Halil DOĞAN
Köşe Yazarı
Halil DOĞAN
 

YARALI GÜNEŞİN ÜLKESİNDE-12

Ben uçağı hiç görmemiştim sadece hayal edebildim. Askerlerin sıktığı mermiler giderek yakınımıza düşmeye başladı, ben ve Zarife büyük bir ağacın gövdesine saklandık, benim üstümdeki elbiselerim biraz kurumuştu. Zarife çömelerek oturunca baktım yalın ayaktı. Ayaklarında ayakkabı yoktu, ayrıca ayakların altıda kanıyordu, benim de ayakkabılarım yoktu. Rênas geldi ortada oturdu; hey esir edilen millet, kendinize dikkat edin uçaklardan saklanın bizi bombalayabilirler dedi. Geride biri geldi beş arkadaşımız vuruldu Rênas’a sordu; ne yapacağız var mı bir diyeceğin, Rênas durdu düşündü, gözlerinde istemsiz yaşlar akmaya başladı. Eliyle otur diye işaret etti, Zarife de ağlamaya başladı. Rênas ayağa kalktı etrafına bakındı vurulanlar; için şuan yapacak bir şeyimiz yok, ancak askerler gittikten sonra bakacağız. Geride ağlayan çocuklar ve kadınlar vardı, Rênas onlara doğru gitti. Daha akşam kızıllığına vardı Rênas; arkadaşlar bizler şu tepenin ardın da mağara var, Sale Sodiki mağarası var oraya gidip saklanalım. Ondan başka yapacak bir şeyimiz yok deyince, Rênas’ın bile ne kadar çaresiz olduğunu gördüm. Patikanın en gerisinde gelen biri bağırıyordu; askerler bu tarafa geçmeye çalışıyorlar, herkes önlemini alsın diyerek bizi uyarıyordu. Rênas arkadaşlar toplanın; hemen buradan gidiyoruz deyince etrafına baktım Abdo ağabeyim geri de kalmıştı. Ben Zarife, ya siz gidin Abdo ağabeyim gelince yola çıkarım. Biraz sonra Abdo ağabeyim yanıma geldi kolu kanıyordu; ne oldu dedim. Biraz önce askerlerin atığı kurşun kolumu sıyırdı, Zarife kaftanını yırtıp Abdo ağabeyimin kolunu sardı, Abdo ağabeyim ağlıyordu. Ben Abdo ağabeyim yaralı kolunu görünce ağladım, ben ve ailemin düştüğü durumu düşündükçe, daha çok ağladım… Rênas ikimize kızdı sizin yüzünüzden hepimiz öleceğiz bunun farkına varın artık diye bize bayağı sinirlendi. Askerlerin dur sesi bize daha yakın geliyordu, Abdo ağabeyim derenin bu tarafına geçtiğini söyledi. Yine de bize uzak sayılırdı. Rênas herkes patikayı takip etsin, karanlık basmak üzere, askerler geri dönerler. Ağaçlık alana çok girmezler, onun için bizim mağaraya yetişmemiz gerekir diye bizleri uyardı. Rênas, döndü arkadaşlar; Berho önden gitsin mağaraya baksın orda da askerler olabilir diye tedbirimizi alalım dedi. Oraya giderken kimseye görünmeden git yoksa askerler, bu insanları ve bizleri keklik gibi avlayacak silahlara sahipler. Berho, patikadan aşağıya doğru koşarak mağaraya doğru indi. Rênas; pala bıyıklı uzun boylu adam gibi bir adamdı. Rênas, patikanın kenarında durdu gelenleri tek tek saydı... Daha sonra tekrar tekrar saydı ve aramızda beş kişi eksik. Vurulanlar oldu mu arkadaşlar? Nesimi, zayıf kısa boylu aslında cüce gibiydi, o çıktı; ben gördüm yanımda yürüyen iki kişi vardı, ikisi de vuruldu, başkasını görmedim. Rênas ya sen ne yaptın nesimi, hiçbir şey yapmadın mı, nesimi; ağlayarak, ben ancak kendimi kurtardım. O sırada arka tarafta cılız bir ses geldi, “buradayım, buradayım, buradayım” diye inliyordu, Rênas biraz durun dedi. Devam edecektir.
Ekleme Tarihi: 25 Şubat 2023 - Cumartesi

YARALI GÜNEŞİN ÜLKESİNDE-12

Ben uçağı hiç görmemiştim sadece hayal edebildim. Askerlerin sıktığı mermiler giderek yakınımıza düşmeye başladı, ben ve Zarife büyük bir ağacın gövdesine saklandık, benim üstümdeki elbiselerim biraz kurumuştu. Zarife çömelerek oturunca baktım yalın ayaktı. Ayaklarında ayakkabı yoktu, ayrıca ayakların altıda kanıyordu, benim de ayakkabılarım yoktu. Rênas geldi ortada oturdu; hey esir edilen millet, kendinize dikkat edin uçaklardan saklanın bizi bombalayabilirler dedi. Geride biri geldi beş arkadaşımız vuruldu Rênas’a sordu; ne yapacağız var mı bir diyeceğin, Rênas durdu düşündü, gözlerinde istemsiz yaşlar akmaya başladı. Eliyle otur diye işaret etti, Zarife de ağlamaya başladı. Rênas ayağa kalktı etrafına bakındı vurulanlar; için şuan yapacak bir şeyimiz yok, ancak askerler gittikten sonra bakacağız. Geride ağlayan çocuklar ve kadınlar vardı, Rênas onlara doğru gitti. Daha akşam kızıllığına vardı Rênas; arkadaşlar bizler şu tepenin ardın da mağara var, Sale Sodiki mağarası var oraya gidip saklanalım. Ondan başka yapacak bir şeyimiz yok deyince, Rênas’ın bile ne kadar çaresiz olduğunu gördüm. Patikanın en gerisinde gelen biri bağırıyordu; askerler bu tarafa geçmeye çalışıyorlar, herkes önlemini alsın diyerek bizi uyarıyordu. Rênas arkadaşlar toplanın; hemen buradan gidiyoruz deyince etrafına baktım Abdo ağabeyim geri de kalmıştı. Ben Zarife, ya siz gidin Abdo ağabeyim gelince yola çıkarım. Biraz sonra Abdo ağabeyim yanıma geldi kolu kanıyordu; ne oldu dedim. Biraz önce askerlerin atığı kurşun kolumu sıyırdı, Zarife kaftanını yırtıp Abdo ağabeyimin kolunu sardı, Abdo ağabeyim ağlıyordu. Ben Abdo ağabeyim yaralı kolunu görünce ağladım, ben ve ailemin düştüğü durumu düşündükçe, daha çok ağladım… Rênas ikimize kızdı sizin yüzünüzden hepimiz öleceğiz bunun farkına varın artık diye bize bayağı sinirlendi. Askerlerin dur sesi bize daha yakın geliyordu, Abdo ağabeyim derenin bu tarafına geçtiğini söyledi. Yine de bize uzak sayılırdı. Rênas herkes patikayı takip etsin, karanlık basmak üzere, askerler geri dönerler. Ağaçlık alana çok girmezler, onun için bizim mağaraya yetişmemiz gerekir diye bizleri uyardı. Rênas, döndü arkadaşlar; Berho önden gitsin mağaraya baksın orda da askerler olabilir diye tedbirimizi alalım dedi. Oraya giderken kimseye görünmeden git yoksa askerler, bu insanları ve bizleri keklik gibi avlayacak silahlara sahipler. Berho, patikadan aşağıya doğru koşarak mağaraya doğru indi. Rênas; pala bıyıklı uzun boylu adam gibi bir adamdı. Rênas, patikanın kenarında durdu gelenleri tek tek saydı... Daha sonra tekrar tekrar saydı ve aramızda beş kişi eksik. Vurulanlar oldu mu arkadaşlar? Nesimi, zayıf kısa boylu aslında cüce gibiydi, o çıktı; ben gördüm yanımda yürüyen iki kişi vardı, ikisi de vuruldu, başkasını görmedim. Rênas ya sen ne yaptın nesimi, hiçbir şey yapmadın mı, nesimi; ağlayarak, ben ancak kendimi kurtardım. O sırada arka tarafta cılız bir ses geldi, “buradayım, buradayım, buradayım” diye inliyordu, Rênas biraz durun dedi. Devam edecektir.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.