NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

BİR BAŞKA AÇIDAN BEDİÜZZMAN SAİD NURSİ -48

Üstad, sanırım tahliye sonrası bir sohbette, Eskişehir adliyesinde yaptığı bir savunmayı da ilkez arkadaşlarına anlatır. "Orada benden sordular ki: Cumhuriyet hakkında fikrin nedir? Ben de dedim: Yaşlı mahkeme reisinden başka, siz daha dünyaya gelmeden, ben dindar cumhuriyetçi olduğumu elinizde ki Tarihçe-i Hayatım ispat eder. Hülasası şudur: O zaman. Şimdiki gibi, hali bir türbe kubbesinde inzivada idim. Bna çorba geliyordu, ben de taneleri karıncalara veriyordum, ekmeğimi onun suyu ile yerdim. İşitenler benden soruyordular, ben de diyordum: Bu karınca ve arı milletleri cumhuriyetçidirler. Cumhuriyetperverliklerine hürmeten taneleri karıncalara veriyorum. Sonra dediler sen, selef-i salihine muhalefet ediyorsun cevaben diyordum. Hülafe-i Raşidin: hem halife reis-i cumhur idiler... Sıddik-i Ekber(r.a) aşere-i mübbeşereye ve sahabe-i kirama reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat manasız isim ve resim değil. Belki: hakikat-i adaleti ve Hürriyet-i şeriyeyi taşıyan manay-yı dindar cumhuriyetin reisleri idiler." Eskişehir savunmasını anlatmaya devam ediyor. "İşte ey müde-i umumi ve mahkeme heyetleri! Elli seneden beri bir fikrimin aksiyle beni itham ediyorsunuz. Eğer Lik cumhuriyeti soruyorsunuz:; ben biliyorum ki laik anlamı din ve düşünce konusunda (Şiddet ve hakaret içermedi mi) tarafsız kalmaktır. Vicdan hürriyeti amacıyla dinsizlere karışmadığı gibi, dindarlara ve takvacılara da karışmaz. Laiklik böyle anlaşılıyor." "Yirmi senedir siyasal ve sosyal hayattan çekilmişim. Ne yaparsanız yapın, ben iman ve islam davamdan vaz geçmem. Hesbünallahu ve nimelvekil derim." Said Nursi, Ankara'da Mustafa Kemal ile görüşmelerinde kendisini doğu, Kürt vilayetlerine Kürdistan'a Şeyh Sünisi gibi dinin bir sorumlusu olarak aylık üç yüz lira maaşla görevli olarak tayın etmek istediği halde bunu kabul etmez. Kendisine sorurlar neden bu teklifi kabul etmedin, eğer bu teklifi kabul etseydın isyanlar nedeniyle kesilen yüz bin Kürdün canlarını kurtaracaktın. Şöyle cevap veriyor: Yüz bin insan öldürüldüyse onlar şehit oldu, imanlarını ve ebedi hayatlarını kurtardılar, anlamına gelecek söz söyler. Sonra devam eder, diğer yönden eğer ben o teklifi kabul etseydim, Allah'ın bir ilhamı olarak belki bu çok önemli Risale-i nurlar yazılmayacaktı diye cevap verir. Devam edecek
Ekleme Tarihi: 21 Ağustos 2023 - Pazartesi

BİR BAŞKA AÇIDAN BEDİÜZZMAN SAİD NURSİ -48

Üstad, sanırım tahliye sonrası bir sohbette, Eskişehir adliyesinde yaptığı bir savunmayı da ilkez arkadaşlarına anlatır.

"Orada benden sordular ki: Cumhuriyet hakkında fikrin nedir? Ben de dedim: Yaşlı mahkeme reisinden başka, siz daha dünyaya gelmeden, ben dindar cumhuriyetçi olduğumu elinizde ki Tarihçe-i Hayatım ispat eder.

Hülasası şudur: O zaman. Şimdiki gibi, hali bir türbe kubbesinde inzivada idim. Bna çorba geliyordu, ben de taneleri karıncalara veriyordum, ekmeğimi onun suyu ile yerdim. İşitenler benden soruyordular, ben de diyordum: Bu karınca ve arı milletleri cumhuriyetçidirler. Cumhuriyetperverliklerine hürmeten taneleri karıncalara veriyorum.

Sonra dediler sen, selef-i salihine muhalefet ediyorsun cevaben diyordum. Hülafe-i Raşidin: hem halife reis-i cumhur idiler...

Sıddik-i Ekber(r.a) aşere-i mübbeşereye ve sahabe-i kirama reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat manasız isim ve resim değil. Belki: hakikat-i adaleti ve Hürriyet-i şeriyeyi taşıyan manay-yı dindar cumhuriyetin reisleri idiler."

Eskişehir savunmasını anlatmaya devam ediyor.

"İşte ey müde-i umumi ve mahkeme heyetleri! Elli seneden beri bir fikrimin aksiyle beni itham ediyorsunuz. Eğer Lik cumhuriyeti soruyorsunuz:; ben biliyorum ki laik anlamı din ve düşünce konusunda (Şiddet ve hakaret içermedi mi) tarafsız kalmaktır.

Vicdan hürriyeti amacıyla dinsizlere karışmadığı gibi, dindarlara ve takvacılara da karışmaz. Laiklik böyle anlaşılıyor."

"Yirmi senedir siyasal ve sosyal hayattan çekilmişim. Ne yaparsanız yapın, ben iman ve islam davamdan vaz geçmem. Hesbünallahu ve nimelvekil derim."

Said Nursi, Ankara'da Mustafa Kemal ile görüşmelerinde kendisini doğu, Kürt vilayetlerine Kürdistan'a Şeyh Sünisi gibi dinin bir sorumlusu olarak aylık üç yüz lira maaşla görevli olarak tayın etmek istediği halde bunu kabul etmez.

Kendisine sorurlar neden bu teklifi kabul etmedin, eğer bu teklifi kabul etseydın isyanlar nedeniyle kesilen yüz bin Kürdün canlarını kurtaracaktın. Şöyle cevap veriyor:

Yüz bin insan öldürüldüyse onlar şehit oldu, imanlarını ve ebedi hayatlarını kurtardılar, anlamına gelecek söz söyler. Sonra devam eder, diğer yönden eğer ben o teklifi kabul etseydim, Allah'ın bir ilhamı olarak belki bu çok önemli Risale-i nurlar yazılmayacaktı diye cevap verir. Devam edecek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.