NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

SİPAHİ PAZARINDA BİR DELAL KALDI

Sanayileşme teknoloji çağı, konumuzla ilgili olarak dersek el işlerini bitirdi. Yazımızın konusu olan Sipahi pazarı, diğer adlarını öz Urfalılar bilir… Mezat pazarı, oturakçı çarşısıdır. Bu çarşı Osmanlı devleti döneminde yaklaşık 500 yıl evvel Gümrük hanı ile birlikte yapılmıştır. Bir dönem Urfa alış verişinin ticaretinin merkezi olmuştur. Rızvaniye vakfına ait olan bu çarşıdan bir dönem bir dükkan kiralamak bile şimdi Balıklıgöl yolu üzeri çok iyi iş yapan dükkanların kirasından en az iki misli fazla idi. Dışarıda olan dükkanlar sefaleti yaşarken bu kapalı çarşı esnafı sefahati yaşıyordu desek doğrudur. Çünkü Urfa ekonomisi, ticareti tümüyle el işi demekti. İşte bu her çeşit zorunlu el işleri ürünlerinin satıldığı çarşı sipahi pazarıydı. Bu Pazar yalnız Urfa’nın değil bölgenin önemli bir pazarıydı. Şimdi bu durum tersine döndü. Sipahi pazarı sefaleti yaşıyor. Kuru yemişçi, isotçu pazarı sefahati yaşıyor. Bu trajik durumu bu çarşının kendi deyimi ile son delalı Hacı Seydi Zira ile konuştuk. Seydi usta geçmiş yaşına rağmen hafızası gayet yerinde, Urfa deyimiyle yerine göre konuşmasını, kalkmasını oturmasını, ne yaptığını bilen eski yerli bir Urfalı. Seydi usta bu işe belediyeden emekli olduktan 20 yıl sonra başlamış. Bu işe ilk başladığı dönemlerde güz zamanı sonbahar mevsiminde sabahtan akşama kadar mezata gelen eşyaları halı ve kilimleri sattıklarını söylüyor. Deyim yerindeyse iş mevsiminde başlarını kaşıyacak zamanları olmadıklarını belirtiyor. Bir dönem 40- 50 dellalın olduğu bu çarşıda yalnız kalmanın hüznünü yaşıyor Seydi usta. mezat zamanı Urfa halkının kalabalıktan zor geçtiği, Urfa deyimiyle şimdi sin sin ediyor. Yani tenha, girip çıkanın eskiye oranla çok azaldığı bir çarşı haline geldi. İslam dini kültüründe Med Cezir diye bir kavram vardır. Bu kavramın karşılığı iniş ve çıkış demektir. Hani denilir ya; düşüp kalkmayan bir Allah vardır. Dünya yaşamında bu olgu bireysel ve toplumsal olarak bazen yaşanır. Böylesi olumsuz durumları çoğu kez, takdire kadere bağlamak çok doğru değildir. İnsan önce tedbir almalı, sonra takdire bırakmalı. Bu çarşının en iyi iş yapan bir çarşıdan en iş yapamaz hale gelmesinin nedeni sanayinin el işlerini bitirmesi olarak açıklamak ta doğru değildir. Asıl neden buranın esnafının biten halı kilim üretiminin kısaca el işleri ürünlerinin yerine başka ürünler pazarlamaması olmasıdır. Tarihi Urfa şehrinin orta yerinde tarihi bir çarşının böyle atıl işlevsiz durumda kalması tek sözcükle hayret verici bir durum. Başka gelişmiş bir şehirde böyle kapalı çarşılar ele geçmez milyon dolarlık iş ciroları olur. Bazılarının beğenmediği Irak bölgesel Kürt yönetimine bağlı Erbil, Kürtçe adı Hevler olan bu şehirde, Urfa Sipahi pazarı gibi kapalı çarşıları dükkanları fiyatlarının iki milyon dolar olduğu söyleniyor. Bir şehrin ekonomisine katkı sağlayacak böylesi tarihi yapıların, mekanların gelişmesi gerekiyor. Bu gelişmeyi esnaf yapamıyorsa vali başkanlığında İl özel idaresinin, büyükşehir belediyesinin organize yapması gerekir. İşte burada tarihi çarşıların tekrar eski işlevine kavuşması için Şanlıurfa büyükşehir belediye başkanı Zeynel Abidin Beyazgül bu bilinç ve sorumluk içerisinde olmayacak bir işe imza attı diyebiliriz. Tarihi çarşılar projesinin bir bölümünün istimlak bedelini elde etti. Haşimiye meydanın ortasında geçici ruhsatla yanlış bir şekilde kurulan Özdiker pasajının yıkılma kararını aldı. Doğrusu böylesi büyük bir projenin önemli bir miktarda parayı hele bu salgın döneminde almak öyle kolay değildir. Bu para kabul etmek gerekir ki büyük şehir belediye başkanın başarısıdır. Bu para sanırım cumhurbaşkanlığı fonundan alınmıştır. Anlaşılan, Beyazgül cumhurbaşkanıyla kıyasıya bir mesayi yapmıştır. Sözün kısası umarız ve dileriz bu iyi düşünülmüş doğru proje amacına ulaşsın. İlimizin tarihi değerini ortaya çıkarsın. Ekonomisine katkı sağlasın. Her çağın bir özelliği vardır. Çağımızın bir özelliği ekonomisinin de önemli bir bölümünün tarih ve turizm çağı olmasıdır.
Ekleme Tarihi: 23 Eylül 2020 - Çarşamba

SİPAHİ PAZARINDA BİR DELAL KALDI

Sanayileşme teknoloji çağı, konumuzla ilgili olarak dersek el işlerini bitirdi. Yazımızın konusu olan Sipahi pazarı, diğer adlarını öz Urfalılar bilir… Mezat pazarı, oturakçı çarşısıdır. Bu çarşı Osmanlı devleti döneminde yaklaşık 500 yıl evvel Gümrük hanı ile birlikte yapılmıştır. Bir dönem Urfa alış verişinin ticaretinin merkezi olmuştur. Rızvaniye vakfına ait olan bu çarşıdan bir dönem bir dükkan kiralamak bile şimdi Balıklıgöl yolu üzeri çok iyi iş yapan dükkanların kirasından en az iki misli fazla idi. Dışarıda olan dükkanlar sefaleti yaşarken bu kapalı çarşı esnafı sefahati yaşıyordu desek doğrudur. Çünkü Urfa ekonomisi, ticareti tümüyle el işi demekti. İşte bu her çeşit zorunlu el işleri ürünlerinin satıldığı çarşı sipahi pazarıydı. Bu Pazar yalnız Urfa’nın değil bölgenin önemli bir pazarıydı. Şimdi bu durum tersine döndü. Sipahi pazarı sefaleti yaşıyor. Kuru yemişçi, isotçu pazarı sefahati yaşıyor. Bu trajik durumu bu çarşının kendi deyimi ile son delalı Hacı Seydi Zira ile konuştuk. Seydi usta geçmiş yaşına rağmen hafızası gayet yerinde, Urfa deyimiyle yerine göre konuşmasını, kalkmasını oturmasını, ne yaptığını bilen eski yerli bir Urfalı. Seydi usta bu işe belediyeden emekli olduktan 20 yıl sonra başlamış. Bu işe ilk başladığı dönemlerde güz zamanı sonbahar mevsiminde sabahtan akşama kadar mezata gelen eşyaları halı ve kilimleri sattıklarını söylüyor. Deyim yerindeyse iş mevsiminde başlarını kaşıyacak zamanları olmadıklarını belirtiyor. Bir dönem 40- 50 dellalın olduğu bu çarşıda yalnız kalmanın hüznünü yaşıyor Seydi usta. mezat zamanı Urfa halkının kalabalıktan zor geçtiği, Urfa deyimiyle şimdi sin sin ediyor. Yani tenha, girip çıkanın eskiye oranla çok azaldığı bir çarşı haline geldi. İslam dini kültüründe Med Cezir diye bir kavram vardır. Bu kavramın karşılığı iniş ve çıkış demektir. Hani denilir ya; düşüp kalkmayan bir Allah vardır. Dünya yaşamında bu olgu bireysel ve toplumsal olarak bazen yaşanır. Böylesi olumsuz durumları çoğu kez, takdire kadere bağlamak çok doğru değildir. İnsan önce tedbir almalı, sonra takdire bırakmalı. Bu çarşının en iyi iş yapan bir çarşıdan en iş yapamaz hale gelmesinin nedeni sanayinin el işlerini bitirmesi olarak açıklamak ta doğru değildir. Asıl neden buranın esnafının biten halı kilim üretiminin kısaca el işleri ürünlerinin yerine başka ürünler pazarlamaması olmasıdır. Tarihi Urfa şehrinin orta yerinde tarihi bir çarşının böyle atıl işlevsiz durumda kalması tek sözcükle hayret verici bir durum. Başka gelişmiş bir şehirde böyle kapalı çarşılar ele geçmez milyon dolarlık iş ciroları olur. Bazılarının beğenmediği Irak bölgesel Kürt yönetimine bağlı Erbil, Kürtçe adı Hevler olan bu şehirde, Urfa Sipahi pazarı gibi kapalı çarşıları dükkanları fiyatlarının iki milyon dolar olduğu söyleniyor. Bir şehrin ekonomisine katkı sağlayacak böylesi tarihi yapıların, mekanların gelişmesi gerekiyor. Bu gelişmeyi esnaf yapamıyorsa vali başkanlığında İl özel idaresinin, büyükşehir belediyesinin organize yapması gerekir. İşte burada tarihi çarşıların tekrar eski işlevine kavuşması için Şanlıurfa büyükşehir belediye başkanı Zeynel Abidin Beyazgül bu bilinç ve sorumluk içerisinde olmayacak bir işe imza attı diyebiliriz. Tarihi çarşılar projesinin bir bölümünün istimlak bedelini elde etti. Haşimiye meydanın ortasında geçici ruhsatla yanlış bir şekilde kurulan Özdiker pasajının yıkılma kararını aldı. Doğrusu böylesi büyük bir projenin önemli bir miktarda parayı hele bu salgın döneminde almak öyle kolay değildir. Bu para kabul etmek gerekir ki büyük şehir belediye başkanın başarısıdır. Bu para sanırım cumhurbaşkanlığı fonundan alınmıştır. Anlaşılan, Beyazgül cumhurbaşkanıyla kıyasıya bir mesayi yapmıştır. Sözün kısası umarız ve dileriz bu iyi düşünülmüş doğru proje amacına ulaşsın. İlimizin tarihi değerini ortaya çıkarsın. Ekonomisine katkı sağlasın. Her çağın bir özelliği vardır. Çağımızın bir özelliği ekonomisinin de önemli bir bölümünün tarih ve turizm çağı olmasıdır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.