NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

SİPAHİ PAZARININ EMEKLİ ESNAFI HACI HALİL AYNALI

Urfa’nın efsane çarşısı tarihi sipahi pazarında 40-50 delal’dan bir delal kaldı ise, 40 dükkancıdan yaşı altmışı yetmişi geçen 3-5 kişi kaldı. Bunların şimdi en yaşlısı Hacı Halil Aynalıdır. Halil usta ile dükkanında yaptığımız sohbette, yaklaşık 50 yıldır bu çarşıda bu işi yaptığını söylüyor. Ancak ilk işinin burası olmadığın eski ceket elbise terzisi olduğunu söyledi. Bu nasıl terziliktir derseniz, biraz ayrıntılı izah edelim. Osmanlı devleti ve devamı olan Cumhuriyetin ilk yıllarında 1960’lı yıllarda dahi ülkemizde sanayi ve özelikle tekstil sanayi gelişmemiştir. Milletin giyecek doğru dürüst elbisesi gömleği çok yoktur. O yıllarda Suriye’ye Avrupa ülkelerinden gelen ikinci el elbiseler paltolar gelir. Avrupa halkı bu giyim eşyalarını kiliselere bağışta bulunur. Kiliselerde bunları yoksul ülkelere satar gelir elde eder. Suriye hükümetinin izni ile Suriye’ye getirilen bu elbise ve paltoları sınır illerinde bazı şahıslar devlet izni olmadan kaçak yollarla ülkemize getirirlerdi. Bu sınır kaçakçılığı en fazla Urfa’da gelişmişti. Çoğu kaliteli iyi kumaştan yapılmış bu elbiselerin müşterisi çok olurdu. Urfa’dan ülkemizin çeşitli illerine götürülür iyi bir maddi kazanç elde edilirdi. Yani alan memnun satan memnun olurdu. Çünkü ülkemizde çok pahalı olan yeni elbiseleri halkımızın çoğunun alma olanağı yoktu. Bu elbiseler kalitesine göre iyice ütü yapılarak 50-ile 80 lira arasında satılırdı. İşte bu elbiseleri bile almaya gücü yetmeyen fakir halkımız yerli ve yabancı bu elbiselerin dışı çok eskimiş olanlarını, terziler çevirerek başka bir anlatımla döndürüp eskimeyen iç kısımlarını ortaya çıkarır diker iyice de ütüledikten sonra satarlardı. Bunların da müşterisi çok olurdu. Alan kişilerin çoğu dönmüş elbise aldıklarını bilirlerdi. Bu elbiseler kömürle ısıtılmış büyük demir ütülerde iyice ütülenir yeni görünür, parlardı. Halil usta bu elbiselerin ütüleri için yanız kendileri ayda yeddi eşek yükü kömür kullandıklarını bu işi o dönem yapan ortalama 70-80 esnafın olduğunu söylüyor. Kömürlerin eşeklerle getirilmesinin nedeni ise, o zaman motorlu taşıtlar çok az olduğundan nakliye ve ulaşımlarda eşek veya at arabası kullanılırdı. Halil usta eski günleri anlatırken duygulanıyor geçmişe gidiyor, o zaman yokluk yoksulluk vardı ama huzur da vardı diyor. Sanki her şeye rağmen daha mutluyduk demek istiyor gibiydi. Halil usta hiç okula gitmemesine rağmen ticaretin kurallarını, almasını satmasını iyi bilen akılı bilgili bir insan olduğu anlaşılıyor. Halk deyimiyle hayat okulunu bitirmiş biri sayılır. Ayrıca yerine göre yardım yapan bir kişi. Bu çarşı bu ilin Urfa’nın en merkezi yerinde olmasına rağmen en iyi iş yapan çarşıdan en az iş yapan bir çarşı haline gelmesinin nedenini sorduğumuzda, bildik yanıtları aldık. Elişleri ürünlerinin bir dönem yoğun olarak satıldığı bu çarşıyı halı imalat sanayinin yok ettiğini belirtti. İkincisi belki en önemlisi iş değişikliğinin bu çarşıda yapılmamış olmasına bağlıyor. Halil usta yetmişli yıllarda bu çarşıya geldiğinde esnafın çoğu kendisine göre yaşlıdır. Kendisi ise genç olmasına rağmen tecrübeli ve zekidir. Esnafın çoğu ehli tarikat ticaretin kurallını iyi bilmeyen veya bunu önemsemeyen Dünya malına önem vermeyen azla yetinen saf temiz insanlardır. Esnaf sabah erken gelir. Ahilik duası okunduktan iş başlar. İkindi namazından sonra esnaf dükkanını kapatırdı. Bundan dolayı o dönemde bu çarşıya evliya çarşısı denilirdi. Hatta hasta olanlar bu çarşıya iyileşmek umuduyla sabah okunan duaya getirilirdi. Eski zamanların ürünleri çok çeşitli sanat eseri denilebilecek muhteşem halı, kilimler, carcımlar, heybeler bol miktarda bulunur alınır satılırdı. Buranın esnafının maddi istekleri çok olmadığından ekonomik durumları da eşit düzeyde, ancak kendilerine yetecek kadar olurdu. Ticaretin kuralını iyi bilen Halil usta bu çarşıya gelince bu durumu görür anlar fırsata çevirir, maddi durumunu iyice düzeltir. Zaten ticaret yaşamında başarının sırrı fırsatları değerlendirmek olduğu bilinen bir gerçektir. Şimdi emekli olan eskisi gibi bu işi yapmadığını belirten Hacı Halil Aynalı, halı kilim işinin bittiğini son demlerini yaşadığını, Bu çarşının eskiden olduğu gibi iş yapan bir çarşı haline gelmesinin esnaf kadar Yerel yönetimin desteğinin belirleyici olacağını belirtiyor.
Ekleme Tarihi: 30 Eylül 2020 - Çarşamba

SİPAHİ PAZARININ EMEKLİ ESNAFI HACI HALİL AYNALI

Urfa’nın efsane çarşısı tarihi sipahi pazarında 40-50 delal’dan bir delal kaldı ise, 40 dükkancıdan yaşı altmışı yetmişi geçen 3-5 kişi kaldı. Bunların şimdi en yaşlısı Hacı Halil Aynalıdır. Halil usta ile dükkanında yaptığımız sohbette, yaklaşık 50 yıldır bu çarşıda bu işi yaptığını söylüyor. Ancak ilk işinin burası olmadığın eski ceket elbise terzisi olduğunu söyledi. Bu nasıl terziliktir derseniz, biraz ayrıntılı izah edelim. Osmanlı devleti ve devamı olan Cumhuriyetin ilk yıllarında 1960’lı yıllarda dahi ülkemizde sanayi ve özelikle tekstil sanayi gelişmemiştir. Milletin giyecek doğru dürüst elbisesi gömleği çok yoktur. O yıllarda Suriye’ye Avrupa ülkelerinden gelen ikinci el elbiseler paltolar gelir. Avrupa halkı bu giyim eşyalarını kiliselere bağışta bulunur. Kiliselerde bunları yoksul ülkelere satar gelir elde eder. Suriye hükümetinin izni ile Suriye’ye getirilen bu elbise ve paltoları sınır illerinde bazı şahıslar devlet izni olmadan kaçak yollarla ülkemize getirirlerdi. Bu sınır kaçakçılığı en fazla Urfa’da gelişmişti. Çoğu kaliteli iyi kumaştan yapılmış bu elbiselerin müşterisi çok olurdu. Urfa’dan ülkemizin çeşitli illerine götürülür iyi bir maddi kazanç elde edilirdi. Yani alan memnun satan memnun olurdu. Çünkü ülkemizde çok pahalı olan yeni elbiseleri halkımızın çoğunun alma olanağı yoktu. Bu elbiseler kalitesine göre iyice ütü yapılarak 50-ile 80 lira arasında satılırdı. İşte bu elbiseleri bile almaya gücü yetmeyen fakir halkımız yerli ve yabancı bu elbiselerin dışı çok eskimiş olanlarını, terziler çevirerek başka bir anlatımla döndürüp eskimeyen iç kısımlarını ortaya çıkarır diker iyice de ütüledikten sonra satarlardı. Bunların da müşterisi çok olurdu. Alan kişilerin çoğu dönmüş elbise aldıklarını bilirlerdi. Bu elbiseler kömürle ısıtılmış büyük demir ütülerde iyice ütülenir yeni görünür, parlardı. Halil usta bu elbiselerin ütüleri için yanız kendileri ayda yeddi eşek yükü kömür kullandıklarını bu işi o dönem yapan ortalama 70-80 esnafın olduğunu söylüyor.

Kömürlerin eşeklerle getirilmesinin nedeni ise, o zaman motorlu taşıtlar çok az olduğundan nakliye ve ulaşımlarda eşek veya at arabası kullanılırdı. Halil usta eski günleri anlatırken duygulanıyor geçmişe gidiyor, o zaman yokluk yoksulluk vardı ama huzur da vardı diyor. Sanki her şeye rağmen daha mutluyduk demek istiyor gibiydi. Halil usta hiç okula gitmemesine rağmen ticaretin kurallarını, almasını satmasını iyi bilen akılı bilgili bir insan olduğu anlaşılıyor. Halk deyimiyle hayat okulunu bitirmiş biri sayılır. Ayrıca yerine göre yardım yapan bir kişi. Bu çarşı bu ilin Urfa’nın en merkezi yerinde olmasına rağmen en iyi iş yapan çarşıdan en az iş yapan bir çarşı haline gelmesinin nedenini sorduğumuzda, bildik yanıtları aldık. Elişleri ürünlerinin bir dönem yoğun olarak satıldığı bu çarşıyı halı imalat sanayinin yok ettiğini belirtti. İkincisi belki en önemlisi iş değişikliğinin bu çarşıda yapılmamış olmasına bağlıyor. Halil usta yetmişli yıllarda bu çarşıya geldiğinde esnafın çoğu kendisine göre yaşlıdır. Kendisi ise genç olmasına rağmen tecrübeli ve zekidir. Esnafın çoğu ehli tarikat ticaretin kurallını iyi bilmeyen veya bunu önemsemeyen Dünya malına önem vermeyen azla yetinen saf temiz insanlardır. Esnaf sabah erken gelir. Ahilik duası okunduktan iş başlar. İkindi namazından sonra esnaf dükkanını kapatırdı. Bundan dolayı o dönemde bu çarşıya evliya çarşısı denilirdi. Hatta hasta olanlar bu çarşıya iyileşmek umuduyla sabah okunan duaya getirilirdi. Eski zamanların ürünleri çok çeşitli sanat eseri denilebilecek muhteşem halı, kilimler, carcımlar, heybeler bol miktarda bulunur alınır satılırdı. Buranın esnafının maddi istekleri çok olmadığından ekonomik durumları da eşit düzeyde, ancak kendilerine yetecek kadar olurdu. Ticaretin kuralını iyi bilen Halil usta bu çarşıya gelince bu durumu görür anlar fırsata çevirir, maddi durumunu iyice düzeltir. Zaten ticaret yaşamında başarının sırrı fırsatları değerlendirmek olduğu bilinen bir gerçektir. Şimdi emekli olan eskisi gibi bu işi yapmadığını belirten Hacı Halil Aynalı, halı kilim işinin bittiğini son demlerini

yaşadığını, Bu çarşının eskiden olduğu gibi iş yapan bir çarşı haline gelmesinin esnaf kadar Yerel yönetimin desteğinin belirleyici olacağını belirtiyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.