NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

ÜMMET KARDEŞLİĞİ SÖYLEMİ

Ümmet,İnanç,birlik,özünde güzel iyi kutsal kavramlar. Çağının deyim yerindeyse en büyük devrimcisi Hazreti Muhammed  (s.a.v) döneminde ümmet davası samimi ve inançlı bir şekilde yapılmıştır. Çünkü tutulan yol çıkarsız samimi bir yoldur. Çıkara haşa, aldatmaya, istismara dayanmayan bir ümmet davasıdır. Doğruluk ve dürüstlük temel ilkedir.Yalan ve israf  büyük günahtır. Öylesine bir davaki, gerçek bir davadîr. Öyle bir yolki gerçek anlamda kutlu bir davadır. bir kur'an ayetinde "israf yapan şeytanın kardeşidir " buyurur.  yalanı yok haşa, israfı yok, saraylar yoktur. Öyle bir kutlu yol ki  ne çıkarı ne egoizmi, ne hep bana rabbana yoktur. Bu davaya bilimsel bir isim versek dinsel komünal bir toplumdur. Yok öyle yağma! Kutlu yol deyip malı götürmek. Yani lüks konutlarda, lüks arabalarda kibir içerisinde fiyaka yapmak yok. Laf ebeliği yapmak hiç yoktur. Harp hiledir. Hadisini kendisine düstur edip her yol mübahtîr diye bir anlayışta yoktur İslami yolda... öyle bir  yol ki, öyle bir anlayış, öyle bir inançki "zenginin malında yoksulun hakkı vardır." Deniliyor. Zenginden alıp fakire veriyor. Bu konuda bir yığın ayet ve hadis vardır. Bu öyle bir inançki, halife Hazreti Ömer'e yamalı elbise giydiriyor. Oysa Hazreti Ömer devlet başkanıdır. İstediği lüks elbise giyebilir. İstediği maddi tasarrufu yapar. Saraylar yapar yapmıyor. Sarayı sonra kendisine Halife Muaviye yapıyor. Ama gerçek sahabe Ebuzer Gafari Muaviye'nin İslam dini sartlarına uygun olnayan davranış ve uygulamasını haklı olarak her yerde eleştirir. Muaviye bundan dolayı Gafari'yi  yanına çekmek ister. Hadi Hazreti Muaviye diyelim. Zaten hazret sözcüğü şerhi kutsal bir sözcük değildir. Türkçe sayın anlamına gelir. Hazreti Muaviye yani Ebu Sufya'nın oğlu, Yezid'in babası  Ebuzer Gafari'yi  birgün Şamda'ki sarayına davet eder. Amacı bu değerli sahabeyi yanına alarak aleyhine çalışmasını engellemektir.  Hazreti Ebuzer, Muaviye'nin davetine icabet eder. Şamda'ki sarayına gelir. Ebuzer sarayda gördüğü lüks ihtişam, israf kendisini çok rahatsız eder. Muaviye ise misafirine özel bir sofra hazırlar. Karşılıklı oturur konuşurlar. Muaviye Ebuzer Gafari'ye islam devletinde istediğin makamı vereyim. İstediğin şehirin valiliğini sana vereyim. Yeterlki aleyhime çalışma, aleyhime konuşma der. Ebuzer Gafari ise bu bal gibi teklife ne cevap verir bilirmisiniz? Evvela der, nedir bu saray! Nedir bu lüks içerisinde şatafat, dinimizde israf haramdır cevabını verir. Ebuzer Gafari konuşmasına devam eder. Muaviye'ye  der eğer bu sarayı kendin paranla yaptınsa israftır. Dinimizde israf haramdır. Yok eğer bunu beytulmal'dan yani devlet hazinesinden yaptınsa bu da kul hakkı yemektir emanet mala ihanet etmektir. Muaviye ne kadar ister zorlarsa büyük sahabe Ebuzer Gafari'yi kendine göre çıkarcı İslam çizgisine getiremez. Sonuçta değerli sahabenin Arabistan'ın en uzak bir çölüne sürgün eder. Cennet mekan Ebuzer orada Rahman'a kavuşur.   Zaten peygamber çok sevdiği Ebuzer'in çölde yalnız kimsesiz bir şekilde öleceğini tahmin ederek söylemiştir.  Konumuz ümmet kardeşliği ile bağlantılı olarak buralara kadar geldik. Bir düşünelim peygamberimizin vefatından sonra gelen dört halifenin üçü öldürülüyor. Şimdi nerde genel  anlamda ümmet kardeşliği yokttur. Gerçek anlamda ümmet kardeşliği  olsa idi İslam alemi insanları bu kadar birbirlerini acımasızca öldürmezdi. Bunun nedeni hem dışardaki düşman odaklar, hem içerideki menfaatçi dini istismar eden münafıklar. en önemlisi ise kuranı kerimin ilk ayeti okuyun dediği halde Müslümanların çoğunun okumamasıdır. Okumayınca sorgulama olmuyor. Cehalet oluşuyor.
Ekleme Tarihi: 10 Ağustos 2021 - Salı

ÜMMET KARDEŞLİĞİ SÖYLEMİ

Ümmet,İnanç,birlik,özünde güzel iyi kutsal kavramlar. Çağının deyim yerindeyse en büyük devrimcisi Hazreti Muhammed  (s.a.v) döneminde ümmet davası samimi ve inançlı bir şekilde yapılmıştır. Çünkü tutulan yol çıkarsız samimi bir yoldur. Çıkara haşa, aldatmaya, istismara dayanmayan bir ümmet davasıdır. Doğruluk ve dürüstlük temel ilkedir.Yalan ve israf  büyük günahtır. Öylesine bir davaki, gerçek bir davadîr. Öyle bir yolki gerçek anlamda kutlu bir davadır. bir kur'an ayetinde "israf yapan şeytanın kardeşidir " buyurur.  yalanı yok haşa, israfı yok, saraylar yoktur. Öyle bir kutlu yol ki  ne çıkarı ne egoizmi, ne hep bana rabbana yoktur. Bu davaya bilimsel bir isim versek dinsel komünal bir toplumdur. Yok öyle yağma! Kutlu yol deyip malı götürmek. Yani lüks konutlarda, lüks arabalarda kibir içerisinde fiyaka yapmak yok. Laf ebeliği yapmak hiç yoktur. Harp hiledir. Hadisini kendisine düstur edip her yol mübahtîr diye bir anlayışta yoktur İslami yolda... öyle bir  yol ki, öyle bir anlayış, öyle bir inançki "zenginin malında yoksulun hakkı vardır." Deniliyor. Zenginden alıp fakire veriyor. Bu konuda bir yığın ayet ve hadis vardır. Bu öyle bir inançki, halife Hazreti Ömer'e yamalı elbise giydiriyor. Oysa Hazreti Ömer devlet başkanıdır. İstediği lüks elbise giyebilir. İstediği maddi tasarrufu yapar. Saraylar yapar yapmıyor. Sarayı sonra kendisine Halife Muaviye yapıyor. Ama gerçek sahabe Ebuzer Gafari Muaviye'nin İslam dini sartlarına uygun olnayan davranış ve uygulamasını haklı olarak her yerde eleştirir. Muaviye bundan dolayı Gafari'yi  yanına çekmek ister. Hadi Hazreti Muaviye diyelim. Zaten hazret sözcüğü şerhi kutsal bir sözcük değildir. Türkçe sayın anlamına gelir. Hazreti Muaviye yani Ebu Sufya'nın oğlu, Yezid'in babası  Ebuzer Gafari'yi  birgün Şamda'ki sarayına davet eder. Amacı bu değerli sahabeyi yanına alarak aleyhine çalışmasını engellemektir.  Hazreti Ebuzer, Muaviye'nin davetine icabet eder. Şamda'ki sarayına gelir. Ebuzer sarayda gördüğü lüks ihtişam, israf kendisini çok rahatsız eder. Muaviye ise misafirine özel bir sofra hazırlar. Karşılıklı oturur konuşurlar. Muaviye Ebuzer Gafari'ye islam devletinde istediğin makamı vereyim. İstediğin şehirin valiliğini sana vereyim. Yeterlki aleyhime çalışma, aleyhime konuşma der. Ebuzer Gafari ise bu bal gibi teklife ne cevap verir bilirmisiniz? Evvela der, nedir bu saray! Nedir bu lüks içerisinde şatafat, dinimizde israf haramdır cevabını verir. Ebuzer Gafari konuşmasına devam eder. Muaviye'ye  der eğer bu sarayı kendin paranla yaptınsa israftır. Dinimizde israf haramdır. Yok eğer bunu beytulmal'dan yani devlet hazinesinden yaptınsa bu da kul hakkı yemektir emanet mala ihanet etmektir. Muaviye ne kadar ister zorlarsa büyük sahabe Ebuzer Gafari'yi kendine göre çıkarcı İslam çizgisine getiremez. Sonuçta değerli sahabenin Arabistan'ın en uzak bir çölüne sürgün eder. Cennet mekan Ebuzer orada Rahman'a kavuşur.   Zaten peygamber çok sevdiği Ebuzer'in çölde yalnız kimsesiz bir şekilde öleceğini tahmin ederek söylemiştir.  Konumuz ümmet kardeşliği ile bağlantılı olarak buralara kadar geldik. Bir düşünelim peygamberimizin vefatından sonra gelen dört halifenin üçü öldürülüyor. Şimdi nerde genel  anlamda ümmet kardeşliği yokttur. Gerçek anlamda ümmet kardeşliği  olsa idi İslam alemi insanları bu kadar birbirlerini acımasızca öldürmezdi. Bunun nedeni hem dışardaki düşman odaklar, hem içerideki menfaatçi dini istismar eden münafıklar. en önemlisi ise kuranı kerimin ilk ayeti okuyun dediği halde Müslümanların çoğunun okumamasıdır. Okumayınca sorgulama olmuyor. Cehalet oluşuyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.