NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

METAL YORGUNLUK METAL GENÇLİK

Bilişim dijital bir çağda yaşıyoruz. Her şey değişme sürecine girmiş bir Durumda. Kapitalist emperyalist sistemin hükümranlığı, Buna krallığı da diyebiliriz acımasız bir şekilde tahribata devam ediyor. Bu tahribat ve yıkım en çok kültür alanda gerçekleşiyor. Kültür Emperyalizmi denilen yıkım projesi, özelikle maddi anlamda, teknolojik olarak, yerli ve milli kültür olarak gelişmemiş ülke gençlerini hedef almış durumda. Bu olumsuz durum maalesef ülkemiz Türkiye halkının bazı kesimleri için geçerli. Okumayan araştırmayan, dolaysıyla kendisi olmayan, kendilerini gerçekleştirme, özgüven bilincinden yoksun olan bireyler kişilik olarak özne olma durumları epey zayıflıyor. Buna inançsızlık eksikliği de eklenirse daha kötü bir tablo ortaya çıkabilir. Çünkü İnsan ancak bilgi ve inançla sağlam bir kişilik oluşturur. Bu nedenle bilgi yetersizliği olan bireyler ve gençler modernleşmenin yanlış bir algısı olan aşırı bireycilik ile ahlaki ve manevi olarak kendilerine ve topluma yabancı olma sürecine girebilir. Öyle ise neden böylesi bir durum ülkemiz insanları için geçerli sorusunu sormak ve bildiğimiz kadarıyla yanıtlamak gerekiyor. Sorun büyük ölçüde eğitim ve öğretim sisteminin çağın gerçeklerine yanıt olmaması ile ilgili. 12 Eylül faşist askeri darbesinin sonucu uygulanan yoz eğitim sistemi toplumu ve gençleri ülke sorunlarından uzak tutarak belli ölçülerde amacına ulaşmış durumda. Toplum ve gençlik bilinçli bir şekilde pozitif eğitimden mahrum bırakılarak, araştırmayan analitik düşünmeyen bir nesil oluşturmak istenmiştir. Ak parti iktidarı ise durmadan değiştirilen, çağdaş olmayan dini ağırlıklı eğitim sistemi ile eğitim alanında başarılı olamamıştır. Yanlış anlaşılmasın elbette din gerçekliği anlatılmalı öğretilmeli. Ancak gençlerin kafalarını karıştıracak gereksiz detaylar verilmemeli. Günümüz Dünyasında gençlerin ve insanların gelişmesi ancak çok yönlü demokratik bir eğitimle mümkün olacak. Bunun başka bir çaresi yok. Araştırmalara göre İmam hatip okullarına giden öğrencilerin önemli bir bölümü deist olmuşlar. Yani Allah’a inanıp dinlere inanmıyorlar. Oysa imam hatipler de dini eğitimle birlikte felsefe ve sosyal bilgiler derslerine ağırlık verilmiş olsa böyle bir tablo belki oluşmazdı. Bu nedenle olsa gerek mevcut veriler iç açıcı değil. İki yıl evvel Cumhurbaşkanı ve Ak parti genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşmasında bir özeleştiri yaparak siyasette metal yorgunluktan söz etmişti. Aslında bu tanım toplum içinde geçerlidir. Yalnız kendilerini ve çıkarlarını düşünen, ahlaki değerlere fazla önem vermeyen toplumsal bir gerçeklik oluşmuş durumda. Metal yorgunluk yalnız siyaset ve toplum için geçerli değil gençler için belki daha fazla geçerlidir. Bu nedenle metal yorgunluk deyimine metal gençlik deyimini eklemek mümkün olacak. Çünkü gençlerin çoğunun yaşamlarını birer metal parça olan akıllı cep telefonları, bilgi sayarlar kaplamış durumda. Yapılan araştırmalara göre Avrupa’da en çok iletişim araçları ile vakit geçiren ülkeler arasında Türk halkı birinci sırada. Gelişmiş ülkelerde önde gelen hobiler kitap ve gazete okumaktır. Bir insanın gelişmesi dijital araçlar ile değil okumakla mümkündür. Nitekim dinimizin ilk emri okudur. Bu nedenle kültürlü olmanın kendini ve toplumu tanımanın, yararlı olmanın başka bir yolu da yoktur. Gençlikte yanlış bir düşünce peyda olmuş, özgürlük kuralsız zan ediliyor. Hani bir söz vardır. Duymuşlar Buhara da halı dokunur, eni boyu rengi nedir bilmeden tarif ederler. Bu kanıya nereden vardın derseniz, son yıllarda ki gençlerin davranışlarında bunu gözlemek zor olmuyor. Bir bakıyorsun, temiz demeden rast gele yollarda yerlerde oturuyorlar. Gene bazıları parklarda banklar üzerinde ayakkabıları ile oturmada hiçbir sakınca görmüyorlar. Demezler ki buralarda insanlar oturacaklar, ne hakla buraları kirletiyorum diye düşündükleri söylenmez. Milletin maddi manevi olarak gelişmesi sosyal adaletle sosyal bilgiler ile mümkün olacaktır.
Ekleme Tarihi: 16 Mayıs 2019 - Perşembe

METAL YORGUNLUK METAL GENÇLİK

Bilişim dijital bir çağda yaşıyoruz. Her şey değişme sürecine girmiş bir Durumda. Kapitalist emperyalist sistemin hükümranlığı, Buna krallığı da diyebiliriz acımasız bir şekilde tahribata devam ediyor. Bu tahribat ve yıkım en çok kültür alanda gerçekleşiyor. Kültür Emperyalizmi denilen yıkım projesi, özelikle maddi anlamda, teknolojik olarak, yerli ve milli kültür olarak gelişmemiş ülke gençlerini hedef almış durumda. Bu olumsuz durum maalesef ülkemiz Türkiye halkının bazı kesimleri için geçerli. Okumayan araştırmayan, dolaysıyla kendisi olmayan, kendilerini gerçekleştirme, özgüven bilincinden yoksun olan bireyler kişilik olarak özne olma durumları epey zayıflıyor. Buna inançsızlık eksikliği de eklenirse daha kötü bir tablo ortaya çıkabilir. Çünkü İnsan ancak bilgi ve inançla sağlam bir kişilik oluşturur. Bu nedenle bilgi yetersizliği olan bireyler ve gençler modernleşmenin yanlış bir algısı olan aşırı bireycilik ile ahlaki ve manevi olarak kendilerine ve topluma yabancı olma sürecine girebilir. Öyle ise neden böylesi bir durum ülkemiz insanları için geçerli sorusunu sormak ve bildiğimiz kadarıyla yanıtlamak gerekiyor. Sorun büyük ölçüde eğitim ve öğretim sisteminin çağın gerçeklerine yanıt olmaması ile ilgili. 12 Eylül faşist askeri darbesinin sonucu uygulanan yoz eğitim sistemi toplumu ve gençleri ülke sorunlarından uzak tutarak belli ölçülerde amacına ulaşmış durumda. Toplum ve gençlik bilinçli bir şekilde pozitif eğitimden mahrum bırakılarak, araştırmayan analitik düşünmeyen bir nesil oluşturmak istenmiştir. Ak parti iktidarı ise durmadan değiştirilen, çağdaş olmayan dini ağırlıklı eğitim sistemi ile eğitim alanında başarılı olamamıştır. Yanlış anlaşılmasın elbette din gerçekliği anlatılmalı öğretilmeli. Ancak gençlerin kafalarını karıştıracak gereksiz detaylar verilmemeli. Günümüz Dünyasında gençlerin ve insanların gelişmesi ancak çok yönlü demokratik bir eğitimle mümkün olacak. Bunun başka bir çaresi yok. Araştırmalara göre İmam hatip okullarına giden öğrencilerin önemli bir bölümü deist olmuşlar. Yani Allah’a inanıp dinlere inanmıyorlar. Oysa imam hatipler de dini eğitimle birlikte felsefe ve sosyal bilgiler derslerine ağırlık verilmiş olsa böyle bir tablo belki oluşmazdı. Bu nedenle olsa gerek mevcut veriler iç açıcı değil. İki yıl evvel Cumhurbaşkanı ve Ak parti genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşmasında bir özeleştiri yaparak siyasette metal yorgunluktan söz etmişti. Aslında bu tanım toplum içinde geçerlidir. Yalnız kendilerini ve çıkarlarını düşünen, ahlaki değerlere fazla önem vermeyen toplumsal bir gerçeklik oluşmuş durumda. Metal yorgunluk yalnız siyaset ve toplum için geçerli değil gençler için belki daha fazla geçerlidir. Bu nedenle metal yorgunluk deyimine metal gençlik deyimini eklemek mümkün olacak. Çünkü gençlerin çoğunun yaşamlarını birer metal parça olan akıllı cep telefonları, bilgi sayarlar kaplamış durumda. Yapılan araştırmalara göre Avrupa’da en çok iletişim araçları ile vakit geçiren ülkeler arasında Türk halkı birinci sırada. Gelişmiş ülkelerde önde gelen hobiler kitap ve gazete okumaktır. Bir insanın gelişmesi dijital araçlar ile değil okumakla mümkündür. Nitekim dinimizin ilk emri okudur. Bu nedenle kültürlü olmanın kendini ve toplumu tanımanın, yararlı olmanın başka bir yolu da yoktur. Gençlikte yanlış bir düşünce peyda olmuş, özgürlük kuralsız zan ediliyor. Hani bir söz vardır. Duymuşlar Buhara da halı dokunur, eni boyu rengi nedir bilmeden tarif ederler. Bu kanıya nereden vardın derseniz, son yıllarda ki gençlerin davranışlarında bunu gözlemek zor olmuyor. Bir bakıyorsun, temiz demeden rast gele yollarda yerlerde oturuyorlar. Gene bazıları parklarda banklar üzerinde ayakkabıları ile oturmada hiçbir sakınca görmüyorlar. Demezler ki buralarda insanlar oturacaklar, ne hakla buraları kirletiyorum diye düşündükleri söylenmez. Milletin maddi manevi olarak gelişmesi sosyal adaletle sosyal bilgiler ile mümkün olacaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.