NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

URFA SEVDALISI MUSTAFA DİŞLİ

İnsanların bazıları tutku derecesinde bir şeylere bağlı olurlar. Hesapsız, çıkarsız, karşılık beklemeden sözde değil özden gelirler. Bir amaca bağlılığın çeşitli şekilleri olur. Bunlar fanatik bir dini inanç olduğu gibi bir ideoloji , fanatik bir şekilde bir futbol takımını veya bir partiyi tutma olacağı gibi, bir kadına veya bir erkeğe duyulan aşk, karasevdalı olmak gibi çeşitleri vardır. Böylesi bağlılığın sosyal ve toplumcu olarak en anlamlı ve en değerli olanı ise kendini bir millete bir ülkeye bir şehre adamaktır. İlimiz Urfa’nın ise geçmişte, çıkarsız karşılıksız sevdalısı, bu şehrin ve insanlarının kalkınmasını gelişmesini isteyen kendine bu amacı belki de bir yaşam biçimi olarak seçen merhum Mustafa Dişlidir. Yeni nesil Urfa gençleri Mustafa Dişli ismini sanırım çoğu duymamıştır. Çünkü adları Y veya Z nesli olan internet bilgisayar akıllı cep telefonlarının nesli çocukların çoğu olasıdır 80 öncesi çağdan haberleri yoktur. Amacım bu yazıda ve diğer bazı yazılarımda elimden geldiği kadar geleceğimiz olan gençlerimize kültürümüzü örf ve adetlerimizi ayrıca bir şehre mal olmuş bir anlamda kültür taşıyıcısı olan simge isimlerini tanıtmaktır. Bunlardan biri . Merhum Mustafa Dişli 19 Nisan 1926 yılında Urfa’nın tarihi Kalaboynu mahallesinde doğdu. İlk ve orta okulu Urfa’da bitirir. O dönemde Urfa’da lise olmadığı için Adana Öğretmen lisesine gider. Orada fazla kalamaz. Çünkü memleket sevgisi sevdası kendini tekrar doğduğu şehir’e getirir. Bu defa Urfa’ya lise açılması için o genç yaşında çalışmalar yapar. Kendi ifadesiyle “kahve fincanlarına çay bardaklarına Urfa’ya lise istiyoruz yazılarını yazdırdık” diyor. Nihayet Urfa’ya lise açılır. Şenlik yapılır. Şehirde bir bayram havası eser. Genç Mustafa’nın arzusu gerçekleşmişti. Kendi şehrinde liseye devam eder. Burada boş durmaz. Yaratılış olarak atılgan ve yetenekli olan dişli lisede amacım adlı bir duvar gazetesi çıkartır. Gazetenin Karikatür, resim ve şiir köşeleri kendisine aittir. Her nedense bir talihsizlik olsa gerek liseyi yarıda bırakır. Vatan görevi için Ağrı’ya gider. Türkiye her nedense o yıllarda Kore’ye asker gönderdi. Kore’de bir çok şehitler verildi. Yüreği dolu ve coşkulu olan Dişli askerde Kore trajedisi üzerine “yurdum için Kore’ye gidiyorum” adlı üç perdelik bir piyes yazar sahneye koyar. Komutanları Dişliyi bu yetenek ve duyarlığı, vatan aşkı nedeniyle mükafat izni vermişler. Askerlik dönüşü amcasının yanında terziliğe başlar. Terziliği öğrenir. Ama coşkulu duyarlı yüreği dayanmaz. Kendini işinden çok memleket mesellerine verirdi. Özelikle Urfa’nın sorunlarını yoksulluğunu düşünür, bunun çarelerini arardı. Yani bireysel değil toplumcu düşünürdü. Bu nedenle ekonomik sıkıntı yaşadı. Gerçekten Merhum Mustafa Dişli gibi memleketinin ve insanlarının her konuda topluca kalkınmasını bilinçli bir şekilde isteyen insan sayısı yok denecek kadar azdır. Bu bağlamda onun Urfa için Harran’a su gelmesi için bir mecnun gibi istediğini ve çalıştığını kimse inkar edemez. Hatta bu uğurda Dükkanında geçim kaynağı olan dikiş makinesini satar Ankara’ya gider devrin Başbakanına bakanlarına Harran’a su gelmesi için adeta yalvarırdı. İlginçtir, bilenler için de takdire değerdir. Çünkü Dişlinin Harran’da bildiğim kadar bir dönüm dahi toprağı yoktu. Merhum Dişli zan ediyordu Harran’a su gelmesi ile Urfa’da yoksulluk bitecekti. Çünkü su ile birlikte istihdam artacak işsizlik kalmayacak diye düşünüyordu. En önemlisi tarım çok gelişecek meyve sebze ihraç bile edilecekti. Maalesef Dişlinin rüyası gerçekleşmedi. Ova insanları kendi sebzelerini bile gelip şehirden alıyorlar. Bu durum trajedi değilse nedir, adını korsak tembelliktir. Merhum Dişli, Urfa’da yapılan resmi gayri resmi etkinliklerin neredeyse tümünü organize eder konuşmacı olarak yer alırdı. Çok iyi bir hatipti. Özelikle 11 Nisan Urfa’nın kurtuluş gününde yaptığı duygulu konuşmalar herkesin hayranlığını kazanırdı. Çok yönlü bir insandı. Sanatçı, yazar, şair, senarist, aktör olarak bir çok filimde yer almıştır. Dumanlı Dağlar diye çok güzel ve derin anlamlı bir şiir kitabı vardır. 1kasım 1985 yılında vefat etti. Vasiyeti üzerine Urfa’nın göründüğü yüksek bir tepede olan tarihi çift kubbe mezarlığına defin edildi. Allah rahmet eylesin.
Ekleme Tarihi: 25 Temmuz 2019 - Perşembe

URFA SEVDALISI MUSTAFA DİŞLİ

İnsanların bazıları tutku derecesinde bir şeylere bağlı olurlar. Hesapsız, çıkarsız, karşılık beklemeden sözde değil özden gelirler. Bir amaca bağlılığın çeşitli şekilleri olur. Bunlar fanatik bir dini inanç olduğu gibi bir ideoloji , fanatik bir şekilde bir futbol takımını veya bir partiyi tutma olacağı gibi, bir kadına veya bir erkeğe duyulan aşk, karasevdalı olmak gibi çeşitleri vardır. Böylesi bağlılığın sosyal ve toplumcu olarak en anlamlı ve en değerli olanı ise kendini bir millete bir ülkeye bir şehre adamaktır. İlimiz Urfa’nın ise geçmişte, çıkarsız karşılıksız sevdalısı, bu şehrin ve insanlarının kalkınmasını gelişmesini isteyen kendine bu amacı belki de bir yaşam biçimi olarak seçen merhum Mustafa Dişlidir. Yeni nesil Urfa gençleri Mustafa Dişli ismini sanırım çoğu duymamıştır. Çünkü adları Y veya Z nesli olan internet bilgisayar akıllı cep telefonlarının nesli çocukların çoğu olasıdır 80 öncesi çağdan haberleri yoktur. Amacım bu yazıda ve diğer bazı yazılarımda elimden geldiği kadar geleceğimiz olan gençlerimize kültürümüzü örf ve adetlerimizi ayrıca bir şehre mal olmuş bir anlamda kültür taşıyıcısı olan simge isimlerini tanıtmaktır. Bunlardan biri . Merhum Mustafa Dişli 19 Nisan 1926 yılında Urfa’nın tarihi Kalaboynu mahallesinde doğdu. İlk ve orta okulu Urfa’da bitirir. O dönemde Urfa’da lise olmadığı için Adana Öğretmen lisesine gider. Orada fazla kalamaz. Çünkü memleket sevgisi sevdası kendini tekrar doğduğu şehir’e getirir. Bu defa Urfa’ya lise açılması için o genç yaşında çalışmalar yapar. Kendi ifadesiyle “kahve fincanlarına çay bardaklarına Urfa’ya lise istiyoruz yazılarını yazdırdık” diyor. Nihayet Urfa’ya lise açılır. Şenlik yapılır. Şehirde bir bayram havası eser. Genç Mustafa’nın arzusu gerçekleşmişti. Kendi şehrinde liseye devam eder. Burada boş durmaz. Yaratılış olarak atılgan ve yetenekli olan dişli lisede amacım adlı bir duvar gazetesi çıkartır. Gazetenin Karikatür, resim ve şiir köşeleri kendisine aittir. Her nedense bir talihsizlik olsa gerek liseyi yarıda bırakır. Vatan görevi için Ağrı’ya gider. Türkiye her nedense o yıllarda Kore’ye asker gönderdi. Kore’de bir çok şehitler verildi. Yüreği dolu ve coşkulu olan Dişli askerde Kore trajedisi üzerine “yurdum için Kore’ye gidiyorum” adlı üç perdelik bir piyes yazar sahneye koyar. Komutanları Dişliyi bu yetenek ve duyarlığı, vatan aşkı nedeniyle mükafat izni vermişler. Askerlik dönüşü amcasının yanında terziliğe başlar. Terziliği öğrenir. Ama coşkulu duyarlı yüreği dayanmaz. Kendini işinden çok memleket mesellerine verirdi. Özelikle Urfa’nın sorunlarını yoksulluğunu düşünür, bunun çarelerini arardı. Yani bireysel değil toplumcu düşünürdü. Bu nedenle ekonomik sıkıntı yaşadı. Gerçekten Merhum Mustafa Dişli gibi memleketinin ve insanlarının her konuda topluca kalkınmasını bilinçli bir şekilde isteyen insan sayısı yok denecek kadar azdır. Bu bağlamda onun Urfa için Harran’a su gelmesi için bir mecnun gibi istediğini ve çalıştığını kimse inkar edemez. Hatta bu uğurda Dükkanında geçim kaynağı olan dikiş makinesini satar Ankara’ya gider devrin Başbakanına bakanlarına Harran’a su gelmesi için adeta yalvarırdı. İlginçtir, bilenler için de takdire değerdir. Çünkü Dişlinin Harran’da bildiğim kadar bir dönüm dahi toprağı yoktu. Merhum Dişli zan ediyordu Harran’a su gelmesi ile Urfa’da yoksulluk bitecekti. Çünkü su ile birlikte istihdam artacak işsizlik kalmayacak diye düşünüyordu. En önemlisi tarım çok gelişecek meyve sebze ihraç bile edilecekti. Maalesef Dişlinin rüyası gerçekleşmedi. Ova insanları kendi sebzelerini bile gelip şehirden alıyorlar. Bu durum trajedi değilse nedir, adını korsak tembelliktir. Merhum Dişli, Urfa’da yapılan resmi gayri resmi etkinliklerin neredeyse tümünü organize eder konuşmacı olarak yer alırdı. Çok iyi bir hatipti. Özelikle 11 Nisan Urfa’nın kurtuluş gününde yaptığı duygulu konuşmalar herkesin hayranlığını kazanırdı. Çok yönlü bir insandı. Sanatçı, yazar, şair, senarist, aktör olarak bir çok filimde yer almıştır. Dumanlı Dağlar diye çok güzel ve derin anlamlı bir şiir kitabı vardır. 1kasım 1985 yılında vefat etti. Vasiyeti üzerine Urfa’nın göründüğü yüksek bir tepede olan tarihi çift kubbe mezarlığına defin edildi. Allah rahmet eylesin.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.