NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ -151-

Tarihin iki kaynağı olduğunu daha evvel belirtmiştik. Bunlar yazılı ve sözlü kaynaklardır. Eski Urfa tarihi ve kültürü kitabını hazırlarken Urfa tarihi ile bilgiler elbette yazlı tarih araştırmalarından elde edildi. Çoğu da şüpheye yer verilmeyecek bir şekilde arkeolojik bilimsel bilgilerdir. Tarihin veya bir kültürün diğer kaynağı olan, sözlü tarihi bilgileri ise kuşaktan kuşağa gelen, sirayet eden yaşlı insanlardan elde edilir. Ben de bu yöntemi kullandım. Bulunduğum Mahalle ve çarşı eski Urfa’nın ortası, deyim yerindeyse hafızası, kalbi olan bir yerdir. Buralarda yaşayan yaşlı insanlardan bu bilgiler elde edilmiştir. Urfa kültürü ile ilgili, ve bilgili olan bunlardan biri benim daha çok değer verdiğim, sevdiğim eski dellal Hüseyin Arus, amcadır. İnanılmaz bir hafızası vardı. Geçen yıl 95 yaşında vefat etti. Ama hafızası bir genç insandan daha kuvvetliydi. Öyle ki o yaşlı halıyla oturduğu kaleboynu mahallesinde ki evlerde ev sahiplerini, kiracılarını, hatta bir bir iki sahibini bele sayar. tek, tek tanırdı. Bu da yaklaşık 70-80 ev ederdi. Üçle çarptığımız zaman bu sayı yaklaşık iki yüz kişi ederdi. Bundan dolayı son bölümde bu yetenekli tarihi kişinin biraz yaşamından söz edeceğim. Böylece kitabın sonuna gelmiş olacağız. Eski Urfa’da eski meseller, eski masallar, bugünün romanları, hikayeleri gibiydi. Söz ustası iyi mesel anlatanlar toplumda sevgi saygı görürlerdi. Bunların böyle bir yeteneğe varmaları eğitim ve öğrenim ile olmamıştır. Doğuştan Allah vergisi bir yeteneğin sonucudur. Neredeyse her gün dükkana yanıma gelip sohbet ettiğim, Hüseyin amca adeta canlı bir tarihti. Allah vergisi son derece kuvvetli bir hafızası olduğunu belirttik. Ayrıca hiç okumadığı okula gitmediği halde, nerede ne yapmasını bilen , kendisinden emin, iyi bir öz güveni vardı. Hüseyin amca çok küçük yaşta babasını kaybetmiş, annesi ve bir kardeşiyle birlikte öksüz büyümüştür. Sohbetlerimiz de çocukluk, gençlik, askerlik yıllarını çok dokunaklı bir şekilde adeta ünlü yazar Yaşar Kemal gibi anlatırdı. Hüseyin amca tıpkı Yaşar Kemal gibi çocuk yaşta bir gözünü kaybetmişti. Hiç okuma yazması yoktu. Ama deyim yerindeyse derya gibi bir insandı. Böylesi insanlara hayat okulunu bitirmiş denilir. Hani klasik bir deyimdir, şair yazar olunmaz, şair yazar bir şekilde doğulur. Çocukluk Anıllarını anlatırken, en çok üzüldüğü bir olay zar zor harçlıkla yeni aldığı giymeye kıyamadığı ayakkabısını kaybetmiş olmasıdır. Günlerce bunun üzüntüsünü yaşar. Neyse ki bir hayır sahibi bir insan kendisine aynı ayakkabı’dan alır. Böylece üzüntünün yerini sevinç alır. Yokluk içerisinde olan bu aileye bazı akrabaları ve hayırsever komşuları yardım yaparmış. Çocukluk anılarını anlatırken Hüseyin amcanın en çok hoşuna giden olay, sonbahar ve kışın, kaleboynu mahallesinde komşuları olan ninemin yaptığı komşulara her ikindi vakti hayır için dağıtıkları ekşili ile bulgur pilavı yemeleridir. Ninem iki büyük küp dolusu ekşili dediğimiz, halis kara üzüm suyundan yapılmış, içerisine biber ile kırmızı havuç konularak, bir süre bekletilen, çok yararlı bir gıda yapardı. Ekşili Küp içerisinde hava almadan iki üç ay bekletildikten sonra yenilirdi. Dedem, ninem, maddi durumları iyi olduğu için üç büyük küp ekşili yaparlardı. Bir küp kendilerine, iki büyük küp ekşiliyi ise mahallede yoksulara hayır için dağıtırlardı. Ninem ve annem ekşili dağıtma işine kasım ayında başlar, kış çıktıktan sonra, mart ayına kadar devam ederdi. Hüseyin amcanın anlatımına göre, her ikindi namazından sonra mahallenin bir miktar yoksulu dedemin evinin yanında sıraya girer, ninem ve büyük kızı annem, sırayla bu yoksul komşulara bir şifa olan ekşili dağıtırlardı. Sıra bize gelince diyor, ninen annene bunlar yetimdir, bunlara biraz fazla ver derdi diye nakil ederdi. Tadına doyum olmaz bu ekşili ile bulgur pilavının lezzeti bir başka olurdu diye söylerdi.
Ekleme Tarihi: 25 Temmuz 2022 - Pazartesi

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ -151-

Tarihin iki kaynağı olduğunu daha evvel belirtmiştik. Bunlar yazılı ve sözlü kaynaklardır. Eski Urfa tarihi ve kültürü kitabını hazırlarken Urfa tarihi ile bilgiler elbette yazlı tarih araştırmalarından elde edildi. Çoğu da şüpheye yer verilmeyecek bir şekilde arkeolojik bilimsel bilgilerdir. Tarihin veya bir kültürün diğer kaynağı olan, sözlü tarihi bilgileri ise kuşaktan kuşağa gelen, sirayet eden yaşlı insanlardan elde edilir. Ben de bu yöntemi kullandım. Bulunduğum Mahalle ve çarşı eski Urfa’nın ortası, deyim yerindeyse hafızası, kalbi olan bir yerdir. Buralarda yaşayan yaşlı insanlardan bu bilgiler elde edilmiştir. Urfa kültürü ile ilgili, ve bilgili olan bunlardan biri benim daha çok değer verdiğim, sevdiğim eski dellal Hüseyin Arus, amcadır. İnanılmaz bir hafızası vardı. Geçen yıl 95 yaşında vefat etti. Ama hafızası bir genç insandan daha kuvvetliydi. Öyle ki o yaşlı halıyla oturduğu kaleboynu mahallesinde ki evlerde ev sahiplerini, kiracılarını, hatta bir bir iki sahibini bele sayar. tek, tek tanırdı. Bu da yaklaşık 70-80 ev ederdi. Üçle çarptığımız zaman bu sayı yaklaşık iki yüz kişi ederdi. Bundan dolayı son bölümde bu yetenekli tarihi kişinin biraz yaşamından söz edeceğim. Böylece kitabın sonuna gelmiş olacağız. Eski Urfa’da eski meseller, eski masallar, bugünün romanları, hikayeleri gibiydi. Söz ustası iyi mesel anlatanlar toplumda sevgi saygı görürlerdi. Bunların böyle bir yeteneğe varmaları eğitim ve öğrenim ile olmamıştır. Doğuştan Allah vergisi bir yeteneğin sonucudur. Neredeyse her gün dükkana yanıma gelip sohbet ettiğim, Hüseyin amca adeta canlı bir tarihti. Allah vergisi son derece kuvvetli bir hafızası olduğunu belirttik. Ayrıca hiç okumadığı okula gitmediği halde, nerede ne yapmasını bilen , kendisinden emin, iyi bir öz güveni vardı.

Hüseyin amca çok küçük yaşta babasını kaybetmiş, annesi ve bir kardeşiyle birlikte öksüz büyümüştür. Sohbetlerimiz de çocukluk, gençlik, askerlik yıllarını çok dokunaklı bir şekilde adeta ünlü yazar

Yaşar Kemal gibi anlatırdı. Hüseyin amca tıpkı Yaşar Kemal gibi çocuk yaşta bir gözünü kaybetmişti. Hiç okuma yazması yoktu. Ama deyim yerindeyse derya gibi bir insandı. Böylesi insanlara hayat okulunu bitirmiş denilir. Hani klasik bir deyimdir, şair yazar olunmaz, şair yazar bir şekilde doğulur. Çocukluk Anıllarını anlatırken, en çok üzüldüğü bir olay zar zor harçlıkla yeni aldığı giymeye kıyamadığı ayakkabısını kaybetmiş olmasıdır. Günlerce bunun üzüntüsünü yaşar. Neyse ki bir hayır sahibi bir insan kendisine aynı ayakkabı’dan alır. Böylece üzüntünün yerini sevinç alır. Yokluk içerisinde olan bu aileye bazı akrabaları ve hayırsever komşuları yardım yaparmış. Çocukluk anılarını anlatırken Hüseyin amcanın en çok hoşuna giden olay, sonbahar ve kışın, kaleboynu mahallesinde komşuları olan ninemin yaptığı komşulara her ikindi vakti hayır için dağıtıkları ekşili ile bulgur pilavı yemeleridir. Ninem iki büyük küp dolusu ekşili dediğimiz, halis kara üzüm suyundan yapılmış, içerisine biber ile kırmızı havuç konularak, bir süre bekletilen, çok yararlı bir gıda yapardı. Ekşili Küp içerisinde hava almadan iki üç ay bekletildikten sonra yenilirdi. Dedem, ninem, maddi durumları iyi olduğu için üç büyük küp ekşili yaparlardı. Bir küp kendilerine, iki büyük küp ekşiliyi ise mahallede yoksulara hayır için dağıtırlardı. Ninem ve annem ekşili dağıtma işine kasım ayında başlar, kış çıktıktan sonra, mart ayına kadar devam ederdi. Hüseyin amcanın anlatımına göre, her ikindi namazından sonra mahallenin bir miktar yoksulu dedemin evinin yanında sıraya girer, ninem ve büyük kızı annem, sırayla bu yoksul komşulara bir şifa olan ekşili dağıtırlardı. Sıra bize gelince diyor, ninen annene bunlar yetimdir, bunlara biraz fazla ver derdi diye nakil ederdi. Tadına doyum olmaz bu ekşili ile bulgur pilavının lezzeti bir başka olurdu diye söylerdi.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.