NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

Birleşmiş milletlerin kutlanmasına karar verdiği anlamlı günlerden biri belki en önemlisi 8 Mart dünya kadınlar günüdür. ABD'nin New York kentinde kırk bin dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikanın kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 120 kadın işçi can verdi. Kadın işçilerin cenaze törenine on bini aşkın kişi katıldı. Birleşmiş milletler genel kurulu 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasına karar verdi. Bu günün kutlanmasının amacı insan hakları temelinde kadınların ekonomik ve sosyal bilincini geliştirilmesine katkı sunmaktır. Bu gün, bu tarihte ülkemizde de kutlanıyor. Bilindiği gibi kutlanan günlerin amacı öznel değerlerin fiziki doğanın korunmasına yönelik dikkat çekmek, bilinç ve kamuoyu oluşturmak amacına yöneliktir. Dünya nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan kadınlar genelleme yapmadan dersem dünyada ve yurdumuzda ne yazık ki tarih boyunca bir nevi üvey evlat deyim yerindeyse ikinci sınıf vatandaş muamelesine tabi oldular. Baskı ve eziyet gördüler. Tabi bu olumsuz durumun oluşmasının birçok nedeni var. Görüşüme göre bu nedenlerin en önemlisi eğitim, kişilik ve çevredir. Ünlü bilgin Kant "insanı insan yapan eğitimdir" derken herhalde doğruyu dile getirmiş.  Eğitime bağlı olarak Allah korkusu ve inanç zayıflığını belirtmek gerek. Dolaysıyla bu inanç ve düşünceyi taşıyan kişiler, İçindeki hayvani şeytani duyguyu yener. Kendini bildiği gibi karşısındaki insanı da bilir empati yapar. Zaten insani duygulardan biri vicdan, merhamet olduğu kadar sevgidir de. Gelişmiş olgun bir insan mecbur kalmadan kolay kolay kavga dahi etmez, kendisinden fiziki olarak güçsüz bir kişiye el kaldırmaz, dövmez. Bunları yapmak meziyet değil acizliktir. Hele yiğitlik hiç değildir. Bu konuyla ilgili İslam tarihinde bir anektod vardır. Peygamberimiz huzurunda sahabeler arasında yiğit kimdir nasıl biridir tartışması yapılır herkes kendine göre bir tanım yapar yaptıkları ortak tanım yiğitlik güçtür, yemek yedirmektir şeklinde olur. Hazreti Muhammed(s.a.v) bu tanımlara itiraz eder kabul etmez, ekler asıl yiğitlik kötülüğü yenmek iyilik yapmaktır buyurur. Kim ne derse desin tarihi şartları içerisinde kadına en fazla değer veren İslam dini ve Hazreti Muhammed(s.a.v)dir demek mümkün. Şimdi kendilerine İslam devleti diyen örgütü kadın konusundaki olumsuz uygulamalarıyla örnek vermek doğru olmaz. Bu konuyla ilgili bir Kur'an ayetinde "sizin kadınlar üzerinde hakkınız olduğu gibi kadınların da sizin üzerinizde hakları vardır"  bir hadiste ise "Sizin en hayırlınız kadınlara en iyi davrananızdır" diyor. Ama ne acıdır günümüzde bu kadar gelişmelere rağmen ülkemizde kendilerine Müslümanım diyenlerin bazıları kadınlara zalimce davranıyor.  Yurdumuzda neredeyse her gün namus davası adı altında çoğu sırf boşanma istediğinden dolayı kadınlar öldürülüyor. Geçen yıl yurdumuzda 350 kadın cinayeti işlendi. Bu yıl yalnız Şubat ayında otuz kadın öldürüldü. Her şeyden evvel bilinmesi gereken gerçek kadın bir nesne değil bir, bir insandır, bir varlıktır. Kendilerine erkek diyenlerin de kadınların da hakları vardır. Gene her iki cinsin artıları, yetenekleri olduğu kadar her insan gibi eksileri de olabilir. Ama elbette kadın, erkek gibi duygulara düşüncelere sahiptir. Önemli olan her iki cinsin ahlaki sorumluluk taşımalarıdır. Elbette kadın için de erkek için de her şey mubah olamaz. Ancak bir tek Kadını odak noktası yapmak, suçlamak doğru değil. Kadını haşa bir cinsel obje olarak düşünenlerin aklı ve imanı eksiktir. Zaten namus denilen kavramın farklı tanımları değerlendirmeleri vardır. Kadının namusu olduğu gibi erkeğin de namusu vardır. Sonuçta toplumda vicdanları yaralayan bu önemli soruna siyasi iktidarın mecliste eğitim, ekonomi gibi komisyonlar kurarak bir şekilde çözüm, çare bulması gerekiyor, önem arz ediyor.  8 Mart Dünya kadınlar gününü kutlar, savaşsız sömürüsüz adil bir dünya düzeni dilerim.         
Ekleme Tarihi: 08 Mart 2017 - Çarşamba

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

Birleşmiş milletlerin kutlanmasına karar verdiği anlamlı günlerden biri belki en önemlisi 8 Mart dünya kadınlar günüdür.

ABD'nin New York kentinde kırk bin dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı.

Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikanın kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 120 kadın işçi can verdi.

Kadın işçilerin cenaze törenine on bini aşkın kişi katıldı.

Birleşmiş milletler genel kurulu 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasına karar verdi.

Bu günün kutlanmasının amacı insan hakları temelinde kadınların ekonomik ve sosyal bilincini geliştirilmesine katkı sunmaktır.

Bu gün, bu tarihte ülkemizde de kutlanıyor.

Bilindiği gibi kutlanan günlerin amacı öznel değerlerin fiziki doğanın korunmasına yönelik dikkat çekmek, bilinç ve kamuoyu oluşturmak amacına yöneliktir.

Dünya nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan kadınlar genelleme yapmadan dersem dünyada ve yurdumuzda ne yazık ki tarih boyunca bir nevi üvey evlat deyim yerindeyse ikinci sınıf vatandaş muamelesine tabi oldular.

Baskı ve eziyet gördüler. Tabi bu olumsuz durumun oluşmasının birçok nedeni var. Görüşüme göre bu nedenlerin en önemlisi eğitim, kişilik ve çevredir.

Ünlü bilgin Kant "insanı insan yapan eğitimdir" derken herhalde doğruyu dile getirmiş.  Eğitime bağlı olarak Allah korkusu ve inanç zayıflığını belirtmek gerek.

Dolaysıyla bu inanç ve düşünceyi taşıyan kişiler, İçindeki hayvani şeytani duyguyu yener. Kendini bildiği gibi karşısındaki insanı da bilir empati yapar.

Zaten insani duygulardan biri vicdan, merhamet olduğu kadar sevgidir de. Gelişmiş olgun bir insan mecbur kalmadan kolay kolay kavga dahi etmez, kendisinden fiziki olarak güçsüz bir kişiye el kaldırmaz, dövmez. Bunları yapmak meziyet değil acizliktir.

Hele yiğitlik hiç değildir. Bu konuyla ilgili İslam tarihinde bir anektod vardır.

Peygamberimiz huzurunda sahabeler arasında yiğit kimdir nasıl biridir tartışması yapılır herkes kendine göre bir tanım yapar yaptıkları ortak tanım yiğitlik güçtür, yemek yedirmektir şeklinde olur.

Hazreti Muhammed(s.a.v) bu tanımlara itiraz eder kabul etmez, ekler asıl yiğitlik kötülüğü yenmek iyilik yapmaktır buyurur. Kim ne derse desin tarihi şartları içerisinde kadına en fazla değer veren İslam dini ve Hazreti Muhammed(s.a.v)dir demek mümkün.

Şimdi kendilerine İslam devleti diyen örgütü kadın konusundaki olumsuz uygulamalarıyla örnek vermek doğru olmaz. Bu konuyla ilgili bir Kur'an ayetinde "sizin kadınlar üzerinde hakkınız olduğu gibi kadınların da sizin üzerinizde hakları vardır"  bir hadiste ise "Sizin en hayırlınız kadınlara en iyi davrananızdır" diyor.

Ama ne acıdır günümüzde bu kadar gelişmelere rağmen ülkemizde kendilerine Müslümanım diyenlerin bazıları kadınlara zalimce davranıyor.  Yurdumuzda neredeyse her gün namus davası adı altında çoğu sırf boşanma istediğinden dolayı kadınlar öldürülüyor. Geçen yıl yurdumuzda 350 kadın cinayeti işlendi.

Bu yıl yalnız Şubat ayında otuz kadın öldürüldü. Her şeyden evvel bilinmesi gereken gerçek kadın bir nesne değil bir, bir insandır, bir varlıktır. Kendilerine erkek diyenlerin de kadınların da hakları vardır. Gene her iki cinsin artıları, yetenekleri olduğu kadar her insan gibi eksileri de olabilir. Ama elbette kadın, erkek gibi duygulara düşüncelere sahiptir. Önemli olan her iki cinsin ahlaki sorumluluk taşımalarıdır. Elbette kadın için de erkek için de her şey mubah olamaz. Ancak bir tek Kadını odak noktası yapmak, suçlamak doğru değil. Kadını haşa bir cinsel obje olarak düşünenlerin aklı ve imanı eksiktir. Zaten namus denilen kavramın farklı tanımları değerlendirmeleri vardır. Kadının namusu olduğu gibi erkeğin de namusu vardır. Sonuçta toplumda vicdanları yaralayan bu önemli soruna siyasi iktidarın mecliste eğitim, ekonomi gibi komisyonlar kurarak bir şekilde çözüm, çare bulması gerekiyor, önem arz ediyor.  8 Mart Dünya kadınlar gününü kutlar, savaşsız sömürüsüz adil bir dünya düzeni dilerim.       

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.