Eski Said dönemi: Bu dönem gençlik dönemidir, çok heyacanlı, çok ataktır, çok cesurdur. Siyasetle ilgilenir, Kürt derneklerine gide çalışır, ,oralarla ilişkilidir.. Ama siyasi faaliyetleri, siyasi fikri hep İslam ümmeti kardeşliği üzerinedir. Kendi kimliğini de inkar etmez, kabul eder, sever. Ancak başka milletlerin, özelikle İslam milletlerinin başta Türkler olmak üzere ayrım yapmaz, Kimliklerini kabul eder, sevgi saygı duyar. Kendisine niye siyasetle hiç ilgilenmiyorsun sorusuna verdiği cevapta: " Ben ihtiyar oluyorum. Bundan sonra kaç sene yaşayacağmı bilmiyorum. Öyle ise bana en mühim iş ahirete çalışmaktır." Ayrıca "Ehli dünya bana çalışmadan nasıl geçiniyorsun diyorlar? Ben iktisad ve bereketle yaşıyorum diyorum. Kimseden, bir şey istemem almam. Günde yüz para, belki kırk para ile yaşayan bir adam, başkasının minnetini almaz. Böyle soruların sorulmasını hoş karşılamiyorum. Ancak belki de bu tür maksadlı sorulara cevap vermek gerkiyor. Küçüklüğümden beri halkların malını kabul etmemek, hatta zekat bile olsa, hem maaş dahi kabul etmemek gibi bir prensimim vardır. Yalnız İstanbul, İslam akademisinde dostlarımın ısrarı ile bir kaç maaş almışım. Ama o maaşı milletin maneviyatına çalıştığım için umarım hak etmiş oldum. Barla'da ısrarlara rağmen asla hediye kabul etmedim. Öyleise nasıl geçimini yaparsın derlerse, derim,bereket ve ikram-ı ilahi ile yaşıyorum. Dağda üç ay biraz tereyağı biraz ekmekle idare ettim. Şu mübarek Ramazanda iki evden bana yemek geldi İkisi de nedense anlamadığım bir şekilde beni hasta etti. Ramazanda biraz ekmek biraz pilav ile idare ettim. Pilav Ramazandan on beş gün sonraya kadar bile yetti. Bediüzzaman olagan üstü bir kişidir. Yaşamı birer mücizedir. Böylesi yaşam tarzları bilim ile izah edilemiyor. Örneğin onlarca kitabı ezberlemesi, hatırlaması bir anlamda bir mücizedir. Yemek konusu da, benzeri davranışlar akıl ve bilimle çözülemeyen gerçeklerdir. Zaten bilimin henüz çözemediği durunlar vardır. Araştırmalara göre insanlar beyinlerinin çok az bir kısmını ancak kullanabiliyorlar. İnsanlar beyinlerinin tamanı değil, yarısını bile kullansalar, kim bilir nasıl, aklımızın şimdi alamayacağı, hayal bile edemeyecekleri nice olagan üstü durumlar ortaya çıkacaktır. Bundan dolayı olsa gerek ileriyı tasavvur eden Hazreti ali "Ey insan nice alemler sende gizlidir." demiştir. Yunus Emre ise çok geniş düşünce, felsefe içeren bir deyişinde "Her dem yeniden yaratılırız bizden kim usanır." tesbitinde bulunmuştur. Devam edecek