Suriye'de 61 yılik ırkçı, mezhepçi Baas rejimi sona erince herkes buna sevinmişti. Ama Suriye halkının önemli bir kısmı, çeşitli İslami örgütlerin bileşimi olan HTŞ örgütünün iktidara gelmesini kuşkuyla, korkuyla karşılamıştı.
Çünkü bu oluşum, kafa kesen İŞİD ile yakınlığı olan Elkaide örgütünden ayrılmıştır. Ancak iktidarlarının ilk üç ayında olumlu bir çizgi izleyerek, farklı dillere ve farklı mezeplere karşı, demokratik anlamda iyi mesajlar vermişlerdi. Hatta batının Collani diye ad verdikleri, oysa asıl adı Ahmet El Şara olan yeni Suriye cumhurbaşkanı takım elbiseli kravatlı görüntüler vererek demokratik söylemlerde bulunmuştu. PYD ile görüşmeler yapmış, uzlaşma noktasına gelmişlerdir. Ama anlaşılan dış güçler bu bu birlikteliği istemiyorlar, sabote etmek istiyorlar. Yanlış hatırlamiyorsam daha yakın bir tarihte Cumhurbaşkanı Şara bir Kürt şehri olan Afrin'e giderek halkın tekrar yurtlarına geri dönmeleriyle ilgili açıklama yapmış, güvenceler vermişti. Halk bunu kabul etmişlerdir. Çünkü Suriye milli örgütü SMO denilen hak hukuk tanımaz gruplardan çok eziyet çekmişlerdi.
Ama ne yazık ki bu olumlu mesajlar ve uygulamalar çok sürmedi. Son durum, Alevi, Şii mensubu sivillere yapılan katliam haberleri eğer Şara'nın emriyle yapıldıysa vahim bir durumdur. Asıl nitelikleri ortaya çıktı denilir.
Suriye"nin Alevi ve Şii kesimlerinin yoğun olarak yaşadıkları Lazkiye, Tartus,Baniyas gibi şehirlerde sivil halka karşı katliamlara başlandığını Suriye insan hakları gözlem evi (SHR) gibi, bağımsız, tarafsız haber ajansları dünyaya bildirdiler. Burda insanın aklına bir soru geliyor, bu çetevari kıyimları Şara örgütünün dışında HTŞ bileşenlerinin bazıları yapamaz mı? Zira böylesi savunmasiz insanlara karşı toplu öldürmelerin yapılması HTŞ ye büyük zarar verir, güvenirliklerini kaybederler.
Suriye HTŞ iktidarının böyle bir kıyım yapmasını var sayarsak, bunun gerekçesi ve nedeni, Esat rejimi unsurlarının hükümet güçlerine saldırması sonucu böyle bir karşılık verdikleri anlaşılıyor. Tamam eski rejim artıklarının yaptıkları cinayettir, kınanması gerekir. Kim olursa olsun insana yönelik öldürme kabul edilemez.
Ama Cihatçı güçlerin sivil halka yönelip katliama varan insan kıyımları yapması asla tasvip edilemez.
İnsani veya demokratik bir rejim çeteler gibi hareket etmez. Suçlular yakalanır adalete teslim edilir. Sonra cezaları neyse verilir. Bu olayın en düşündürücü, dikkat çeken tarafı İslam ülkelerinden hiç bir tepkinin gelmemesi gibi, hatta yeni rejimi destekleyen açıklamalar yapmışlardir. Bu da Arap ülkelerinin yeterli ve gerekli, ileriye yönelik öngörülerinin olmadığını gösterir. Yapmaları gereken açıklama suçluların adalete teslim edilmelidir olması gerekir. Zira Böylesi tutumlar Suriye'nin bütünlüğüne değil birliğine zarar verir.
Avrupa, Rusya diğer ükelerden ciddi bir kınama gelmemiştir. Önyargılı olmadan, öyle sanıyorum ki uluslar arası güçler Suriye'nin sürekli bir kaos içerisinde olmasını istiyorlar veya umurlarında olmadığı, sanki bu talihsiz ülkenin böyle kalmasını ister gibi bir tutumları var. Zalim Beşar Esat'ın babası Hafiz Esat'in Hama, Humus Sunni müslüman halkına yaptıkları insanlık, insaf dışı katliamlar hala lanetleniyor.
Şimdi HTŞ ve Ahmet El Şara'ya sormak lazım. Bu katliamlar nasıl insanlık dışiysa, Siz de Suriye gibi çok kimlikli bir ülkede mezhepçi bir politika izlerseniz, Suriyenin birliğine değil bölünmesine neden olursunuz. Eğer gerçekten Suriye ve halkını seviyorsanız aynı hatayı siz de yapmayın. Yanlış anlaşılmasın Lazkiye olayları ve Hama, Humus katliamı ayni değildir. Ama niyet buysa, nicelik olarak farklı nitelik olarak aynı demek olur.
Demem odur, ki, olaylar büyümesin. Ayrıca şunu çok iyi bilmeleri gerekir ki Suriye gibi bir ülkenin yüzde ellisi farklı meshep ve etnisite olan bir ülkede İslami, Selefi tarzı bir yönetim başariya ulaşamaz.
Suriye'nin bütünlüğü ve birligi de demokratik bir yönetim dışında olamaz. Aksi halde mevcut yönetimin mezhepçi Esat yönetiminden bir farkı kalmaz. Eğer Suriye'nin birliği isteniyorsa, ki istenmesi gerekir. Orada Kürtler'in Alevi, Şii, ve Durziler'in varlıkları kabul edilmelidir. Bunun yolu cihad'la değil demokratik bir yönetimden geçer.
Ak Parti iktidarının, cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hakan Fidan dolaysiyla MİT'in yeni Suriye yönetimi üzerinde etkinlikleri bilinen bir gerçek. Türk hükümetinin Suriye'nin birligi ve bütünlüğü açısından demokratik bir yönetimden başka çarelerinin olmadığını Şara hükümetine anlatmaları ve kabul ettirmeleri gerekir. Böyle yapılırsa ülkemiz adına barışçı, onurlu bir durum olur.
Anasayfa
Yazarlar
NECDET ŞANSAL
Yazı Detayı
Bu yazı 295+ kez okundu.
SURİYE'DE REJİM BUNALIMI DEVAM EDİYOR
Suriye'de 61 yılik ırkçı, mezhepçi Baas rejimi sona erince herkes buna sevinmişti. Ama Suriye halkının önemli bir kısmı, çeşitli İslami örgütlerin bileşimi olan HTŞ örgütünün iktidara gelmesini kuşkuyla, korkuyla karşılamıştı.
Çünkü bu oluşum, kafa kesen İŞİD ile yakınlığı olan Elkaide örgütünden ayrılmıştır. Ancak iktidarlarının ilk üç ayında olumlu bir çizgi izleyerek, farklı dillere ve farklı mezeplere karşı, demokratik anlamda iyi mesajlar vermişlerdi. Hatta batının Collani diye ad verdikleri, oysa asıl adı Ahmet El Şara olan yeni Suriye cumhurbaşkanı takım elbiseli kravatlı görüntüler vererek demokratik söylemlerde bulunmuştu. PYD ile görüşmeler yapmış, uzlaşma noktasına gelmişlerdir. Ama anlaşılan dış güçler bu bu birlikteliği istemiyorlar, sabote etmek istiyorlar. Yanlış hatırlamiyorsam daha yakın bir tarihte Cumhurbaşkanı Şara bir Kürt şehri olan Afrin'e giderek halkın tekrar yurtlarına geri dönmeleriyle ilgili açıklama yapmış, güvenceler vermişti. Halk bunu kabul etmişlerdir. Çünkü Suriye milli örgütü SMO denilen hak hukuk tanımaz gruplardan çok eziyet çekmişlerdi.
Ama ne yazık ki bu olumlu mesajlar ve uygulamalar çok sürmedi. Son durum, Alevi, Şii mensubu sivillere yapılan katliam haberleri eğer Şara'nın emriyle yapıldıysa vahim bir durumdur. Asıl nitelikleri ortaya çıktı denilir.
Suriye"nin Alevi ve Şii kesimlerinin yoğun olarak yaşadıkları Lazkiye, Tartus,Baniyas gibi şehirlerde sivil halka karşı katliamlara başlandığını Suriye insan hakları gözlem evi (SHR) gibi, bağımsız, tarafsız haber ajansları dünyaya bildirdiler. Burda insanın aklına bir soru geliyor, bu çetevari kıyimları Şara örgütünün dışında HTŞ bileşenlerinin bazıları yapamaz mı? Zira böylesi savunmasiz insanlara karşı toplu öldürmelerin yapılması HTŞ ye büyük zarar verir, güvenirliklerini kaybederler.
Suriye HTŞ iktidarının böyle bir kıyım yapmasını var sayarsak, bunun gerekçesi ve nedeni, Esat rejimi unsurlarının hükümet güçlerine saldırması sonucu böyle bir karşılık verdikleri anlaşılıyor. Tamam eski rejim artıklarının yaptıkları cinayettir, kınanması gerekir. Kim olursa olsun insana yönelik öldürme kabul edilemez.
Ama Cihatçı güçlerin sivil halka yönelip katliama varan insan kıyımları yapması asla tasvip edilemez.
İnsani veya demokratik bir rejim çeteler gibi hareket etmez. Suçlular yakalanır adalete teslim edilir. Sonra cezaları neyse verilir. Bu olayın en düşündürücü, dikkat çeken tarafı İslam ülkelerinden hiç bir tepkinin gelmemesi gibi, hatta yeni rejimi destekleyen açıklamalar yapmışlardir. Bu da Arap ülkelerinin yeterli ve gerekli, ileriye yönelik öngörülerinin olmadığını gösterir. Yapmaları gereken açıklama suçluların adalete teslim edilmelidir olması gerekir. Zira Böylesi tutumlar Suriye'nin bütünlüğüne değil birliğine zarar verir.
Avrupa, Rusya diğer ükelerden ciddi bir kınama gelmemiştir. Önyargılı olmadan, öyle sanıyorum ki uluslar arası güçler Suriye'nin sürekli bir kaos içerisinde olmasını istiyorlar veya umurlarında olmadığı, sanki bu talihsiz ülkenin böyle kalmasını ister gibi bir tutumları var. Zalim Beşar Esat'ın babası Hafiz Esat'in Hama, Humus Sunni müslüman halkına yaptıkları insanlık, insaf dışı katliamlar hala lanetleniyor.
Şimdi HTŞ ve Ahmet El Şara'ya sormak lazım. Bu katliamlar nasıl insanlık dışiysa, Siz de Suriye gibi çok kimlikli bir ülkede mezhepçi bir politika izlerseniz, Suriyenin birliğine değil bölünmesine neden olursunuz. Eğer gerçekten Suriye ve halkını seviyorsanız aynı hatayı siz de yapmayın. Yanlış anlaşılmasın Lazkiye olayları ve Hama, Humus katliamı ayni değildir. Ama niyet buysa, nicelik olarak farklı nitelik olarak aynı demek olur.
Demem odur, ki, olaylar büyümesin. Ayrıca şunu çok iyi bilmeleri gerekir ki Suriye gibi bir ülkenin yüzde ellisi farklı meshep ve etnisite olan bir ülkede İslami, Selefi tarzı bir yönetim başariya ulaşamaz.
Suriye'nin bütünlüğü ve birligi de demokratik bir yönetim dışında olamaz. Aksi halde mevcut yönetimin mezhepçi Esat yönetiminden bir farkı kalmaz. Eğer Suriye'nin birliği isteniyorsa, ki istenmesi gerekir. Orada Kürtler'in Alevi, Şii, ve Durziler'in varlıkları kabul edilmelidir. Bunun yolu cihad'la değil demokratik bir yönetimden geçer.
Ak Parti iktidarının, cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hakan Fidan dolaysiyla MİT'in yeni Suriye yönetimi üzerinde etkinlikleri bilinen bir gerçek. Türk hükümetinin Suriye'nin birligi ve bütünlüğü açısından demokratik bir yönetimden başka çarelerinin olmadığını Şara hükümetine anlatmaları ve kabul ettirmeleri gerekir. Böyle yapılırsa ülkemiz adına barışçı, onurlu bir durum olur.
Ekleme
Tarihi: 10 March 2025 - Monday
SURİYE'DE REJİM BUNALIMI DEVAM EDİYOR
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.