NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

GERÇEK SEVGİ

Ünlü Türk öykücü Sait Faik "Her şey bir insanı sevmekle başlar." demiştir. Sevgi sözünü duyunca nedense bu deyiş aklıma gelir, ve doğruluğuna inanırdım. Ama, insanın bilgisi artınca, ufku genişleyince, bu sözün veya bazı başka söz ve deyişlerin eksik olduğunu, mutlak doğru olmadığını anlıyor, bilincine varıyor. Zira, kuantum fiziği ve kuantum düşünce yönteminin bize öğrettiği "Her şey görecelidir." saptaması, insanın, hatta evrenin sıradan basit varlıklar olmadıklarını bir anlamda kanıtlıyor. Sevgi duygusu da yalnız, salt, bir kişiye, hem cinsine yönelik oldu mu, geneli kapsamadı mı, yalnız insanla sınırlı kalıp, tüm doğayı, içindekileri de katmazsa yetersiz, eksik kaldığını insan sonradan anlıyor. Konuyu dağıtmadan biz asıl konumuza geçelim. Konuyu dağıtmayalım derken, gerçeği belirtmiş olmuyorum. Zira her şey diyalektik olarak veya buna ilahi olarak birbirleriyle bağlantılı ve ilişki içersindedir, dememiz mümkün. Bilimsel olarak zıtların birliği olduğu kadar zıtların karşıtlığı vardır. Her şeye rağmen doğada ve insanda bir denge ve düzen vardır. Bu denge ve düzen dağıldığı zaman bir varlık vasfını kaybeder. İnsan denilen varlığı, bence en iyi tanımlayan bir Kur'an süresi olan Tin süresidir. Bu sürede, İnsan kendi değerini bildi mi, eşrefi mahlukat, yani varlıkların efendisi, kendi kıymet ve değerini bilmedi mi, en aşağı bir varlık olarak tanımlanıyor. Bence bu tanım el hak doğrudur. İnsanı insan yapan asıl vasıf, özellik, yalnız düşünme, yapma, uzaya gitme değil, vicdan, merhamet ve adalettir. tüm bu duyguların da olmasa olmazı sevgidir. Hemde bireysel olmayan, saf, temiz, katıksız, kolektif, aynı zamanda doğa sevgisidir. Sevgi konusu açılmışken, siz de takdir edersiniz, Yunus Emre'den söz etmemek eksik kalır, eksik olur. Öyle ise, bundan dolayı olsa gerek, Türk düşünce dünyasının sönmeyen yıldızı Yunus Emre'yı analım "Yaradılanı hoş gör yaradandan ötürü." koca Yunus'un sevgi üzerine söyledikleri bitmez. Zaten kendisi bir sevgi şaiiridir, Allah dostu bir velidir. Mala mülke hiç önem vermez. "Malım mülküm diyenler, koyup koyup gidenler." derken insanın zaafını bir anlamda zavvalı oluşunu anlatır. Yunus'un nazarında mal, mülk bir hikayedir. Bir masaldır. Bir varmış bir yokmuş tur. Koca Yunus'ta insan, doğa sevgisi olduğu kadar, bir Allah sevgisi vardır. "Ne aşıkem ne divane gel gör aşk beni neyledi." Devam eder, "Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için, dostun bağı gönüllerdir gönüller yapmaya geldim." der. Yunus'ta sevgi evrenseldir, bencil, dar, bağnaz değildir. Sevgi duygusuu, kavramını bize ders verircesine iyice öğretir, şöyle der. "Yetmiş iki milleti bir gözle görmedin mi, kıldığın namaz namaz değildir. " diye ilan eder. Bizde bunlardan yola çıkarak şöyle dememiz mümkündür. Gerçek sevgi: Yani,yalnız bireysel olmayan, toplumsal sevgidir. Gerçek sevgi: Adalettir, eşitliktir. Gerçek sevgi: Merhamettir, vicadandır. Gerçek sevgi: Karşılık beklemeden iyilik yapmaktır. Gerçek sevgi: Kötülüğü ortadan kaldırır. korkuyu yener. Hazreti Muhammed bir hadiste "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız." diyor. Yine bir hadiste "Tanıdığınız, tanımadığınız herkese selam verin." diye buyuruyor. Sevginin duygudan öte bir gerçeğe, eyleme yansıması ancak uygulamayla, pratikle adaletle olur. Hazreti İsa sevgye çok önem verir. "Komşunu kendin gibi sev." der. daha bir çok İncil ayetlerinde Sevgiye yer verilir. Sonuç olarak sevgi: dünyada ki insanlarla ve kendimizle olan ilişkilerimizin ortak paydasıdır. Sevgi saygı, adalet demek olmalıdır.
Ekleme Tarihi: 25 Ocak 2024 - Perşembe

GERÇEK SEVGİ

Ünlü Türk öykücü Sait Faik "Her şey bir insanı sevmekle başlar." demiştir. Sevgi sözünü duyunca nedense bu deyiş aklıma gelir, ve doğruluğuna inanırdım. Ama, insanın bilgisi artınca, ufku genişleyince, bu sözün veya bazı başka söz ve deyişlerin eksik olduğunu, mutlak doğru olmadığını anlıyor, bilincine varıyor. Zira, kuantum fiziği ve kuantum düşünce yönteminin bize öğrettiği "Her şey görecelidir." saptaması, insanın, hatta evrenin sıradan basit varlıklar olmadıklarını bir anlamda kanıtlıyor. Sevgi duygusu da yalnız, salt, bir kişiye, hem cinsine yönelik oldu mu, geneli kapsamadı mı, yalnız insanla sınırlı kalıp, tüm doğayı, içindekileri de katmazsa yetersiz, eksik kaldığını insan sonradan anlıyor.

Konuyu dağıtmadan biz asıl konumuza geçelim. Konuyu dağıtmayalım derken, gerçeği belirtmiş olmuyorum. Zira her şey diyalektik olarak veya buna ilahi olarak birbirleriyle bağlantılı ve ilişki içersindedir, dememiz mümkün. Bilimsel olarak zıtların birliği olduğu kadar zıtların karşıtlığı vardır. Her şeye rağmen doğada ve insanda bir denge ve düzen vardır. Bu denge ve düzen dağıldığı zaman bir varlık vasfını kaybeder.

İnsan denilen varlığı, bence en iyi tanımlayan bir Kur'an süresi olan Tin süresidir. Bu sürede, İnsan kendi değerini bildi mi, eşrefi mahlukat, yani varlıkların efendisi, kendi kıymet ve değerini bilmedi mi, en aşağı bir varlık olarak tanımlanıyor. Bence bu tanım el hak doğrudur.

İnsanı insan yapan asıl vasıf, özellik, yalnız düşünme, yapma, uzaya gitme değil, vicdan, merhamet ve adalettir. tüm bu duyguların da olmasa olmazı sevgidir. Hemde bireysel olmayan, saf, temiz, katıksız, kolektif, aynı zamanda doğa sevgisidir. Sevgi konusu açılmışken, siz de takdir edersiniz, Yunus Emre'den söz etmemek eksik kalır, eksik olur.

Öyle ise, bundan dolayı olsa gerek, Türk düşünce dünyasının sönmeyen yıldızı Yunus Emre'yı analım "Yaradılanı hoş gör yaradandan ötürü." koca Yunus'un sevgi üzerine söyledikleri bitmez. Zaten kendisi bir sevgi şaiiridir, Allah dostu bir velidir. Mala mülke hiç önem vermez. "Malım mülküm diyenler, koyup koyup

gidenler." derken insanın zaafını bir anlamda zavvalı oluşunu anlatır. Yunus'un nazarında mal, mülk bir hikayedir. Bir masaldır. Bir varmış bir yokmuş tur.

Koca Yunus'ta insan, doğa sevgisi olduğu kadar, bir Allah sevgisi vardır. "Ne aşıkem ne divane gel gör aşk beni neyledi." Devam eder, "Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için, dostun bağı gönüllerdir gönüller yapmaya geldim." der. Yunus'ta sevgi evrenseldir, bencil, dar, bağnaz değildir. Sevgi duygusuu, kavramını bize ders verircesine iyice öğretir, şöyle der. "Yetmiş iki milleti bir gözle görmedin mi, kıldığın namaz namaz değildir. " diye ilan eder. Bizde bunlardan yola çıkarak şöyle dememiz mümkündür.

Gerçek sevgi: Yani,yalnız bireysel olmayan, toplumsal sevgidir.

Gerçek sevgi: Adalettir, eşitliktir.

Gerçek sevgi: Merhamettir, vicadandır.

Gerçek sevgi: Karşılık beklemeden iyilik yapmaktır.

Gerçek sevgi: Kötülüğü ortadan kaldırır. korkuyu yener.

Hazreti Muhammed bir hadiste "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız." diyor. Yine bir hadiste "Tanıdığınız, tanımadığınız herkese selam verin." diye buyuruyor. Sevginin duygudan öte bir gerçeğe, eyleme yansıması ancak uygulamayla, pratikle adaletle olur. Hazreti İsa sevgye çok önem verir. "Komşunu kendin gibi sev." der. daha bir çok İncil ayetlerinde Sevgiye yer verilir.

Sonuç olarak sevgi: dünyada ki insanlarla ve kendimizle olan ilişkilerimizin ortak paydasıdır. Sevgi saygı, adalet demek olmalıdır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.