NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

KÜRT SORUNU NEDİR NASIL ÇÖZÜLÜR-2

Türk Kürt ilişkleri tarih boyunca stratejik birlik şeklinde gerçekleşmiştir. Bu satırları taktik değil, inanın, inanarak ve doğru kabul ederek yazıyorum. Ismarlama, inanmadığım kabul etmediğim, bir yazıyı hatır için, çıkar için asla yazmam. Kürt aşiretleri, Selçuklu, Zengi, son olarak Osmanlı Türk devletliyle dostluk ve birlik anlaşmasını Yavuz Sultan Selimle devam ettirmiştir. Kanuni Sultan Süleyman, diğer tüm Osmanlı padişahları ile bu siyaset devam etmiştir. Kanunİ Fransa kralı Fransuva'ya yazdığı mektupta " Benki Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Rum'un ve Diyarbekir'in ve Kürdistan ve Azarbaycan'ın Sultanı ve padişahı Sultan Beyazıd han oğlu Sultan Selim han oğlu Sultan Süleyman han'ım." demiştir. Osmanlı Kürt ilişkisi Sultan Abdulhamit ile devamı daha da birlikçi bir konuma gelmiştir.. Abdulhamit Kürt alayları kurarak, Kürt aşiret beylerine özerklik vermiştir. Türk ve Kürt tarihsel ittifakı ne yazık ki Mustafa Kemal Atatürkle birlikte sekteye uğramıştır. Mustafa Kemal kurtuluş savaşına başlarken müslüman vekillere kurtuluş savaşını kazandıkları takdirde Padişah ve halifeye karışmayacakları sözünü vermişti. Aynı şekilde Kürt siyasetçilere de özelikle Amsya kongresi maddelerin birinde Kürtlere özerklik sözü verilmişti. Savaş kazanıldıktan sonra Mustafa Kemal bir iç darbe yaparak Padişahlık ve Halifeliği kaldırır. Aynı şekilde Kürtlere verdiği sözü tutmaz. Bırakalım özerklığı, hiç olmayacak bir şekide Kürt halkı ve dilini inkar ederek, hatta kanun çıkartarak yasaklar. Bu kanun adı şark islahat kanunudur. Bu kanuna göre çarşıda, pazarda Kürtçe konuşanlara para ve hapis cezası veriliyordu. Böyle bir inkar ve asimilasyon görülmemiştir. Osmanlı devleti yıkıldıktan sonra tüm bunlar cumhuriyet kurulduktan sonra oluyordu. Zaten Osmanlı devletini yıkıma götüren Mustafa Kemal'ın de bir dönem içlerinde yer aldığı İtihad Teraki Partisinin ırkçı, Turancı politikası sonucu oldu. Bu parti Osmanlı devletini Almanların safında yer aldırırarak, birinci dünya savaşına dahil ederek, bulunduğu ittifak yenilince kocaman bir devletin yıkılmasına neden oldular. Savaşın galipleri İngiliz ve Fransız iki subay Sykes-Picot anlaşmasıyla, Osmanlı devletinde Kürdistan olarak kabul edilen bölgeyi dört devlete böldüler. Mustafa Kemal sanıldığının aksine İngilizlerle iyi geçindi. Bir anlamda batılı bir politika izledi. Arap alfabesi kaldırıldı. Harf devrimi yaptı, Latin alfabesi kullanılmaya başlandı. Dini kıyafetler yasaklandı. fes, sarık, entari, çarşaf, peçe yasaklandı. Şapkai pantolon, gibi elbiselerin giyilmesi istendi. Birçok cami cemaat yok diye kapatıldu. Dine ve Kürt diline yapılan baskılar, kısıtlamalar nedeniyle, Menemen, Diyarbakır, Ağrı, Dersim isyanları başladı. Bu isyanlar kanlı bir şekilde bastırıldı. Binlerce kişi öldü. Tam bir ırkçılık yapılmaya başlandı. Bunun somut örneği Atatürk döneminin milli eğitim bakanı Esat Mahmut Bozkurt memleketi Ödemiş meydanında yaptığı konuşmada aynen şunları söylemiştir " Türk ırkından olmayanların başka ırklardan olanların, bu memlekette bir tek hakları vardır. O da hizmetçi olma hakları vardır. bunu herkes böyle bilsin. Bunun dışında kimse bizden başka bir hak istemesin." demiştir. Bu sözler bir devlet politikası haline geldi. Okullarda, askerde, kamu kurumlarında Türkçe bilmeyenlere baskılar uygulanmıştır. Köylerin, şehirlerin, ilçelerin Kürtçe adları değiştirilmiş, Türkçe isimler konulmuştur. Daha bitmedi, Kürt sorunun nedenlerini belirtmeye devam ediyoruz. Olmayacak şeyler oluyordu. Atatürk, İnönü, CHP iktidarı sonrası, 1950 DE iktidara gelen Demokrat parti Bayar, Menderes dönemlerinde yine Anti Kürt politikalar, uygulamalar devam ediyordu. Örneğin Türkiye, Irak, İran, Suriye devletleri Kürt halkına karşı Bağdat paktını kurdular. Menderes iktidarı döneminde hiç olmayacak ırkçı uygulamalar oldu.1959 da Kuzey Irak'ta bazı Türkmenler Kürt peşmergeleri tarafından öldürüldükleri iddasıyla, Ankara, İstanbul'da 50 Kürt kökenli üniversite öğrencisi, Irak Türkmenlerine karşılık gözaltına alınarak, tutuklanıp Selimiye kışlasının farelerin cirit attığı, havasız, harabe Selimiye bodrum katı zindanlarına atıldı. Menderes hükümeti önce bunları toplu şekilde öldürmeyi düşündüler, ancak dış tepkilerden çekinerek, bundan vaz geçtiler. Bir yıla yakın hayvanların bile yaşayamayacakları yerde bu suçsuz öğrenci gençler kaldılar. Bunlardan bir kişi kan kusarak öldü. Sayıları 49 lar olarak tarihe geçti. Kürt sorunu diye bir sorunun olduğunun nedenlerini kısaca belirtmeye devam edelim. Yıl 1960 DP Menderes iktidarı devrilmiş. Devrimin lideri Cemal Gürsel cumhur başkanıdır. 1961 de 27 mayıs darbesinin yıl dönümü Ankara'da kutlanmaktadır. O yıl hukuk fakultesi öğrencisi olan Dengir Mir Mehmet Fırat darba yıl dönümü kutlamasını şöyle anlatıyor" Ankara dış kapıda bulunan hukuk fakultesine yeni başlamıştım. Diş kapıdan arkadaşlarla yaya ulus'a doğru gidiyorduk. Ulus'a yakın bir yerde caddeyi boydan boya, enlemesine kaplayan büyük ve uzun bir afişte, "Ben Kürdüm diyenin yüzüne tükürün." yazısını okuyunca şok oldum, hayret ettim. Tabii bu yazı çok zoruma gelmişti. Mersinde doğup büyüdüüm için Kürtçe bilmiyordum. Okula gelince Kürt öğrenci arkadaşlarıma derhal bana Kürtçe öğretin dedim, bu şekilde Kürtçe öğrendim." 12 Eylül 1980 askeri darbesi yapıldı. Kenan Evren lideriğinde ki darbecilerin çıkarttıkları ilk kanunlardan biri 2932 saılı kanundur. Bu kanun "Türkçe dışında yerel dil konuşanlar (Kürtçe kast edilerek) altı ay ve üç yıl arası hapis cezası verilecektir" diye yazıldı. Diyarbakır cezaevinde, çoğu kendi Kürt kimliklerini savundukları için, tutuklanan gençlere aklın, insafın alamayacağı işkenceler yapıldı. Adeta bu gençlere dağın yolu bilinçli bir şekilde gösterildi. Kürt yerleşme yerlerinde köylülere baskılar, eziyetler yapıldı. Özet olarak yazılan, belirtilen nedenlerden dolayı, insaf, vicdan sahibi kişiler, bir Kürt sorunun olduğunu kabul ederler.Ayrıca en önemlisi Kürt sorununu Ayrılıkçı denilen parti ve örgütler yaratmadı. Kürt sorununu asıl, üst satırlarda yazıldığı gibi, Kürtlere ayrımcı, baskıcı uygulama yapan iktidarlar yarattılar. Ülkemizin bu önemli sorununu teşhis ettikten sonra, bunun çözümünü kendi düşünceme göre belirteceğim. Bence Kürt sorunun çözümü gerçek bir demokrasi ile çözülür. Çünkü bildiğim kadar, Kürtlerin çoğu ayrılmak, açık belirteyim ayrı bir devlet kurmayı istemiyorlar. Bir referandum yapılsa bile bu görülecektir. Zaten bu durumdan dolayı Kürt siyasi ve silahlı hareketi ayrılmak istemediklerini defalarca belirtiler. Bunun gündemlerinde olmadıklarını söylüyorlar, inaniyorum bu söylemler taktik değil, stratejiktir. Ulus devletin modası geçmiştir diyorlar. Bence kendileri de iyice biliyorlar. Türk ve Kürt ayrı olamazlar. kaderleri birdir. Erdem olan, doğru olan, bu sorunu yabancıları, emperyalist, çıkarcı, sömürücü güçleri dahil etmeden, Türk ve Kürt siyasileri bu sorunu Türkiye büyük millet meclisinde TBMM de çözerek yasal güvenceye kavuşturmaktır. Şunu açıkça belirtmeliyim, yabancı güçler, ABD, RUSYA bizden olamazlar, dostlukları çıkarlarına bağlıdır. Kürt siyasileri Bir kültürel, yerel demokratik bir yönetim istediklerini her platforumda açıklıyorlar. Demokratik ulus, demokratik kurtuluş, demokratik özerklik istediklerini, başka bir şey istemediklerini bu işle uğraşanlar artık biliyor. Kürt sorunun çözümü: Ypılacak yeni doğru bir çözüm süreci Kürt sorununu çözer. Yapılması gerekenler, 1- Yeni demokratik bir anayasa. 66 madde gibi anti demokraatik maddelerin kaldırılması. 2-Kürt kültürel hakların tanınması. Bunlar medyada, kültürel kurumlarda, üniversitelerde, Kürt dili ve kültürü hakkında engellerin kaldırılması 3. Anadilde Kürtçe eğitim hakkının verimesi. 4. Öncelikle ve özelikle Türkiye büyük millet meclisinde TBMM de Kürtçe için vicdanları yaralayan bilinmeyen bir dil söyleminin doğru olmadığı belirtilerek, bir özeleştiri yapılarak kaldırılmalıdır. Sonuç olarak Kürtler ayrılmak istemiyor. Demokratik ve kültürel haklar istiyor. Bu sorunun çözülmesi isteniyorsa, eğer başka bir hesap yoksa, bu sorun Türkiye halkına doğru anlatılırsa, tahminim halkın çoğu empati yaparak bu sorunu kabul eder, destek verir, ve bu sorun çözülür. Böyle yapılırsa Türkiye halkına büyük bir yararı olur. Analar ağlamaz, genç yaşta fidanlar ölmez, ocaklara ateş düşmez. Bu önemli yazıyı, Urfa'da söylenen grçekliği anlatan doğru asil bir sözle bitirelim. " Kan kanla yıkanmaz, kan su ile yıkanır." Bu doğru deyişten başka bir söze,sanırım gerek yoktur.
Ekleme Tarihi: 21 Eylül 2022 - Çarşamba

KÜRT SORUNU NEDİR NASIL ÇÖZÜLÜR-2

Türk Kürt ilişkleri tarih boyunca stratejik birlik şeklinde gerçekleşmiştir. Bu satırları taktik değil, inanın, inanarak ve doğru kabul ederek yazıyorum. Ismarlama, inanmadığım kabul etmediğim, bir yazıyı hatır için, çıkar için asla yazmam.

Kürt aşiretleri, Selçuklu, Zengi, son olarak Osmanlı Türk devletliyle dostluk ve birlik anlaşmasını Yavuz Sultan Selimle devam ettirmiştir. Kanuni Sultan Süleyman, diğer tüm Osmanlı padişahları ile bu siyaset devam etmiştir.

Kanunİ Fransa kralı Fransuva'ya yazdığı mektupta " Benki Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Rum'un ve Diyarbekir'in ve Kürdistan ve Azarbaycan'ın Sultanı ve padişahı Sultan Beyazıd han oğlu Sultan Selim han oğlu Sultan Süleyman han'ım." demiştir.

Osmanlı Kürt ilişkisi Sultan Abdulhamit ile devamı daha da birlikçi bir konuma gelmiştir.. Abdulhamit Kürt alayları kurarak, Kürt aşiret beylerine özerklik vermiştir.

Türk ve Kürt tarihsel ittifakı ne yazık ki Mustafa Kemal Atatürkle birlikte sekteye uğramıştır. Mustafa Kemal kurtuluş savaşına başlarken müslüman vekillere kurtuluş savaşını kazandıkları takdirde Padişah ve halifeye karışmayacakları sözünü vermişti.

Aynı şekilde Kürt siyasetçilere de özelikle Amsya kongresi maddelerin birinde Kürtlere özerklik sözü verilmişti.

Savaş kazanıldıktan sonra Mustafa Kemal bir iç darbe yaparak Padişahlık ve Halifeliği kaldırır. Aynı şekilde Kürtlere verdiği sözü tutmaz.

Bırakalım özerklığı, hiç olmayacak bir şekide Kürt halkı ve dilini inkar ederek, hatta kanun çıkartarak yasaklar. Bu kanun adı şark islahat kanunudur. Bu kanuna göre çarşıda, pazarda Kürtçe konuşanlara para ve hapis cezası veriliyordu. Böyle bir inkar ve asimilasyon görülmemiştir. Osmanlı devleti yıkıldıktan sonra tüm bunlar cumhuriyet kurulduktan sonra oluyordu.

Zaten Osmanlı devletini yıkıma götüren Mustafa Kemal'ın de bir dönem içlerinde yer aldığı İtihad Teraki Partisinin ırkçı, Turancı politikası sonucu oldu. Bu parti Osmanlı devletini Almanların safında yer aldırırarak, birinci dünya savaşına dahil ederek, bulunduğu ittifak yenilince kocaman bir devletin yıkılmasına neden oldular.

Savaşın galipleri İngiliz ve Fransız iki subay Sykes-Picot anlaşmasıyla, Osmanlı devletinde Kürdistan olarak kabul edilen bölgeyi dört devlete böldüler. Mustafa Kemal sanıldığının aksine İngilizlerle iyi geçindi. Bir anlamda batılı bir politika izledi. Arap alfabesi kaldırıldı. Harf devrimi yaptı, Latin alfabesi kullanılmaya başlandı. Dini kıyafetler yasaklandı. fes, sarık, entari, çarşaf, peçe yasaklandı. Şapkai pantolon, gibi elbiselerin giyilmesi istendi. Birçok cami cemaat yok diye kapatıldu.

Dine ve Kürt diline yapılan baskılar, kısıtlamalar nedeniyle, Menemen, Diyarbakır, Ağrı, Dersim isyanları başladı. Bu isyanlar kanlı bir şekilde bastırıldı. Binlerce kişi öldü. Tam bir ırkçılık yapılmaya başlandı.

Bunun somut örneği Atatürk döneminin milli eğitim bakanı Esat Mahmut Bozkurt memleketi Ödemiş meydanında yaptığı konuşmada aynen şunları söylemiştir " Türk ırkından olmayanların başka ırklardan olanların, bu memlekette bir tek hakları vardır. O da hizmetçi olma hakları vardır. bunu herkes böyle bilsin. Bunun dışında kimse bizden başka bir hak istemesin." demiştir. Bu sözler bir devlet politikası haline geldi.

Okullarda, askerde, kamu kurumlarında Türkçe bilmeyenlere baskılar uygulanmıştır. Köylerin, şehirlerin, ilçelerin Kürtçe adları değiştirilmiş, Türkçe isimler konulmuştur. Daha bitmedi, Kürt sorunun nedenlerini belirtmeye devam ediyoruz. Olmayacak şeyler oluyordu. Atatürk, İnönü, CHP iktidarı sonrası, 1950 DE iktidara gelen Demokrat parti Bayar, Menderes dönemlerinde yine Anti Kürt politikalar, uygulamalar devam ediyordu. Örneğin Türkiye, Irak, İran, Suriye devletleri Kürt halkına karşı Bağdat paktını kurdular.

Menderes iktidarı döneminde hiç olmayacak ırkçı uygulamalar oldu.1959 da Kuzey Irak'ta bazı Türkmenler Kürt peşmergeleri tarafından öldürüldükleri iddasıyla, Ankara, İstanbul'da 50 Kürt kökenli üniversite öğrencisi, Irak Türkmenlerine karşılık gözaltına alınarak, tutuklanıp Selimiye kışlasının farelerin cirit attığı, havasız, harabe Selimiye bodrum katı zindanlarına atıldı.

Menderes hükümeti önce bunları toplu şekilde öldürmeyi düşündüler, ancak dış tepkilerden çekinerek, bundan vaz geçtiler. Bir yıla yakın hayvanların bile yaşayamayacakları yerde bu suçsuz öğrenci gençler kaldılar. Bunlardan bir kişi kan kusarak öldü. Sayıları 49 lar olarak tarihe geçti.

Kürt sorunu diye bir sorunun olduğunun nedenlerini kısaca belirtmeye devam edelim. Yıl 1960 DP Menderes iktidarı devrilmiş. Devrimin lideri Cemal Gürsel cumhur başkanıdır. 1961 de 27 mayıs darbesinin yıl dönümü Ankara'da kutlanmaktadır. O yıl hukuk fakultesi öğrencisi olan Dengir Mir Mehmet Fırat darba yıl dönümü kutlamasını şöyle anlatıyor" Ankara dış kapıda bulunan hukuk fakultesine yeni başlamıştım. Diş kapıdan arkadaşlarla yaya ulus'a doğru gidiyorduk. Ulus'a yakın bir yerde caddeyi boydan boya, enlemesine kaplayan büyük ve uzun bir afişte, "Ben Kürdüm diyenin yüzüne tükürün." yazısını okuyunca şok oldum, hayret ettim. Tabii bu yazı çok zoruma gelmişti. Mersinde doğup büyüdüüm için Kürtçe bilmiyordum. Okula gelince Kürt öğrenci arkadaşlarıma derhal bana Kürtçe öğretin dedim, bu şekilde Kürtçe öğrendim."

12 Eylül 1980 askeri darbesi yapıldı. Kenan Evren lideriğinde ki darbecilerin çıkarttıkları ilk kanunlardan biri 2932 saılı kanundur. Bu kanun "Türkçe dışında yerel dil konuşanlar (Kürtçe kast edilerek) altı ay ve üç yıl arası hapis cezası verilecektir" diye yazıldı.

Diyarbakır cezaevinde, çoğu kendi Kürt kimliklerini savundukları için, tutuklanan gençlere aklın, insafın alamayacağı işkenceler yapıldı. Adeta bu gençlere dağın yolu bilinçli bir şekilde gösterildi.

Kürt yerleşme yerlerinde köylülere baskılar, eziyetler yapıldı.

Özet olarak yazılan, belirtilen nedenlerden dolayı, insaf, vicdan sahibi kişiler, bir Kürt sorunun olduğunu kabul ederler.Ayrıca en önemlisi Kürt sorununu Ayrılıkçı denilen parti ve örgütler yaratmadı. Kürt sorununu asıl, üst satırlarda yazıldığı gibi, Kürtlere ayrımcı, baskıcı uygulama yapan iktidarlar yarattılar.

Ülkemizin bu önemli sorununu teşhis ettikten sonra, bunun çözümünü kendi düşünceme göre belirteceğim. Bence Kürt sorunun çözümü gerçek bir demokrasi ile çözülür.

Çünkü bildiğim kadar, Kürtlerin çoğu ayrılmak, açık belirteyim ayrı bir devlet kurmayı istemiyorlar. Bir referandum yapılsa bile bu görülecektir.

Zaten bu durumdan dolayı Kürt siyasi ve silahlı hareketi ayrılmak istemediklerini defalarca belirtiler. Bunun gündemlerinde olmadıklarını söylüyorlar, inaniyorum bu söylemler taktik değil, stratejiktir.

Ulus devletin modası geçmiştir diyorlar. Bence kendileri de iyice biliyorlar. Türk ve Kürt ayrı olamazlar. kaderleri birdir. Erdem olan, doğru olan, bu sorunu yabancıları, emperyalist, çıkarcı, sömürücü güçleri dahil etmeden, Türk ve Kürt siyasileri bu sorunu Türkiye büyük millet meclisinde TBMM de çözerek yasal güvenceye kavuşturmaktır. Şunu açıkça belirtmeliyim, yabancı güçler, ABD, RUSYA bizden olamazlar, dostlukları çıkarlarına bağlıdır.

Kürt siyasileri Bir kültürel, yerel demokratik bir yönetim istediklerini her platforumda açıklıyorlar. Demokratik ulus, demokratik kurtuluş, demokratik özerklik istediklerini, başka bir şey istemediklerini bu işle uğraşanlar artık biliyor.

Kürt sorunun çözümü: Ypılacak yeni doğru bir çözüm süreci Kürt sorununu çözer. Yapılması gerekenler,

1- Yeni demokratik bir anayasa. 66 madde gibi anti demokraatik maddelerin kaldırılması.

2-Kürt kültürel hakların tanınması. Bunlar medyada, kültürel kurumlarda, üniversitelerde, Kürt dili ve kültürü hakkında engellerin kaldırılması

3. Anadilde Kürtçe eğitim hakkının verimesi.

4. Öncelikle ve özelikle Türkiye büyük millet meclisinde TBMM de Kürtçe için vicdanları yaralayan bilinmeyen bir dil söyleminin doğru olmadığı belirtilerek, bir özeleştiri yapılarak kaldırılmalıdır.

Sonuç olarak Kürtler ayrılmak istemiyor. Demokratik ve kültürel haklar istiyor. Bu sorunun çözülmesi isteniyorsa, eğer başka bir hesap yoksa, bu sorun Türkiye halkına doğru anlatılırsa, tahminim halkın çoğu empati yaparak bu sorunu kabul eder, destek verir, ve bu sorun çözülür. Böyle yapılırsa Türkiye halkına büyük bir yararı olur.

Analar ağlamaz, genç yaşta fidanlar ölmez, ocaklara ateş düşmez. Bu önemli yazıyı, Urfa'da söylenen grçekliği anlatan doğru asil bir sözle bitirelim. " Kan kanla yıkanmaz, kan su ile yıkanır." Bu doğru deyişten başka bir söze,sanırım gerek yoktur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
AHMET BAHÇİVAN
(23.09.2022 02:18 - #161)
Kürt sorunu ile ilgili yazınızı okudum, çok güzel tahlil etmişsiniz tebrik ederim, emek ürünü olan yazınızdan dolayı tebrik ediyorum sizi, umarım Kürt sorununu çözmede katkı sağlar bu emeğiniz. AHMET BAHÇİVAN.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
AHMET BAHÇİVAN
(23.09.2022 02:18 - #162)
Kürt sorunu ile ilgili yazınızı okudum, çok güzel tahlil etmişsiniz tebrik ederim, emek ürünü olan yazınızdan dolayı tebrik ediyorum sizi, umarım Kürt sorununu çözmede katkı sağlar bu emeğiniz. AHMET BAHÇİVAN.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.