NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

SALİHLİ KİRAZI KAVACIK ÜZÜMÜ

Türkiye iklimsel olarak, dört mevsimin bir yaşandığı, coğrafyası, Verimli tarım arazileri bakımından, bağ bahçeleri ile cennet gibi bir ülke. Arkeolojik bulgulara göre tarihi olarak ta ilk insan topluluklarının başta Sümer ve Helen uygarlıklarının yaşadığı bir belde. Ülkemiz tadına doyulmaz meyveler sebzeler diyarı. Hele yaz mevsimi olunca pazarlarda sergilerde çeşit çeşit meyve ve sebze sergilenir satıcıların mahir ellerinde… Bakmaktan keyif alırsın zevk alırsın. Birde düşünürsen tüm bunların yaratıcı büyük bir gücün yani Allah’ın eseri, hikmeti olduğunu anlarsın. Çünkü düşünen ve inanan, İnsanlar böyle kabul eder. Yazın en çok pazarlarda meyve sebze armonisine, özelikle gelişmiş batı illerinde, Eğede, Marmara bölgesinde görülür rastlanır. Şimdi yaz meyve mevsimi, ancak kiraz mevsimi desek sanırım doğru olur. Zira tezgâhların çoğu kiraz kaplıdır. Yaklaşık bir yıldır Yaşadığım İzmir de Mayıs ayının sonu ve Haziran ayının sonuna kadar semt pazarlarında en çok Kiraz, ünlü Salihli Kirazı ve diğer meyveler bulunur. Kiraz deyip geçmeyelim neredeyse her derde deva… Ağustos ayında ise meşhur İzmir kavacık üzümü pazarlara fazlasıyla gelir. Eylül ayında ise kavacık üzüm festivali yapılır. Ülkemizde en çok ihraç edilen ürünler arasında bağ bahçe ürünleri meyveler geliyor. Bir de domates gelir… Ama yazık ki tarım ürünleri hayvancılık için aynı şeyleri söyleyemiyoruz. Nohut, fasulye. Pirinç, mercimek, daha bir çok Gıda ürünleri dışarıdan ithal ediliyor. Oysa bir dönem ülkemizin üreticileri bu ürünleri ihraç ediyordu. Hayvancılık bakımından gene aynı kötü tablo ortada var. Bir zamanların hayvancılık merkezi, hayvan, et ihraç eden ülke, şimdi dışardan bunları alıyor. İlgililerin, yetkililerin üzerinde önemle durması çözümlemesi gereken milli bir konudur desek doğrudur. Zira yerli ve milli olmak elbette doğru güzel ve istenilen bir durum olsa gerek. Ancak milli olmak iddiası sözle, söylemle değil, uygulamayla icraatla olur. Söylemenin en iyi biçimi yapmaktır. Bu nedenle çok çalışmak üretimi artırmak gerekiyor. Önemli olan, çiftçilere destek olmak. İsrafı, lüks tüketim maddelerini Sınırlamak lazım. Ak Parti, 2002 de iktidara, tam demokrasi vaadi ile gelmişti. Bir de ünlü üç sloganı vardı. Bunlar yolsuzluk, yoksulluk, yasaklardı. Bunların derhal önlenmesine yönelikti. Maalesef bu hedefler gerçekleşmedi Ülkemiz de tekrar tarım ve hayvancılığın gelişmesi yeterli olması, sosyal ve ekonomik gelişme, ancak demokrasi ve bu üç ilkenin uygulanması ile mümkün olacak. Gelişmenin ilerlemenin başka çaresi reçetesi yok. Artık anlaşılması gereken bize özgü insan haklarına uygun demokratik bir model uygulamalı. Pozitif Doğu, Batı sentezi gibi… Zira geri kalmış Ortadoğu ülkeleri bize model olamaz.  
Ekleme Tarihi: 07 Haziran 2018 - Perşembe

SALİHLİ KİRAZI KAVACIK ÜZÜMÜ

Türkiye iklimsel olarak, dört mevsimin bir yaşandığı, coğrafyası, Verimli tarım arazileri bakımından, bağ bahçeleri ile cennet gibi bir ülke. Arkeolojik bulgulara göre tarihi olarak ta ilk insan topluluklarının başta Sümer ve Helen uygarlıklarının yaşadığı bir belde. Ülkemiz tadına doyulmaz meyveler sebzeler diyarı. Hele yaz mevsimi olunca pazarlarda sergilerde çeşit çeşit meyve ve sebze sergilenir satıcıların mahir ellerinde…

Bakmaktan keyif alırsın zevk alırsın. Birde düşünürsen tüm bunların yaratıcı büyük bir gücün yani Allah’ın eseri, hikmeti olduğunu anlarsın. Çünkü düşünen ve inanan, İnsanlar böyle kabul eder. Yazın en çok pazarlarda meyve sebze armonisine, özelikle gelişmiş batı illerinde, Eğede, Marmara bölgesinde görülür rastlanır. Şimdi yaz meyve mevsimi, ancak kiraz mevsimi desek sanırım doğru olur. Zira tezgâhların çoğu kiraz kaplıdır. Yaklaşık bir yıldır Yaşadığım İzmir de Mayıs ayının sonu ve Haziran ayının sonuna kadar semt pazarlarında en çok Kiraz, ünlü Salihli Kirazı ve diğer meyveler bulunur. Kiraz deyip geçmeyelim neredeyse her derde deva…

Ağustos ayında ise meşhur İzmir kavacık üzümü pazarlara fazlasıyla gelir. Eylül ayında ise kavacık üzüm festivali yapılır. Ülkemizde en çok ihraç edilen ürünler arasında bağ bahçe ürünleri meyveler geliyor. Bir de domates gelir… Ama yazık ki tarım ürünleri hayvancılık için aynı şeyleri söyleyemiyoruz. Nohut, fasulye. Pirinç, mercimek, daha bir çok Gıda ürünleri dışarıdan ithal ediliyor. Oysa bir dönem ülkemizin üreticileri bu ürünleri ihraç ediyordu.

Hayvancılık bakımından gene aynı kötü tablo ortada var. Bir zamanların hayvancılık merkezi, hayvan, et ihraç eden ülke, şimdi dışardan bunları alıyor. İlgililerin, yetkililerin üzerinde önemle durması çözümlemesi gereken milli bir konudur desek doğrudur. Zira yerli ve milli olmak elbette doğru güzel ve istenilen bir durum olsa gerek. Ancak milli olmak iddiası sözle, söylemle değil, uygulamayla icraatla olur. Söylemenin en iyi biçimi

yapmaktır.

Bu nedenle çok çalışmak üretimi artırmak gerekiyor. Önemli olan, çiftçilere destek olmak. İsrafı, lüks tüketim maddelerini Sınırlamak lazım. Ak Parti, 2002 de iktidara, tam demokrasi vaadi ile gelmişti. Bir de ünlü üç sloganı vardı. Bunlar yolsuzluk, yoksulluk, yasaklardı. Bunların derhal önlenmesine yönelikti. Maalesef bu hedefler gerçekleşmedi Ülkemiz de tekrar tarım ve hayvancılığın gelişmesi yeterli olması, sosyal ve ekonomik gelişme, ancak demokrasi ve bu üç ilkenin uygulanması ile mümkün olacak. Gelişmenin ilerlemenin başka çaresi reçetesi yok. Artık anlaşılması gereken bize özgü insan haklarına uygun demokratik bir model uygulamalı. Pozitif Doğu, Batı sentezi gibi… Zira geri kalmış Ortadoğu ülkeleri bize model olamaz.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.