NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ -122-

Tutumlu olmak, savurganlık yapmamak üzerine söylenen bir söylence. Vakti zamanında bir padişah varmış. Telalara emir vermiş ahaliye gidin söyleyin üzerime göre çok iyi bir yorgan yapana bir Köse altın verilecek. Huzuruma çıkıp iyi yorgan yapmayanın Kellesi vurulacak. Telalar çarşıya pazara çıkar bağırır ey ahali duyduk duymadık demeyin, Padişahımız sultanımızın emridir. Her kim üzerime göre iyi bir yorgan dikip yaparsa zengin olacak diye ilan ederler. Saraya gidip bu yorganın mahiyetini bilmeyenlerin birçoğunun kafası vurulur. Çok mağdur fakir bir adam bunu duyar. Saraya gitmeye karar verir. Kendi kendine der, zaten benim kayıp edecek bir malım mülküm bir şeyim yok bilirsem hayatım kurtulur. Bilmesem ölürüm kurtulurum der. Çünkü çoluk çocuğun ihtiyaçlarını karşılayacak bir durumda değildir. Böyle düşünceli bir şekilde yürürken yolda bir ihtiyara rastlar. Nereye böyle gidiyorsun evladım diye sorur yaşlı adam. Adam amca der, Padişahımız bir ilan vermiş belki sen de duymuşsundur. Eğer bu şartı bilirsem yoksulluktan kurtulur, bilmesem de korkum yok, ölür bu fakirlik eziyetinden kurtulurum cevabını verir. İhtiyar sana bu işin sırrını söylerim, çoluk çocuğuna yazık. Hayatın kurtulsun. Dediğimi iyi dinle, doğru yorgancı pazarına git. Eğer bir yorgan on altı metreye çıkıyorsa sen git on iki metre yorganlık bez al. Yorgan yap. Sonra git atar pazarından bir baston al. Yorganı Padişaha götür. Padişah yorgandan elini çıkarınca bastonla vur. Yorgandan ayağını çıkarınca bastonla ayağına vur, bu öğüdü iyice anla. Mağdur adam çok sevinir. Yaşlı adamın dediğini yapar. Saraya Padişahın huzuruna çıkar. Yorganı takdim eder. Padişah şartını adamın yüzüne karşı söyler. Eğer bilirsen bir Köse altın, bilmesen boynun vurulur bilesin. Adam şartı kabul etmiştir. Yorganı padişahın üzerine atar. Padişah elini yorgandan çıkarınca sopayla eline vurur. Ayağını yorgandan çıkarınca sopayla ayağına vurur. Padişah niye elime ayağıma vuruyorsun. Adam der padişahta olsan ayağını yorganına göre uzatacaksın. İsraf yapmayacaksın. Bu şekilde halka iyi örnek olursun. Kimse yoksul kalmaz. Padişah aferin der, bu bahsi şartı bildin kazandın der adama bir Köse altın verir. Padişah bunu neden yaptığının meramını açıklar. Bundaki maksadım. Ahaliye anlatmak istediğim herkes ayağını yorganına göre uzatırsa sorun olmaz. Aç kalmaz demek istedim. Har vurup harman savurmak olmaz. Hazıra dağ dayanmaz mesajını vermek için yaptım der. Yoksul adam böylece yaşlı bilge insanın verdiği öğütle hayatı çoluk çocuğu kurtulduğu gibi, yoksul kalmamanın sırrını da öğrenmiş olur. Değerli okurlar bilindiği gibi eski dönemlerde şimdi olduğu gibi, dünyanın hiçbir yerinde demokrasi, demokratik bir yönetim yoktu. Aslında insanlara yakışan adil demokratik bir sistemdir. Ama insan toplumlarının bu aşamaya yani ileri bir aşamaya yönetime kavuşmaları ancak yüz yıllar sonra olmuştur. Ancak eski tek adam yönetimleriyle ilgili bir saptama yapmak gerekir. O da eski devirlerin sultanlarının padişahlarının tümünü despot saymak doğru olmaz. Çünkü öylesi tek adam yönetimi o dönem o devir şartlarlının zorunlu sonucu olmuş dersek sanırım doğruyu vurgulamış oluruz. Sosyal ve siyasal bilimci Karl Marks’ın dediği gibi “tarihte bir şeyler olmuşsa başka türlü olmadığı için olmuştur. Marks ekler “Her şey olacağına varır” der. Bu nedenle tarihsel olayları ve kişileri objektif bir şekilde tahlil edersek. Bu bağlamda tarihte bazı adil insancıl hükümdarlar sultanlar da olmuştur. Bu saptamaya en iyi örnek İranlı Nuşirevan. Sonraları gene İran’da ünlü düşünür Sadi Şirazi’nın yazdığına göre Türk oğuz boylarından gelen Salgurlu Türk Atabekleri’nden Ebu Bekir bin Sa’d bin Zengi olmak üzere bu hanedanın sultanlarının adaletini över. Tarihte buna benzer nice örnekler vardır. İslam tarihinde Emevi halifelerinden Adaletiyle ünlü Ömer bin Abdülaziz adını tarihe olumlu bir şekilde yazmıştır. Nice hükümdarlar kötü yönetimleri nedeniyle ise adları sanları anılmaz olur. Osmanlı divan edebiyatının ünlü şairi Abdülbaki’nın dediği gibi önemli olan “Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş” denilerek anılanlara ne mutlu demek gerekir. Devam Edecek…
Ekleme Tarihi: 12 Haziran 2022 - Pazar

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ -122-

Tutumlu olmak, savurganlık yapmamak üzerine söylenen bir söylence. Vakti zamanında bir padişah varmış. Telalara emir vermiş ahaliye gidin söyleyin üzerime göre çok iyi bir yorgan yapana bir Köse altın verilecek. Huzuruma çıkıp iyi yorgan yapmayanın Kellesi vurulacak. Telalar çarşıya pazara çıkar bağırır ey ahali duyduk duymadık demeyin, Padişahımız sultanımızın emridir. Her kim üzerime göre iyi bir yorgan dikip yaparsa zengin olacak diye ilan ederler. Saraya gidip bu yorganın mahiyetini bilmeyenlerin birçoğunun kafası vurulur. Çok mağdur fakir bir adam bunu duyar. Saraya gitmeye karar verir. Kendi kendine der, zaten benim kayıp edecek bir malım mülküm bir şeyim yok bilirsem hayatım kurtulur. Bilmesem ölürüm kurtulurum der. Çünkü çoluk çocuğun ihtiyaçlarını karşılayacak bir durumda değildir. Böyle düşünceli bir şekilde yürürken yolda bir ihtiyara rastlar. Nereye böyle gidiyorsun evladım diye sorur yaşlı adam. Adam amca der, Padişahımız bir ilan vermiş belki sen de duymuşsundur. Eğer bu şartı bilirsem yoksulluktan kurtulur, bilmesem de korkum yok, ölür bu fakirlik eziyetinden kurtulurum cevabını verir. İhtiyar sana bu işin sırrını söylerim, çoluk çocuğuna yazık. Hayatın kurtulsun. Dediğimi iyi dinle, doğru yorgancı pazarına git. Eğer bir yorgan on altı metreye çıkıyorsa sen git on iki metre yorganlık bez al. Yorgan yap. Sonra git atar pazarından bir baston al. Yorganı Padişaha götür. Padişah yorgandan elini çıkarınca bastonla vur. Yorgandan ayağını çıkarınca bastonla ayağına vur, bu öğüdü iyice anla. Mağdur adam çok sevinir. Yaşlı adamın dediğini yapar. Saraya Padişahın huzuruna çıkar. Yorganı takdim eder. Padişah şartını adamın yüzüne karşı söyler. Eğer bilirsen bir Köse altın, bilmesen boynun vurulur bilesin. Adam şartı kabul etmiştir. Yorganı padişahın üzerine atar. Padişah elini yorgandan çıkarınca sopayla eline vurur. Ayağını yorgandan çıkarınca sopayla ayağına vurur. Padişah niye elime ayağıma vuruyorsun. Adam der padişahta olsan ayağını yorganına göre uzatacaksın. İsraf yapmayacaksın. Bu şekilde halka iyi örnek olursun. Kimse yoksul kalmaz. Padişah aferin der, bu bahsi şartı bildin kazandın der adama bir Köse altın verir. Padişah bunu neden yaptığının meramını açıklar. Bundaki maksadım. Ahaliye anlatmak istediğim herkes ayağını yorganına göre uzatırsa sorun olmaz. Aç kalmaz demek istedim. Har vurup harman savurmak olmaz. Hazıra dağ dayanmaz mesajını vermek için yaptım der. Yoksul adam böylece yaşlı bilge insanın verdiği öğütle hayatı çoluk çocuğu kurtulduğu gibi, yoksul kalmamanın sırrını da öğrenmiş olur. Değerli okurlar bilindiği gibi eski dönemlerde şimdi olduğu gibi, dünyanın hiçbir yerinde demokrasi, demokratik bir yönetim yoktu. Aslında insanlara yakışan adil demokratik bir sistemdir. Ama insan toplumlarının bu aşamaya yani ileri bir aşamaya yönetime kavuşmaları ancak yüz yıllar sonra olmuştur. Ancak eski tek adam yönetimleriyle ilgili bir saptama yapmak gerekir. O da eski devirlerin sultanlarının padişahlarının tümünü despot saymak doğru olmaz. Çünkü öylesi tek adam yönetimi o dönem o devir şartlarlının zorunlu sonucu olmuş dersek sanırım doğruyu vurgulamış oluruz. Sosyal ve siyasal bilimci Karl Marks’ın dediği gibi “tarihte bir şeyler olmuşsa başka türlü olmadığı için olmuştur. Marks ekler “Her şey olacağına varır” der. Bu nedenle tarihsel olayları ve kişileri objektif bir şekilde tahlil edersek. Bu bağlamda tarihte bazı adil insancıl hükümdarlar sultanlar da olmuştur. Bu saptamaya en iyi örnek İranlı Nuşirevan. Sonraları gene İran’da ünlü düşünür Sadi Şirazi’nın yazdığına göre Türk oğuz boylarından gelen Salgurlu Türk Atabekleri’nden Ebu Bekir bin Sa’d bin Zengi olmak üzere bu hanedanın sultanlarının adaletini över. Tarihte buna benzer nice örnekler vardır. İslam tarihinde Emevi halifelerinden Adaletiyle ünlü Ömer bin Abdülaziz adını tarihe olumlu bir şekilde yazmıştır. Nice hükümdarlar kötü yönetimleri nedeniyle ise adları sanları anılmaz olur. Osmanlı divan edebiyatının ünlü şairi Abdülbaki’nın dediği gibi önemli olan “Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş” denilerek anılanlara ne mutlu demek gerekir. Devam Edecek…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.