NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

11 NİSAN’IN BİLİMMEYEN YÖNLERİ

Birinci Dünya savaşı iki düşman rakip güç olan ittifak ve ihtilaf devletleri arasında 1914 te başlar, çok büyük acılar yıkımlar milyonlarca ölümden sonra tarihte her savaşta olduğu gibi nihayet 4 yıl sonra barış anlaşması yapılarak sona erer. İnsan burada konu açılmışken belirtmeden geçemiyor... İnsanoğlu ne acayip bir varlık önce acımasız bir şekilde savaşıyor, sonra sanki hiç bir şey olmamış gibi barış yapıyorlar, kardeşlik dostluk mesajları veriyorlar. neyse biz konumuza gelirsek, Osmanlı devleti İktidarda olan İttihat terakki partisinin Özelikle Enver Paşanın yanlış politikası ile Almanya ile birlikte girdikleri ve ittifak devletleri adını alan savaşı kaybeder. Koskoca Yaklaşık 600 yıllık bir imparatorluğun yıkılmasına neden olur. Savaşı kazanan İtilaf devletlerinden olan biri İngiliz diğeri Fransız olan sykes-picot adlarında iki subay arasında yapılan anlaşma gereği Savaştan yenilgi ile çıkan Osmanlı devleti parçalanır. Hiç bir zaman uygulanmasa da Sevr anlaşması imzalanır. Batı Anadolu Yunanlılara Doğu Anadolu Fransız- İngiliz- ve Ruslara bırakılır. Ancak 1917 de Rusya'da Lenin önderliğinde sosyalist bir devrim yapılarak, çarlık yıkılır. Adını Sovyetler birliği alan proleter işçi devleti Çarlık Rus ordusunu Doğu Anadolu’dan çeker.  Batılı işgalci ülkeleri yayılmacı sömürgeci Emperyalist ülkeler olarak nitelendiren Sovyetler birliğini kuran Devrimci Lenin Mustafa Kemal önderliğinde savaşan Türk kurtuluş savaşına olanca gücüyle yardım eder. Ama düşmanı Anadolu’dan atmak elbette öyle kolay kolay olmadı. Büyük bedeller ödendi. şehadetler yaşandı. Nitekim Emperyalist devletlerin Kendi lehlerine yaptıkları Mondros mütarekesi sonucu Güney doğu illeri Adana, Antep, Maraş, Urfa, İngiliz ve Fransız ordularına verilir. Urfa'ya önce 1919 Mart'da İngiliz birlikleri girer. Burada önemli bir Saptama ve anekdot yapmak gerekiyor. Çok anlamına gelen Güneş batmayan sömürge imparatorluğu İngiltere, sömürgeler konusunda oldukça deneyimlidir. Sömürgeleştirdikleri ülkelerin Halklarına taktiksel olarak iyi davranırlar. Yaklaşık altı ay kaldıkları Urfa'da ayni taktiği izlerler. Yaşlı büyüklerin anlattığına göre, Urfa caddelerinde temiz giyinmiş, centilmen algısı veren, ikişerli devriye gezen İngiliz askerleri halka iyi davranmış... Hatta kiraladıkları evlerin kiralarını fazlasıyla verirlermiş. Bu nedenle olsa gerek gene anlatılana göre Urfa eşraftan tüccardan bir grup bir gün Hasan Paşa camii de toplanır İngilizlere destek vermeyi bile düşünürler. Ancak Mondros anlaşması gereği İngiliz birlikleri Urfa'dan ayrılır muhtemelen Irak Musul’a gider Urfa'yı Ekim 1919 da Fransızlara terk eder. Fransızlar sömürgeler konusunda İngilizler kadar deneyimli değillerdi. Halka iyi davranmadılar. Nihayet bardağı taşıran son damla veya buna son bir kıvılcım diyelim ateşlenir. Urfa'nın kadim Müslüman Kürt mahallesi Kaleboynunda meskun, erkek gibi kadın Fatane Behiye Sarayönün de Vezir hamamından çıkan kadınlara sarkıntılık eden Fransız askerlerini görünce kıyameti koparır, soluk, soluğa, encümenlerle toplantı halinde olan Belediye başkanı Mustafa Hacı Kamil oğlunun karşısına dikilir, gördüklerini anlatır. Artık namus günüdür der Fransız askerlerini buradan def etmek gerektiğini söyler ve sonra ekler, eğer bunu yapamıyorsanız eşarp takın eviniz de oturun der. Anlatılana göre işte o gün savaşmanın direnmenin kararı verilir. Çok geçmeden Eşraftan, Tüccardan on ikiler diye adlandırılan bir grup Kaleboynu mahallesinde Güllü Osman’ın evinde toplanır Kuvayi Milliye oluşur. Nihayet 11 Nisan 1920 de Fransız sömürgecileri çoğu imha olarak Urfa'dan çıkartılır. Urfa kurtuluş savaşının çoğu kez dile getirilmeyen asıl kırılma noktası ise Suruç Berazi aşiret konfederasyonun birlikçi milli rolüdür.  Mürşit Pınara trenle sevkiyat yapılan Fransız birliklerinin orada imha edilmesidir. Ayrıca belki en belirleyici olan Fransız komutanların Suruç Aşiretlerine yapılan, ama kabul edilmeyen tekliftir. Fransızlar biz buradan sonuçta gideceğiz sizlerle birlikte Osmanlı Türk güçlerine karşı savaşalım, buranın yönetimini size verelim teklifini Berazi aşiretler reisi Bozan bey buna çok hiddetlenir komutanların uzatılan ellerini dahi sıkmaz, ve ekler biz der, silahı Müslüman Türk kardeşlerimize değil size sıkarız! Tabi Bozan beyin o zaman böyle açıkça Fransız komutanların yüzlerine karşı söyleyecek gücü vardır. Bu köşe yazısının amacı birliğin kardeşliğin önemini vurgulamaktır.  
Ekleme Tarihi: 12 Nisan 2018 - Perşembe

11 NİSAN’IN BİLİMMEYEN YÖNLERİ

Birinci Dünya savaşı iki düşman rakip güç olan ittifak ve ihtilaf devletleri arasında 1914 te başlar, çok büyük acılar yıkımlar milyonlarca ölümden sonra tarihte her savaşta olduğu gibi nihayet 4 yıl sonra barış anlaşması yapılarak sona erer. İnsan burada konu açılmışken belirtmeden geçemiyor...

İnsanoğlu ne acayip bir varlık önce acımasız bir şekilde savaşıyor, sonra sanki hiç bir şey olmamış gibi barış yapıyorlar, kardeşlik dostluk mesajları veriyorlar. neyse biz konumuza gelirsek, Osmanlı devleti İktidarda olan İttihat terakki partisinin Özelikle Enver Paşanın yanlış politikası ile Almanya ile birlikte girdikleri ve ittifak devletleri adını alan savaşı kaybeder.

Koskoca Yaklaşık 600 yıllık bir imparatorluğun yıkılmasına neden olur.

Savaşı kazanan İtilaf devletlerinden olan biri İngiliz diğeri Fransız olan sykes-picot adlarında iki subay arasında yapılan anlaşma gereği Savaştan yenilgi ile çıkan Osmanlı devleti parçalanır.

Hiç bir zaman uygulanmasa da Sevr anlaşması imzalanır. Batı Anadolu Yunanlılara Doğu Anadolu Fransız- İngiliz- ve Ruslara bırakılır. Ancak 1917 de Rusya'da Lenin önderliğinde sosyalist bir devrim yapılarak, çarlık yıkılır.

Adını Sovyetler birliği alan proleter işçi devleti Çarlık Rus ordusunu Doğu Anadolu’dan çeker.  Batılı işgalci ülkeleri yayılmacı sömürgeci Emperyalist ülkeler olarak nitelendiren Sovyetler birliğini kuran Devrimci Lenin Mustafa Kemal önderliğinde savaşan Türk kurtuluş savaşına olanca gücüyle yardım eder. Ama düşmanı Anadolu’dan atmak elbette öyle kolay kolay olmadı. Büyük bedeller ödendi. şehadetler yaşandı. Nitekim Emperyalist devletlerin Kendi lehlerine yaptıkları Mondros mütarekesi sonucu Güney doğu illeri Adana, Antep, Maraş, Urfa, İngiliz ve Fransız ordularına verilir. Urfa'ya önce 1919 Mart'da İngiliz birlikleri girer.

Burada önemli bir Saptama ve anekdot yapmak gerekiyor. Çok anlamına gelen Güneş batmayan sömürge imparatorluğu İngiltere, sömürgeler konusunda oldukça deneyimlidir. Sömürgeleştirdikleri ülkelerin Halklarına taktiksel olarak iyi davranırlar. Yaklaşık altı ay kaldıkları Urfa'da ayni taktiği izlerler. Yaşlı büyüklerin anlattığına göre, Urfa caddelerinde temiz giyinmiş, centilmen algısı veren, ikişerli devriye gezen İngiliz askerleri halka iyi davranmış...

Hatta kiraladıkları evlerin kiralarını fazlasıyla verirlermiş. Bu nedenle olsa gerek gene anlatılana göre Urfa eşraftan tüccardan bir grup bir gün Hasan Paşa camii de toplanır İngilizlere destek vermeyi bile düşünürler. Ancak Mondros anlaşması gereği İngiliz birlikleri Urfa'dan ayrılır muhtemelen Irak Musul’a gider Urfa'yı Ekim 1919 da Fransızlara terk eder. Fransızlar sömürgeler konusunda İngilizler kadar deneyimli değillerdi. Halka iyi davranmadılar. Nihayet bardağı taşıran son damla veya buna son bir kıvılcım diyelim ateşlenir.

Urfa'nın kadim Müslüman Kürt mahallesi Kaleboynunda meskun, erkek gibi kadın Fatane Behiye Sarayönün de Vezir hamamından çıkan kadınlara sarkıntılık eden Fransız askerlerini görünce kıyameti koparır, soluk, soluğa, encümenlerle toplantı halinde olan Belediye başkanı Mustafa Hacı Kamil oğlunun karşısına dikilir, gördüklerini anlatır. Artık namus günüdür der Fransız askerlerini buradan def etmek gerektiğini söyler ve sonra ekler, eğer bunu yapamıyorsanız eşarp takın eviniz de oturun der.

Anlatılana göre işte o gün savaşmanın direnmenin kararı verilir. Çok geçmeden Eşraftan, Tüccardan on ikiler diye adlandırılan bir grup Kaleboynu mahallesinde Güllü Osman’ın evinde toplanır Kuvayi Milliye oluşur. Nihayet 11 Nisan 1920 de Fransız sömürgecileri çoğu imha olarak Urfa'dan çıkartılır. Urfa kurtuluş savaşının çoğu kez dile getirilmeyen asıl kırılma noktası ise Suruç Berazi aşiret konfederasyonun birlikçi milli rolüdür.  Mürşit Pınara trenle sevkiyat yapılan Fransız birliklerinin orada imha edilmesidir.

Ayrıca belki en belirleyici olan Fransız komutanların Suruç Aşiretlerine yapılan, ama kabul edilmeyen tekliftir. Fransızlar biz buradan sonuçta gideceğiz sizlerle birlikte Osmanlı Türk güçlerine karşı savaşalım, buranın yönetimini size verelim teklifini Berazi aşiretler reisi Bozan bey buna çok hiddetlenir komutanların uzatılan ellerini dahi sıkmaz, ve ekler biz der, silahı Müslüman Türk kardeşlerimize değil size sıkarız! Tabi Bozan beyin o zaman böyle açıkça Fransız komutanların yüzlerine karşı söyleyecek gücü vardır. Bu köşe yazısının amacı birliğin kardeşliğin önemini vurgulamaktır.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.