Anasayfa
Yazarlar
Halil DOĞAN
Yazı Detayı
Bu yazı 355+ kez okundu.
İNSANLIĞIN KANAYAN YARASI "EZİDİ SOYKIRIMI"
2014 yılının yaz aylarında, Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütünün Şengal (Sincar) bölgesine düzenlediği saldırılar, Ezidi toplumunun tarihinde kara bir leke olarak yerini aldı. Bu saldırılar, uluslararası alanda "Ezidi Soykırımı" olarak tanınan ve binlerce masum insanın katledilmesi, kadınların köleleştirilmesi ve milyonlarca kişinin yerinden edilmesiyle sonuçlanan vahşi bir süreci başlattı.
Şengal'de Başlayan Kabus
IŞİD militanları, 3 Ağustos 2014'te Ezidilerin kadim yurdu olan Şengal'i kuşattığında, bölge halkı kendilerini tarihin en acımasız soykırımlarından birinin ortasında buldu. Örgüt, Ezidileri "şeytana tapanlar" olarak tanımlayarak, inançları ve kimlikleri nedeniyle hedef aldı. Binlerce erkek katledildi, kadınlar ve çocuklar kaçırılarak köle pazarlarında satıldı, toplu tecavüzlere maruz kaldı ve sistematik işkencelerden geçirildi. Kaçmayı başaranlar ise susuz ve aç bir şekilde Şengal Dağı'na sığınmak zorunda kaldı.
Sistematik Yok Etme Çabası
Ezidi soykırımı, sadece fiziksel katliamlarla sınırlı kalmadı. IŞİD, Ezidi kültürünü, inançlarını ve tarihini de yok etmeyi amaçladı. Tapınaklar ve kutsal mekanlar yıkıldı, dini kitaplar yakıldı ve Ezidilerin yüzyıllardır yaşadığı köyler harabeye çevrildi. Bu saldırılar, Ezidi toplumunun varlığını silmeye yönelik kasıtlı ve sistematik bir çabanın parçasıydı.
Uluslararası Tepki ve Adalet Arayışı
Ezidi soykırımının dehşeti, tüm dünyanın dikkatini çekti. Birleşmiş Milletler ve çeşitli uluslararası kuruluşlar, IŞİD'in Ezidilere yönelik eylemlerini soykırım olarak tanıdı. Bu tanıma rağmen, binlerce Ezidi kadın ve çocuğun hala IŞİD'in elinde olduğu düşünülüyor. Hayatta kalanlar ise travma ve kayıplarla mücadele ediyor, yurtlarına geri dönme ve kaybolan sevdiklerini bulma umuduyla yaşıyor.
Ezidiler için adalet arayışı devam ediyor. Soykırımdan sorumlu olanların uluslararası mahkemelerde yargılanması ve Ezidilere yönelik suçların cezasız kalmaması, bu toplumun geleceği için büyük önem taşıyor. Ayrıca, Ezidi toplumunun yeniden inşası, kültürel miraslarının korunması ve travmalarının iyileştirilmesi için uluslararası desteğe ihtiyaç duyuluyor.
Unutmamak ve Unutturmamak
Ezidi soykırımı, insanlık tarihinin karanlık sayfalarından biridir. Bu olay, nefretin ve hoşgörüsüzlüğün nelere yol açabileceğini acı bir şekilde göstermektedir. Ezidi toplumunun yaşadığı acıları unutmamak ve unutturmamak, benzer felaketlerin bir daha yaşanmaması için hepimizin sorumluluğudur. Ezidilerin direnişi ve hayatta kalma mücadeleleri, insan ruhunun dayanıklılığının ve umudunun bir simgesi olarak kalmaya devam edecektir.
Ekleme
Tarihi: 03 Ağustos 2025 -Pazar
İNSANLIĞIN KANAYAN YARASI "EZİDİ SOYKIRIMI"
2014 yılının yaz aylarında, Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütünün Şengal (Sincar) bölgesine düzenlediği saldırılar, Ezidi toplumunun tarihinde kara bir leke olarak yerini aldı. Bu saldırılar, uluslararası alanda "Ezidi Soykırımı" olarak tanınan ve binlerce masum insanın katledilmesi, kadınların köleleştirilmesi ve milyonlarca kişinin yerinden edilmesiyle sonuçlanan vahşi bir süreci başlattı.
Şengal'de Başlayan Kabus
IŞİD militanları, 3 Ağustos 2014'te Ezidilerin kadim yurdu olan Şengal'i kuşattığında, bölge halkı kendilerini tarihin en acımasız soykırımlarından birinin ortasında buldu. Örgüt, Ezidileri "şeytana tapanlar" olarak tanımlayarak, inançları ve kimlikleri nedeniyle hedef aldı. Binlerce erkek katledildi, kadınlar ve çocuklar kaçırılarak köle pazarlarında satıldı, toplu tecavüzlere maruz kaldı ve sistematik işkencelerden geçirildi. Kaçmayı başaranlar ise susuz ve aç bir şekilde Şengal Dağı'na sığınmak zorunda kaldı.
Sistematik Yok Etme Çabası
Ezidi soykırımı, sadece fiziksel katliamlarla sınırlı kalmadı. IŞİD, Ezidi kültürünü, inançlarını ve tarihini de yok etmeyi amaçladı. Tapınaklar ve kutsal mekanlar yıkıldı, dini kitaplar yakıldı ve Ezidilerin yüzyıllardır yaşadığı köyler harabeye çevrildi. Bu saldırılar, Ezidi toplumunun varlığını silmeye yönelik kasıtlı ve sistematik bir çabanın parçasıydı.
Uluslararası Tepki ve Adalet Arayışı
Ezidi soykırımının dehşeti, tüm dünyanın dikkatini çekti. Birleşmiş Milletler ve çeşitli uluslararası kuruluşlar, IŞİD'in Ezidilere yönelik eylemlerini soykırım olarak tanıdı. Bu tanıma rağmen, binlerce Ezidi kadın ve çocuğun hala IŞİD'in elinde olduğu düşünülüyor. Hayatta kalanlar ise travma ve kayıplarla mücadele ediyor, yurtlarına geri dönme ve kaybolan sevdiklerini bulma umuduyla yaşıyor.
Ezidiler için adalet arayışı devam ediyor. Soykırımdan sorumlu olanların uluslararası mahkemelerde yargılanması ve Ezidilere yönelik suçların cezasız kalmaması, bu toplumun geleceği için büyük önem taşıyor. Ayrıca, Ezidi toplumunun yeniden inşası, kültürel miraslarının korunması ve travmalarının iyileştirilmesi için uluslararası desteğe ihtiyaç duyuluyor.
Unutmamak ve Unutturmamak
Ezidi soykırımı, insanlık tarihinin karanlık sayfalarından biridir. Bu olay, nefretin ve hoşgörüsüzlüğün nelere yol açabileceğini acı bir şekilde göstermektedir. Ezidi toplumunun yaşadığı acıları unutmamak ve unutturmamak, benzer felaketlerin bir daha yaşanmaması için hepimizin sorumluluğudur. Ezidilerin direnişi ve hayatta kalma mücadeleleri, insan ruhunun dayanıklılığının ve umudunun bir simgesi olarak kalmaya devam edecektir.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(1)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
Emine Başa
(04.08.2025 20:23 -
#596)
Ezidi'lerin acısını paylaşıyor, bu soykırımı lanetliyorum.