NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ – 29

Edessa’da Monofizitlere yani doğu Kilisesi mezhebine mensup yerli Hıristiyan halka, merkezi İstanbul’da bulunan adına Melkitler denilen Bizans imparatorluğu destekli batı Kilisesi güçleri büyük bir zulüm ve baskı yaparlar. Bilindiği gibi Edessa Bizans imparatorluğuna ait bir şehirdi. Monofizitlere baskılar imparatorların tercihlerine bağlı bir şekilde, dönemsel olarak artmış veya azalmıştır. Örneğin, imparator İustinianus’un yönetiminin son dönemlerinde baskı ve zulüm sona ermiştir. Sonra gelen adaşı imparator, her iki Hıristiyan mezhebini uzlaşmaya ve birleştirmeye uğraştıysa sonuç alamadı. İmparator Mairucus döneminde yeni bir zulüm başlamıştır. Mairucus’un yeğeni Malatya Pisikopusu Edessa’ya gelerek doğu kilisesi papazlarına Kadıköy kararlarını kabul etmelerini istemiştir. Bunlar bunu kabul etmemiş. Bundan dolayı Piskopus’un emriyle dört yüz kişi şehrin dışında hendekte zalimce öldürülmüştür. Monofizitler dışında başkaları da bu kıyımda katledilmiştir. Birçok insan bunların ayinlerine katıldıkları için sürgüne gönderilmiştir. Melkitler Monofizit Kilise ve manastırları zapt etmişler. Zamanla bu zulüm depremler, kuraklık, güneş tutulması gibi ilahi olaylar sonucunda, zalimler korkularından bu zulme son vermişlerdir 609 yılında İran hükümdarı 11. Hüsrev Perviz’in Edessa’yi almasıyla Monofizitler bir hayli rahatlamış, melkit papazlar ve bazı halktan kişiler sürgün edilmişlerdir. İranlılardan sonra, Edessa 639 yılında Müslümanlar tarafından savaşsız anlaşarak alınmıştır. Müslüman yönetim Hıristiyanların dini inançlarına, Kiliselerine karışmamış insanca davranmışlar, Edessa halkı göreceli olarak rahat etmişlerdir. Harran’da Edessa gibi anlaşarak Müslüman’ların eline geçmişti. Edessa’da Abgar Krallığı M.S. 242 de sona ermiştir. Bu tarihten sonra Dönemin iki büyük imparatorluğu, buna Dünyanın o zamanki iki büyük imparatorluğu Roma ve İran imparatorluğu dememiz mümkün, aralarındaki savaş M.Ö. olduğu gibi M.S. yine devam etmiştir. Bu savaş tüm Mezopotamya bölgesini kapsamıştır. Yalnız bir farkla Roma’yla önce Partlar uzun yıllar savaştılar, Partlar yani Medler sonrası, bu defa yine İranlı Sasani imparatorluğu Edessa ve bölgemizde yine uzun yıllar bitmeyecek bir savaşa giriştiler. Bu savaşta belirgin olarak kazanan kaybeden yoktu. Bazen Romalılar, bazen Sasaniler galip geliyordu. Olan eziyet masum halka oluyordu. Roma ve Sasaniler arasındaki bitmeyen savaş İslam ordularının Edessa’yı aldıkları tarih olan 639 yılına kadar devam eder. Ancak bir tarihi kaynak Sasani ve Medlerin aynı halkın değişik versiyonları olduğunu bizlere düşündürüyor. Söz konusu eski tarihçi bir kaynak şöye diyor: “Batının şansına İranlılar özelikle sert havalarda uzun süren kuşatmalardan hoşlanmamaktaydılar. Ayaklarına giydikleri şalvarlarla kışın zayıf ve hastaydılar, soğuğa tahammül edemiyorlardı, ve bu mevsimde savaşı sürdürme yeteneğinde değillerdi. Atasözünde denildiği gibi bu zamanda bir Med’li elini abasında çıkarmazdı” Bu son cümle Med ve Sasanilerin aynı ırk olduğunu bize düşündürmüş oluyor. Devam edecek
Ekleme Tarihi: 23 Aralık 2021 - Perşembe

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ – 29

Edessa’da Monofizitlere yani doğu Kilisesi mezhebine mensup yerli Hıristiyan halka, merkezi İstanbul’da bulunan adına Melkitler denilen Bizans imparatorluğu destekli batı Kilisesi güçleri büyük bir zulüm ve baskı yaparlar. Bilindiği gibi Edessa Bizans imparatorluğuna ait bir şehirdi.

Monofizitlere baskılar imparatorların tercihlerine bağlı bir şekilde, dönemsel olarak artmış veya azalmıştır.

Örneğin, imparator İustinianus’un yönetiminin son dönemlerinde baskı ve zulüm sona ermiştir. Sonra gelen adaşı imparator, her iki Hıristiyan mezhebini uzlaşmaya ve birleştirmeye uğraştıysa sonuç alamadı.

İmparator Mairucus döneminde yeni bir zulüm başlamıştır. Mairucus’un yeğeni Malatya Pisikopusu Edessa’ya gelerek doğu kilisesi papazlarına Kadıköy kararlarını kabul etmelerini istemiştir. Bunlar bunu kabul etmemiş. Bundan dolayı Piskopus’un emriyle dört yüz kişi şehrin dışında hendekte zalimce öldürülmüştür.

Monofizitler dışında başkaları da bu kıyımda katledilmiştir. Birçok insan bunların ayinlerine katıldıkları için sürgüne gönderilmiştir.

Melkitler Monofizit Kilise ve manastırları zapt etmişler.

Zamanla bu zulüm depremler, kuraklık, güneş tutulması gibi ilahi olaylar sonucunda, zalimler korkularından bu zulme son vermişlerdir

609 yılında İran hükümdarı 11. Hüsrev Perviz’in Edessa’yi almasıyla Monofizitler bir hayli rahatlamış, melkit papazlar ve bazı halktan kişiler sürgün edilmişlerdir.

İranlılardan sonra, Edessa 639 yılında Müslümanlar tarafından savaşsız anlaşarak alınmıştır.

Müslüman yönetim Hıristiyanların dini inançlarına, Kiliselerine karışmamış insanca davranmışlar, Edessa halkı göreceli olarak rahat etmişlerdir.

Harran’da Edessa gibi anlaşarak Müslüman’ların eline geçmişti.

Edessa’da Abgar Krallığı M.S. 242 de sona ermiştir.

Bu tarihten sonra Dönemin iki büyük imparatorluğu, buna Dünyanın o zamanki iki büyük imparatorluğu Roma ve İran imparatorluğu dememiz mümkün, aralarındaki savaş M.Ö. olduğu gibi M.S. yine devam etmiştir. Bu savaş tüm Mezopotamya bölgesini kapsamıştır.

Yalnız bir farkla Roma’yla önce Partlar uzun yıllar savaştılar, Partlar yani Medler sonrası, bu defa yine İranlı Sasani imparatorluğu Edessa ve bölgemizde yine uzun yıllar bitmeyecek bir savaşa giriştiler.

Bu savaşta belirgin olarak kazanan kaybeden yoktu.

Bazen Romalılar, bazen Sasaniler galip geliyordu.

Olan eziyet masum halka oluyordu.

Roma ve Sasaniler arasındaki bitmeyen savaş İslam ordularının Edessa’yı aldıkları tarih olan 639 yılına kadar devam eder.

Ancak bir tarihi kaynak Sasani ve Medlerin aynı halkın değişik versiyonları olduğunu bizlere düşündürüyor.

Söz konusu eski tarihçi bir kaynak şöye diyor: “Batının şansına İranlılar özelikle sert havalarda uzun süren kuşatmalardan hoşlanmamaktaydılar. Ayaklarına giydikleri şalvarlarla kışın zayıf ve hastaydılar, soğuğa tahammül edemiyorlardı, ve bu mevsimde savaşı sürdürme yeteneğinde değillerdi. Atasözünde denildiği gibi bu zamanda bir Med’li elini abasında çıkarmazdı”

Bu son cümle Med ve Sasanilerin aynı ırk olduğunu bize düşündürmüş oluyor. Devam edecek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.