NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ -61-

İngiliz kralının iyileşmesiyle savaş tekrar başladı. Her iki taraftan ağır kayıplar verilmesine rağmen trajikte olsa daha evvel değindiğimiz gibi bir savaş hukuku da işliyordu. Örneğin Sultan İngiliz kralının atının savaş ta öldürüldüğünü öğrenir. kral Rişar’a iki tane iyi Arap atı yollar. Olayın çarpıcı tarafı savaş devam ederken atların gönderilmesi. fazla abarttığımı sanmayın. Sanki Selahaddin dünya savaş tarihinde ilklerin adamı. Yani savaşta savaşlığını bilir, yani tüm şiddetiyle devam eder. Ama tarihte olduğu gibi tüm savaşlar ilelebed devam etmez. Her bir savaşın sonucu anlaşmayla son bulur. Nitekim artık üçüncü haçlı savaşının da sonuna gelinmiştir. Haçlı ordularıyla Müslüman ordusu, İskenderun ilçesi civarı Arsuz’ta son olarak karşı karşıya gelir. Eski çağlarda adet olduğu üzere krallar kendi kendilerini karşısındaki güçlere abartarak takdim eder. Karşı güçlerin moralini bozmak için hamaset yaparlardı. Haçlı kralları da öyle yaptı. Başta İngiliz kralı Aslan yürekli Rişar kendini çok güçlü heybetli tanıtır. Aynı şekilde Fransa kralıda kendini haşmetli tanıtır. Sıra İslam ordusu başkomutanı Selahaddini eyyubi’ye gelir. Herkes Sultanın savaş meydanında nasıl bir kibirle kendisini tanıtmasını beklerken, belki hiç tahmin edilmeyen bir davranışla karşılaşırlar. Selahaddin atından iner. Başını yere eğer sonra kaldırır. Ben Allahın bir kulu İslam kumandanı Selahaddin’im der. Bu manzara karşısında herkes hayret eder. Ama en çok ta hayret eden şaşıran kral Rişar’dır çünkü kendisini tedavi eden hayatını kurtaran hekim meğerki İslam hükümdarı meşhur Selahaddini Eyyubi’dir. İhtimaldir, büyük bir mahçubiyet duyar. Bu İslam adaleti örneği karşısında aşağılık kompleksi his eder. Kim bilir belki bu gerçek insanlık manzarası karşısında savaşacak gücü kalmaz. Kralın kuvayı maneviyesi kırılmıştır. Belki orada savaşı zihninde bitirmiştir. Zaten çok geçmeden böyle olur, savaş sona erer. Kral Rişar tabir caizse su katılmamış, yani saf temiz, böyle bir iman karşısında Kudüs'ü alamayacağını anlamış. Eylül 1192 de barış anlaşması imzalanır. Bu anlaşmaya göre Kudüs Kralığına ait olan başta Kudüs olmak üzere Beyrut, Sayda. nablus, Nasıra. Yafa, gibi daha bir çok il İslam Eyyubi devletine bağlı kalacak. Ayrıca Kudüs'e Hiristiyan Hacılar gelebilecek. Bu yazı dizisinin sonuna geldik. Ama burada malesef birçok tarihçinin es geçtiği belirtmediği önemli bir konuyu belirtmeden sanırım, geçmemek gerek. Anadolu Selçuklu devleti zayıf bir dönemini yaşamaktadır. Ermenistan tarafından gelen Ermeni ordusu, Anadolu’ya gelir, Konya'yı bir süre işgal eder. Değerli eşyaları alır götürürler. Çok geçmeden bunu haber alan Selahaddini Eyyubi çok hidetlenir, öfkelenir. Ordusunu hazırlar. Derhal Ermenistan'a gider Ermeni güçlerini etkisiz hale getirir. Ermenilerin Selçuklu Türklerinden gasp ettikleri tüm kıymetli eşyaları ellerinden alır. Üstelik Ermeni devletini vergiye bağlar. Bir de önemli ciddi bir tehdit savurur. Selçuklu kardeşlerimize tekrar böyle bir işgal girişiminde bulunursanız. Ermenistan'ı işgal edeceğine dair yemin eder. Selahaddin ordusuyla belki hiç kayıp vermeden, oradan Konya'ya geçer. Gasp edilen tüm eşyaları Hükümdar ikinci Kılıç Aslana takdim ettiğinde her iki Hükümdarın kardeşçe sevgiyle çıkarsız kucaklaşması göz yaşartıcıdır. Konu açılmışken önemli bir hususu yine belirtmek gerek. Tarih boyunca kardeşler arasında bazen anlaşmazlık olduğu gibi, Türk, Kürt ilişkileri de bazen tatsız durumlar elbette olmuş. Fakat çoğu zaman ittifak ve kardeşlik ilişkileri geçerli olmuştur. Kürt Şedadi devletinde, olduğu gibi. Malazgirtte Alpaslan önderliğinde Türk ordusuyla Kürtlerin ittifakı. Osmanlı Hükümdarı Yavuz Sultan selimin İran seferinde İdrisi Bitlisinin önderiğinde 22 büyük Kürt Aşiret güçleriyle, Osmanlı Türkleriyle İran’a karşı tarihsel birliği bunun örneğidir. Nihayet bu güçlü iki kardeş halk Çanakale'de Türk kurtuluş savaşında büyük bir birlik sergileyerek birlikte ölerek, Düşmanı kovmuşlardır. Her iki büyük halk kabul etmek gerek tarihsel örnekte olduğu gibi cesurdurlar. Her şeye rağmen aradaki bazı sorunların Demokrasi ve demokratik kuralarla çözüleceği ümidi ve ihtimali kuvvetlidir. Çünkü neredeyse mozaik olmuş bir halk gerçekliği vardır. Devam edecek.
Ekleme Tarihi: 09 Şubat 2022 - Çarşamba

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ -61-

İngiliz kralının iyileşmesiyle savaş tekrar başladı. Her iki

taraftan ağır kayıplar verilmesine rağmen trajikte olsa daha

evvel değindiğimiz gibi bir savaş hukuku da işliyordu. Örneğin

Sultan İngiliz kralının atının savaş ta öldürüldüğünü öğrenir. kral

Rişar’a iki tane iyi Arap atı yollar. Olayın çarpıcı tarafı savaş

devam ederken atların gönderilmesi. fazla abarttığımı

sanmayın. Sanki Selahaddin dünya savaş tarihinde ilklerin

adamı. Yani savaşta savaşlığını bilir, yani tüm şiddetiyle devam

eder. Ama tarihte olduğu gibi tüm savaşlar ilelebed devam

etmez. Her bir savaşın sonucu anlaşmayla son bulur. Nitekim

artık üçüncü haçlı savaşının da sonuna gelinmiştir. Haçlı

ordularıyla Müslüman ordusu, İskenderun ilçesi civarı Arsuz’ta

son olarak karşı karşıya gelir. Eski çağlarda adet olduğu üzere

krallar kendi kendilerini karşısındaki güçlere abartarak takdim

eder. Karşı güçlerin moralini bozmak için hamaset yaparlardı.

Haçlı kralları da öyle yaptı. Başta İngiliz kralı Aslan yürekli Rişar

kendini çok güçlü heybetli tanıtır. Aynı şekilde Fransa kralıda

kendini haşmetli tanıtır. Sıra İslam ordusu başkomutanı

Selahaddini eyyubi’ye gelir. Herkes Sultanın savaş meydanında

nasıl bir kibirle kendisini tanıtmasını beklerken, belki hiç tahmin

edilmeyen bir davranışla karşılaşırlar. Selahaddin atından iner.

Başını yere eğer sonra kaldırır. Ben Allahın bir kulu İslam

kumandanı Selahaddin’im der. Bu manzara karşısında herkes

hayret eder. Ama en çok ta hayret eden şaşıran kral Rişar’dır

çünkü kendisini tedavi eden hayatını kurtaran hekim meğerki

İslam hükümdarı meşhur Selahaddini Eyyubi’dir. İhtimaldir,

büyük bir mahçubiyet duyar. Bu İslam adaleti örneği karşısında

aşağılık kompleksi his eder. Kim bilir belki bu gerçek insanlık

manzarası karşısında savaşacak gücü kalmaz. Kralın kuvayı

maneviyesi kırılmıştır. Belki orada savaşı zihninde bitirmiştir.

Zaten çok geçmeden böyle olur, savaş sona erer. Kral Rişar

tabir caizse su katılmamış, yani saf temiz, böyle bir iman karşısında Kudüs'ü alamayacağını anlamış. Eylül 1192 de barış anlaşması imzalanır. Bu anlaşmaya göre Kudüs Kralığına ait olan başta Kudüs olmak üzere Beyrut, Sayda. nablus, Nasıra. Yafa, gibi daha bir çok il İslam Eyyubi devletine bağlı kalacak. Ayrıca Kudüs'e Hiristiyan Hacılar gelebilecek. Bu yazı dizisinin sonuna geldik. Ama burada malesef birçok tarihçinin es geçtiği belirtmediği önemli bir konuyu belirtmeden sanırım, geçmemek gerek. Anadolu Selçuklu devleti zayıf bir dönemini yaşamaktadır. Ermenistan tarafından gelen Ermeni ordusu, Anadolu’ya gelir, Konya'yı bir süre işgal eder. Değerli eşyaları alır götürürler. Çok geçmeden bunu haber alan Selahaddini Eyyubi çok hidetlenir, öfkelenir. Ordusunu hazırlar. Derhal Ermenistan'a gider Ermeni güçlerini etkisiz hale getirir. Ermenilerin Selçuklu Türklerinden gasp ettikleri tüm kıymetli eşyaları ellerinden alır. Üstelik Ermeni devletini vergiye bağlar. Bir de önemli ciddi bir tehdit savurur. Selçuklu kardeşlerimize tekrar böyle bir işgal girişiminde bulunursanız. Ermenistan'ı işgal edeceğine dair yemin eder. Selahaddin ordusuyla belki hiç kayıp vermeden, oradan Konya'ya geçer. Gasp edilen tüm eşyaları Hükümdar ikinci Kılıç Aslana takdim ettiğinde her iki Hükümdarın kardeşçe sevgiyle çıkarsız kucaklaşması göz yaşartıcıdır. Konu açılmışken önemli bir hususu yine belirtmek gerek. Tarih boyunca kardeşler arasında bazen anlaşmazlık olduğu gibi, Türk, Kürt ilişkileri de bazen tatsız durumlar elbette olmuş. Fakat çoğu zaman ittifak ve kardeşlik ilişkileri geçerli olmuştur. Kürt Şedadi devletinde, olduğu gibi. Malazgirtte Alpaslan önderliğinde Türk ordusuyla Kürtlerin ittifakı. Osmanlı Hükümdarı Yavuz Sultan selimin İran seferinde İdrisi Bitlisinin önderiğinde 22 büyük Kürt Aşiret güçleriyle, Osmanlı Türkleriyle İran’a karşı tarihsel birliği bunun örneğidir. Nihayet bu güçlü iki kardeş halk Çanakale'de Türk kurtuluş savaşında büyük bir birlik sergileyerek birlikte ölerek, Düşmanı kovmuşlardır. Her iki büyük halk kabul etmek gerek tarihsel örnekte olduğu gibi cesurdurlar. Her şeye rağmen aradaki bazı sorunların Demokrasi ve demokratik kuralarla çözüleceği ümidi ve ihtimali kuvvetlidir. Çünkü neredeyse mozaik olmuş bir halk gerçekliği

vardır. Devam edecek.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.