NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

ÇOK ÇOCUK YAPIN TALEBİ

Türkiye istatistik kurumu (TÜİK) adrese dayalı Nüfus kayıt sistemi 2020 sonuçlarını açıkladı. Buna göre, 2019 yılı itibarıyla 83 milyon 154 bin 997 kişi olan ülke nüfusu 459 bin 365 kişi artarak geçen yıl 83 milyon 614 bin 362 kişiye ulaştı. Yıllık nüfus artışı 2019’da binde 13,9 iken 2020’de binde 5,5’e geriledi. İl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlerin oranı 2019’daki yüzde 92,8’lik orandan 2020’de yüzde 93’e yükseldi. Belde ve köylerde yaşayanların oranı ise yüzde 7,2’den yüzde 93’e yükseldi. Köyde yaşayanların oranı geçmiş yıllarda çok daha fazlaydı. Köylerde ve kırsal kesimlerde doğurganlık oranları daha fazla olur. Şehirleşme ile birlikte süreç olarak çağın ivmesi ve ekonomik etkenlerin olumsuz bir tablo seyretmesi ile birlikte aileler zorunlu olarak çocuk sayısını azaltmaya başladılar. Çağın zamanın akışı bilgiye teknolojiye yönelmiş bir durumda. Bu süreci bu evrimi tersine çevirmek mümkün değildir. Elbette her toplum kendilerine özgü pozitif olumlu kültürlerini örf ve adetlerini devam ettirmelidir. Ancak toplum bilimci Marks’ın dediği gibi “somut şartların somut tahlili olur” bu bağlamda zamanın şartlarından toplum olarak kendimizi tümüyle soyutlayamayız. Ama bunu sanırım herkes kabul eder ki ekonomik iktisadi gerçekler bir devlet için ne kadar önemli ve belirleyici ise küçük aileler için de önemlidir. Sayın cumhurbaşkanı Erdoğan yıllardır sürekli çok çocuk yapın söyleminde bulunuyor. Önceleri üç çocuk söylemi beş çocuk yapın söylemine dönüştü. Cumhurbaşkanı kusura bakmasın anayasanın bize verdiği ifade özgürlüğü çerçevesinde söylemek isterim, bu talebi çok gerçekçi bulmuyorum. Zira İki üç çocukla, beş çocuk masrafları aynı olamaz. Bu nedenle aileler nüfus planlamasına gidiyorlar. Çok çocuk isteği kendilerini sağlam Müslüman kabul eden çevrelerin bir hadise dayanarak söyledikleri bir inançtır. Peygamberimiz bu hadiste” çoğalın ben ümmetimin çokluğuyla övünürüm” demiştir. Bu söz o çağın şartlarına göre söylenmiştir. Çünkü o zaman Müslüman nüfusu azdı. Böyle denilmesi gerekiyordu. Yine bir hadis vardır “zaman size uymazsa siz zamana uyun” denilir. Bu hadis kesin sahih doğrudur iddiasında değilim. Ancak İslam dinini incelediğimiz zaman böyle bir deyimin olabileceğini kendim doğru kabul edebilirim. Çünkü dinimizde içtihat kavramı vardır. Yani İslam dini ilkellerini fıkha ayet ve hadisleri zamanın şartlarına göre yorumlama vardır. Bu da bu dinin Evrenselliğini yüceliğini gösterir. Zira İslam dini şartları kendi çağının çok ilerisinde olduğu gibi, ileriki çağları da kapsar. İslam dini akla, bilime, düşünceye önem veren bir dindir. İlk inen ayet ikra okuyun ayetidir. Sonra Kur’anı Kerimin birçok ayetinde Düşünceye düşünmeye büyük önem verilir. Bu bağlamda dinimizi değerlendirdiğimizde ortaya bilimsel bir görüş olan üst satırlarda değindiğim somut şartların somut çözümü ortaya çıkar. Bu çözümlemede çok çocuk talebi gerçekçi değildir. Hele ülkemiz gibi milyonlarca işsizin yoksulun olduğu bir ülkede hiç gerçekçi değildir. Halkımızın bir bölümü akşamları Pazar artığı sebze ve meyveleri evlerine götürmek zorunda kalıyor. Ama ne yazık ki iktidar partisine mensup bir milletvekili veya bakan, insanların ellerine kuru ekmek geçiyorsa aç değildir diyebiliyor. Sonuçta Dünya’da nüfus planlaması yapan ülkeler müreffeh zengin ülkelerdir. Nüfusu çoğalan nüfus planlaması yapmayan ülkeler Dünya’nın en yoksul ülkeleridir. Dünya’da açlıktan ölen önemli sayıda insanların yaşadığı yerler böylesi geri kalmış ülkelerdir. Dünya ve ülkemizin kaynakları çok yeterli değildir. Nitekim yağmur ve kar çok yağmadığı zaman özelikle büyük şehirlerimiz susuz kalma tehlikesi yaşıyorlar. Nüfusumuz çok artınca gücümüz de çok artar düşüncesi bir yanılmadır. Zira bu çağı kılıç kalkan çağıyla okumak insanı yanılgıya götürür. Şimdi bu süper çağda düğmeye basılıyor binlerce kilometreye füzeler atılıyor. Yani ezcümle nicelik değil nitelik önemlidir. Buna örnek, Dünya’da, İsrail 7-8 milyon nüfusuyla kocaman Ortadoğu’ya posta okuyor. Ülkemizde Şanlıurfa Türkiye’nin nüfus artışında süper şehridir. Yani genç nüfusun en çok olduğu bir ildir. Gel gör ki Şanlıurfa tüm istatistiklerde en geri sıralarda kalıyor. Sonuç olarak çok çocuk olsun “saldık çayıra Mevla kayıra” mantığıyla gelişme olmuyor.  
Ekleme Tarihi: 04 Mart 2021 - Perşembe

ÇOK ÇOCUK YAPIN TALEBİ

Türkiye istatistik kurumu (TÜİK) adrese dayalı Nüfus kayıt sistemi 2020 sonuçlarını açıkladı. Buna göre, 2019 yılı itibarıyla 83 milyon 154 bin 997 kişi olan ülke nüfusu 459 bin 365 kişi artarak geçen yıl 83 milyon 614 bin 362 kişiye ulaştı. Yıllık nüfus artışı 2019’da binde 13,9 iken 2020’de binde 5,5’e geriledi. İl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlerin oranı 2019’daki yüzde 92,8’lik orandan 2020’de yüzde 93’e yükseldi. Belde ve köylerde yaşayanların oranı ise yüzde 7,2’den yüzde 93’e yükseldi. Köyde yaşayanların oranı geçmiş yıllarda çok daha fazlaydı. Köylerde ve kırsal kesimlerde doğurganlık oranları daha fazla olur. Şehirleşme ile birlikte süreç olarak çağın ivmesi ve ekonomik etkenlerin olumsuz bir tablo seyretmesi ile birlikte aileler zorunlu olarak çocuk sayısını azaltmaya başladılar. Çağın zamanın akışı bilgiye teknolojiye yönelmiş bir durumda. Bu süreci bu evrimi tersine çevirmek mümkün değildir.

Elbette her toplum kendilerine özgü pozitif olumlu kültürlerini örf ve adetlerini devam ettirmelidir. Ancak toplum bilimci Marks’ın dediği gibi “somut şartların somut tahlili olur” bu bağlamda zamanın şartlarından toplum olarak kendimizi tümüyle soyutlayamayız. Ama bunu sanırım herkes kabul eder ki ekonomik iktisadi gerçekler bir devlet için ne kadar önemli ve belirleyici ise küçük aileler için de önemlidir. Sayın cumhurbaşkanı Erdoğan yıllardır sürekli çok çocuk yapın söyleminde bulunuyor. Önceleri üç çocuk söylemi beş çocuk yapın söylemine dönüştü. Cumhurbaşkanı kusura bakmasın anayasanın bize verdiği ifade özgürlüğü çerçevesinde söylemek isterim, bu talebi çok gerçekçi bulmuyorum. Zira İki üç çocukla, beş çocuk masrafları aynı olamaz. Bu nedenle aileler nüfus planlamasına gidiyorlar. Çok çocuk isteği kendilerini sağlam Müslüman kabul eden çevrelerin bir hadise dayanarak söyledikleri bir inançtır. Peygamberimiz bu hadiste” çoğalın ben ümmetimin çokluğuyla övünürüm” demiştir.

Bu söz o çağın şartlarına göre söylenmiştir. Çünkü o zaman Müslüman nüfusu azdı. Böyle denilmesi gerekiyordu. Yine bir hadis vardır “zaman size uymazsa siz zamana uyun” denilir. Bu hadis kesin sahih doğrudur iddiasında değilim. Ancak İslam dinini incelediğimiz zaman böyle bir deyimin olabileceğini kendim doğru kabul edebilirim. Çünkü dinimizde içtihat kavramı vardır. Yani İslam dini ilkellerini fıkha ayet ve hadisleri zamanın şartlarına göre yorumlama vardır. Bu da bu dinin Evrenselliğini yüceliğini gösterir. Zira İslam dini şartları kendi çağının çok ilerisinde olduğu gibi, ileriki çağları da kapsar. İslam dini akla, bilime, düşünceye önem veren bir dindir. İlk inen ayet ikra okuyun ayetidir. Sonra Kur’anı Kerimin birçok ayetinde Düşünceye düşünmeye büyük önem verilir. Bu bağlamda dinimizi değerlendirdiğimizde ortaya bilimsel bir görüş olan üst satırlarda değindiğim somut şartların somut çözümü ortaya çıkar.

Bu çözümlemede çok çocuk talebi gerçekçi değildir. Hele ülkemiz gibi milyonlarca işsizin yoksulun olduğu bir ülkede hiç gerçekçi değildir. Halkımızın bir bölümü akşamları Pazar artığı sebze ve meyveleri evlerine götürmek zorunda kalıyor. Ama ne yazık ki iktidar partisine mensup bir milletvekili veya bakan, insanların ellerine kuru ekmek geçiyorsa aç değildir diyebiliyor. Sonuçta Dünya’da nüfus planlaması yapan ülkeler müreffeh zengin ülkelerdir. Nüfusu çoğalan nüfus planlaması yapmayan ülkeler Dünya’nın en yoksul ülkeleridir. Dünya’da açlıktan ölen önemli sayıda insanların yaşadığı yerler böylesi geri kalmış ülkelerdir. Dünya ve ülkemizin kaynakları çok yeterli değildir. Nitekim yağmur ve kar çok yağmadığı zaman özelikle büyük şehirlerimiz susuz kalma tehlikesi yaşıyorlar. Nüfusumuz çok artınca gücümüz de çok artar düşüncesi bir yanılmadır. Zira bu çağı kılıç kalkan çağıyla okumak insanı yanılgıya götürür. Şimdi bu süper çağda düğmeye basılıyor binlerce kilometreye füzeler atılıyor. Yani ezcümle nicelik değil nitelik önemlidir. Buna örnek, Dünya’da, İsrail 7-8 milyon nüfusuyla kocaman Ortadoğu’ya posta okuyor.

Ülkemizde Şanlıurfa Türkiye’nin nüfus artışında süper şehridir. Yani genç nüfusun en çok olduğu bir ildir. Gel gör ki Şanlıurfa tüm istatistiklerde en geri sıralarda kalıyor. Sonuç olarak çok çocuk olsun “saldık çayıra Mevla kayıra” mantığıyla gelişme olmuyor.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.