Değer yargıları, moral degerleri sanayıleşme, başka bir anlatımla makineleşme ile birlikte hızla aşınıyor. Yeni çağ kapitalizm ve emperyalizm çağıdır. Insanlık binlerce yıl ekonomik, sosyal, kültürel olarak fazla değişmedi.
Çünkü, insanların düşünce ve davranışlarının değişmesi, yaşama tarzı ile ilgilidir.
Barınma, yani yaşadıkları evler, üretikleri kullandıkları araçlarla ilgilidir.
Klasik bir deyimdir, yaşama tarzı düşünce tarzını belirler, kulübede yaşayan bir insanla sarayda veya saray gibi lüks evlerde yaşayanların düşünce tarzları aynı olmaz.
Benzer bir durum ulaşımdır. Atla eşekle ulaşım yapanla, modern makine araçlara binenlerin düşünce tarzları kültürleri aynı olmaz, aynı kalmaz.
Bu konuda biraz derinleşelim, sanırım anlaşılır.
Diyalektik olarak bir tespit vardır: insanların varlığını belirleyen bilinçleri değil, bilincini belirleyen varlıklarıdır, denilir.
Bu deyim, yaşama tarzının maddi şartların insanların kültürünü önemli ölçüde etkilediğini somut bilimsel bir kanıtıdır.
Yaşlılara saygı, çıkara, menfaate dayalı olmayan dostluk, arkadaşlık, verdiği sözde durmak, dürüstlük gibi kavramlar, eski toplumların, genel olarak izledikleri ahlaki değerlerdir.
Kapitalist yeni toplumların değer yargıları öznel değil nesneldir. Yani manevi olmayan maddi ilişkilerdir.
Bizim gibi tam kapitalist gelişme ve değişmeyi içseleştirmeyen toplumlar, eski değer yargılarıyla yeni koşular arasında bocalamış duruma gelmişlerdir.
Eski toplumun değerlerini bilmediği, uygulamadığı halde, yeni kapitalist toplumun değer yargılarını bilmez duruma gelinmiştir.
Gelişmiş kapitalist batı ülkeleri ilkel kapitalizm 'den demokratik, sosyal demokrat bir kapitalist üretim ve ahlak yapısına geçmişlerdir.
Orda insanların bir değeri vardır. Yaşlı genç, zengin, yoksul birbirlerini küçümseme. Normal ölçülerde bir saygı sevgi vardır.
Oradaki bireyler neyin nasıl yapılacağını, insanı ilişkileri yerine getirmesini biliyorlar.
Bizde ise insancıl bir kapitalist kültür uygulanmadığı, eski toplumun kültürü de uygulanmıyor, yeni demokratik kapitalist kültürde olmayınca, ahlaki kültürel bir karmaşa yaşanıyor. Duygusal olsa da gençliğe sempati, yaşlılığa ise sanki değer verilmiyor.
Çünkü bizim gibi toplumlar da ilkel kapitalist kültürün Makyavelist yöntemi izleniyor
Amaca ulaşmak için her yol mübadir, anlayışı geçerli hale geliyor.
Oysa eski doğu toplumların da yaşlılara bir saygı sevgi vardı. Yetkin bir kişi olarak kabul edilirdi.
Yeni ilkel toplum anlayışında yaşlı insanları küçümseme, hatta nerdeyse hor görme düşünce ve davranışı seziliyor.
Oysa eski toplum kültüründe kabadayılık, yiğitlik taşlayan insanlar ve gençler yaşlı insanları bırakalım küçümseme, akıllarından bile geçmez, saygı ve sevgi gösterirlerdi.
Böylesi anlayışta olgun olmayan, bir nevi zavallı insanlar, sanki kendileri yaşlanmayacaklarını zannederler.
Oysa genç olmak, sonuçta yaşlı olmak hayatın bir gereği ve gerçeğidir.
Anasayfa
Yazarlar
NECDET ŞANSAL
Yazı Detayı
Bu yazı 313+ kez okundu.
YAŞLILARA SAYGI
Değer yargıları, moral degerleri sanayıleşme, başka bir anlatımla makineleşme ile birlikte hızla aşınıyor. Yeni çağ kapitalizm ve emperyalizm çağıdır. Insanlık binlerce yıl ekonomik, sosyal, kültürel olarak fazla değişmedi.
Çünkü, insanların düşünce ve davranışlarının değişmesi, yaşama tarzı ile ilgilidir.
Barınma, yani yaşadıkları evler, üretikleri kullandıkları araçlarla ilgilidir.
Klasik bir deyimdir, yaşama tarzı düşünce tarzını belirler, kulübede yaşayan bir insanla sarayda veya saray gibi lüks evlerde yaşayanların düşünce tarzları aynı olmaz.
Benzer bir durum ulaşımdır. Atla eşekle ulaşım yapanla, modern makine araçlara binenlerin düşünce tarzları kültürleri aynı olmaz, aynı kalmaz.
Bu konuda biraz derinleşelim, sanırım anlaşılır.
Diyalektik olarak bir tespit vardır: insanların varlığını belirleyen bilinçleri değil, bilincini belirleyen varlıklarıdır, denilir.
Bu deyim, yaşama tarzının maddi şartların insanların kültürünü önemli ölçüde etkilediğini somut bilimsel bir kanıtıdır.
Yaşlılara saygı, çıkara, menfaate dayalı olmayan dostluk, arkadaşlık, verdiği sözde durmak, dürüstlük gibi kavramlar, eski toplumların, genel olarak izledikleri ahlaki değerlerdir.
Kapitalist yeni toplumların değer yargıları öznel değil nesneldir. Yani manevi olmayan maddi ilişkilerdir.
Bizim gibi tam kapitalist gelişme ve değişmeyi içseleştirmeyen toplumlar, eski değer yargılarıyla yeni koşular arasında bocalamış duruma gelmişlerdir.
Eski toplumun değerlerini bilmediği, uygulamadığı halde, yeni kapitalist toplumun değer yargılarını bilmez duruma gelinmiştir.
Gelişmiş kapitalist batı ülkeleri ilkel kapitalizm 'den demokratik, sosyal demokrat bir kapitalist üretim ve ahlak yapısına geçmişlerdir.
Orda insanların bir değeri vardır. Yaşlı genç, zengin, yoksul birbirlerini küçümseme. Normal ölçülerde bir saygı sevgi vardır.
Oradaki bireyler neyin nasıl yapılacağını, insanı ilişkileri yerine getirmesini biliyorlar.
Bizde ise insancıl bir kapitalist kültür uygulanmadığı, eski toplumun kültürü de uygulanmıyor, yeni demokratik kapitalist kültürde olmayınca, ahlaki kültürel bir karmaşa yaşanıyor. Duygusal olsa da gençliğe sempati, yaşlılığa ise sanki değer verilmiyor.
Çünkü bizim gibi toplumlar da ilkel kapitalist kültürün Makyavelist yöntemi izleniyor
Amaca ulaşmak için her yol mübadir, anlayışı geçerli hale geliyor.
Oysa eski doğu toplumların da yaşlılara bir saygı sevgi vardı. Yetkin bir kişi olarak kabul edilirdi.
Yeni ilkel toplum anlayışında yaşlı insanları küçümseme, hatta nerdeyse hor görme düşünce ve davranışı seziliyor.
Oysa eski toplum kültüründe kabadayılık, yiğitlik taşlayan insanlar ve gençler yaşlı insanları bırakalım küçümseme, akıllarından bile geçmez, saygı ve sevgi gösterirlerdi.
Böylesi anlayışta olgun olmayan, bir nevi zavallı insanlar, sanki kendileri yaşlanmayacaklarını zannederler.
Oysa genç olmak, sonuçta yaşlı olmak hayatın bir gereği ve gerçeğidir.
Ekleme
Tarihi: 11 Eylül 2025 -Perşembe
YAŞLILARA SAYGI
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.