NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

ELEŞTİRİ VE ÖZ ELEŞTİRİ

Mükemmel bir insan olmadığı gibi, mükemmel bir toplum ve mükemmel sosyal siyasal bir sistem yoktur. Konumuz insan davranışıyla ilgili olduğu için, bu konuda toplumda hatasız insan yoktur sözünü çok duyarız. Doğru bir değerlendirmedir. Yanlış olan, halk arasında filan dört dörtlük deyişi… Çünkü düşünürler ve sosyal bilimciler, doğada, bireysel ve toplumsal davranışlarda mutlak doğrunun olamayacağını belirtirler. Ancak bu konuda söz konusu göreceliktir, yani bireyler kendi açılarından haklıdır denilebilir. Önemli olan, değerli olan, erdemli olan evrensel insani doğrulardır. Bir insanın ben her konuda haklıyım dememesi. Ya da ben her şeyi biliyorum deme yanılgısına düşmemesidir. Kısaca insanın hatasını kabul etmesidir. Hatta daha değerli olan hatasından dolayı özrünü beyan edip, özür dilemesidir. Tabi bu durum öyle her baba yiğidin yapacağı kolay bir durum olamaz. Çünkü hatasını kabul etme kişiliğin gelişmesi, eğitimle ilgili bir konudur. Hatasını kabul eden bireyler eleştiri ve öz eleştiriye açık olurlar. Toplumda çok yaygın olan Dedikodu ise eleştiriden ayrı farklıdır. Dedikodu bir insanı kendisi olmadan onun eksilerini hatalarını söylemek. Oysa eleştiri insanların yüzlerine karşı eksikliklerini, hata ve yanlışlıklarını mertçe söylemesidir. Bunda önemli olan eleştirinin yapıcı olması. Art niyetli ve yıkıcı olmamasıdır. Eleştiri kuralına uyulursa uygarca bir davranış ve söylemdir. Belli usul ve yöntem içerisinde sosyal, siyasal ekonomik her türlü eleştiri yapılabilir. Kişiliğin ve toplumların gelişmesi ilerlemesi ancak doğru eleştiri ve demokratik tartışmayla mümkündür. Ezcümle eleştiri ve öz eleştiri uygar insanların bir yöntemi ve tarzıdır. Birikimli eğitimli insanlar hiçbir zaman ben her şeyi biliyorum demez. Aksine her şeyi bilmenin mümkün olmadığını bilirler. Din ve bilim bu konuda hem fikirdir. Nitekim İslam peygamberi bir hadiste “bir kimse ben her şeyi biliyorsam diyorsa o cahilin ta kendisidir” der. Gelmiş geçmiş en büyük filozoflardan Sokrates “ bir şey biliyorsam o da bilmediğimdir” ifadesini haklı olarak kullanır. Diyalektik yöntemin belirlemesi ise bilgi bilgisizliğin ürünüdür tespitini yapmakta. Bilgi konusuyla eleştirinin ne alakası var diye düşünebilirsiniz . Doğrusu Dünya’da her şey biri biriyle yakından uzaktan bağlantılı ve birlikteliği olduğu gibi, bilgi ve eleştiri konusunun daha çok alakaları vardır. Çünkü benim hatam yok ben çok bilgiliyim diyen kişiler kendilerini noksansız hatasız hatta günahsız zan ederler. Bu nedenle insanı geliştiren yegane bir kavram olan eleştiri ve öz eleştiriyi kabul etmezler. Oysa bu düşünce tarzı ve yöntemi sosyal yaşamın şartlarına aykırı olduğu kadar bilime de aykırıdır. İnsan biyolojisini beynini inceleyen bilim adamları insan oğlu ve kızının beyninin çok az bir kısmını ancak kullandığını saptamışlar. İnsan tüm beynini kullansa dahi illa da hatasız olacak diye bir kural yok. Ayrıca empati yapma yeteneği de değerlidir. Bu bağlamda halk arasında söylenen kendi gözündeki merteği görmez, başkasının gözündeki çöpü görür, sözü eleştiri kadar öz eleştirinin gerekli olduğunu bizlere anlatır. Sonuç olarak, körü körüne inanmayan, eleştirel, sorgulayan, analitik düşünceyi yöntem olarak uygulayan toplumlar ve bireyler gelişirler.
Ekleme Tarihi: 13 Haziran 2019 - Perşembe

ELEŞTİRİ VE ÖZ ELEŞTİRİ

Mükemmel bir insan olmadığı gibi, mükemmel bir toplum ve mükemmel sosyal siyasal bir sistem yoktur. Konumuz insan davranışıyla ilgili olduğu için, bu konuda toplumda hatasız insan yoktur sözünü çok duyarız. Doğru bir değerlendirmedir. Yanlış olan, halk arasında filan dört dörtlük deyişi… Çünkü düşünürler ve sosyal bilimciler, doğada, bireysel ve toplumsal davranışlarda mutlak doğrunun olamayacağını belirtirler. Ancak bu konuda söz konusu göreceliktir, yani bireyler kendi açılarından haklıdır denilebilir. Önemli olan, değerli olan, erdemli olan evrensel insani doğrulardır. Bir insanın ben her konuda haklıyım dememesi. Ya da ben her şeyi biliyorum deme yanılgısına düşmemesidir. Kısaca insanın hatasını kabul etmesidir. Hatta daha değerli olan hatasından dolayı özrünü beyan edip, özür dilemesidir. Tabi bu durum öyle her baba yiğidin yapacağı kolay bir durum olamaz. Çünkü hatasını kabul etme kişiliğin gelişmesi, eğitimle ilgili bir konudur. Hatasını kabul eden bireyler eleştiri ve öz eleştiriye açık olurlar. Toplumda çok yaygın olan Dedikodu ise eleştiriden ayrı farklıdır. Dedikodu bir insanı kendisi olmadan onun eksilerini hatalarını söylemek. Oysa eleştiri insanların yüzlerine karşı eksikliklerini, hata ve yanlışlıklarını mertçe söylemesidir. Bunda önemli olan eleştirinin yapıcı olması. Art niyetli ve yıkıcı olmamasıdır. Eleştiri kuralına uyulursa uygarca bir davranış ve söylemdir. Belli usul ve yöntem içerisinde sosyal, siyasal ekonomik her türlü eleştiri yapılabilir. Kişiliğin ve toplumların gelişmesi ilerlemesi ancak doğru eleştiri ve demokratik tartışmayla mümkündür. Ezcümle eleştiri ve öz eleştiri uygar insanların bir yöntemi ve tarzıdır. Birikimli eğitimli insanlar hiçbir zaman ben her şeyi biliyorum demez. Aksine her şeyi bilmenin mümkün olmadığını bilirler. Din ve bilim bu konuda hem fikirdir. Nitekim İslam peygamberi bir hadiste “bir kimse ben her şeyi biliyorsam diyorsa o cahilin ta kendisidir” der. Gelmiş geçmiş en büyük filozoflardan Sokrates “ bir şey biliyorsam o da bilmediğimdir” ifadesini haklı olarak kullanır. Diyalektik yöntemin belirlemesi ise bilgi bilgisizliğin ürünüdür tespitini yapmakta. Bilgi konusuyla eleştirinin ne alakası var diye düşünebilirsiniz . Doğrusu Dünya’da her şey biri biriyle yakından uzaktan bağlantılı ve birlikteliği olduğu gibi, bilgi ve eleştiri konusunun daha çok alakaları vardır. Çünkü benim hatam yok ben çok bilgiliyim diyen kişiler kendilerini noksansız hatasız hatta günahsız zan ederler. Bu nedenle insanı geliştiren yegane bir kavram olan eleştiri ve öz eleştiriyi kabul etmezler. Oysa bu düşünce tarzı ve yöntemi sosyal yaşamın şartlarına aykırı olduğu kadar bilime de aykırıdır. İnsan biyolojisini beynini inceleyen bilim adamları insan oğlu ve kızının beyninin çok az bir kısmını ancak kullandığını saptamışlar. İnsan tüm beynini kullansa dahi illa da hatasız olacak diye bir kural yok. Ayrıca empati yapma yeteneği de değerlidir. Bu bağlamda halk arasında söylenen kendi gözündeki merteği görmez, başkasının gözündeki çöpü görür, sözü eleştiri kadar öz eleştirinin gerekli olduğunu bizlere anlatır. Sonuç olarak, körü körüne inanmayan, eleştirel, sorgulayan, analitik düşünceyi yöntem olarak uygulayan toplumlar ve bireyler gelişirler.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.