NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

DÜŞÜK ÜCRETLİ EMEKLİLERİN BİTMEYEN SEFALETİ

22 yıldır bu ülkeyi, Türkiye'yi yöneten iktidarın adı Adalet ve Kalkınma partisi, yani kısaca adı, bu partinin genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'nın nedense kullanmasını istemediği kısa adı AKP olan bu iktidar partisi döneminde sınıflar arasındaki ekonomik farklar, alabildiğine açıldı. Kısaca net olarak söylenmesi gereken, zengin daha çok zengin oldu. Fakir daha çok fakir oldu. Ükemizin ol manzarası budur. Bunun son somut örneği 2024 yılı SSK ve BAĞ KUR emekli maaşlarında yaşandı. Memur çalışanlarına ve memur emeklilerine yaklaşık %50 zam yapılırken, ssk ve bağ kur emekli aylıklarına yüzde 37.60 zam veriliyor. bu ekonomik politika resmen emekliler arasında bölünmeye yol açan bir politikadır. işçi, esnaf, tarım emeklılerine verilen Yüzde 37.60 Tüik'in açıkladığı altı aylık enflasyon oranıdır. Gerçek enflasyon bunun çok üstündedir. Bağımsız, tarafsız enflasyon grubu ENAG yıllık enflasyonun TÜİK rakamlarının nerdeyse iki katıdır. Tüm bu geçek verilere rağmen yaklaşık sekiz milyon beş puanlık artışla birlikte düşük ücretli emekilye on bin lira aylık maaş verilecek. Cumhurbaşkanı tarafından genel olarak müjde verilerek ilan ediliyor. İnsaf dinnin yarısıdır denilir. Bu artış yüksek maaş alan emeklilerle, düşük maaş alan emekliler arasında maaş farkı nerdeyse üç misline çıkacaktır. Size soruyorum başta cumhurbaşkanı ve adı adalet ve kalkınma partisinin genel başkanı sayın Erdoğan ve partinin yetkilileri bu durum içinize siniyormu? Üstelik bu düşük emekli maaşı alan insanlar, yüksek ücret alanlar aynı gün ve pirimle emekli olmuşlardır. Aradaki maaş farkını giderecek intibak yasasını khakları olduğu halde neden kabul etmiyorsunuz, sotruyorum sizden. Bizim de somut olarak gözlemlediğimiz yüksek bir enflasyonun olduğu geeçeğidir. Her şey en azından iki kat daha pahallı olmuştur. Bir ev kirası 10- 15 bin lira olurken bir maaşın on bin lira olması insafla bağdaşmaz. Bu maaş açlık sınırının çok altındadır. Memur emeklileri dışındaki emekliler bu nedenle altı aylık zam artışlarının en az memur emeklileri ücret artışına denk gelmesini beklerken, Cumhur başkanı Erdoğan ssk, bağkur, tarım emeklilerine güya enflasyonun üzerinde yüzde beş artışı müjde olarak açıklıyor. Söyleyecek bir kelime bulamıyoruz. Oysa aynı Erdoğan bundan bir kaç ay evvel yaptığı açıklamada 2024 yılının emekliler yılı olacağını, emeklilerin ücret, hak kaybını gidereceklerini açıklamıştı. Bunlar yine tutulmayan sözler oldu. Dış politikada yapılan yanlışlar, iç politikada, ekonomide aynen devam ediyor, yazık. Kimse kusura bakmasın, artık yeter, bu iktidar döneminde liiyakat değil sadakat öne çıktı. Önceki iktidarlar dönemlerinde her alanda olduğu gibi maaşlar alanında da özenle bir düzenleme yapılırdı. Çok alanla az ücret alan arasındaki farkın açılmamasına dikkat edilirdi. Şimdi bu başkanlık sisteminde ben yaptım oldu keyfiliği oluştu. Beyler devlet bu şekilde yönetilmez, bizden söylemesi.. Sizin yanlışlarınıza evet diyecek bir halimiz yoktur. Eğer gerçekten demokrasiyi savunuryorsanız, eleştiriyı kabul edip, öz eleştiri yapacaksanız. Bunun başka bir yolu yoktur. Emekli işçiler bir teba değildir. Laik demokratik Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşlarıdır. Kimsenin kapı kulu değildir. Bunu gayet iyi bilin. Çünkü hak hukuk, adalet herkese lazımdır. Bir gün adalet size de lazım olabilir. Bu iktidar döneminde yapılan israf, şatafat, lüks yaşam hiç bir cumhuriyet hükümetleri dönemlerinde yapılmadı. Arapça bir deyim olan Külliye dedikleri Ankara beş tepe sarayının günlük masrafı 33 tiriyondur. Ayrıca Antalya'da Bitlis'te saraylar yapılıyor. Emeklileri sözde, enflasyona ezdirmediklerinni, bütçe kısıtlığından dolayı ancak bu kadar zam yaptıklarını söyleyen bu iktidar döneminde, israf saraylar dışında her alanda son hızla devam ediyor. Devlet kurumlarına hala lüks araçlar alınıyor. Üst makamlı bir devlet görevlisi bir yerlere gittikleri zaman yüzlerce araçla gidiyorlar. İtibardan tasarruf edilmez deniliyor. Gelde düşünen, sorgulayan bir vatandaş bunu kabul etsin, imkanı var mı? Adil bir yonetim, asıl itibar, adı Adalet olan bir parti iktidarı önce kendi halkını muhtaç etmez. Zaten israf ve şatafat ne islam dininde ne de demokratik yönetimlerde olmaz. Olursa bunun adı oligarşi olur. Sayın Erdoğan bir ara Almanya bizi kıskanıyor diyordu. Gelde buna inan. Konumuzla ilgili yalnız emeklileri bahs edersek, bir Alman emekliisi bir Türk emeklisinnden en az beş kat kadar daha fazla maaş alıyor. Hayatlarının son çağında, istedikleri zaman, dünyanın tüm ülkelerine gidip gezebiliyor. Acı ama gerçek, bizim emeklilerimiz bırakalım dünya ülkelerini gezmeyi, kendi ükelerinde en yakın bir ile dahi gidemiyorlar. Sözle peynir gemisi yürümez, veya sözle pilav pişmez denilir. Sonuç olarak yapılması gerekenler, çalışanlar ve emekliler arasındaki maaş farklarının kapanması, insanca ve hakça bir yaşam için az ücret alanla, çok ücret alanın aralarındaki maaş farkının asgari orana düşürülmesi için mutlaka bir düzenleme yapılması gerekir. Emekli maaşlarında adeta yaz boz tahtasına dönen, emekli aylıklarının adil bir durumu getirilmelidir. Bunun için bir kısım emeklilerin az maaş almasına yol açan, ssk maaş bağlama hatası sonucu oluşan intibak zamının ve hakkının verilmesi gerekir. Tüm emekli ücret artışlarının, memur işçi demeden eşit, aynı orana getirilmesi hak hukuk gereğidir.
Ekleme Tarihi: 17 Ocak 2024 - Çarşamba

DÜŞÜK ÜCRETLİ EMEKLİLERİN BİTMEYEN SEFALETİ

22 yıldır bu ülkeyi, Türkiye'yi yöneten iktidarın adı Adalet ve Kalkınma partisi, yani kısaca adı, bu partinin genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'nın nedense kullanmasını istemediği kısa adı AKP olan bu iktidar partisi döneminde sınıflar arasındaki ekonomik farklar, alabildiğine açıldı. Kısaca net olarak söylenmesi gereken, zengin daha çok zengin oldu. Fakir daha çok fakir oldu. Ükemizin ol manzarası budur.

Bunun son somut örneği 2024 yılı SSK ve BAĞ KUR emekli maaşlarında yaşandı. Memur çalışanlarına ve memur emeklilerine yaklaşık %50 zam yapılırken, ssk ve bağ kur emekli aylıklarına yüzde 37.60 zam veriliyor. bu ekonomik politika resmen emekliler arasında bölünmeye yol açan bir politikadır.

işçi, esnaf, tarım emeklılerine verilen Yüzde 37.60 Tüik'in açıkladığı altı aylık enflasyon oranıdır. Gerçek enflasyon bunun çok üstündedir. Bağımsız, tarafsız enflasyon grubu ENAG yıllık enflasyonun TÜİK rakamlarının nerdeyse iki katıdır. Tüm bu geçek verilere rağmen yaklaşık sekiz milyon beş puanlık artışla birlikte düşük ücretli emekilye on bin lira aylık maaş verilecek. Cumhurbaşkanı tarafından genel olarak müjde verilerek ilan ediliyor. İnsaf dinnin yarısıdır denilir. Bu artış yüksek maaş alan emeklilerle, düşük maaş alan emekliler arasında maaş farkı nerdeyse üç misline çıkacaktır. Size soruyorum başta cumhurbaşkanı ve adı adalet ve kalkınma partisinin genel başkanı sayın Erdoğan ve partinin yetkilileri bu durum içinize siniyormu? Üstelik bu düşük emekli maaşı alan insanlar, yüksek ücret alanlar aynı gün ve pirimle emekli olmuşlardır. Aradaki maaş farkını giderecek intibak yasasını khakları olduğu halde neden kabul etmiyorsunuz, sotruyorum sizden.

Bizim de somut olarak gözlemlediğimiz yüksek bir enflasyonun olduğu geeçeğidir. Her şey en azından iki kat daha pahallı olmuştur. Bir ev kirası 10- 15 bin lira olurken bir maaşın on bin lira olması insafla bağdaşmaz. Bu maaş açlık sınırının çok altındadır. Memur emeklileri dışındaki emekliler bu nedenle altı aylık zam artışlarının en az memur emeklileri ücret artışına denk gelmesini beklerken, Cumhur başkanı Erdoğan ssk, bağkur, tarım emeklilerine güya enflasyonun üzerinde yüzde beş artışı müjde olarak açıklıyor. Söyleyecek bir kelime bulamıyoruz.

Oysa aynı Erdoğan bundan bir kaç ay evvel yaptığı açıklamada 2024 yılının emekliler yılı olacağını, emeklilerin ücret, hak kaybını gidereceklerini açıklamıştı. Bunlar yine tutulmayan sözler oldu. Dış politikada yapılan yanlışlar, iç politikada, ekonomide aynen devam ediyor, yazık.

Kimse kusura bakmasın, artık yeter, bu iktidar döneminde liiyakat değil sadakat öne çıktı. Önceki iktidarlar dönemlerinde her alanda olduğu gibi maaşlar alanında da özenle bir düzenleme yapılırdı. Çok alanla az ücret alan arasındaki farkın açılmamasına dikkat edilirdi. Şimdi bu başkanlık sisteminde ben yaptım oldu keyfiliği oluştu. Beyler devlet bu şekilde yönetilmez, bizden söylemesi.. Sizin yanlışlarınıza evet diyecek bir halimiz yoktur.

Eğer gerçekten demokrasiyi savunuryorsanız, eleştiriyı kabul edip, öz eleştiri yapacaksanız. Bunun başka bir yolu yoktur. Emekli işçiler bir teba değildir. Laik demokratik Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşlarıdır. Kimsenin kapı kulu değildir. Bunu gayet iyi bilin. Çünkü hak hukuk, adalet herkese lazımdır. Bir gün adalet size de lazım olabilir. Bu iktidar döneminde yapılan israf, şatafat, lüks yaşam hiç bir cumhuriyet hükümetleri dönemlerinde yapılmadı. Arapça bir deyim olan Külliye dedikleri Ankara beş tepe sarayının günlük masrafı 33 tiriyondur. Ayrıca Antalya'da Bitlis'te saraylar yapılıyor.

Emeklileri sözde, enflasyona ezdirmediklerinni, bütçe kısıtlığından dolayı ancak bu kadar zam yaptıklarını söyleyen bu iktidar döneminde, israf saraylar dışında her alanda son hızla devam ediyor. Devlet kurumlarına hala lüks araçlar alınıyor. Üst makamlı bir devlet görevlisi bir yerlere gittikleri zaman yüzlerce araçla gidiyorlar. İtibardan tasarruf edilmez deniliyor. Gelde düşünen, sorgulayan bir vatandaş bunu kabul etsin, imkanı var mı? Adil bir yonetim, asıl itibar, adı Adalet olan bir parti iktidarı önce kendi halkını muhtaç etmez. Zaten israf ve şatafat ne islam dininde ne de demokratik yönetimlerde olmaz. Olursa bunun adı oligarşi olur. Sayın Erdoğan bir ara Almanya bizi kıskanıyor diyordu. Gelde buna inan. Konumuzla ilgili yalnız emeklileri bahs edersek, bir Alman emekliisi bir Türk emeklisinnden en az beş kat kadar daha fazla maaş alıyor. Hayatlarının son çağında, istedikleri zaman, dünyanın tüm ülkelerine gidip gezebiliyor. Acı ama gerçek, bizim emeklilerimiz bırakalım dünya ülkelerini gezmeyi, kendi ükelerinde en yakın bir ile dahi gidemiyorlar. Sözle peynir gemisi yürümez, veya sözle pilav pişmez denilir.

Sonuç olarak yapılması gerekenler, çalışanlar ve emekliler arasındaki maaş farklarının kapanması, insanca ve hakça bir yaşam için az ücret alanla, çok ücret alanın aralarındaki maaş farkının asgari orana düşürülmesi için mutlaka bir düzenleme yapılması gerekir. Emekli maaşlarında adeta yaz boz tahtasına dönen, emekli aylıklarının adil bir durumu getirilmelidir. Bunun için bir kısım emeklilerin az maaş almasına yol açan, ssk maaş bağlama hatası sonucu oluşan intibak zamının ve hakkının verilmesi gerekir. Tüm emekli ücret artışlarının, memur işçi demeden eşit, aynı orana getirilmesi hak hukuk gereğidir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.