NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

ŞANLIURFANIN FRANSIZ İŞGALİNDEN KURTULUŞUN ANALİZİ-2

Ancak yine bu konuda bazı somut veriler vardır. Örneğin Urfa merkezde Ermeni ve Fransız güçlerini yenilgiye uğratan en önemli etkenin Şehrin kalaboynu denilen tepe muhallesinde yaşayan çoğunluğu oluşturan Şeddadilerin olduğunu bu kanlı olayların canlı tanıkları Urfa’dan göç eden Ermeni tanıklar ve yazarlar olmuştur. Örneğin bundan birkaç yıl önce bu konuyla ilgili bir internet gazetesi muhabirinin Türkiye dışında yaşayan bu insanlarla yaptığı röportaj’da biz diğer Müslüman güçlere karşı başarılı oluyorduk. Kurtarılmış bölgelerimiz vardı. Ancak bizleri mahvedenler Şehirde Şeddadi güçleri kuzeyde Sait bey liderliğindeki Badıllı aşireti olmuştur demişlerdir. Urfa kurtuluş savaşında bu durumun dışında asıl belirleyici unsurun yani kırılma noktasının Suruç Berazileri ve yine şeddadilerin Kobani Mürşitpınar bölgesinde Fransız güçlerine gelen silah ve lojistik güçleri tren hattında imha ederek kazanılmış olduğunu tarafsız kişiler belirtirler. Konu açılmışken Ermeni halkı konusunda bildiğim bazı şeyleri belirtmek gerekir. Milliyetçi cereyanların olmadığı Osmanlı devleti döneminde Ermeni halkı Osmanlı devleti sınırlarında yanız Urfa’da değil Müslüman halklarla kardeşçe yaşıyorlardı. Ermeniler Osmanlı devlet düzeninde önemli görevlerde bulunuyorlardı. Osmanlılar Ermeni halkını tanımlarken sadık ve dürüst bir millet olarak tanımlardı. Önceden belirttiğimiz gibi İtihat ve Teraki partisi ırkçı anlayışı bu birlikteliği bozdu. Batıya da başarılı bir şekilde açılan Osmanlı devleti İtihad ve Teraki partisinin hatalı yanlış politikası olmasaydı belki şimdiye kadar, insan hakları eksenli olarak ta devam edebilirdi. Ermeni kalkışması bu olayların kanlı bastırılmasında adını söylediğimiz bu milliyetçi partinin en büyük rolü olmuştur. Ayrıca şimdi gelelim Urfa kurtuluş savaşında etkin rol olan Şeddadiler ve Badıllı aşiretine. Urfa Şeddadileri 951 tarihinde şimdiki Azerbaycan bölgesinin Divin şehrinde Muhammed bin Şeddad Kartu tarafından kurulan devlet mensuplarının akrabalarıdır. Bu devletin kurucusu Muhammed Şeddat ve diğer Şeddadilerin asıl aşireti Revadi Aşiretinin Hezbani kabilesinden olurlar. Urfa Şeddadileri yaklaşık 800 yıl evvel Azerbaycan bölgesinden gelerek Urfa ve Suruç bölgesine yerleşmişlerdir. Dünya’ca meşhur adil büyük İslam ve Kürt hükümdar Selahaddini Eyyubi de Şeddadi aşiretine mensuptur. Bu nedenle bu aşiretin aydınları kendilerini Selahaddini Eyyubinin soyundan ve torunları olduklarını belirtirler. Badıllı Aşireti de köklü büyük bir aşirettir. Bu aşiret çeşitli kollara ayrılır. Urfa’da olduğu gibi diğer Doğu ve güneydoğu bölgelerinde vardır. Hatta Hakkari ilinde bile saygın bir rolleri olmuştur. Bu aşiretin yakın zamana kadar liderliğini Said ve Bekir bey yapmıştır. Kürt dilinde alfabe çıkaran şair ve yazar milletvekili de yapan avukat Kemal Badıllı Said beyin oğludur. Ama ne yazık ki Osmanlı devletini yıkan milliyetçi anlayış şimdi Badıllı aşiretini ve karakeçi aşiretini Türk, Şeyhan aşiretini Arap kökenli yapıyorlar. Ama gerçek böyle değildir. Urfa yöresine mensup aşiretlere mensup bazı arkadaşlarım olduğu gibi adını andığımız bu üç aşirete mensup çok sayıda arkadaşlarım vardır. Bu iddianın doğru olmadığını ısrarla belirtirler. Yine bu konuda görüş ve düşüncemi belirtmem gerekirse, Kendim Şeddadi aşiretine mensubum. Bizim ve diğer aşiretlerde olduğu gibi diğer iki Müslüman halk Türk ve Araplarla evlilik vardır. Olması da doğaldır ve doğrudur. Bu nedenle bölgemizdeki aşiretlerde her üç halka mensup unsurlar olabilir. Yanlış olan bu konuda maksatlı ve çıkara yönelik olarak kimliğini inkar etmek ve genelleme yaparak her Kürt aşiretini Arap ve Kürt yapmaktır. Sakın kimse yanlış anlamasın kendim Kürt olduğum kadar nine tarafından bizde Türklük de vardır. Her iki kimlik de diğer kimlikler gibi saygındır. Yanlış olan bir kimliği inkar etmektir. Böylesi bir düşünce insani olmaz. Önce insanım dememiz gerekir. Sonuç olarak insanlar baskı ve zorlama olmadan kendilerini nasıl kabul ederse öyledir. Dileğimiz Ülkemiz ve Dünya’ya barış, sağlık ve huzur gelsin.  
Ekleme Tarihi: 12 Nisan 2021 - Pazartesi

ŞANLIURFANIN FRANSIZ İŞGALİNDEN KURTULUŞUN ANALİZİ-2

Ancak yine bu konuda bazı somut veriler vardır. Örneğin Urfa merkezde Ermeni ve Fransız güçlerini yenilgiye uğratan en önemli etkenin Şehrin kalaboynu denilen tepe muhallesinde yaşayan çoğunluğu oluşturan Şeddadilerin olduğunu bu kanlı olayların canlı tanıkları Urfa’dan göç eden Ermeni tanıklar ve yazarlar olmuştur. Örneğin bundan birkaç yıl önce bu konuyla ilgili bir internet gazetesi muhabirinin Türkiye dışında yaşayan bu insanlarla yaptığı röportaj’da biz diğer Müslüman güçlere karşı başarılı oluyorduk. Kurtarılmış bölgelerimiz vardı. Ancak bizleri mahvedenler Şehirde Şeddadi güçleri kuzeyde Sait bey liderliğindeki Badıllı aşireti olmuştur demişlerdir. Urfa kurtuluş savaşında bu durumun dışında asıl belirleyici unsurun yani kırılma noktasının Suruç Berazileri ve yine şeddadilerin Kobani Mürşitpınar bölgesinde Fransız güçlerine gelen silah ve lojistik güçleri tren hattında imha ederek kazanılmış olduğunu tarafsız kişiler belirtirler. Konu açılmışken Ermeni halkı konusunda bildiğim bazı şeyleri belirtmek gerekir. Milliyetçi cereyanların olmadığı Osmanlı devleti döneminde Ermeni halkı Osmanlı devleti sınırlarında yanız Urfa’da değil Müslüman halklarla kardeşçe yaşıyorlardı. Ermeniler Osmanlı devlet düzeninde önemli görevlerde bulunuyorlardı. Osmanlılar Ermeni halkını tanımlarken sadık ve dürüst bir millet olarak tanımlardı. Önceden belirttiğimiz gibi İtihat ve Teraki partisi ırkçı anlayışı bu birlikteliği bozdu. Batıya da başarılı bir şekilde açılan Osmanlı devleti İtihad ve Teraki partisinin hatalı yanlış politikası olmasaydı belki şimdiye kadar, insan hakları eksenli olarak ta devam edebilirdi. Ermeni kalkışması bu olayların kanlı bastırılmasında adını söylediğimiz bu milliyetçi partinin en büyük rolü olmuştur. Ayrıca şimdi gelelim Urfa kurtuluş savaşında etkin rol olan Şeddadiler ve Badıllı aşiretine. Urfa Şeddadileri 951 tarihinde şimdiki Azerbaycan bölgesinin Divin şehrinde Muhammed bin Şeddad Kartu tarafından kurulan devlet mensuplarının akrabalarıdır. Bu devletin kurucusu Muhammed Şeddat ve diğer Şeddadilerin asıl aşireti Revadi Aşiretinin Hezbani kabilesinden olurlar. Urfa Şeddadileri yaklaşık 800 yıl evvel Azerbaycan bölgesinden gelerek Urfa ve Suruç bölgesine yerleşmişlerdir. Dünya’ca meşhur adil büyük İslam ve Kürt hükümdar Selahaddini Eyyubi de Şeddadi aşiretine mensuptur. Bu nedenle bu aşiretin aydınları kendilerini Selahaddini Eyyubinin soyundan ve torunları olduklarını belirtirler. Badıllı Aşireti de köklü büyük bir aşirettir. Bu aşiret çeşitli kollara ayrılır. Urfa’da olduğu gibi diğer Doğu ve güneydoğu bölgelerinde vardır. Hatta Hakkari ilinde bile saygın bir rolleri olmuştur. Bu aşiretin yakın zamana kadar liderliğini Said ve Bekir bey yapmıştır. Kürt dilinde alfabe çıkaran şair ve yazar milletvekili de yapan avukat Kemal Badıllı Said beyin oğludur. Ama ne yazık ki Osmanlı devletini yıkan milliyetçi anlayış şimdi Badıllı aşiretini ve karakeçi aşiretini Türk, Şeyhan aşiretini Arap kökenli yapıyorlar. Ama gerçek böyle değildir. Urfa yöresine mensup aşiretlere mensup bazı arkadaşlarım olduğu gibi adını andığımız bu üç aşirete mensup çok sayıda arkadaşlarım vardır. Bu iddianın doğru olmadığını ısrarla belirtirler. Yine bu konuda görüş ve düşüncemi belirtmem gerekirse, Kendim Şeddadi aşiretine mensubum. Bizim ve diğer aşiretlerde olduğu gibi diğer iki Müslüman halk Türk ve Araplarla evlilik vardır. Olması da doğaldır ve doğrudur. Bu nedenle bölgemizdeki aşiretlerde her üç halka mensup unsurlar olabilir. Yanlış olan bu konuda maksatlı ve çıkara yönelik olarak kimliğini inkar etmek ve genelleme yaparak her Kürt aşiretini Arap ve Kürt yapmaktır. Sakın kimse yanlış anlamasın kendim Kürt olduğum kadar nine tarafından bizde Türklük de vardır. Her iki kimlik de diğer kimlikler gibi saygındır. Yanlış olan bir kimliği inkar etmektir. Böylesi bir düşünce insani olmaz. Önce insanım dememiz gerekir. Sonuç olarak insanlar baskı ve zorlama olmadan kendilerini nasıl kabul ederse öyledir. Dileğimiz Ülkemiz ve Dünya’ya barış, sağlık ve huzur gelsin.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.