NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

KUDÜS FATİHİ SELAHADDİN EYYÜBİ -14

HİCAZIN HİZMETKARI SELAHADDİN EYYÜBİ Abbasi eğemenliği Eyyübiler vasıtasıyla Hicaz'da devam etti. Mescid-i Haram'da hutbeler Mekke emiri tarafından Abbasi Halifesi adına okunuyordu. Eyyübiler hac işi ve hac yollarının güvenliğini sağladı. Ayrıca en önemlisi hacca gidenlerden alınan verğileri kaldırdı. Bundan başka Mekke ve Medine'de hacıların masraflarını karşılamak için vakıflar inşa ettirdi. Eyyübi ailesinin Hicaz ile çok daha önce ilişkisi ve ilgileri vardı. Selahaddin Eyyübi'nin babası Necmeddin Eyyüb Şam Hicaz emirliği görevine 1156 yılında Nureddin Zengi tarafından getirilir. Daha sonra bu göreve kardeşi Şerkuh getirilir. Bu kutsal görevi başarıyla yürütür. Her iki kardeş emir, öldüklerinde Kahire'ye defnedlirler. Ancak, Harameyin-i Şerife defnedilmelerini vasiyet etmişlerdi. Bu vasiyet yıllar sonra yerine getirilir. Naaşları Mısırdan getirilir, kutsal topraklara defnedilir. Selahadin'nın hacılar için yaptığı çalışmalar onu haklı olarak bütün İslam aleminin lideri konumuna getiriyordu. Gerçektende Selahaddin yaşadığı dönemde İslam ülkeleri ve müslümanlar arasında birliği sağlamış bir lider ve kahramandır. Harameyn minberlerinde Abbasi halifesi ve Mekke emirinden sonra onun ismi zikrediliyordu. Tarih yazarlarının anlattıklarını aktarıyoruz, insanlar her yerde onun için dua ediyordu, deniliyor. Allah bir kulu sevdi mi onun muhabeti başka insanlara etki eder. Müslümanların ona dua etmesi, onu çok sevmeleri, bir anlamda onların akıl ile vicdan görevleri sayılırdı. Zira yüce Sultan kendileri için çalışıyor. Vergileri kaldırıyor, devletin malını, gelirlerini kendileri için harcıyordu. Onun malda mülkte gözü yoktu. Selahaddin döneminde yaşayan Şair ve yazar İbni Cübeyr nakil ediyor, " Emir Muksire bir mektup gönderdiğini öğrendik. O mektupta hacılara her türlü hayır ve iyiliğin yapılmasını ve rahat ettirilmelerini. onlara karşı düşmanca tavırlardan sakınmalarını yazıyordu." Yine İbni Cübeyr anlatır,Hatip minberde Selahaddin'e dua ettiği zaman cemaat gür bir sesle, coşkuyla amin dediğini söyler. Hac müslümanliğin şartlarından biridir. Haccın dini, sosyal, birlik anlamında çok önemli bir yeri vardır. Bir merkezde aynı inanç ve amaçta birleşmek, farklı coğrafyalardan gelen insanlar arasında ruhsal bir enerji bir bağ oluşturuyordu. Bundan dolayı Eyyübi hükümdarları hacca ve hac güvenliğine çok önem vermişlerdir. Hac yolunda güvenliğe zarar veren unsurlar, maalesef çöllerde yaşayan Arab bedeviler oluyordu. Eyyübi güçleri en çokta bunlarla mücadele ediyordu. Bedeviler de bunlardan çok çekiniyorlardı. Bedeviler genelde üretmeden, yağma yapan, ganimet peşinde koşan kişilerdi. Selahaddin bunları haçlılara karşı savaşta ancak kendilerine para vererek, atlar vererek savaştiriyordu. Hacca bu kadar önem ve değer veren, hac yolunu güvenli hale getiren, hacıların rahatı ve bakımları için vakfiyeler kuran, Sultn Selahaddine ne yazık ki hacca gitmek, haccı tavaf etmek, hacı olmak kısmet olmamıştır. Tıpkı Selçuklu Sultanları, Osmanlı Padişahlarına da hacca gitmeleri hacı olmaları kısmet olmamıştır, buna takdiri ilahi diyelim. Devam edecek
Ekleme Tarihi: 06 Kasım 2023 - Pazartesi

KUDÜS FATİHİ SELAHADDİN EYYÜBİ -14

HİCAZIN HİZMETKARI SELAHADDİN EYYÜBİ

Abbasi eğemenliği Eyyübiler vasıtasıyla Hicaz'da devam etti. Mescid-i Haram'da hutbeler Mekke emiri tarafından Abbasi Halifesi adına okunuyordu.

Eyyübiler hac işi ve hac yollarının güvenliğini sağladı. Ayrıca en önemlisi hacca gidenlerden alınan verğileri kaldırdı. Bundan başka Mekke ve Medine'de hacıların masraflarını karşılamak için vakıflar inşa ettirdi.

Eyyübi ailesinin Hicaz ile çok daha önce ilişkisi ve ilgileri vardı. Selahaddin Eyyübi'nin babası Necmeddin Eyyüb Şam Hicaz emirliği görevine 1156 yılında Nureddin Zengi tarafından getirilir.

Daha sonra bu göreve kardeşi Şerkuh getirilir. Bu kutsal görevi başarıyla yürütür. Her iki kardeş emir, öldüklerinde Kahire'ye defnedlirler. Ancak, Harameyin-i Şerife defnedilmelerini vasiyet etmişlerdi. Bu vasiyet yıllar sonra yerine getirilir. Naaşları Mısırdan getirilir, kutsal topraklara defnedilir.

Selahadin'nın hacılar için yaptığı çalışmalar onu haklı olarak bütün İslam aleminin lideri konumuna getiriyordu. Gerçektende Selahaddin yaşadığı dönemde İslam ülkeleri ve müslümanlar arasında birliği sağlamış bir lider ve kahramandır.

Harameyn minberlerinde Abbasi halifesi ve Mekke emirinden sonra onun ismi zikrediliyordu. Tarih yazarlarının anlattıklarını aktarıyoruz, insanlar her yerde onun için dua ediyordu, deniliyor. Allah bir kulu sevdi mi onun muhabeti başka insanlara etki eder. Müslümanların ona dua etmesi, onu çok sevmeleri, bir anlamda onların akıl ile vicdan görevleri sayılırdı.

Zira yüce Sultan kendileri için çalışıyor. Vergileri kaldırıyor, devletin malını, gelirlerini kendileri için harcıyordu. Onun malda mülkte gözü yoktu.

Selahaddin döneminde yaşayan Şair ve yazar İbni Cübeyr nakil ediyor, " Emir Muksire bir mektup gönderdiğini öğrendik. O mektupta hacılara her türlü hayır ve iyiliğin yapılmasını ve rahat ettirilmelerini. onlara karşı düşmanca tavırlardan sakınmalarını yazıyordu."

Yine İbni Cübeyr anlatır,Hatip minberde Selahaddin'e dua ettiği zaman cemaat gür bir sesle, coşkuyla amin dediğini söyler.

Hac müslümanliğin şartlarından biridir. Haccın dini, sosyal, birlik anlamında çok önemli bir yeri vardır. Bir merkezde aynı inanç ve amaçta birleşmek, farklı coğrafyalardan gelen insanlar arasında ruhsal bir enerji bir bağ oluşturuyordu.

Bundan dolayı Eyyübi hükümdarları hacca ve hac güvenliğine çok önem vermişlerdir. Hac yolunda güvenliğe zarar veren unsurlar, maalesef çöllerde yaşayan Arab bedeviler oluyordu. Eyyübi güçleri en çokta bunlarla mücadele ediyordu. Bedeviler de bunlardan çok çekiniyorlardı.

Bedeviler genelde üretmeden, yağma yapan, ganimet peşinde koşan kişilerdi. Selahaddin bunları haçlılara karşı savaşta ancak kendilerine para vererek, atlar vererek savaştiriyordu.

Hacca bu kadar önem ve değer veren, hac yolunu güvenli hale getiren, hacıların rahatı ve bakımları için vakfiyeler kuran, Sultn Selahaddine ne yazık ki hacca gitmek, haccı tavaf etmek, hacı olmak kısmet olmamıştır. Tıpkı Selçuklu Sultanları, Osmanlı Padişahlarına da hacca gitmeleri hacı olmaları kısmet olmamıştır, buna takdiri ilahi diyelim. Devam edecek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.