmıştır. 1137 sonrası vefat etmiştir. Suut Kemal Yetkin: 1903 yılında Urfa’da doğdu. 1930 yılında Paris üniversitesi felsefe bölümünden mezun olmuştur. İstanbul üniversitesinde profesör olmuştur. Ordinaryüs payesi de almıştır. Bir dönem Urfa milletvekili seçilmiştir. 19 Nisan 1980 tarihinde İstanbul’da ölmüştür. Bilinen yeddi tane kitabı vardır. Mehmet Akif İnan: 1940 yılında Urfa’da dünyaya geldi.

Türk edebiyatına dair önemli çalışmaları vardır. Kitapları ve çıkardıkları dergiler Türk İslam sentezi yazılardır. Ayrıca eğitim birsen sendikasını ve memur sen sendikasını kurmuştur. Televizyonlarda programlar yapmıştır. 6 Ocak 2000 de vefat etmiştir. Adı, Urfa ve ülke genelinde hastanelere ve bazı okullara verilmiştir. Ahmet Arslan: 1944 yılında Urfa’da dünyaya geldi. İlk, orta, lise öğrenimini Urfa’da yaptıktan sonra, Ankara üniversitesi DTCF felsefe bölümünden mezun oldu. 1987 yılında Ege üniversitesinde felsefe profesörü oldu. Ülkemizin önde gelen felsefecilerinden biridir. Felsefe alanında çok önemli eserler yazmıştır. En önemli eseri Felsefeye giriştir. Devam Edecek…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.