NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

HDP’Yİ KAPATMAK ÇÖZÜM DEĞİL

Yaklaşık bir yıldır öncelikle MHP genel başkanı Devlet Bahçeli HDP’nin kapatılması için çağrıda bulunuyor. Son günlerde adeta yargıya talimatlar veriyor. “HDP’nin kapısına açılmamak üzere kilit vurulmalıdır” diyor. HDP eski genel başkanı Selahattin Demirtaş’ı yargı hüküm vermezden tutuklu olan bir kişiyi terörist ilan ediyor. Az çok hukuk bilen hukuk okuyan biri yargının böyle bir kararı olmadan böyle bir hüküm vermenin mesnetsiz ve maksatlı olduğunu bilir. Ayrıca bazı kişiler nedeniyle parti kapatmalarının ülkemizde çözüm olmadığını aklı başında herkes bilir. Nitekim şimdiye kadar ülkemizde 30 kadar parti kapatıldı. Bu partilerden 8 ı Kürt sorunu odaklı partiler olan, Hep, Özep, Özdep, Dep, Hadep, Dehap, Dtp, Bdp, kapatıldı bazıları feshedildi. Sonuç olarak bu görüşte olan partiler tüm baskılara rağmen daha güçlenerek Türkiye siyasetinde yer aldılar. Bu nedenle ülkemizde parti kapatmalar çözüm değil bir sorundur. Ne olacak HDP kapatılacaksa bu partinin devamı olan bir parti başka bir isimle gene ülkenin siyasetinde yer alır. Kimse kusura bakmasın Sovyetler birliği lideri Lenin’in dediği gibi bu siyasi çocukluk hastalığını artık bırakalım. Bu kısır döngüyü artık aşalım. Su mecrasında gider. Tarihin akışı zorla değiştirilemez. Parti kapatmaları konusunda Öncelleri Cumhurbaşkanı Erdoğan sanırım bir taktikte bulunarak bunu önemsemedi, geçiştirdi. Ama daha sonra Bahçeli’nin ısrarını gördükten sonra işin rengi değişti. Önce Yardımcısı Numan Kurtulmuş bu konuda bir açıklama yaparak “parti kapatmalarının Türkiye’de olumlu sonuçları görülmedi” dedi. Daha sonra Erdoğan yaptığı açıklamada geçmişte parti kapatmalarından kendilerinin de mağdur olduğunu, parti kapatma yerine suç işleyen yöneticilerin cezalandırılmaları konusunda bir görüş bildirdi. HDP eş genel başkanı Mithat Sancar ise mecliste bir grup gazeteciye verdiği demeçte Bahçelinin HDP kapatılsın çağrılarının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hukuk reformundan bahsettığı süreçte yapıldığına dikkat çekti. Bu ülkede işsizlik, yoksulluk, pandemi gibi önemli sorunlar varken yasalara göre kurulmuş çözüm olmayan bir parti kapatma konusunu tekrar gündeme getirme doğru bir düşünce tarzı değildir. Kapatılması istenen HDP son seçimde ülke genelinde yüzde 12 oranında, halktan 6 milyon oy alan bir partidir. Bu oran çocuklarıyla birlikte en az 15 milyon nüfus eder. Bu partinin kapatılması halinde bu kadar insanın siyasi iradesi yok sayılır. Bu nedenle böyle bir kararın hak hukukla bir alakası olmaz. Olayın garip düşündürücü yanı benim bildiğim şimdiye kadar Türk siyasi tarihinde Bahçeli gibi siyasi bir kitle partisini hedef alarak ısrarla bir parti kapatılsın diyen bir parti lideri çıkmadı. Anlaşılan Bahçeli bir zamanlar çok eleştirdiği Perinçekle aynı yola girmişler. Bence bu yol çıkmaz bir yoldur. Eğer ülkenin esenliğini birliğini istiyorlarsa yeni husumetlere yol açmadan, halkı kutuplaştırmadan demokrasiyi savunmaları gerekir. Oysa Bahçeli daha evvel olumlu ılımlı bir çizgi izlemişti. Ülkücü mafya denilen grupla aralarına kesin bir mesafe koymuştu. Son zamanlarda bilmem nasıl oldu. Bahçeli acayip bir değişti. Ülkücü mafyanın önde gelen lideri Alattin çakıcıyı destekler açıklamada bulundu. Hatta çakıcı için özel bir af çıkarttı denilebilir. Anladığım kadarıyla bu tür gelişmeler değişmeler devletin üst düzey aklını karıştırmış farklı görüşler ortaya çıkmış bir durumda. Bence Bahçeli neden değişti sorusu önemlidir. Ayrıca bunun analizi yapılmalıdır. Sonuç olarak bu ülkenin geleceğinin teminatı bence özgürlükçü bir demokrasidir. Kutuplaştırmadan, ayrıştırmadan, ekonomik paylaşım yaparak yaşamaktır.
Ekleme Tarihi: 15 Ocak 2021 - Cuma

HDP’Yİ KAPATMAK ÇÖZÜM DEĞİL

Yaklaşık bir yıldır öncelikle MHP genel başkanı Devlet Bahçeli HDP’nin kapatılması için çağrıda bulunuyor. Son günlerde adeta yargıya talimatlar veriyor. “HDP’nin kapısına açılmamak üzere kilit vurulmalıdır” diyor. HDP eski genel başkanı Selahattin Demirtaş’ı yargı hüküm vermezden tutuklu olan bir kişiyi terörist ilan ediyor. Az çok hukuk bilen hukuk okuyan biri yargının böyle bir kararı olmadan böyle bir hüküm vermenin mesnetsiz ve maksatlı olduğunu bilir. Ayrıca bazı kişiler nedeniyle parti kapatmalarının ülkemizde çözüm olmadığını aklı başında herkes bilir. Nitekim şimdiye kadar ülkemizde 30 kadar parti kapatıldı. Bu partilerden 8 ı Kürt sorunu odaklı partiler olan, Hep, Özep, Özdep, Dep, Hadep, Dehap, Dtp, Bdp, kapatıldı bazıları feshedildi. Sonuç olarak bu görüşte olan partiler tüm baskılara rağmen daha güçlenerek Türkiye siyasetinde yer aldılar. Bu nedenle ülkemizde parti kapatmalar çözüm değil bir sorundur. Ne olacak HDP kapatılacaksa bu partinin devamı olan bir parti başka bir isimle gene ülkenin siyasetinde yer alır. Kimse kusura bakmasın Sovyetler birliği lideri Lenin’in dediği gibi bu siyasi çocukluk hastalığını artık bırakalım. Bu kısır döngüyü artık aşalım. Su mecrasında gider. Tarihin akışı zorla değiştirilemez. Parti kapatmaları konusunda Öncelleri Cumhurbaşkanı Erdoğan sanırım bir taktikte bulunarak bunu önemsemedi, geçiştirdi. Ama daha sonra Bahçeli’nin ısrarını gördükten sonra işin rengi değişti. Önce Yardımcısı Numan Kurtulmuş bu konuda bir açıklama yaparak “parti kapatmalarının Türkiye’de olumlu sonuçları görülmedi” dedi. Daha sonra Erdoğan yaptığı açıklamada geçmişte parti kapatmalarından kendilerinin de mağdur olduğunu, parti kapatma yerine suç işleyen yöneticilerin cezalandırılmaları konusunda bir görüş bildirdi. HDP eş genel başkanı Mithat Sancar ise mecliste bir grup gazeteciye verdiği demeçte Bahçelinin HDP kapatılsın çağrılarının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hukuk reformundan bahsettığı süreçte yapıldığına dikkat çekti. Bu ülkede işsizlik, yoksulluk, pandemi gibi önemli sorunlar varken yasalara göre kurulmuş çözüm olmayan bir parti kapatma konusunu tekrar gündeme getirme doğru bir düşünce tarzı değildir. Kapatılması istenen HDP son seçimde ülke genelinde yüzde 12 oranında, halktan 6 milyon oy alan bir partidir. Bu oran çocuklarıyla birlikte en az 15 milyon nüfus eder. Bu partinin kapatılması halinde bu kadar insanın siyasi iradesi yok sayılır. Bu nedenle böyle bir kararın hak hukukla bir alakası olmaz. Olayın garip düşündürücü yanı benim bildiğim şimdiye kadar Türk siyasi tarihinde Bahçeli gibi siyasi bir kitle partisini hedef alarak ısrarla bir parti kapatılsın diyen bir parti lideri çıkmadı. Anlaşılan Bahçeli bir zamanlar çok eleştirdiği Perinçekle aynı yola girmişler. Bence bu yol çıkmaz bir yoldur. Eğer ülkenin esenliğini birliğini istiyorlarsa yeni husumetlere yol açmadan, halkı kutuplaştırmadan demokrasiyi savunmaları gerekir. Oysa Bahçeli daha evvel olumlu ılımlı bir çizgi izlemişti. Ülkücü mafya denilen grupla aralarına kesin bir mesafe koymuştu. Son zamanlarda bilmem nasıl oldu. Bahçeli acayip bir değişti. Ülkücü mafyanın önde gelen lideri Alattin çakıcıyı destekler açıklamada bulundu. Hatta çakıcı için özel bir af çıkarttı denilebilir. Anladığım kadarıyla bu tür gelişmeler değişmeler devletin üst düzey aklını karıştırmış farklı görüşler ortaya çıkmış bir durumda. Bence Bahçeli neden değişti sorusu önemlidir. Ayrıca bunun analizi yapılmalıdır. Sonuç olarak bu ülkenin geleceğinin teminatı bence özgürlükçü bir demokrasidir. Kutuplaştırmadan, ayrıştırmadan, ekonomik paylaşım yaparak yaşamaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.