NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

URFA KALESİNDE ÜÇ YILDIR BİTMEYEN ONARIM

Her çağın genel olarak bir özelliği vardır. Yaşadığımız 21. Asır’a teknoloji ya da uzay çağı denilse de, başka bir deyimle dünyayı gezme, keşif yapma, yani seyahat ve turizm çağıdır demek doğru olur. Maddi durumları iyi olan ülkelerin vatandaşları her yıl neredeyse, tüm dünya ülkelerini geziyorlar. Tabii turist denilen bu insanlar gittikleri ülkeleri ekonomik olarak kalkındırıyorlar. Ülkemizin de gelirinin önemli bir miktarı turizmden geliyor. Ülkemize ve her ülkeye giden turistler ülkelerin en çok tarihsel kültürel yerlerini görmeye, gezmeye giderler. İlimiz Urfa'ya da gelen turistlerin çoğu tarihi eserleri görmeye gelirler. Urfa'nın en önemli tarihi eserleri Balıklı gölleri ve kalesidir. Urfa kalesi gerçekten görülmeye değer muhteşem bir kaledir. Ama Gelin görün, acı ama gerçek Urfa kalesi nedense bilinmez, üç yıldır onarım nedeni gösterilerek ziyaretçi girişine kapalıdır. Daha doğrusu onarım yapıldığı veya yapılmadığı konusunda, iç kalenin giriş kapısında hiçbir açıklama yazı yok. Ayrıca bildiğim kadarıyla kale niye neden kapalıdır diye, basına, kamuoyuna bir açıklama ve bilgi verilmemiştir. Böyle bir şey olamaz. Anayasamız da Türkiye Cumhuriyeti, demokratik laik sosyal bir hukuk devletidir diye yazılıdır. Bu devletin yönetim şekli hesap verilebilir, devletin güvenliği dışında halka bilgi verme zorunluluğu vardır. Keyfilik olamaz. Kalede bitmeyen onarımın ne düzeyde olduğunu görmek için kaleye bir basın mensubu olarak bir vatandaş olarak basına yansıyan kalenin üç yıldır bitmeyen restorasyonu hakkında çıkan yazıdan gittim. Kalenin giriş kapısında bir nöbetçi vardı. Kaleye girişin onarım nedeniyle değil, kazı nedeniyle kapalı olduğunu öğrendim. Onarım hakkında kalede hiçbir çalışmanın yapılmadığını hayretle üzüntüyle gördüm. Olacak bir durum değil. Yazın kazı çalışmaları yapılıyor. Kış aylarında ise hiçbir çalışma yapılmıyor, haberini aldım. Öncelleri sahipsiz Urfa sözüne inanmazdım. Ama şimdi bazı önemli durumlar karşısında, Urfa'nın artık gerçekten sahipsiz olduğuna inanmaya başladım. Böyle bir şey olamaz. İnsanın aklı havzaları almıyor. Mardin şehri Urfa'nın en az beş kat kadar turist ziyaret ediyor. Ora halkının maddi durumuna ciddi katkıda bulunuluyor. Bizde ise ülkemizin en önemli bir tarihi eseri yıllardır atıl durumda bırakılmış. Adeta bir açık hava müzesi olan bu şehre bu yöneticiler açık demek gerekirse hiçbir katkıda bulunmuyorlar. Göreceli olarak bazı işler yapılıyor, sonuçta, Eskilerin deyimi ile idareyi maslahatçı bir tutum izleyerek günü kurtarma, nabza göre şerbet verme peşinde oldukları anlaşılıyor. Örneğin Öz diker pasajı, Cumhurbaşkanlığı kararnamesine göre acele yıkılması gerekirken, üstelik geçici bir ruhsatı olmasına rağmen iki yıldan fazla bir zamandan beri hala yıkılamıyor. Elbette bu yıkılma işi oranın esnafı mağdur edilmeden, hakları verilerek yapılmalıdır. Ama nedense bu yıkılma işi deyim yerindeyse bir tiyatro oyununa döndü. Anladığım kadarıyla Urfa büyük şehir belediyesi esnafa maddi olarak haklarını vermiyor. Bu gibi kararlarda devlet çözüm gücü olmalıdır. Sayın vali de ilin birinci derecede bir mülki amiri olarak yetkisini kullanması, her iki tarafı uzlaştırması gerekir. Bunlar yapılmıyor. Bu gibi durumlardan dolayı bizler neredesiniz, şehrimizin üst derce yöneticileri, nerdesiniz milletvekilleri? Sizler ancak seçim zamanı gelirsiniz halkın içinde gezersiniz. Sayın vali. Sayın büyük şehir belediye başkanı ve diğer belediye başkanları. Lütfen görevlerinizin gereğini yapın. Hak hukuk içerisinde iş bitirin, çare ve çözüm gücü olun. Bu millet sizden bunu bekliyor. En azından yapılan ve yapılmayan önemli projeler hakkında halka bir açıklama yapın bilgi verin. Basın olarak bu konulara değinmek ve sizlerden açıklama beklemek görevimizdir. Şimdi gelelim söz konusu olan tarihi Urfa kalesinin tarihçesini biraz anlatmaya. Burada kalenin tarihçesi ile ilgili zamanımızda duvara monte edilen kalenin tanıtımı ile ilgili yazılarda, ne hikmetse birbirini tutmayan, bariz çelişkiler vardır. Örneğin kalenin yeni yapılan giriş merdivenlerinin biraz berisinde kalenin tarihinin Neolotik dönem denilmiyor, Neolitik bir höyüğün üzerine kuruludur cümlesi kullanılmış, tarihinin yaklaşık 9500 yıllık olduğu tahmin ediliyor denilmektedir. Biraz ilerideki levhada ise kalenin tarihinin 10 bin yıllık, kalenin giriş kapısında ise ilk levhada yazılı olduğu üzere kalenin 9500 yıllık olduğu tahmin edilmektedir diye yazılıdır. Bu kadarla kalsa yine iyi çelişki üstüne çelişki, kale binlerce yıllık deniliyor. Kalede olan iki başlıklı Korint başlıklı sütün MS 242-244 yılları arasında yapılmıştır deniyor. Daha sonra aynı levhanın alt yazılarında kale 812- 814 yılları arasında Abbasiler döneminde yapıldığı yazılıyor. Oysa doğru olan bu kalenin en azından Selevkoslar döneminden kalma binlerce yıllık bir tarihi vardır. Yazdıkça doğru olmayan konular ortaya çıkıyor. En iyisi bu kadar yeter.
Ekleme Tarihi: 28 Mart 2022 - Pazartesi

URFA KALESİNDE ÜÇ YILDIR BİTMEYEN ONARIM

Her çağın genel olarak bir özelliği vardır. Yaşadığımız 21. Asır’a teknoloji ya da uzay çağı denilse de, başka bir deyimle dünyayı gezme, keşif yapma, yani seyahat ve turizm çağıdır demek doğru olur. Maddi durumları iyi olan ülkelerin vatandaşları her yıl neredeyse, tüm dünya ülkelerini geziyorlar.

Tabii turist denilen bu insanlar gittikleri ülkeleri ekonomik olarak kalkındırıyorlar. Ülkemizin de gelirinin önemli bir miktarı turizmden geliyor. Ülkemize ve her ülkeye giden turistler ülkelerin en çok tarihsel kültürel yerlerini görmeye, gezmeye giderler. İlimiz Urfa'ya da gelen turistlerin çoğu tarihi eserleri görmeye gelirler. Urfa'nın en önemli tarihi eserleri Balıklı gölleri ve kalesidir.

Urfa kalesi gerçekten görülmeye değer muhteşem bir kaledir.

Ama Gelin görün, acı ama gerçek Urfa kalesi nedense bilinmez, üç yıldır onarım nedeni gösterilerek ziyaretçi girişine kapalıdır. Daha doğrusu onarım yapıldığı veya yapılmadığı konusunda, iç kalenin giriş kapısında hiçbir açıklama yazı yok. Ayrıca bildiğim kadarıyla kale niye neden kapalıdır diye, basına, kamuoyuna bir açıklama ve bilgi verilmemiştir.

Böyle bir şey olamaz. Anayasamız da Türkiye Cumhuriyeti, demokratik laik sosyal bir hukuk devletidir diye yazılıdır. Bu devletin yönetim şekli hesap verilebilir, devletin güvenliği dışında halka bilgi verme zorunluluğu vardır. Keyfilik olamaz.

Kalede bitmeyen onarımın ne düzeyde olduğunu görmek için kaleye bir basın mensubu olarak bir vatandaş olarak basına yansıyan kalenin üç yıldır bitmeyen restorasyonu hakkında çıkan yazıdan gittim. Kalenin giriş kapısında bir nöbetçi vardı. Kaleye girişin onarım nedeniyle değil, kazı nedeniyle kapalı olduğunu öğrendim. Onarım hakkında kalede hiçbir çalışmanın yapılmadığını hayretle üzüntüyle gördüm. Olacak bir durum değil. Yazın kazı çalışmaları yapılıyor. Kış aylarında ise hiçbir çalışma yapılmıyor, haberini aldım.

Öncelleri sahipsiz Urfa sözüne inanmazdım. Ama şimdi bazı önemli durumlar karşısında, Urfa'nın artık gerçekten sahipsiz olduğuna inanmaya başladım. Böyle bir şey olamaz. İnsanın aklı havzaları almıyor. Mardin şehri Urfa'nın en az beş kat kadar turist ziyaret ediyor. Ora halkının maddi durumuna ciddi katkıda bulunuluyor. Bizde ise ülkemizin en önemli bir tarihi eseri yıllardır atıl durumda bırakılmış. Adeta bir açık hava müzesi olan bu şehre bu yöneticiler açık demek gerekirse hiçbir katkıda bulunmuyorlar. Göreceli olarak bazı işler yapılıyor, sonuçta, Eskilerin deyimi ile idareyi maslahatçı bir tutum izleyerek günü kurtarma, nabza göre şerbet verme peşinde oldukları anlaşılıyor.

Örneğin Öz diker pasajı, Cumhurbaşkanlığı kararnamesine göre acele yıkılması gerekirken, üstelik geçici bir ruhsatı olmasına rağmen iki yıldan fazla bir zamandan beri hala yıkılamıyor. Elbette bu yıkılma işi oranın esnafı mağdur edilmeden, hakları verilerek yapılmalıdır. Ama nedense bu yıkılma işi deyim yerindeyse bir tiyatro oyununa döndü. Anladığım kadarıyla Urfa büyük şehir belediyesi esnafa maddi olarak haklarını vermiyor. Bu gibi kararlarda devlet çözüm gücü olmalıdır. Sayın vali de ilin birinci derecede bir mülki amiri olarak yetkisini kullanması, her iki tarafı uzlaştırması gerekir. Bunlar yapılmıyor.

Bu gibi durumlardan dolayı bizler neredesiniz, şehrimizin üst derce yöneticileri, nerdesiniz milletvekilleri? Sizler ancak seçim zamanı gelirsiniz halkın içinde gezersiniz. Sayın vali. Sayın büyük şehir belediye başkanı ve diğer belediye başkanları. Lütfen görevlerinizin gereğini yapın. Hak hukuk içerisinde iş bitirin, çare ve çözüm gücü olun. Bu millet sizden bunu bekliyor.

En azından yapılan ve yapılmayan önemli projeler hakkında halka bir açıklama yapın bilgi verin.

Basın olarak bu konulara değinmek ve sizlerden açıklama beklemek görevimizdir.

Şimdi gelelim söz konusu olan tarihi Urfa kalesinin tarihçesini biraz anlatmaya. Burada kalenin tarihçesi ile ilgili zamanımızda duvara monte edilen kalenin tanıtımı ile ilgili yazılarda, ne hikmetse birbirini tutmayan, bariz çelişkiler vardır. Örneğin kalenin yeni yapılan giriş merdivenlerinin biraz berisinde kalenin tarihinin Neolotik dönem denilmiyor, Neolitik bir höyüğün üzerine kuruludur cümlesi kullanılmış, tarihinin yaklaşık 9500 yıllık olduğu tahmin ediliyor denilmektedir. Biraz ilerideki levhada ise kalenin tarihinin 10 bin yıllık, kalenin giriş kapısında ise ilk levhada yazılı olduğu üzere kalenin 9500 yıllık olduğu tahmin edilmektedir diye yazılıdır. Bu kadarla kalsa yine iyi çelişki üstüne çelişki, kale binlerce yıllık deniliyor. Kalede olan iki başlıklı Korint başlıklı sütün MS 242-244 yılları arasında yapılmıştır deniyor. Daha sonra aynı levhanın alt yazılarında kale 812- 814 yılları arasında Abbasiler döneminde yapıldığı yazılıyor. Oysa doğru olan bu kalenin en azından Selevkoslar döneminden kalma binlerce yıllık bir tarihi vardır. Yazdıkça doğru olmayan konular ortaya çıkıyor. En iyisi bu kadar yeter.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.