NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

URFA SÖYLENCELERİ-2

Urfa’da uzun kış geceleri sözlü edebiyat türlerinden en çok söylenen masalardır. Bir de biz Urfalıların mesele veya serencam dediğimiz gerçek hayattan alınma veya gerçek hayatta olabilen olaylar da anlatılır. Belki bu serencamlar daha fazla ilgiyle merakla dinlenirdi. Bu dizinin konusu her ne kadar söylence yani gerçek üstü olaylar ise, bununla birlikte eskiden yaşanmış bazı meseller de anlatılacak. Sonuçta farklı olsalar da deyim yerindeyse aynı kapıya çıkar. Anlatılan bir şehrin geçmişte yaşanan kültürüdür. Bunlardan ibret alınması gereken bir olayı anlatmaya başlayalım. Yakın bir tarihte tahminen altmış yetmiş yıl evvel Urfa tüzeken camisine ilme çalışmış köylü genç bir imam atanır. Bu genç imam hem imamlık yapar namaz kıldırır hem cemaate vaiz verirmiş. Bekardır bir gün komşularının kızını görür sever. Anne git bu komşumuzun kızını bana iste der. Annesi oğlum der biz fakir bir aileyiz sen daha yeni bir göreve atandın. Kızın ailesi zengin babası tüccar. Kızını bize vermezler. İmam çok ısrar eder. Annesini kızı istemeye zorla gönderir. Kadıncağız zengin komşu evine gider. Ezile büzüle kızı oğluna ister. Bilineceği gibi Kızı vermezler. Bunu duyan imam çok üzülür merak eder. Ama yapacak bir şey yoktur. Mecburi kaderine razı olur. Gel zaman git zaman. Aradan yıllar geçer. İmam ticarete atılır. Çok zengin olur. Ama hala ilk aşkını unutmaz. Bir gün Köroğlu kahvesine gider bir çay içer. Bir bakar ki sevdiği istediği kız ortalıkta dileniyor. Neye uğradığını şaşırır. Gördüğü rüyamıdır gerçek mi diye şok olmuştur. Gider kadının kulağına eğilir. Ben filan kesim. Zamanında seni isteyen kişiyim. Kadın orada hüngür hüngür ağlar. bende der seni istiyordum. Benim suçum yok. Babam beni sana vermedi. Beni İstanbul’da bir kişiye verdi. O da beni boşadı. Ondan bir oğlum oldu. Oğlumla beraber Urfa’ya memleketime geldim. Ama o hayırsız evlat. Tıpkı babası gibi beni evden kovdu. Ben ne kadar utansam da aç kalmamak için dilenmekten başka çare bulamadım. İmam kadını annesinin yanına gönderir. Sonra eve gelir. Kadına der senin suçun yok. Başına bu kötü olaylar gelmiş. Ben gene seni seviyorum ve istiyorum. Eğer istersen gönül razılığınla kabul edersen seninle evlenmek isterim. Yok eğer istemezsen eski evinizin bitişiği evi almışım. Orada oturabilirsin. Kadın kurban olayım sana seni nasıl istemem der. Adam kadından evet cevabını alınca çok sevinir. Annesine kadını hamama götürüp temiz yıkanmasını söyler. Kadına yeni temiz giysiler alınır. Çeyizler altınlar alınır. Nikah kıyılır evlenirler. Bu iki sevgilinin geç izdivacından iki oğlan olur. Birisi doktor. Birisi mühendis olur. Her ikisi de çok başarılı olur. Özelikle doktor olan hastalarına şifa verir. Çok sevilir. Mesleğinde çok başarılı olur. Nereden nereye… İşte yaşanmış acı bir hayat hikayesi. Bir hayat serencamı. Bizim Urfa’da geçmişte çok söylenen “bir kararda kalan Allah” sözü yaşamın ve Dünyanın bir gerçeğidir. Çünkü her şey değişiyor, gelişiyor. Zengin fakir olabiliyor. Fakir zengin olabiliyor. Önemli olan ahlak ve karakter desek herhalde doğrudur.  
Ekleme Tarihi: 17 Aralık 2019 - Salı

URFA SÖYLENCELERİ-2

Urfa’da uzun kış geceleri sözlü edebiyat türlerinden en çok söylenen masalardır. Bir de biz Urfalıların mesele veya serencam dediğimiz gerçek hayattan alınma veya gerçek hayatta olabilen olaylar da anlatılır. Belki bu serencamlar daha fazla ilgiyle merakla dinlenirdi. Bu dizinin konusu her ne kadar söylence yani gerçek üstü olaylar ise, bununla birlikte eskiden yaşanmış bazı meseller de anlatılacak. Sonuçta farklı olsalar da deyim yerindeyse aynı kapıya çıkar. Anlatılan bir şehrin geçmişte yaşanan kültürüdür. Bunlardan ibret alınması gereken bir olayı anlatmaya başlayalım. Yakın bir tarihte tahminen altmış yetmiş yıl evvel Urfa tüzeken camisine ilme çalışmış köylü genç bir imam atanır. Bu genç imam hem imamlık yapar namaz kıldırır hem cemaate vaiz verirmiş. Bekardır bir gün komşularının kızını görür sever. Anne git bu komşumuzun kızını bana iste der. Annesi oğlum der biz fakir bir aileyiz sen daha yeni bir göreve atandın. Kızın ailesi zengin babası tüccar. Kızını bize vermezler. İmam çok ısrar eder. Annesini kızı istemeye zorla gönderir. Kadıncağız zengin komşu evine gider. Ezile büzüle kızı oğluna ister. Bilineceği gibi Kızı vermezler. Bunu duyan imam çok üzülür merak eder. Ama yapacak bir şey yoktur. Mecburi kaderine razı olur. Gel zaman git zaman. Aradan yıllar geçer. İmam ticarete atılır. Çok zengin olur. Ama hala ilk aşkını unutmaz. Bir gün Köroğlu kahvesine gider bir çay içer. Bir bakar ki sevdiği istediği kız ortalıkta dileniyor. Neye uğradığını şaşırır. Gördüğü rüyamıdır gerçek mi diye şok olmuştur. Gider kadının kulağına eğilir. Ben filan kesim. Zamanında seni isteyen kişiyim. Kadın orada hüngür hüngür ağlar. bende der seni istiyordum. Benim suçum yok. Babam beni sana vermedi. Beni İstanbul’da bir kişiye verdi. O da beni boşadı. Ondan bir oğlum oldu. Oğlumla beraber Urfa’ya memleketime geldim. Ama o hayırsız evlat. Tıpkı babası gibi beni evden kovdu. Ben ne kadar utansam da aç kalmamak için dilenmekten başka çare bulamadım. İmam kadını annesinin yanına gönderir. Sonra eve gelir. Kadına der senin suçun yok. Başına bu kötü olaylar gelmiş. Ben gene seni seviyorum ve istiyorum. Eğer istersen gönül razılığınla kabul edersen seninle evlenmek isterim. Yok eğer istemezsen eski evinizin bitişiği evi almışım. Orada oturabilirsin. Kadın kurban olayım sana seni nasıl istemem der. Adam kadından evet cevabını alınca çok sevinir. Annesine kadını hamama götürüp temiz yıkanmasını söyler. Kadına yeni temiz giysiler alınır. Çeyizler altınlar alınır. Nikah kıyılır evlenirler. Bu iki sevgilinin geç izdivacından iki oğlan olur. Birisi doktor. Birisi mühendis olur. Her ikisi de çok başarılı olur. Özelikle doktor olan hastalarına şifa verir. Çok sevilir. Mesleğinde çok başarılı olur. Nereden nereye… İşte yaşanmış acı bir hayat hikayesi. Bir hayat serencamı. Bizim Urfa’da geçmişte çok söylenen “bir kararda kalan Allah” sözü yaşamın ve Dünyanın bir gerçeğidir. Çünkü her şey değişiyor, gelişiyor. Zengin fakir olabiliyor. Fakir zengin olabiliyor. Önemli olan ahlak ve karakter desek herhalde doğrudur.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.