NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

IRKÇI SİYONİZME KARŞI BİRLİK

Bölgemiz orta doğunun bir çok iç ve dış sorunu ile birlikte belki daha önemli olan Kutsal Kudüs’ün statüsü ve İsrail sorunudur. Bilindiği gibi bu sorun geçen hafta Amerika Trump yönetimin desteği ile Kudüs’ü İsrail devletinin başkenti olarak tanımasıyla tehlikeli ciddi bir boyuta ulaştı. Bu önemli sorun bu kararla barış sürecinden çözümsüzlük sürecine girdi denilebilir. Çünkü Kudüs Dünyanın en eski ve kutsal şehirlerinden biri. Müslümanların olduğu kadar Hristiyanlar için de kutsal tarihi bir şehirdir. Biz Müslümanlar için Mescidi Aksa Miraç olayı gibi, ilk kıble olmasıdır. Burası Hazreti İsa’nın çarmıha gerildiği doğduğu büyüdüğü şehir olması münasebetiyle Hristiyanlar için de kutsal bir yerdir. Yahudiler ise Kudüs’ü İsrail kralı Yakup kurmuştur diyorlar. Yani bizim hazreti Yakup dediğimiz peygamberdir. Yakup’un oğlu Hazreti Süleyman ilk büyük bir mabedi burada kurmuştur, diye Yahudiler için de kutsal bir yer oluyor. Aslında tuhaf olan bu tarihi dini gerçeklikler nedeniyle İnsanlık teknolojide inanılmaz bir şekille otomobilden, uçağa, bilgisayardan akıllı telefonlara kadar dev adımlar atmışken, Dünya dinleri mirası bu yerleşim yerinin ortak barış kardeşlik vesilesi olması gerektiği halde büyük bir kine savaşa neden olmasıdır. Burada ileri gittiğimi yahut bilgiçlik tasladığımı sanmayın. Ünlü bilgin Einstein in ünlü sözünü anımsadım. “Irkçılık insanlığın çocukluk hastalığıdır tıpkı kızılcık gibi tıpkı kızamık gibi.” Biz bu sözü konumuz gereği dini bağnazlık olarak anlayalım. İnsanlığın gelişmesi Allah’ın kitaplı dinlerinin bileşimi olan İslam dinin de şartı olan cemaatçilik değil eski dlde cihanı şumül yani evrensel ilkelere şartlara uymakla olur. Çünkü İslam dini Yahudiler de olduğu gibi tek millet dini değil. Evrensel bir dindir tüm insanlığı kapsar bir insanlık dini iddiasında bir din olarak anlayabiliriz. Fatiha ayetin de rabbil müslimin değil, rabbil alemin denilir. Yani kutsal kitabımız Kur’anda açıkça yalnız Müslümanların değil tüm alemlerin insanların varlıkların dini olduğu özelikle belirtilir. Bu nedenle üç kitaplı din için de kutsal olan bu şehirin İslami inanç ve öğretisi açısından da bir barış kenti olması gerekir. Gel gör ki geçen haftaki yazımda belirttiğim gibi haklının güçsüz olduğu haksızın güçlü olduğu Dünya’ya egemen olan zalim emperyalist bir sistem hakim. Hak hukuk inanç ihlal ediliyor. Bir özeleştiri yapılsa, Amerika’nın böyle pervasızca karar almasında İslam ve Arap devletlerinin kabahati yok mu?. ABD’nin büyük Ortadoğu (BOP) Sömürgeci karıştırıcı politikasına alet oldular. Arap baharı denilen projeyle Ortadoğu’yu özelikle Arap coğrafyasını kan gölüne çevirdiler. Filistin Araplarına en büyük destek olan, ülkeler Suriye Irak Libya fiilen bölündü güçlerini kayıp etti. Bir de belki birlik anlamında daha önemli bir konu olan Kudüs fatihi Selahaddini Eyyubi’nin torunluları olan Kürt halkının meşu haklarını tanımamaları. Bu duruma en acı örnek zalim Saddam 1988 de Kürt ilçesi Halepçe ye kimyasal bombalar attı, binlerce Müslüman Kürt çoluk çocuk yok edildi. Bu katliamdan 2 gün sonra Kuvvet te 57 İslam devleti katıldı yanı başlarında Müslüman Kürt halkına yapılan katliamı görmemezlikten geldiler, hiç bir açıklama kınama dahi. Yapmadılar. Olacak bir şeymi, bu nasıl geri bir politikadır?. Ayni zulüm ve katliam Sudan da Müslüman Darfur halkına yapıldı. Gene hiç bir Müslüman ülke ses çıkarmadı. Olacak şeymi. Yanlış anlaşılmasın burada İsrail Siyonist ırkçılığını görmemezlik asla söz konusu olamaz. Bu kararı nefretle kınamak gerekir. Demek istediğim İslam ülkeleri ve Müslümanlar arasında birlik olsaydı, Amerika ve İsrail bu haksız kararı alamazdı. İşte şimdi birlik zamanı kendi içimiz de birlik hak hukuk adaletle sağlanır. Böylece güçlü olunur.
Ekleme Tarihi: 14 Aralık 2017 - Perşembe

IRKÇI SİYONİZME KARŞI BİRLİK

Bölgemiz orta doğunun bir çok iç ve dış sorunu ile birlikte belki daha önemli olan Kutsal Kudüs’ün statüsü ve İsrail sorunudur.

Bilindiği gibi bu sorun geçen hafta Amerika Trump yönetimin desteği ile Kudüs’ü İsrail devletinin başkenti olarak tanımasıyla tehlikeli ciddi bir boyuta ulaştı.

Bu önemli sorun bu kararla barış sürecinden çözümsüzlük sürecine girdi denilebilir. Çünkü Kudüs Dünyanın en eski ve kutsal şehirlerinden biri. Müslümanların olduğu kadar Hristiyanlar için de kutsal tarihi bir şehirdir.

Biz Müslümanlar için Mescidi Aksa Miraç olayı gibi, ilk kıble olmasıdır. Burası Hazreti İsa’nın çarmıha gerildiği doğduğu büyüdüğü şehir olması münasebetiyle Hristiyanlar için de kutsal bir yerdir.

Yahudiler ise Kudüs’ü İsrail kralı Yakup kurmuştur diyorlar.

Yani bizim hazreti Yakup dediğimiz peygamberdir. Yakup’un oğlu Hazreti Süleyman ilk büyük bir mabedi burada kurmuştur, diye Yahudiler için de kutsal bir yer oluyor.

Aslında tuhaf olan bu tarihi dini gerçeklikler nedeniyle İnsanlık teknolojide inanılmaz bir şekille otomobilden, uçağa, bilgisayardan akıllı telefonlara kadar dev adımlar atmışken, Dünya dinleri mirası bu yerleşim yerinin ortak barış kardeşlik vesilesi olması gerektiği halde büyük bir kine savaşa neden olmasıdır. Burada ileri gittiğimi yahut bilgiçlik tasladığımı sanmayın. Ünlü bilgin Einstein in ünlü sözünü anımsadım. “Irkçılık insanlığın çocukluk hastalığıdır tıpkı kızılcık gibi tıpkı kızamık gibi.”

Biz bu sözü konumuz gereği dini bağnazlık olarak anlayalım.

İnsanlığın gelişmesi Allah’ın kitaplı dinlerinin bileşimi olan İslam dinin de şartı olan cemaatçilik değil eski dlde cihanı şumül yani evrensel ilkelere şartlara uymakla olur. Çünkü İslam dini Yahudiler de olduğu gibi tek millet dini değil. Evrensel bir dindir tüm insanlığı kapsar bir insanlık dini iddiasında bir din olarak anlayabiliriz. Fatiha ayetin de rabbil müslimin değil, rabbil alemin denilir. Yani kutsal kitabımız Kur’anda açıkça yalnız Müslümanların değil tüm alemlerin insanların varlıkların dini olduğu özelikle belirtilir.

Bu nedenle üç kitaplı din için de kutsal olan bu şehirin İslami inanç ve öğretisi açısından da bir barış kenti olması gerekir.

Gel gör ki geçen haftaki yazımda belirttiğim gibi haklının güçsüz olduğu haksızın güçlü olduğu Dünya’ya egemen olan zalim emperyalist bir sistem hakim.

Hak hukuk inanç ihlal ediliyor.

Bir özeleştiri yapılsa, Amerika’nın böyle pervasızca karar almasında İslam ve Arap devletlerinin kabahati yok mu?. ABD’nin büyük Ortadoğu (BOP) Sömürgeci karıştırıcı politikasına alet oldular. Arap baharı denilen projeyle Ortadoğu’yu özelikle Arap coğrafyasını kan gölüne çevirdiler.

Filistin Araplarına en büyük destek olan, ülkeler Suriye Irak Libya fiilen bölündü güçlerini kayıp etti. Bir de belki birlik anlamında daha önemli bir konu olan Kudüs fatihi Selahaddini Eyyubi’nin torunluları olan Kürt halkının meşu haklarını tanımamaları. Bu duruma en acı örnek zalim Saddam 1988 de Kürt ilçesi Halepçe ye kimyasal bombalar attı, binlerce Müslüman Kürt çoluk çocuk yok edildi.

Bu katliamdan 2 gün sonra Kuvvet te 57 İslam devleti katıldı yanı başlarında Müslüman Kürt halkına yapılan katliamı görmemezlikten geldiler, hiç bir açıklama kınama dahi. Yapmadılar. Olacak bir şeymi, bu nasıl geri bir politikadır?. Ayni zulüm ve katliam Sudan da Müslüman Darfur halkına yapıldı. Gene hiç bir Müslüman ülke ses çıkarmadı. Olacak şeymi. Yanlış anlaşılmasın burada İsrail Siyonist ırkçılığını görmemezlik asla söz konusu olamaz. Bu kararı nefretle kınamak gerekir.

Demek istediğim İslam ülkeleri ve Müslümanlar arasında birlik olsaydı, Amerika ve İsrail bu haksız kararı alamazdı. İşte şimdi birlik zamanı kendi içimiz de birlik hak hukuk adaletle sağlanır. Böylece güçlü olunur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.