Anasayfa Yazarlar Mehmet ER Yazı Detayı Bu yazı 1522+ kez okundu.
Mehmet ER
Köşe Yazarı
Mehmet ER
 

80'LERDE RAMAZANLAR

Yaşı ilerlemiş olan birçok insan eski anılarını anlatmaya başladığı zaman hep aynı cümle ile başlar söze, Nerede o eski bayramlar veya nerede diye sözü açarak devam ederler. Benimde yaşım o kadar olmasa da 1980 lerde ki ramazanlar ile şimdiki ramazanlar arasında ki farkları aktarmaya çalışacağım. Benim şimdiye kadar ikinci yaz orucum olmalı, gerçi ilkinde çok küçüktüm fazlada tutamadım ama o zaman yaz ayları daha sıcak geçerdi. Belki şimdi de sıcak dersiniz ama günümüzde teknolojinin nimetlerinden fazlasıyla faydalanıyoruz andan da olabilir. Klimaların önünde uzanıp dinlenerek veya yatarak orucu tutmaya çalışıyoruz. Eskide böyle bir imkân da yoktu. Benim yetiştiğim dönemde vantilatör ve eski Urfa evlerinde mahzen (kiler) vardı. Orası evin altında olduğu için doğal bir serinliği vardı ve oruç tutan evin reisi ve çocuklar gündüzleri burada dinlenir veya uyurdu. Tabi yaz orucunda ki en büyük sıkıntısı soğuk su olmaması idi, O zamanlar şimdiki gibi buzdolapları ve su pınarları olmadığı için genelde her evde (küp) diye tabir edilen pişmiş topraktan yapılmış olan su depoları vardı. Tabi bu küplere buz atarak daha soğuk olması için evin reisleri buz fabrikalarında, buz alabilmek için saatlerce sıra bekleyerek buz almaya çalışır, bu beklemelerde çok zaman kavgalar çıkar ve insanlar bir parça buz kalıbı için bir birlerine acımasızca vururlardı. Çocukluğumdaki Ramazanlarda en büyük tutkum teravih namazları kılmaktı. Benim yaştaki mahalle arkadaşları ile iftardan sonra bir araya gelerek buğun hangi camiye gidelim diye aramızda hasbihal ederdik. Tabi önceliğimizin başında teravih namazını çabuk kıldıran hocalar gelirdi. Namazdan sonra ya bir aile büyüğünün evinde ailecek toplanır hoş güzel sohbetler yapar, ya da sokakta arkadaşlarla oyunlar oynayarak bu mübarek ayın keyfini çıkartırdık. Oruçlu olan insanlar genelde Balıklı Göl Platosunda bulunan Hasan Paşa Camisine giderek akan suyun içine ayaklarını koyarak serinlemeye çalışırlardı. Urfa'da o zamanlar komşuluk ilişkileri de çok iyi idi, mahallede oturan herkes bir birini çok iyi tanır, özelliklede mahallede ki kadınlar bir birleri ile çok iyi anlaşırdı. Şanlıurfa'da özellikle iftarda komşuların birbirlerine yemek göndererek sofrada hem daha çok çeşit hem de pişirilirken kokusu gelen yemekte komşunun da nefsi kalmaması için bu gelenek çok uzun yıllardır Şanlıurfa'da süregelen bir gelenek olmasına rağmen, Maalesef çok katlı binalarda artık bu gelenek unutulmaya yüz tutmuş durumda. Ama yine de Şanlıurfa'da bir kısım eski mahallelerde bu gelenek hala devam ettirilmeye çalışılıyor. Yani benim 1980 lerde ki çocukluk hayatımda dostluk vardı, kardeşlik vardı, oyun vardı, arkadaşlık vardı, belki insanlar da maddi olanak kısıtlı idi ama koskoca yürekleri ve candan gülümsemeleri vardı. Belki Teknoloji gelişti ama biz insan olarak geriledik. Eskide yaşanan dostluklar, arkadaşlıklar, kardeşlikler, komşuluklar unutuldu. Teknoloji hayatımızı esir aldı. Saygılarımla….
Ekleme Tarihi: 10 Haziran 2016 - Cuma

80'LERDE RAMAZANLAR

Yaşı ilerlemiş olan birçok insan eski anılarını anlatmaya başladığı zaman hep aynı cümle ile başlar söze, Nerede o eski bayramlar veya nerede diye sözü açarak devam ederler.

Benimde yaşım o kadar olmasa da 1980 lerde ki ramazanlar ile şimdiki ramazanlar arasında ki farkları aktarmaya çalışacağım.

Benim şimdiye kadar ikinci yaz orucum olmalı, gerçi ilkinde çok küçüktüm fazlada tutamadım ama o zaman yaz ayları daha sıcak geçerdi.

Belki şimdi de sıcak dersiniz ama günümüzde teknolojinin nimetlerinden fazlasıyla faydalanıyoruz andan da olabilir. Klimaların önünde uzanıp dinlenerek veya yatarak orucu tutmaya çalışıyoruz.

Eskide böyle bir imkân da yoktu. Benim yetiştiğim dönemde vantilatör ve eski Urfa evlerinde mahzen (kiler) vardı. Orası evin altında olduğu için doğal bir serinliği vardı ve oruç tutan evin reisi ve çocuklar gündüzleri burada dinlenir veya uyurdu.

Tabi yaz orucunda ki en büyük sıkıntısı soğuk su olmaması idi, O zamanlar şimdiki gibi buzdolapları ve su pınarları olmadığı için genelde her evde (küp) diye tabir edilen pişmiş topraktan yapılmış olan su depoları vardı.

Tabi bu küplere buz atarak daha soğuk olması için evin reisleri buz fabrikalarında, buz alabilmek için saatlerce sıra bekleyerek buz almaya çalışır, bu beklemelerde çok zaman kavgalar çıkar ve insanlar bir parça buz kalıbı için bir birlerine acımasızca vururlardı.

Çocukluğumdaki Ramazanlarda en büyük tutkum teravih namazları kılmaktı.

Benim yaştaki mahalle arkadaşları ile iftardan sonra bir araya gelerek buğun hangi camiye gidelim diye aramızda hasbihal ederdik. Tabi önceliğimizin başında teravih namazını çabuk kıldıran hocalar gelirdi.

Namazdan sonra ya bir aile büyüğünün evinde ailecek toplanır hoş güzel sohbetler yapar, ya da sokakta arkadaşlarla oyunlar oynayarak bu mübarek ayın keyfini çıkartırdık.

Oruçlu olan insanlar genelde Balıklı Göl Platosunda bulunan Hasan Paşa Camisine giderek akan suyun içine ayaklarını koyarak serinlemeye çalışırlardı.

Urfa'da o zamanlar komşuluk ilişkileri de çok iyi idi, mahallede oturan herkes bir birini çok iyi tanır, özelliklede mahallede ki kadınlar bir birleri ile çok iyi anlaşırdı.

Şanlıurfa'da özellikle iftarda komşuların birbirlerine yemek göndererek sofrada hem daha çok çeşit hem de pişirilirken kokusu gelen yemekte komşunun da nefsi kalmaması için bu gelenek çok uzun yıllardır Şanlıurfa'da süregelen bir gelenek olmasına rağmen, Maalesef çok katlı binalarda artık bu gelenek unutulmaya yüz tutmuş durumda.

Ama yine de Şanlıurfa'da bir kısım eski mahallelerde bu gelenek hala devam ettirilmeye çalışılıyor.

Yani benim 1980 lerde ki çocukluk hayatımda dostluk vardı, kardeşlik vardı, oyun vardı, arkadaşlık vardı, belki insanlar da maddi olanak kısıtlı idi ama koskoca yürekleri ve candan gülümsemeleri vardı.

Belki Teknoloji gelişti ama biz insan olarak geriledik.

Eskide yaşanan dostluklar, arkadaşlıklar, kardeşlikler, komşuluklar unutuldu. Teknoloji hayatımızı esir aldı. Saygılarımla….

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.