NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ -9

Gürcistan''ın Tiflis şehrinin ünlü San'an tepesinde Bediüzzaman ile Rus polisi arasında konuşmalar devam eder. Rus polisi: İslam parça parça olmuş, siz nasıl bir İslam birliği tesis edeceksiniz? Bediüzzaman. İslam Milletleri Kur'anı iyi anlayarak, iyi bir eğitim görerek birlik olacaklardır. İşte Hindistan, orada kabilyetli Müslüman bir topluluk vardır. İngiliz sömürgesinden kurtulacak, Mısır İslam'ın zeki bir evladıdır. İngiliz kütür etkisinden kurtulacaktır. İşte Kafkas ve Türkistan İslamın iki bahadır kahraman oğullarıdır. Rus etkisinden kurtulacaklar, İslam dinin savunucuları olcaklardır. Bediüzzaman birçok şehri gezdikten sonra nihayet Van şehrine gelir. Orda boş durmaz. Aşiretleri dolaşarak halkı Batı emperyalizmin dinsel ve kültürel saldırılarından korunması bilinçlenmesi için dersler verir, yoğun bir çalışma içerisine girer. Münazarat isimli soru cevaplı bir kitap yazar, dağıtır. Zaten bilindiği gibi Bediüzzaman'ın eğitim tarzı kendisi soru sormaz, anlatmaz, sadece sorulan sorulara mutlaka bildiği kadar cevap verir. Kendisine özgü böyle bir eğitim yöntemi uygular. Siyasi kişiler, Aşiret önderleri, halktan kişilerle konuşmaları ve ilişkilrinde onun bütün amacı İslam dini ümetlerinin bilgili, duyarlı olmalarıdır. Hayatını İslam mücadelesine adamıştır. Kürd olduğu halde hiç bir zaman herhangi bir milliyetçilik yapmamıştır. Kendisine bir Kur'an dellalı demiştir. Bediüzzaman Kürt milletinin yoğun olarak yaşadığı Osmanlı devleti döneminde Kürdistan olarak tabir edilen bölgede, halk ile diyaloğlarında bazı bazı anektodlar: Soru: Dine zarar olmasın, ne olursa olsun? Cevap: İslamiyet güneş gibidir,üflemekle sönmez; gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar. Soru: Hürriyeti, demokrasiyi bize, insan ne yaparsa yapsın, ne rezalet işlesin, başkasına zarar vermedi mi sebesttir şeklinde anlatmışlar. Cevap: Böylesi bir anlayış özgürlük değl, vahşiyettir. Hürriyetin de bir gerekleri ve sorumluluğu vardır.. Hüüriyetin yegane şartı ne kendine ne de başkalarına zarar vermemektir. Said Nursi meşrutiyete, yani demokrasiye, özgürlüğe inaniyor ve kabul ediyordu. Onun görüşü İslamiyetin demokratik esasları içerdiğidir. Bunun en önemli örneği Medine sözleşmesidir. ustad bunu çeşitli vesilelerle anlatmıştır. "Asyanın bahtının miftahı meşveret ve şüradır" Asya kıtasının talihi, anahtarı, özgür tartışma görüşünü söylemektir, diyerek açıklamıştır. Hatta demokratik yöntemleri "marifet ve fazilettir" diyerek yüceleştirmiştir. Ancak bu özgürlüğün şartlarının sorumsuzluk olmadığını da özelikle belirtmiştir. Devam edecek
Ekleme Tarihi: 11 Temmuz 2023 - Salı

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ -9

Gürcistan''ın Tiflis şehrinin ünlü San'an tepesinde Bediüzzaman ile Rus polisi arasında konuşmalar devam eder.

Rus polisi: İslam parça parça olmuş, siz nasıl bir İslam birliği tesis edeceksiniz?

Bediüzzaman.

İslam Milletleri Kur'anı iyi anlayarak, iyi bir eğitim görerek birlik olacaklardır. İşte Hindistan, orada kabilyetli Müslüman bir topluluk vardır. İngiliz sömürgesinden kurtulacak, Mısır İslam'ın zeki bir evladıdır. İngiliz kütür etkisinden kurtulacaktır.

İşte Kafkas ve Türkistan İslamın iki bahadır kahraman oğullarıdır. Rus etkisinden kurtulacaklar, İslam dinin savunucuları olcaklardır.

Bediüzzaman birçok şehri gezdikten sonra nihayet Van şehrine gelir. Orda boş durmaz. Aşiretleri dolaşarak halkı Batı emperyalizmin dinsel ve kültürel saldırılarından korunması bilinçlenmesi için dersler verir, yoğun bir çalışma içerisine girer.

Münazarat isimli soru cevaplı bir kitap yazar, dağıtır. Zaten bilindiği gibi Bediüzzaman'ın eğitim tarzı kendisi soru sormaz, anlatmaz, sadece sorulan sorulara mutlaka bildiği kadar cevap verir. Kendisine özgü böyle bir eğitim yöntemi uygular.

Siyasi kişiler, Aşiret önderleri, halktan kişilerle konuşmaları ve ilişkilrinde onun bütün amacı İslam dini ümetlerinin bilgili, duyarlı olmalarıdır. Hayatını İslam mücadelesine adamıştır. Kürd olduğu halde hiç bir zaman herhangi bir milliyetçilik yapmamıştır. Kendisine bir Kur'an dellalı demiştir.

Bediüzzaman Kürt milletinin yoğun olarak yaşadığı Osmanlı devleti döneminde Kürdistan olarak tabir edilen bölgede, halk ile diyaloğlarında bazı bazı anektodlar:

Soru: Dine zarar olmasın, ne olursa olsun?

Cevap: İslamiyet güneş gibidir,üflemekle sönmez; gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar.

Soru: Hürriyeti, demokrasiyi bize, insan ne yaparsa yapsın, ne rezalet işlesin, başkasına zarar vermedi mi sebesttir şeklinde anlatmışlar.

Cevap: Böylesi bir anlayış özgürlük değl, vahşiyettir. Hürriyetin de bir gerekleri ve sorumluluğu vardır.. Hüüriyetin yegane şartı ne kendine ne de başkalarına zarar vermemektir.

Said Nursi meşrutiyete, yani demokrasiye, özgürlüğe inaniyor ve kabul ediyordu. Onun görüşü İslamiyetin demokratik esasları içerdiğidir. Bunun en önemli örneği Medine sözleşmesidir.

ustad bunu çeşitli vesilelerle anlatmıştır. "Asyanın bahtının miftahı meşveret ve şüradır" Asya kıtasının talihi, anahtarı, özgür tartışma görüşünü söylemektir, diyerek açıklamıştır.

Hatta demokratik yöntemleri "marifet ve fazilettir" diyerek yüceleştirmiştir. Ancak bu özgürlüğün şartlarının sorumsuzluk olmadığını da özelikle belirtmiştir. Devam edecek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.