NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

URFA'DA KÜLTÜREL YOZLAŞMA

Tarihi kadim şehrimiz, peygamberler şehri olarak ta bilinen Şanlıurfa hakkında gerçek bir analiz yaparsak, sosyal, kültürel, ekonomik olarak, adına şanına yakışmayan geri bir durumdadır. Her konuda olduğu gibi bu konudada yani Urfa ile ilgili tespitlerde genelleme yapmak, hepten, toptancı bir görüş sunmak doğru ve gerçekçi olmaz. Ancak çoğunluk olarak, somut bir biçimde olgulardan, bulgulardan yola çıkarak, göreceli bir fikir beyan edebiliriz. Bizlerin gözlemi, insanların sosyal, kültürel gelişimini ölçen anketler, Urfa Türkiye şartlarında 81 il içerisinde malesef en geri sıralarda bulunuyor. Yalnıız ülkemiz koşullarında değil, bölgemizin iki büyük ili Gaziantep'in çok gerisine hele Diyarbakır'ın bile gerisinde kalmış olması üzücü bir durumdur. Gerçekler teşhis edilerek, ancak çözüm ve çare üretilir, bulunur. Sorunları görmemezlikten gelme, hamaset yapmak, gerçeklerden kopmak, daha da gerilemeye neden olur. Hani bir söz vardır, dost acı söyler. Bu satırların yazarı eski bir Urfa ailesine mensuptur. Ben şehrimin her konuda ileri, uygar, çağdaş bir şehir olmsını herkesten fazla isterim. Ama şehrimizin sosyal durumu iyi değildir. Görüken köy klavuz istemez denilir. Eski bir Urfa deyişinde "Eller gider Mersine, biz gideriz tersine" denilir. İçinizi karartmak istemem. Kişi ve yapı olarak iyimserim, kötümser değilim. Elbette umutlu olalım. Ancak, deyim yerindeyse kabuğumuzu kırmak, düşünce tembelliğinden vaz geçerek, okumak, araştırmak gerekir. Bir yazar, "cehalet tatlıdır" demiştir. Kimse kusura bakmasın, Urfa halkı genel olarak tam da bu durumu yaşıyor, desem, sanırım doğrudur. Zira bencilik, çıkarcılık, her şeyi ben bilirim bilgiçliği vardır. Böyle bir düşünce yapısı ise bilgiziliktir. Oysa cehalet tatlı değil, bir zehirdir. Cehalet her alanda bir bireyi, bir şehri geri bıraktırır. Bir insanın, bir şehrin gelişmesi toplumsal bir bilinçle olur, demokratik bir milliyetçilikle olur. Komşumuz Antep şehri bu konuda şehrimizden kültürel ve teknik olarak ileri bir durumdadır. Urfa halkı genel olarak, bu konuda Gaziantep'ı örnek alması gerekirken kıskanır, bu anlamda sevmez. Buda doğru bir algı ve düşünce değildir. Peygamberler şehrinde yaşıyoruz, ama peygamberlerin dediklerine uyulmuyor. Peygamberimiz ve kutsal kitabımız bilime, okumaya, bilgiye çok önem verdiği halde, genel anlamda okumuyoruz, araştırmıyoruz. Hasılı gelişmek, ilerlemek isteniyorsa, mutlaka okumak, araştırmak, sorgulamak gerekiyor. Görmedim, duymadım, bilmiyorum anlayışına klasik olarak üç maymunu oynamak denilir. Maymun gibi olmak hiç bir insana yakışmaz. Ayrıca Balık hafızalı olmamak lazım. Balıklar kolayca oltaya gelir. Unutkan yaratıklardır. Bundan dolayı insanda tarih bilinci şuuru olması gerekir. Bugünü bilmek için dünü bilmek, yerinde saymadan, ders çıkarmakla ilerleme sağlanır. Urfa halkı acı ama gerçek, Türkiye ve bölgemizde geçerliği kalmayan, zamanımıza uymayan, feodal, aşireçi kültürün kalıntılarını takip ediyor, yaşıyor. Buna feodal ağalık zihniyetine ek olarak ayrıca şeyhlik ve tarikatlar da eklenmiştir. İnsanlar bu çağda birey olmadan, kendilerini, geçerliği real olarak kalmayan, bir aşiretin, bir tarikatın mensubu olarak tanıtıyor. Bu şekilde kendileri olmadan, bir gölge kurumun mensubu olarak kalıyorlar. Böylesi durumlar sevgi değil, sevgisizlık, karmaşa, kavga üretiyor. Nitekim asayış alanında Türkiye'de yine kavgaların, cinayetlerin en çok olduğu bir il oluyor Urfa. Zaten bir münakaşada Urfalılar arasında söylenen klasik bir deyiş vardır , sen benim kim olduğumu, hangi aşiretten olduğu mu biliyor musun sözüdür. Komşumuz Antep bu zihniyetti zaten çoktan aşmıştır. Bize göre daha doğuda olan Diyarbakır'da bu zihniyet aşılmıştır. Milletvekilli ve belediye seçimlerinde Urfa halkının önemli bir bölümü şimdiye kadar kendi iradesi, sorgulaması dışında, ağam, aşiretim, şeyhim ne diyorsa öyle oy kullanırım bir güdüsü vardır. Bu böyle biliniyor. 2023 Türkiye tarihinin en önemli seçimi arifesindeyiz. Halkımız umarım bu defa çoğunlukla, biat kültürü olan, aşiret, tarikat dışında, kendi özgür iradeleriyle oy kullanırlar. İlimizin eğitim alanında çok gerilerde kalması bu olumsuz şartları meydana getirmiş, neden olmuştur. Zengin ile fakir arasında eşitsizlik gittikçe artiyor. Tüm bu olumsuz göstergelerin dışında ilimizde çocuklar ile gençler arasında uyuşturucu illetinin normalın çok üstünde yayılması büyük bir tehlikedir. Bu salgın çok önemli bir sosyal yaradır. Ezcümle teşhisten sonra tedavinin, sorunların çözümü bireyler, halk olarak olduğu kadar, özelikle devlettin bu sorunlara kalıcı, yapıcı, onarıcı bir şelkilde el atması sorunları asgari bir düzeye indirir. Şimdiye kadar devlet bu görevi yapması gerekirken, nedense bunu yeteri ve gerektiği kadar yapmiyor. Aşiretçilik, ağalık, şeyhlik, tarkatçılık dinimizde yoktur. İslam dini şartları açısından açık ve net demek gerekirse, gerçek dindarların ve devletin böylesi kurumlara destek olmaması gerekir. Aksi halde samimi olmaz, günaha girerler. Sonuç olarak, tekrarda yarar vardır. Birey ve toplumun ilerlemesi için hak, hukuk adalet gerekir. Bunun koşularını oluşturmak için okumak, araştırmak, kendini yenilemek gerekir. Mülkün, devletin temelli adalettir, paylaşımdır
Ekleme Tarihi: 08 Mayıs 2023 - Pazartesi

URFA'DA KÜLTÜREL YOZLAŞMA

Tarihi kadim şehrimiz, peygamberler şehri olarak ta bilinen Şanlıurfa hakkında gerçek bir analiz yaparsak, sosyal, kültürel, ekonomik olarak, adına şanına yakışmayan geri bir durumdadır.

Her konuda olduğu gibi bu konudada yani Urfa ile ilgili tespitlerde genelleme yapmak, hepten, toptancı bir görüş sunmak doğru ve gerçekçi olmaz.

Ancak çoğunluk olarak, somut bir biçimde olgulardan, bulgulardan yola çıkarak, göreceli bir fikir beyan edebiliriz.

Bizlerin gözlemi, insanların sosyal, kültürel gelişimini ölçen anketler, Urfa Türkiye şartlarında 81 il içerisinde malesef en geri sıralarda bulunuyor.

Yalnıız ülkemiz koşullarında değil, bölgemizin iki büyük ili Gaziantep'in çok gerisine hele Diyarbakır'ın bile gerisinde kalmış olması üzücü bir durumdur.

Gerçekler teşhis edilerek, ancak çözüm ve çare üretilir, bulunur. Sorunları görmemezlikten gelme, hamaset yapmak, gerçeklerden kopmak, daha da gerilemeye neden olur. Hani bir söz vardır, dost acı söyler.

Bu satırların yazarı eski bir Urfa ailesine mensuptur. Ben şehrimin her konuda ileri, uygar, çağdaş bir şehir olmsını herkesten fazla isterim.

Ama şehrimizin sosyal durumu iyi değildir. Görüken köy klavuz istemez denilir. Eski bir Urfa deyişinde "Eller gider Mersine, biz gideriz tersine" denilir. İçinizi karartmak istemem. Kişi ve yapı olarak iyimserim, kötümser değilim. Elbette umutlu olalım.

Ancak, deyim yerindeyse kabuğumuzu kırmak, düşünce tembelliğinden vaz geçerek, okumak, araştırmak gerekir.

Bir yazar, "cehalet tatlıdır" demiştir. Kimse kusura bakmasın, Urfa halkı genel olarak tam da bu durumu yaşıyor, desem, sanırım doğrudur. Zira bencilik, çıkarcılık, her şeyi ben bilirim bilgiçliği vardır. Böyle bir düşünce yapısı ise bilgiziliktir.

Oysa cehalet tatlı değil, bir zehirdir. Cehalet her alanda bir bireyi, bir şehri geri bıraktırır. Bir insanın, bir şehrin gelişmesi toplumsal bir bilinçle olur, demokratik bir milliyetçilikle olur. Komşumuz Antep şehri bu konuda şehrimizden kültürel ve teknik olarak ileri bir durumdadır. Urfa halkı genel olarak, bu konuda Gaziantep'ı örnek alması gerekirken kıskanır, bu anlamda sevmez. Buda doğru bir algı ve düşünce değildir.

Peygamberler şehrinde yaşıyoruz, ama peygamberlerin dediklerine uyulmuyor. Peygamberimiz ve kutsal kitabımız bilime, okumaya, bilgiye çok önem verdiği halde, genel anlamda okumuyoruz, araştırmıyoruz.

Hasılı gelişmek, ilerlemek isteniyorsa, mutlaka okumak, araştırmak, sorgulamak gerekiyor.

Görmedim, duymadım, bilmiyorum anlayışına klasik olarak üç maymunu oynamak denilir. Maymun gibi olmak hiç bir insana yakışmaz. Ayrıca Balık hafızalı olmamak lazım. Balıklar kolayca oltaya gelir. Unutkan yaratıklardır. Bundan dolayı insanda tarih bilinci şuuru olması gerekir.

Bugünü bilmek için dünü bilmek, yerinde saymadan, ders çıkarmakla ilerleme sağlanır.

Urfa halkı acı ama gerçek, Türkiye ve bölgemizde geçerliği kalmayan, zamanımıza uymayan, feodal, aşireçi kültürün kalıntılarını takip ediyor, yaşıyor.

Buna feodal ağalık zihniyetine ek olarak ayrıca şeyhlik ve tarikatlar da eklenmiştir. İnsanlar bu çağda birey olmadan, kendilerini, geçerliği real olarak kalmayan, bir aşiretin, bir tarikatın mensubu olarak tanıtıyor.

Bu şekilde kendileri olmadan, bir gölge kurumun mensubu olarak kalıyorlar. Böylesi durumlar sevgi değil, sevgisizlık, karmaşa, kavga üretiyor. Nitekim asayış alanında Türkiye'de yine kavgaların, cinayetlerin en çok olduğu bir il oluyor Urfa.

Zaten bir münakaşada Urfalılar arasında söylenen klasik bir deyiş vardır , sen benim kim olduğumu, hangi aşiretten olduğu mu biliyor musun sözüdür.

Komşumuz Antep bu zihniyetti zaten çoktan aşmıştır. Bize göre daha doğuda olan Diyarbakır'da bu zihniyet aşılmıştır.

Milletvekilli ve belediye seçimlerinde Urfa halkının önemli bir bölümü şimdiye kadar kendi iradesi, sorgulaması dışında, ağam, aşiretim, şeyhim ne diyorsa öyle oy kullanırım bir güdüsü vardır. Bu böyle biliniyor.

2023 Türkiye tarihinin en önemli seçimi arifesindeyiz. Halkımız umarım bu defa çoğunlukla, biat kültürü olan, aşiret, tarikat dışında, kendi özgür iradeleriyle oy kullanırlar.

İlimizin eğitim alanında çok gerilerde kalması bu olumsuz şartları meydana getirmiş, neden olmuştur. Zengin ile fakir arasında eşitsizlik gittikçe artiyor. Tüm bu olumsuz göstergelerin dışında ilimizde çocuklar ile gençler arasında uyuşturucu illetinin normalın çok üstünde yayılması büyük bir tehlikedir. Bu salgın çok önemli bir sosyal yaradır.

Ezcümle teşhisten sonra tedavinin, sorunların çözümü bireyler, halk olarak olduğu kadar, özelikle devlettin bu sorunlara kalıcı, yapıcı, onarıcı bir şelkilde el atması sorunları asgari bir düzeye indirir. Şimdiye kadar devlet bu görevi yapması gerekirken, nedense bunu yeteri ve gerektiği kadar yapmiyor.

Aşiretçilik, ağalık, şeyhlik, tarkatçılık dinimizde yoktur. İslam dini şartları açısından açık ve net demek gerekirse, gerçek dindarların ve devletin böylesi kurumlara destek olmaması gerekir. Aksi halde samimi olmaz, günaha girerler.

Sonuç olarak, tekrarda yarar vardır. Birey ve toplumun ilerlemesi için hak, hukuk adalet gerekir. Bunun koşularını oluşturmak için okumak, araştırmak, kendini yenilemek gerekir. Mülkün, devletin temelli adalettir, paylaşımdır

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (3)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Abdullah Fidan
(08.05.2023 16:09 - #299)
Tesbit doğru, tebrikler…
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Abdullah Fidan
(08.05.2023 16:09 - #300)
Tesbit doğru, tebrikler…
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mahmut ensari
(09.05.2023 06:04 - #301)
Çok güzel tespitler gerçekten en önemli şeylerden bir tanesi Adalet adaletin olmadığı bir ülkede özgürlükten demokrasiden söz etmek mümkün değil teşekkür ederim saygılar
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.