NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

KEYFİ 112 ARAMALARI

Doğruyu demek gerekirse genelleme yapmadan dersem toplum olarak bizleri yakından ilgilendirmesi gereken konuları ya görmemezlikten geliyor veya önemsemiyoruz. Yararı olmayan kendisini ilgilendirmeyen şeyleri kişileri takip etme özürlerini arama konusunda üstümüze yok.Aşırı Dedi kodu,Öyle Sanki bize Daha revaçta cazip görünüyor.Bunları neden belirtim derseniz somut bir örnek vereyim, Sanırım geçtiğimiz mayıs ayında sağlık bakanlığı tarafından yayınlanan iş yerlerine dağıtılan afişlerde 112 acil aramaların % 95'nın sahte ve aldatma olduğunun açıklanması.Bakanlık bu hiç olmayacak durumun acil hastalara anında varmada büyük bir engel olduğunu bunu önlemek için halka duyarlık çağrısında bulundu. Tahminim çoğumuzun bundan haberi olmadı.İnsan Bu haberi okuyunca içinden acaba doğru mu diyor, gerçekten hayret ediyor.Demek asıl acil aramalar ancak % 5 kadarmış.Sorulması düşünülmesi gereken soru böyle hayati bir konuyla büyük oranda neden nasıl dalga geçilir.Her halde Toplum bilimcilerin psikologların incelemesi gereken ciddi bir konu. çözüme yönelik böyle bir araştırma analiz yapılırsa,Belki bu sayede sosyal sorunların çözümünün anahtarı olur.Zira görünen odur ki köklü demokratik hümanist bir eğitime Acil ihtiyaç var.hatta bu tür eğitim zorunlu hale gelmiş.Bu konularda Göreceli bir bakış açısı olsa da uygar ülkeler de sanmam bu oranda böyle vakalar olsun.Zaten bu gibi hallerde sorun sonuç olarak çok yönlüdür.Sosyal olduğu kadar siyasaldır kültüreldir eğitseldir.sistem meselesidir.Deyim uygunsa toplumsal sistemler elektronik sistemlere benzer.Sistemin bir yeri aksarsa diğer yönleri olumsuz şekilde etkiler.Öne çıkan belirleyici etken ise kaliteli eğitim olsa gerek.Burada ünlü Alman bilgini Kant'ın ünlü deyişi ''insanı insan yapan eğitimdir''sözünü anımsamadan geçemeyeceğim.Bizim Devlet olarak hedeflediğimiz muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmamız için, her alanda gelişmemiz gerekiyor.İnsancıl demokratik eğitimle birlikte ekonomik sınıfsal adaletsizliği azaltarak zihniyet devrimine vicdan devrimine ihtiyaç var.Bunun için çok çalışmalı üretmeli ve adil paylaşmalı.Gelişme ve ilerleme dedik ya organizedir.Maddi olduğu kadar manevi ve ahlakidir.Özelikle eğitim konusu olumsuzlukları önlemede öne çıkıyor,okullardan camilere yazılı ve görsel medya önem teşkil ediyor.ancak ne acıdır Kendimi bildim bileli yurdumuzda neredeyse elli yıldır ülke nufusü yüzde yüz artmasına rağmen gazete satışları hala dört beş milyon civarında.bu gazetelerin görsel yayınların yarısından çoğu da iktidar odaklı oldukları için tarafsız yapıcı eğitsel eleştirel yayın yapmıyor.Keza okuma alışkanlığı gene öyle fazla artmamış.oysa gelişen ülkelerde yedi sekiz milyon satan gazeteler var.Japonya gibi demokratik ülkelerde ortalama yılda elli altmış kitap okudukları söyleniyor.Biz de bu sayı Alt sıralarda.Belirtmekte yarar var,çoğunluk olarak sorgulamadan yaşıyoruz. Bilgiçlik tasladığımı sanmayın,Sokrat'ın sorgulanmayan hayat yaşamaya değmez deyişini anımsamalıyız.Eğitimle ilgili devlet kadar aydınlara görev düşüyor.Aydın olmak gereklerini yerine getirmek öyle kolay değil meşakatli zor bir iştir.Boşuna dememişler aydınlar bir milletin vicdanıdır.Not.bu yazı Gaziantep katliamından önce yazıldı.sivil masum çoluk çocuğa yönelik bu tür vahşetler kabul edilemez bir insanlık suçu olduğunu belirtmek gerekir.
Ekleme Tarihi: 24 Ağustos 2016 - Çarşamba

KEYFİ 112 ARAMALARI

Doğruyu demek gerekirse genelleme yapmadan dersem toplum olarak bizleri yakından ilgilendirmesi gereken konuları ya görmemezlikten geliyor veya önemsemiyoruz.
Yararı olmayan kendisini ilgilendirmeyen şeyleri kişileri takip etme özürlerini arama konusunda üstümüze yok.Aşırı Dedi kodu,Öyle Sanki bize Daha revaçta cazip görünüyor.
Bunları neden belirtim derseniz somut bir örnek vereyim, Sanırım geçtiğimiz mayıs ayında sağlık bakanlığı tarafından yayınlanan iş yerlerine dağıtılan afişlerde 112 acil aramaların % 95'nın sahte ve aldatma olduğunun açıklanması.
Bakanlık bu hiç olmayacak durumun acil hastalara anında varmada büyük bir engel olduğunu bunu önlemek için halka duyarlık çağrısında bulundu. Tahminim çoğumuzun bundan haberi olmadı.
İnsan Bu haberi okuyunca içinden acaba doğru mu diyor, gerçekten hayret ediyor.
Demek asıl acil aramalar ancak % 5 kadarmış.
Sorulması düşünülmesi gereken soru böyle hayati bir konuyla büyük oranda neden nasıl dalga geçilir.
Her halde Toplum bilimcilerin psikologların incelemesi gereken ciddi bir konu. çözüme yönelik böyle bir araştırma analiz yapılırsa,Belki bu sayede sosyal sorunların çözümünün anahtarı olur.Zira görünen odur ki köklü demokratik hümanist bir eğitime Acil ihtiyaç var.hatta bu tür eğitim zorunlu hale gelmiş.
Bu konularda Göreceli bir bakış açısı olsa da uygar ülkeler de sanmam bu oranda böyle vakalar olsun.
Zaten bu gibi hallerde sorun sonuç olarak çok yönlüdür.
Sosyal olduğu kadar siyasaldır kültüreldir eğitseldir.sistem meselesidir.
Deyim uygunsa toplumsal sistemler elektronik sistemlere benzer.Sistemin bir yeri aksarsa diğer yönleri olumsuz şekilde etkiler.Öne çıkan belirleyici etken ise kaliteli eğitim olsa gerek.
Burada ünlü Alman bilgini Kant'ın ünlü deyişi ''insanı insan yapan eğitimdir''sözünü anımsamadan geçemeyeceğim.Bizim Devlet olarak hedeflediğimiz muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmamız için, her alanda gelişmemiz gerekiyor.
İnsancıl demokratik eğitimle birlikte ekonomik sınıfsal adaletsizliği azaltarak zihniyet devrimine vicdan devrimine ihtiyaç var.
Bunun için çok çalışmalı üretmeli ve adil paylaşmalı.Gelişme ve ilerleme dedik ya organizedir.
Maddi olduğu kadar manevi ve ahlakidir.
Özelikle eğitim konusu olumsuzlukları önlemede öne çıkıyor,okullardan camilere yazılı ve görsel medya önem teşkil ediyor.ancak ne acıdır Kendimi bildim bileli yurdumuzda neredeyse elli yıldır ülke nufusü yüzde yüz artmasına rağmen gazete satışları hala dört beş milyon civarında.bu gazetelerin görsel yayınların yarısından çoğu da iktidar odaklı oldukları için tarafsız yapıcı eğitsel eleştirel yayın yapmıyor.
Keza okuma alışkanlığı gene öyle fazla artmamış.oysa gelişen ülkelerde yedi sekiz milyon satan gazeteler var.Japonya gibi demokratik ülkelerde ortalama yılda elli altmış kitap okudukları söyleniyor.
Biz de bu sayı Alt sıralarda.Belirtmekte yarar var,çoğunluk olarak sorgulamadan yaşıyoruz.
Bilgiçlik tasladığımı sanmayın,Sokrat'ın sorgulanmayan hayat yaşamaya değmez deyişini anımsamalıyız.
Eğitimle ilgili devlet kadar aydınlara görev düşüyor.Aydın olmak gereklerini yerine getirmek öyle kolay değil meşakatli zor bir iştir.
Boşuna dememişler aydınlar bir milletin vicdanıdır.
Not.bu yazı Gaziantep katliamından önce yazıldı.sivil masum çoluk çocuğa yönelik bu tür vahşetler kabul edilemez bir insanlık suçu olduğunu belirtmek gerekir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.