NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

DEMOKRASİ VAZGEÇİLMEZ BİR DEĞERDİR

Bir varlığın değeri kıymeti yokluğunda anlaşılır belli olur. Örneğin yakınlarımızın kaybı bizleri doğal olarak derin üzüntülere gark eder, şimdi olsaydılar, çoğumuz kıymetlerini bilirdik deriz. Veya bir evden diğer bir eve bir sokaktan, semtten, bir şehirden başka bir şehire gitmek te bazen zor olur, hele gönlü olmadı mı kolay katlanılmaz kolay alışılmaz. Bu durum toplumsal kamusal alanımız için de geçerlidir. Yakın bir tarihte 15 Temmuz hain kanlı darbe girişiminde birçok şey gibi kısıtlı da olsa neredeyse demokrasimiz de yok olacaktı diye düşündük. Bunun üzüntüsünü yaşadık. Ancak Darbe girişiminden sonra Hepimiz demokrasinin değerini anladık. İktidar ve muhalefet birleşerek yeni kapı ruhu  diyerek nerdeyse demokrasi havarisi kesildik. iyi güzel de her şeyin bir doğası gerçekliği varsa, demokrasinin de olmasa olmazı ilkeleri var. Halk olarak Çoğumuz da yönetim olarak da ne yazık ki kendimiz için işimize geldi mi demokrasi isteriz savunuruz. işimize gelmedi mi istemeyiz. Oysa demokrasinin herkes için gerekli olduğunu unuturuz. İşte bu düşünce tarzı bazı hocaların yaptığı gibi, ele Verir telkini kendi yer salkımı misali demokrasinin ruhuna aykırı. Çünkü Sınıf, zümre, mezhep demokrasisi olamaz. Gerçek demokrasi burjuva, sosyalist demokrasi de değil, kurum ve kuralları ile halk demokrasisidir. güçler ayrılığıdır. Yani yargının, yürütmenin, yasamanın, hukuk devletinden hukukun üstünlüğünden yana bağımsız ve özgür olmasıdır. Şimdi doğru demek gerekirse on beş temmuzdan sonra yönetimin yaptığı uygulamaları demokrasi ilkeleri kuralları saymak mümkün olmuyor. Elbette olağanüstü şartlarda  dahi suçluyu suçsuzdan ayırıp, yaşla beraber kuru yanmadan  suçsuz kişilerin mağdur olmamasına dikkat edip özen göstermek gerekir. Ayrıca Düşünce ve ifadelerinden dolayı kimse mağdur edilmemeli. Ancak şiddet hakaret içeren ifadeler suç sayılır. Çünkü gerçek Demokrasi Düşünce ve ifade özgürlüğüdür. Elbette sınırsız bir demokrasi de yoktur. Ama belli kuralları da vardır. Demokrasi hoş görüdür uzlaşmadır. Demokrasi gerçek laikliktir. Dinin siyasete ticarete alet edilmemesidir. Demokrasi eşitliktir, adalettir. Hakça paylaşımdır.  Demokratik kurallar suçsuz insanlara kim olursa olsun yapılan haksızlığı kabul etmez. Gerçek demokrasi ırk din mezhep ayrımı da yapmaz. Sözün özü şimdi somut olarak önümüzde yakında çok önemli bir Demokrasi sınavı verilecek. 16 Nisanda siyasal toplumsal yaşamımızı değiştirebilecek anayasa değişikliği halk oylaması referandumu yapılacak. Gerçi neyin ne olacağı şimdiden sonuçları bilmek mümkün değil. Ancak ne olursa olsun evet veya hayır olursa, karamsar olmamak gerekir. Toplumsal ve bireysel değişimler gel gitler bir olgudur. Her zorluk karşısında bir umut vardır ve olmalı. Merhum Çetin Altan hocanın dediği Gibi enseyı karartmayalım. Anayasa değişiklik referandumu eğer halk oylamasında kabul edilirse, hadi rejim değişikliği değil de sistem değişikliği diyelim olacağı belli. Yani yıllardır alıştığımız başbakanlı bir sistemden yeni bir sisteme geçileceği aşikar. Bu yeni düzen İyi mi olur kötü mü olur bunun analizine tartışmasına girmeyeceğim. Ancak parlamentonun etkin olduğu bir sistemden yargıyı yürütmeyi bir kişi şahsında toplayacak bir sisteme geçilecek. Adı cumhurbaşkanlığı sistemi olsa da gerçekte yetki olarak başkanlık sistemidir. Bu açık ve seçiktir. Zaten değişecek bu maddeleri anlayarak okuyan her vatandaş bu gerçeği görecektir. Bu yeni siyasal yaşantıya tıpkı yeni sosyal yaşantılar gibi alışacak mıyız, alışmayacak mıyız demokrasimizin Akibeti ne olacak sorusu da önem teşkil ediyor. Tabi toplumda doğada Hiç bir şey durağan değil çok hisedilmese de devamlı bir hareketlilik değişme yaşanır. Üzüntüler sevinçler yaşanır.  Ancak sonuçta insanların yeni şartlara uyum yeteneği de var. Bilinmesi gereken nesnel maddi gerçeklik kadar öznel manevi gerçekliğin olduğuna inanıyorum. Bir anlamda Herşey zamandır süreçtir de denilebilir. Marks'tan alıntı yapsam "her şey olacağına varır" demek gerekir. Önemli olan vatandaşların anayasal demokratik haklarını kullanırken baskı yapılmadan oylarını bilerek özgürce kullanmalarıdır.     
Ekleme Tarihi: 14 Şubat 2017 - Salı

DEMOKRASİ VAZGEÇİLMEZ BİR DEĞERDİR

Bir varlığın değeri kıymeti yokluğunda anlaşılır belli olur. Örneğin yakınlarımızın kaybı bizleri doğal olarak derin üzüntülere gark eder, şimdi olsaydılar, çoğumuz kıymetlerini bilirdik deriz. Veya bir evden diğer bir eve bir sokaktan, semtten, bir şehirden başka bir şehire gitmek te bazen zor olur, hele gönlü olmadı mı kolay katlanılmaz kolay alışılmaz.

Bu durum toplumsal kamusal alanımız için de geçerlidir. Yakın bir tarihte 15 Temmuz hain kanlı darbe girişiminde birçok şey gibi kısıtlı da olsa neredeyse demokrasimiz de yok olacaktı diye düşündük. Bunun üzüntüsünü yaşadık. Ancak Darbe girişiminden sonra Hepimiz demokrasinin değerini anladık. İktidar ve muhalefet birleşerek yeni kapı ruhu  diyerek nerdeyse demokrasi havarisi kesildik. iyi güzel de her şeyin bir doğası gerçekliği varsa, demokrasinin de olmasa olmazı ilkeleri var.

Halk olarak Çoğumuz da yönetim olarak da ne yazık ki kendimiz için işimize geldi mi demokrasi isteriz savunuruz. işimize gelmedi mi istemeyiz. Oysa demokrasinin herkes için gerekli olduğunu unuturuz. İşte bu düşünce tarzı bazı hocaların yaptığı gibi, ele Verir telkini kendi yer salkımı misali demokrasinin ruhuna aykırı. Çünkü Sınıf, zümre, mezhep demokrasisi olamaz.

Gerçek demokrasi burjuva, sosyalist demokrasi de değil, kurum ve kuralları ile halk demokrasisidir. güçler ayrılığıdır. Yani yargının, yürütmenin, yasamanın, hukuk devletinden hukukun üstünlüğünden yana bağımsız ve özgür olmasıdır. Şimdi doğru demek gerekirse on beş temmuzdan sonra yönetimin yaptığı uygulamaları demokrasi ilkeleri kuralları saymak mümkün olmuyor.

Elbette olağanüstü şartlarda  dahi suçluyu suçsuzdan ayırıp, yaşla beraber kuru yanmadan  suçsuz kişilerin mağdur olmamasına dikkat edip özen göstermek gerekir. Ayrıca Düşünce ve ifadelerinden dolayı kimse mağdur edilmemeli.

Ancak şiddet hakaret içeren ifadeler suç sayılır. Çünkü gerçek Demokrasi Düşünce ve ifade özgürlüğüdür. Elbette sınırsız bir demokrasi de yoktur. Ama belli kuralları da vardır. Demokrasi hoş görüdür uzlaşmadır.

Demokrasi gerçek laikliktir. Dinin siyasete ticarete alet edilmemesidir. Demokrasi eşitliktir, adalettir. Hakça paylaşımdır.  Demokratik kurallar suçsuz insanlara kim olursa olsun yapılan haksızlığı kabul etmez. Gerçek demokrasi ırk din mezhep ayrımı da yapmaz. Sözün özü şimdi somut olarak önümüzde yakında çok önemli bir Demokrasi sınavı verilecek.

16 Nisanda siyasal toplumsal yaşamımızı değiştirebilecek anayasa değişikliği halk oylaması referandumu yapılacak. Gerçi neyin ne olacağı şimdiden sonuçları bilmek mümkün değil.

Ancak ne olursa olsun evet veya hayır olursa, karamsar olmamak gerekir. Toplumsal ve bireysel değişimler gel gitler bir olgudur. Her zorluk karşısında bir umut vardır ve olmalı. Merhum Çetin Altan hocanın dediği Gibi enseyı karartmayalım. Anayasa değişiklik referandumu eğer halk oylamasında kabul edilirse, hadi rejim değişikliği değil de sistem değişikliği diyelim olacağı belli. Yani yıllardır alıştığımız başbakanlı bir sistemden yeni bir sisteme geçileceği aşikar. Bu yeni düzen İyi mi olur kötü mü olur bunun analizine tartışmasına girmeyeceğim.

Ancak parlamentonun etkin olduğu bir sistemden yargıyı yürütmeyi bir kişi şahsında toplayacak bir sisteme geçilecek. Adı cumhurbaşkanlığı sistemi olsa da gerçekte yetki olarak başkanlık sistemidir. Bu açık ve seçiktir. Zaten değişecek bu maddeleri anlayarak okuyan her vatandaş bu gerçeği görecektir. Bu yeni siyasal yaşantıya tıpkı yeni sosyal yaşantılar gibi alışacak mıyız, alışmayacak mıyız demokrasimizin Akibeti ne olacak sorusu da önem teşkil ediyor. Tabi toplumda doğada Hiç bir şey durağan değil çok hisedilmese de devamlı bir hareketlilik değişme yaşanır.

Üzüntüler sevinçler yaşanır.  Ancak sonuçta insanların yeni şartlara uyum yeteneği de var. Bilinmesi gereken nesnel maddi gerçeklik kadar öznel manevi gerçekliğin olduğuna inanıyorum. Bir anlamda Herşey zamandır süreçtir de denilebilir. Marks'tan alıntı yapsam "her şey olacağına varır" demek gerekir.

Önemli olan vatandaşların anayasal demokratik haklarını kullanırken baskı yapılmadan oylarını bilerek özgürce kullanmalarıdır.     

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.